30 Ocak 1938 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 7

30 Ocak 1938 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Amerıka Kadınları nasıl Şi7” İlk <ültmemanın < v W___“ yaşar HABE? — Alşam hasfar ve ne kazanır?2 | 5 yılda milyoner olan kız anlatıyor : milyonum ken- | | Yi Üyemer kisin en Kkorktuğu şey, şişmanlıktır. Seyahatte bile jimnastik — yapıyor.. ı dılığınden geldi! O, gençlerin sevgisinden emin değil; bir gün, ticaretten zevk alan elli yaşında birisiyle evleneceğini söylüyor Amerikalı kızların bir Meziyeti &ar:Hayatın İC:abıarına ) boyun €Eğiyorlar | Va ::;:_ı kadımları üzerinde uzun k'ii Stüd yapan bir Pransıs Tüün bbı’“lnirınıı tetkik yazıla- "*—. ”"* bugün bu dikkate de- 4g.ğ "t Wkincisini veriyoruz. %1' salırlar, Amerikalı bir hgqm Ruzin, bir aile THzının SN tesbit ediyor. - POLLY .*İı: Flori, Milyoner kız b :d0 Ça M'"’"İde büyük - oteller Biri, yAbİbİ ve müldürü. Otel- h] 'de yahr. Ka R*“âucm !.:;ıı. kh.u,;ğk""-" Jimnastik, oto: N— ak, balık avlamak. defa Normandiya va- Kwum.ı Tesadüf, kamarala- b Geceleri Yyakut renkli ip- iu Tob ayni renk kadife- SEE *:::; ! n Yarısını sarfe- ” Sümbr giyer, saatlerce ""“lı Sinda durur, tuvalet ya- birçok pomatlar, ıaçı KMUMĞL Yalnız kaşlarıı "llîlk için bir mıı Sarfederdi. %Nh—— Salonda oturmamı ri: a lmh. Maramdan çıktıktan ları söndürür, x.— Bir ahat kadar tam ka. b Bunu yapmadan genç kL “satıcı K,, dır, En çok haşlandığı şey, apartımanının Üstündeki asma bııhçc'dc hava bunywm almaktır. Soldaki genç kıa, döşenmiş küçük bir odası vardır. hiçbir gece giyinip yemek salonuna çıkmazdı. Soframızda yerdi. Onun bir gelişi- ni görseydiniz! Çehresinin tazeliği, taraveti ve par- Taklığı kargısında hayran — kalırdınız. Daima beyaz saten, fazla dekolte bir rob giyer, az, fakat çok kıymetli el- maslar takardı. Yemekte mutlaka ta- ze havyar, ıspanak, dondurma yer, şampanyadan başka içki içmezdi. Sonra dans salonuna geçer, dans e- der, Geceyarısı olunca; yatağına uza- nır, yatardı. Yolculuğumuzun ikinci günü, Avru- paya gezmek için geldiğini, bir müd- det Pariste oturduktan sonra Nise, Montekarloya, sonra Londraya gitti- Şini öğrendim. Londrada iken bütün gündelik ve haftalık gazetelerin ken- disine ait yazılar yazdığını uzun uzun anlattı. Bu milyoner kızım hayatı, cidden tetkike değer. Çok küçük yaştayken Ziegfeld Folles kumpanyasında dan- sözlük yapmış. Babası, öldüğü zaman, anasını ve kardeşlerini pek müşkül vaziyette bırakmış. Kendilerine kalan miras 10 bin dolar kadar bir şey... Bu parayla Miyamide, büyük zel - zeleden sonra bir miktar arazi ve bi- Üstteki yuvarlak !ı,'mdc gördüğünüz | “oile kımı” dır. Zarif na satınalmış, Nasılsa tali yardım et- | miş, Bu binaları tamir ve bir Bene | sonra ikl misl! fazlasıma satarak baş- kalarmımı almış. Bankalar kredi açmış- lar... Bunları anlatırken: — Böeş sene içinde milyoner oldum, Diyordu. Birçok otellerim, mağazala- Tım var. İlk milyonum koendi kendine geldi. Her gün en azxı on iki saat çalı. şıyorum. Kardeşlerim de, kardeşleri - mün karıları da bana yardım ediyor - Tar... H(ımîylüym. hem de memnuniyet- le gülüyor. Bir gece yolculardan birisi kendisi- ne kur yapmak istedi. Soert bir sesle: — Vaktinisi beyhude Rkaybetmeyi - niz, dostum... dedi. Ben, yüreği katı ve ayağı büyük kadınlardanım... Yaşı