Cevapları veren: PROFESOR SANERK Grafoloji ve Grafometri mütehassıs - — Tercüme ve iktibas hakkı maprusli kusurlarınızı; sizi bayrete — düşürecek Yazan: Kenan Çinili — Melekzad Çinili ( ERKEK — RIZ ) ÜTÜN tafsitâtile karakterinizi; —meziyet ve kadar vazih ve sarih olarak hususiyetlerinizi; tuttuğunuz v ——— - N17 — LRE Genç, ince yapılı, hassas bir tip, Ha- yatta inkisara uğrmaış — bulunuyorsu- nuz, Bundan elân miülteessirsiniz. İleri- sini sizi tatmin eder Börmiyorsunuz, Halbuki yaşınız, istekbalde size istedik, lerinizden birçoğunu vermeğe müsait tir, yalnız fazla hassasiyeti, fazla alm- ganlığı ve çabucak mütcessir olmağı terketmenz lâzımdır. Tabiaten faalsi- n'z, aile hissiniz de kuvvetlidir. Size biraz daha olgunluk temenni ederim. —8 — Pire tozu Bedia: Pek gençsiniz. İnce bir bünyeniz ve ruhunuz var, Yazınız, biraz inatçı dik başlı olduğunuzu gösteriyor, Istedik- leriniz olmazsa ve yapılmazsa çabuk kızar ve müteessir olursunuz. Hayatta tecrübeleriniz azdıt ve idealsiniz, he- definiz de yüksektir. Sizden daha iyi şeraitte olanlara karşı içinizden — kıs- kançlık duyuyorsunuz. Kendinizi fazla sevmeniz ve beğenmeniz başlıca kusur larmızdandır. Tashih etmenizi tavsiye ederim, —19 — Ankarada H, M. G. Beraber mektup gönderdiğiniz ar. kadaşınız gibi siz de gençsiniz, Fakat sizin yaşınız, (Pire toru Bedia) dan daha fazladır. Boyunuz da ondna uzun dür ve yine ondan daha dolgun vücut- tasınız, Her ikiniz de de sıkıntıya faz- gelememek hassası vandır. İşi oluruna bağlamak istyorsunurz, Siz tabiaten daha uysal daha mütevazisiniz. Haya- tınızda şimdilik pek büyük iddiaları. nız yoktur. İleriki muvaffakiyetleriniz için şimdiden esasİr bir surette hazır- İmamnaızı tavsiye ederim. — 120 — Şişli - Kat; 18/19 Yaşlı bir zat olduğunuzu iddia edde- bilirim, Yaşmız herhalde kırktan fazla olacaktır. Hayatta oldukça mesut de- virler geçirmiş, istediklerinizden — bir- goklarına erişmiş bulunuyorsunuz. Hi. len, çocuklarınızım da saadetini gör- mekten başka emcliniz olmadığını zan nediyorum. Onlara göstereceğiniz, dik kat ve ihtimamım maddi ve manevi mü- kâfatını bulacağınızı söyliyetilirim ve zannederim ki bu sözlerle beklediğiniz her şeyi söylemiş bulunmaktayım. —i — Fatih « T. B. M. 30-35 yaşlarında, uzun boylu, — giş- manca bir zatsınız. İş, sizi çabuk yor- maktadır. Bu da ciddi ve devamlı meş- guliyetlere erişmemenizden neşet et. mektedir. Önünüzde uzun sençler ol- duğuna göre bu kusurlarınızdan — vaz- geçmenizi tavsiyeye kendimi mecbur görüyorum. Biraz da dedikoducuya benziyorsunuz. — Başkalarını çekiştir- mekten hoşlanmanızı iyi karşılamağa imkân yoktur. Kendinizi işe ve ciddt şeylere vermenizi temenni ederim. —122— 8. B. S. Moda — Yalnız sağ elnizle yazdığınız yazı ve parmak izlerinizi göndermişsiniz. Halbuki ayni yazının sol elinizle yazılmışını ve eVnizin şekli. ni de göndermeliydiniz. Gönderdikle- rinizin tahlilinden çıkan neticeler şun - lardır: Gençsiniz, yaşınız (5) farkla 20—25 dir. Tahsiliniz dikkatle yapılmıştır. Bünyece iyisiniz., Pazlaca hassas, açık ve iyi katblisiniz. Yalnız biraz hodbinlik ve gürur yazınızlla göze çarpıyor. Ka- biliyet ve zeklânıza güveniniz tam değil. dir, ve bu sebepten dolayı haksız ola- rak asıl kıymetiniz derecesinde kendi . nizi göı(erımlynrıuuux. Fazla hıyı'l - perestliğe de Iüıuıınnnlmıu gerektir. — M .13-12, — Gençsi B';::, 25 olacaktır. (5 farkla) . niz, (nüz uzundur. tddlacı ve inatçı bir :::kterinü var.. Bu yüzden hayatta şimdiye kaklar istediğiniz gibi muvaflak olamadınız.. İddia ve inat ile etralınızı kırmakta hiç bir menfaat yoktur. Ar- zularınızı başkalarını korkutarak — ve ürküterek yaptırmak istiyorsunu, Bu düşünce ile ve bu şerait ile bulundu . Bunuz yerde uzun müddet tutunabile - ceğinizi ben zannetmiyorum. —24— Osmanbey Y. Z. — Genç, narin ya. Pili bir bayanaınız, Yaşnız. 20 — 25 ç- lacaktır. Boyunuzu ortadan fazla tah. min ediyorum. Yazınızdan ya esasen hırçın okduğunuzu veya bana gönderdi- gin'a mektubu yazarken sinirli bulun . duğunuzu anladım. Esasten tabiaten de sinirlisiniz. Bu sinirlilik bazı hususlar- da vehim arazı da göstermektedir. Gı. dalarınıza öyi dikka tetmediğiniz, mun tazam bir hayat geçirmemekte olduğu. nuzu ve bu sebeplerle sıhhatinizin pek memnuniyete değer bir derecede olma- dığını zannediyorum, Hayatınız! daha proğramlı bir şekilde tanzim etmek su. retiyle daha fazla mesut olacağınıza inanınız, Proğram /çinde de serbest kal- mak mümkündür ve proğram hürriyet. sizlik demek değildir. —125 — R. E. 25. — Evvelki bir yazzmda im- zarızın okunamadığı cihetle isminiz'n bildirilmesini istemiştim. Henüz ceva . bınız; anlamakla beraber topalnmış o- lan mektupları cevapsız bırakmamak Üzere size de şu hususları yazıyorum: — İy ve sağlam teşekküllü, orta boy. he, zayıf denemiyecek bir biluyede bir zatsınız. İntizamı sever ve söz ve bare- ketlerizin, yaptığınız — işlerin başkaları tarafından mutlaka kabul edilmesini ister ve bunlara cazip ve sempatik bi rer şekil vermeği ihmal etmezsiniz, Muhakemelerinizde hâdiselere istinat etmeğe ve toptan hükümler yerine her hödiseye göre ayrı hükümler vermeğe alışmış bulunuyorsunuz., Bol garfetme- ğe mütemayilsiniz. Başkalarına benze. mek sizi sıkar, Kendine güveniniz var- dır. Muayyen ve bir çoklarınkine Üstün işlerin'zle bir (şahsiyet) olduğunuza ve sizi bekliyen muvaffakryetler bulundu . ğuna kanisiniz. Haşsassınız, gönül iİş- lernie kendiniz? kolaylıkla kaptırmanız mümkündür ve bu sahalarda daima sev. diklreinze karşı mütereddit ve şüpheli- siniz, Dalma yerir'zden ve mevkiiniz. den memnun görünüp fazla bir şey iste- mediniz hakkında ayni şeyi isteyişiniz de kanaat uyandırmak, tutumlu olmak, dikkatinizi daha fazla arttırmak şartile hayatta daha fazla muvaffak olacağınız, yazt tahliller'nizden anlaşılmaktadır. Açık imzanızı ve bu yazıltar hakkındaki mütaleanız: göndreirseniz tekrar görü. Şürüz. — 126 — Ankara T.P. T.— Ortaboylu bir zat. Bir işin zor tarafına çok ehemmiyet verir ve evvelâ bunu b'tirip kolay tara- finı sonra yapmak İstersiniz. Dikkat hassanız, kuvvetlendirilmeğe muhtaç- tır. Merhamet hassanız ileridir, yalnız yerine matuf olmıyan acımalarınız yü- zünden zarar görmüş olmanız — çok muhtemeldir. Marazi bir merhamet, te- dawisi icap eden bir hastalık demektir. Hayatta şansa veya elimizde olmryan ümillerin tesirlerine Jazla kıymet ver- mektesiniz. Bu da kusurlasınızdan biri- dir. Şişli Halkevinin — teşekkürü Şişli Malkevinden: Halkevimizin himaye ettiği yoksul ço- tuklardan 49 ve 17 Inci oküllara devam eden 100 erkek çocukla — 50 kız çocuğa, Profesör İbrahim ÂN tarafından — birer takım etbise hediye edilmiştir. Bütün Şiş W ve civarından bir sene eslışarak ancak elde edebileceğimiz yardımların yekânuna elde edebildiğimiz. yardımların yekünuna dım, yıllardanberi birçok hayır işlerine hayalını vakfetmiş olan değerli profesöre karşı Bizi çok mütehnasis etmiştir. Ken- disine alenen teşekkürü borç biliriz, Annem hırsından boğulacak gibiydi : “Fabrika amelesi bir kızdan, adama hayır gelir mi ?,, 1 Tehdide kadar varıyordu: Feriköyüne ayak bastığı" duyarsam hakikati anlatır, seni rezil ederim ! ? Bana bu tuzağı kuran yalnız birisi olabilirdi. O dat Ustabaşı.. Şüphemi söyledim. Fakat günler geçti, polis bu- nu tesbite muvaffak olamadı.; Bu hâdise, günlerce evimden çıkma . ma mâni oldu. Hararetim bir hayli yük- seldi. Adeta hastalandım ve evdekilerini de telâşa verdim. Artık iyfleşmiye yüz tutmuştum. Fakat henüz sokağa çıkmı- yordum, Böyle günlerden birinde, - bir akşam Üstü annem odama geldi. Halinde bir gayritabillik olduğu an. laşılıyordu. Bir hayli sustu. Söze nasıl başlıyacağını düşünen biş hali vardı. Neden sonra: — Melekzad, dedi, sen ne zaman uslanacaksın, kızım.. Nedir bu cenin yaptıkların?, Ben gayet soğukkanlılıkla : — Ne yapmışım anne.. dedim. — Dâha ne yapacaksın! Bundan da- ha büyük ne yapabilirsin?, — Nedir anlamıyorum!. Bu sorgunun sonundan ne çıkacağını İ pekâlâ anlryordum amma anlamamış görünmek iyime daha çok yarıyordu.. — Nasıl anlamazsın.. O patmağında- ki yüzüğün bana mânasını anlatır mı. sın? Bir de bana yalan söylersin hal. Onu parmağında ilk göddüğüm gün ba- na ne dedin? Yok boş bir yüzükmüş te uçuz bulmuşmuş ta almiş.. Üzerine taş koyduracakmış ta kullanacakmış., Şim- di anladın mı ne demek istediğimi? Bu işi yaparken sonunu düşünmedin mi? Ne cesaretle yaptın? Sende korku ide. nilen şey yok mu? Başıma bir de bu | pürüzlü belâyı mt getirdin? Şimdi ne | yapacağız? Bu işin altından nasıl çıka- | cağız? Ya kardeşlerin duyarlarsa, seni kardeşikiten reddederlerse ne yaparsın? Nereye gidersin? Benim yüreğime mi indireceksin, nedir bu senden çektiğim On dokuz yaşına bastın hâlâ uşslanma- dınl., Arnemin hırsla titreyerek, boğulur. casına ve biribiri arkasına gelen sual yağmutunun ağırlığı altında ben de buritlmış ve cevap veremiyecek bir hale gelmiştim.. Ogün, bugün hâlâ anneme sormamışımdır. Bu yüzüğün boş ol madığını, nişan yüzüğü olduğunu na- sıl öğreriliğini... Fakat bunu — tah - min etmemiş te değilimdir. Ev de kaldığım bu hastalık günlerinden bi. rinde Leylânın benden malümat almak için gönderdiği adamlardan birinin boş- boğazlığından olacaktı bu., Annem hırstan boğulacak gibiydi ». Böyle zamanlarında karşılık vermek o- nu büsbütün çileden çıkarırdı. Kaba. hatl'ydim, Nasıl ses çıkartabilirdim.. O mütrmadiyen söyleniyor: — Bu felâketler zaten o kızın yüzün- den başına gelmedi mi? Senin Feriköy külhanbey kahvelerinde ne işin vardır? Fabrika amelesi bir kızdan adama hayır mı gelir?, Ainemin Leylâ için sarfettiği bu cümle canımt sıkmış olmakla beraber ses çıkarmadım. O gene söyleniyorlu: — Bir daha söylüyorum. Ne onların evine, ne de Periköyüne ayak basmıya- caleam?? Gittiğiri duyarsam derhal gi. der hakikati anlatırım, Seni rezil ede- TiM.. Bu son tehdit yamandı. Hakikati an- Tatması da benim kız olduğumu söyleme sinden ibaretti. Söylendi, söylendi ve çı- kıp gitti. Ben hakikaten büyük bir hata işle- miştim, Çok zaman kendi kendime sor. duğum suallere anne 2ğzından muhatap olmam beni titretmişti.. O odadan çı- kıp gittikten sonra uzun müddet kendi- mi teplayamadım. , dedim. Seni terkedecek Artık bu komediyaya hakikaten W ni- hayet vermem lâzımgeliyordu. Günler geçtikçe tehlike büyüyor, kız bana fazla bağlanmıya başlıyordu. Bir genç kızım izzetinelsiyle oynamıya hakkım yoktu.. Fakat annemin dediği şekilde hare. kete de imkân görmüyordum. Hiç gö- rünmemek olmazdı. Böyle yaparsam on- lar gelip beni bulacaklar, — cllerinldeki halkanın verdiği salâhiyetle Herşey ya. pacaklardı. Bu takdirde bunu herkes, bütün evdekiler işidecekler ve annemin | göylediği buşrma gelecek, beni kapı d- şarı edeceklerti., Bu şekildeki hareketim, Leylâ üze rinde de “k £çna tesir yapabilir gene fena net'celerle karşrlaşmama sebep olabilir'i. Bu düşüncelerle ertesi günü Leylâyı görmeye ve hakikati olduğu gi bi, kendi ağzımla snlatmaya karar ver. ı.lim'. Sabahleyin kılkar kalkmaz, doğru Leylâlara gittim. Beni büyük alâkayla ve hattâ çılgın Şibi karşıladı. — Düyduk. Geçm!'ş olsun, ayol.. de- di. Çok merak ettik. Ben eve gelecek. tim ar —ı snnem birakmadi. İki defa kardeşimi gönde!'p soşdurduk. “Yatı- yormuş!,, cevabrsr getirdi. Anlat baka. em, nasıl oldu bu iş?, Ben, vak'ayı clduğu gibi hikâye et- tim. Onlar 'da benim gibi ustabaşıdan şüphelehmişlerdi. Bu yüzden Leylâ ge. ne mahcubiyet tavrımı takındı. Artık ber şeyi itiraf etmeli ve br ürüntüleri bir sona erdirmeliydim. Kalktım. Oda kapısına doğru yürüye - rek: — Leylâ biras gelsenel.. ded'm. Hemen oturduğu yerden fır. ladı. Beraberze cllasına girdik, Ö, niç'n çağırdığımı, kendisine gizli ne söyleye- bileceğimi anlayamadığı için ürkek ür- kek yüzüme bakıyordu ; — Gel, dedim, şuraya yanıma otur.. Seninle ciddi bir mesele görüşeceğiz . Fakat peşinen söyliyeyim ki iradene hükim olacak ve röyliyeceklerimi ciddi karşılayıcak ve bana gücetm”'yeceksin! Olmaz mı?. Leylâ birdenbire başkalâştı ve dur - gunlaştı. Sonra alt çenesi titremeye, gözler. yoşarmıyı başlakı. Ne söyleye. ceğimi anlamış mıydı?. Titrek bir sesle : — Anlıyorum, Kenan, dedi, benimle evlenmene ailen razı olmadığı için ay- rılmak teklifinde bulunacıksın. Hak. hsın! Ben ailene lâyık - bir kız değilim. A I makinesi olmadığı hı'dit'gv' doğrulukla işliyen bir SA # KA j Fakat bunu sen'n vaktiyle icap ederdi. Amma bmdc. ĞCM'!_ yok değil, O zaman, ailenin b madan nişanlanmaya razı ’ı’ zımdı. Neyse.. Olan bana oldü. v her türlü zarara uğrayan WW* bil ki seni, çok temiz ve büyük la sevmişt'm.. Ayrılsak ta Uf imkân yoktur. Sen benim, hâ d' tanıdığım ve sevdiğim ilk ve $0f olacaksın.. Sözlerinin arfdi. arkası ham””; göz yaşları devam ettikçe ığınd” külem kelimeler de birib'rini koY "d".’ idu. Müdabale etmeme meydan P yor, mütemadiyen töylüyordu; ! — Şimdi ben herkese ne “";u#* İ ceğim, ayrılığımıza ne sebep d ceğim. P-na şimdi “Oğlanr .ğlo*u' - lendi de Leraktı!. , demezler mi? kati kime inandırabilirim? Dd:’ mevzuu olacağım. Bu benim çok #5 ,, giliyor. Namusuraa dikanıyor. tanf na. Belki de ben bu ayrılığa edemem.. Bu sözler, kafımı alt üst eı&.h;': 4 kikıda, 19 senelik hayatımda ',J’ mediğim bir vicdan azabiyle ttfT g 'Temiz bir samimiyetle elini av! içine aldım: ; — Hayır, dedim. Seni terkedettİği gilim.. Üzülmeye lüzum yok-_- c söyleyeceğim böyle bir şcydü:n') nu da söylemekten vazgeçtim. '# hâkim olamıyorsun. Olmıyan vehmediyorsun.. Bunları, gayri ihtiyari ıöy'âfif;; Buna sebep te Leylânın - tecesür büyüklüğüydü. ğ. ne töylenirse söylensin, h":;ç l dini teselli edecek cümlelere iSâ çok mütetayil bir haldeyidi. l.ı Artık ağlamıyordu. Gözlerini « turarak: D" — Peki öyle ize, söyle, dedi: — Hemen söylenmesini İcaP bir şey değil, başta zaman me hâkim olacağım.. Yetttet çe D yef Konuşan saaât Teviçrede de şimdi bir saat yapıyorlar. Odada hir düğmeye bastıkları ZAM But bir gramofon tertibat! ü olan saat, vakti çalmakla kat sosle ve sözle bıldlrl!“';" - düğmeye basıldığı vakit Üıvıl şöyle bir ses geliyor: ** B d yirmi üç var!,, Münihli bir profesör ©i de :::;&:“; için husust bir saat icat d Tasta, karyolasının — yaniB' içdik düğmeye basınca masanıp ı“" ' ki saatin kaç olduğunu u?:n“ :r elektrik tertibatilo büyü! bastt İ Tak tavana aksetmektö "ıuı“'“ 'ül' ştar sağa, sola çevirmek ınl”' madan kolaylıkla vaktini j mektedir. a Garip bir sa_"d.g, morikada küçük bir — Oyyak o, Bu Bant bir srcak BU ”“g | başındadır ve o şekildö Y ” blff Kaynaktan her 38 Mnlieâaj' hıyan sıcak su sütanü y.ıd!f' ” hi mekto ve saati işletmekte€” | igr y Suyun yerden — fışkırma :'"ı K Va Baniyeyi hiç şaşmadığı € y)f ayarı dalma doğru gitme