otuz. Gençlerin sevgisine pek emin değil, Bununla beraber, bir gün, kendisi gibi ticaretten zevkalan elli yaşmda birisiyle evleneceğini söylü - yor. Her sabah saat 8 de'uyanıyor, elek- trik düğmesine basryor, kamarotu ça- Biriyor, kahvaltısını getirmesini em - rediyor; Sütlüçay, portakal suyu, ka- vun, recel ve toreyağı... Sonra Bir'saat jimnastik yıpı?jor,l bisikletle dolaşryor, en korktuğu şey: mörwecdern FrFoportajısı Babaiâli uslübiyle konuşan şahit “Abdiâciz elbiseciyim; Madam Vircin Pol.s Halide utanmaç herif! dedi,, Şahit, madamın bir haylı türrehalta bulunduğzunu söylüyorsa da bunları tahatlur eyliyemiyor !. Ben ömrümde adliyeye girmiş a- | hocamız bize araba gürültüsünü mi- dam değilim, Müddeti hayatımda ce- | sal göstormişti):! İ zayı mucip suç işlemediğim gibi, ne- — Şahit Melâhat.. Şahit Melâhatı. donse adliyenin manevt — hüviyetine Diye gürledi. Ko karşı hürmetle karışık — bir korku | Müordü — rastla < duyar ve oraya — düşmekten çekini- » e b rim. Göne de Allah düşürmesin ya., | Gığrm “üstü: başı Meğer, mahkemenin “Üryaki,,leri düzgün, — akıllı, bile yarmış... ) | uslu bir . bayan * 6 SN CC C DA F aai girdi; fakat ken- Büyük kapıdan girince, __şnqknınln dini takdim — et- paltomu (yanlış, pardesümü diye- cektim) fartı nezaketimden vestiye- medi. Sonradan re bırakmak üzere oradaki memura anladım. Burada uzattım; almadı. Bu muamele gari- | sorulmadan söylemek yok. Ne iyi gey bime gitmişti; ama, hallettik... Ora- | yarabbi... sı hükkâmı kirâma — mahsusmuş... — Adın ne kızım?., Bir kapı daha geçtim. Solda arı koya — Melâhat.. nt gibi işliyen bir. merdiven vardı. Besmeleyi çekip basamağa ayağımı koydum, biri omuzuma yapıştı, yüre- ğim hop etti. Meğer benzetmiş.. Bu başlangıc iyl değildi — ama, neyse.. yürüdük.. Birinel kata çıktım. Burada kim- ler yoktu kimler... Acele etmiyelim, onları son nlatırım. Baktım mer- diven bitim B devam ettim, Nihayot — üçünçü katta dayandım kaldim. Merdivenin de bit tiğini gördüm.. t Sağ gol kapı dolu.. Üzerlerindo ya- zı da var, Birini oküdum:”""Dikkat, salon ve kalemlerde cigara İçmek ve yere atmak yasaktır.,, cümle sakat, Zaalı telif var diye kaleme davran- drm. Ahfeşin kulaklarını çınlataca- Bim hatırıma geldi. Gülerek düzeltir | ken biri omuzuma yapıştı: — Ne yapıyorsun birader.. Deli mi sin, kapıaltını biliyor musun? Mümkün olduğu kadar terbiyeli ve nâzik, cevap verdim: — Hayır efendim, bilmiyorum... — Öğrenirsin burda:, Bas bakalım, Arl yere lı:ıuım' | efendim, Etratta gülüşenler oldu. Bu. p,puyı müubâşir ölmatıydı. Beyaz kordonlar- a sütlüydü. Onu da, âra sıra ödemö emri getirdiği için, bizini oradan tas nırım. Hayran hayran yürüdüm. Kalaba- lık, kalabalık.. dohşet.. Kapılar vo kapılar ve gene — kapılar.. “kalem,, "uv;umı sulh ceza,, “birinel asliye COZA,. Il.ı birine gire- yim ı.lm'lm O niy yürüdüm. Ne mümkün., Girmek — istediğim salon | kapı dışına kadar doluydu, İçeride | ne var diye sordum birine, “Ahlâk- sıtl davası, Ahlüksıslığın bu ka- dar rağbette olacağını bilir miyim?. Tenhaca bir galon bulunca girdim. Ben girdiğim zaman bir dava gö- rülüyordu. Suçlu bir kadındı: Ma- dam Verjin.. Madamın — avukatı da var üstelik.. Ama davacı ortada yok.. Hakk emin besbelli.. Şahitler din le . Mübaşirin kalın sesi (ki, musiki derslerinde hatırımda kaldıy sa bu novl sese gamgama derlerdi vö şişmanlık.., Yeniden yatryoy, öğlenden sonra 1- kiye kadar uyuyor. Kalkınca sırtına, beyaz ipe'tten bir erkek elbisesi giyi- yor, güverteye çıkıyor ve futbol oy - nuyor. Arzuları: sergiden sonra Hitleri, Musoliniyi, dük ve düşes Vindsoru görmek ve kendileriyle görüşmek... — KATHERİNE Satıcı Aslı: Nevyork. Yaşı: 25. Boyu: 1 metro 62 santtm. Sikleti: 56 kilo, Vaziyeti: S.ı.kı mağazasında satıcı. Allesiyle beraber oturur. Geliri: Haftada 25-30 dolar. Masrafı: Haftada 40 dolar. Zevk ve eğlenceleri: Mütalea, golf, tiyatro, sinema, dans, kır gezintileri, Katerin; akıllı, zeki, gen ve şakrak bir kız. Ailesi son buhranda serveti- nin büyük bir kısmını kaybetmiş ve genç kız, çalışmaya mecbur kalmış. Beşinci caddenin büyük mağazaları - nm birinde satıcılık yapıyor. Kendisini, Saks mağazasında bul - (Devamı 15 incide) — Babanın adı.. — (Aksilik buya, unuttum).. — Yaşın kaç.. — (Bilmem ki yazayım mr, ya ku- lağına giderse... İyisi mi, vazgeçe- Hm)... : — İşin gücün?.. — Sultanâhmet sulh hukukta kâ- tibe.. Kâtibeymiş.. — Mahkümiyetin falan var mı? Parmak kadar çocuğun (horhalde kâtibe hanım bu tabitimden hoşnut olacaktır)ne mahkümiyeti olacak ki. Not almak için kâğıtlarımı çıkar dım. Boş buldu- ğum bir İskemle- ye çökerek ayak ayak üstüne at- tım, Dizime kâğı- dr koyarak yaz- mağa başladım. Bir de ne göre- Bzıyla ’-ıının a b..nn yim, müba işaret ed ce yant A3 ak Bu sırada here kos ayağa kalk- tr. Rels de bera« ber. Ben de fırla- dım., Eyvah, diyor dum. — mübaşirle konuşurkon mah- keme bitti. Bere » ket versin bitmemit. Reis yemin et tiriyormuş, ama, no diyo ettirdiğini duyamadım: O kadar çabnk söyledi. — Hu bayan polis Halide mahke«a me galonunda hakarat * etmiş-öyle mi? Fivet efendim, “Utanmaz herif, evlmde parasız oturuyorsun?,, dedi. — Başka ne dedi?.. — Bilmem.. Hatırımda kalmamış. — Poki şahit İzzetli çağırm.. © da geldi. Ayni şekilde “hüviyeti tesbit ve tahlil edildi. - Bu kadım polis Halide hakaret etti mi? — Bu madama mr?.. Bttti ya., “Me mur olacak, evimde parasız — otürü< yor, utanmaz, alçak — herif!;, dedi. daha woler dedi ama, aklımda kalma dı yokga.. Bu sırada suçlu avukatı söze ka« rıştı. Bir würü söz.. Üçüncü şabit de geldi. Ziya lamin- de sıska, hastalıkir bir adam. İnler gibi koduşuyor.. — Etondim, abdiâciz elbiseciyim, (Bir rum ismi söyledi) de elbiseci- dir, Meslektaş bulunmak mülâbese- sile, yevmü mezkürde — sulh hukuk mahkemesinde isbati vücut eylemiş- tik. İşte orada bu madam — Vercin, polis Halide ifayı vazifo — esnasında hakaret eyledi. ATtanmaz horif dedi. Evimde kira tadiye etmoden oturu- yorgun dedi ve daha omsali türrehat- ta bulunmuş ise do tahattür eyliye- miyorum.. Adamca; Babıâğli — üslübile bir hayli di durdu.. — Pekli muhbakeme sabah muydı, öğleden sonra mı? (bunu gsuçlunun ayukatı merak etmiş,) — Sabahtı.. * — Sen söyle İzzet.. — Sabahtı galiba, bilmem.. — Kızım sen söyle,. — Öğleden sonra olduğunu zanne- diyorum.. Hoppala.. Mahkemenin zimanında bir türlü uyuşamadılar gitti.. Öteki, Ziya denilen ab okur gibi konu- şan adam geçen celsede bulunma- mış,rels sordukda, hasta olduğunu söyledi. Bu guretle inler glbi konüş- masının hikmeti anlaşıldı. Mahkome müdafaa için —ayın yirmi yedisine ÇELEBİ “kaldı. Ben de çıktım.

Bu sayıdan diğer sayfalar: