9 Aralık 1937 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 8

9 Aralık 1937 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Dalma daha süratli !.. İnsanlar birçok bakımdan, bilhassa Sürat bakımından bazı hayvanlara nisbeten çok geridedirler, Meselâ Af- rikanın vakşi merkeplerinden.. Bununla beraber, dünya kuruldu kurulalı insanların hiç eksilmiyen bir arzuları vardır; Çabuk, pek - çabuk gitmek., Bu sürati temin etmek için uzun uzun düşünüyorlar, birçok makineler icat ederler, bunları tekâmül ettirmeğe ça- İrşırlar, münakale vasıtalarının bugün- kü süratleri akla sığmayacak, göz ka- rartacak cereceyi bulmuşutr. Vaktile pek zeki bir muhteri, tekerleği icat et- memiş olsaydı şüphesiz bu terakki görülemezdi. İşte yüz yıllardanberi şeklini değiş. tiİrmiyen bu tekerlekler sayesindedir ki geçen hafta yüzbaşı Eyston bir saatte S0l kilometrelik bir mesafe katetti, dünya rekorunu kazandı. Te- kerlekleri saniyede 42 devir yapmış -— ——öüi->)e İşte dünyada yapılan ilk otomobil 1887 ve bu kısa müddet zarfında 141 metre G gitmiştir. y Yüzbaşı Eystonun — cesareti, cüre- ti ve çelik iradesi karşısında hayran olmamak kabil değildir. Thunderbolt ismini taşıyarı otoma. “ bili 60,000 beygir kuvvetinde ve 7 ton ağırlığındadır. Geçen elli senedenberi gün günden arttırılan sürat düşünülürse bunun elli sene sonra nereye varacağı kesti- ! rilebilir. 1887 de Paris - Versay arasında saal- te 35 kilömetro yaparak 0 zamana gö- Te müthiş bir rekor yapan olomoöbil Buü hupsusta, bir“otomobil mütehassr — —— smın fikrini öğrenmek istiyen bir Av- rupalı muhahrrir, ismi otomobil tari. hinde büyük bir şeref sayfası tuta'ı mösyö (Dö Diyon) a müracaat etmiş. Bu mülâkatı hakkmda şunları yaz- maktadır: “Dö Diyon, seksen iki yaşındadır. Fakat hakiki bir Parislidir. Esti| adetlerini terketmemiştir. Bana, ara &ıra öğlen yemeğini yediği (Kafe dö Pari) de randevü verdi. — Rekor!.. böyle deyiniz. Her gün bir rekor kırı- İryor. Zira, o zan.anlarda.. Bidayette, şu bir iz:mıldanmak, yürümek bile bir rekor sayılıryordu. — İlk- müsabakalardan bahseder misiniz? — 1887 de (Pon dö Nöyyi) ile (Bolon Ya) ormanı parmaklıkları arasındaki 60 kilometrelik mesafeyi bir saatte katetmitşim. Fakat, en ziyade takdiri celbeden, merakı uyandıran şey otomo bili, ormanm parmaklıklarına birkaç metre kala birdenbire ve kolayca dur duruşum olmuştu. Herkes hayret ediyor, bu kadar sil- ratle gelirken bir fren darbesile oto- mobilin duruvermesini aklma sığdıra. mıyordu. Aynı sene içinde, Paris - Versay arasında »ir yarış yapıldı. Bun da da birinci geldim. Bu, ilk otomobil yarışıdır. Daha sonra Paris - Roen yarışımı da kazandım., İlk otomobilimin tecrlibelerini (Nöy- vi) malikânesinde yapıyordum. Bir gün dostlarımdan (Dük dö Marni) yi davet ettim. Her ikimiz otomobile bin dik. Kısa bir mesafe yürüdükten son. ra birdenbire makine durdu, dedi. İsterseniz bunar Paris - Ruen selerinin kahramanı da bu otomobildi 1903 senesmde Payristen Madride gıden bu otomobil o sene görülmemiş bir sükse kazanmıştı — Galiba kömür tozu kaçtı!. Dedim. Dostum, gözlerini oğuştura- rarak cevap verdi; — Nafile zahmet edip arama! Kö- mür tozu benim gözümde!.. Mösyö (Dö Diyon) buna benzer bir çok hatıralar daha zikretti. Sevimli muhatabımın istikbale ait fikirlerni anlamak istedim ve sordum: — Ne dersiniz, Eystonun rekorunu kırmak istiyecekler bulunacak mı? — Buna üuğraşmak lüzumsuzdur. Hem daha fazlasınm faydası ne7.. Kati bir hüküm vermiyelim. Bekli- velim, bakalım istikbal ne gösterocek. & Nihayet Yüzbaşı Eytonun saalte 501 bakın da daima AAA İ Rilometre giden şu muazzam arabasına daha süratli olmak isl iyen insanların bundan sonra da ncler yapabilecekleri ni düsünün... Geçen pazar günü, Pariste “Park des Pres,, de yapılmış olan Fransa — İtal - m_m—HMMl—ı yiT Yazması benden- Her klübün bir sahası olmalı Geçen gün Beşiklaşla bir işim vardı. Dönüşte tramvaya binerken, ellerinde bi- rer bavul 8-10 Vefalı oyuncunun yolun kenarında, lelâşlı lelâşlı bir şeyler ko- nuşluğunu gördüm. Kendilerini selâm- layıp tramvaya atlamak üzereydim ki,, içlerinden birisi koşa koşa yanıma gel- di: — Bakın kuzum halimize, dedi. İki gün sonra mühim bir maçımız var, an- trenman. yapmak — ihtiyacındayız, fakal çalışacak yer bulamıyoruz. Pazar günü Beşiktaşlılarla mutabık — kalmıştık. Bu- gün Şeref sahasında çalışacaktık. İşimizi gücümüzü bırakıp geldik de, sahanın ka- pısından dahi içeri alınmadık... Bir pis- tin kenarında 25 dakika koşmiya bile razıyız. Yine de yer bulamıyoruz. Bunları söyledikten sonra arkadaşları- nın yanına döndü. Ben de kendisini ta- kip etlim. Zavallı gençler sokak orta- sında yarım saalte yakın müzakere ellti- ler ve nihayet otomobillerle Topkapı sahasına gilmeye karar verdiler. Biri- birlerine: — Orada da yer bulacağımız meçhul ama,ne Yapalım, başka çare yok, diyor- lardı, * » » Yukarda anlattıklarım, yalnız o gün Vefalı oyuncuların başına gelmiş bir iş değildir. Bu vaziyetler, İstanbul klüple- Ti içinde birinci sınıf mevkii olan tahım- larımızdan çoğunun her gün - karşılaş- tıkları müşkülâtlardandır. Meseld, senelerdenberi birnici kümede mevki alan İstanbulspor, Süleymaniye, Vefa gibi tanınmış klüplerimiz, çalış- mak için birer karış toprağa malik de- ğildirler. Bu takımlar, şu en büyük yok suzluğa tağmen, nasıl mevkilerinde tu- tunabiliyorlar, doğrusu —şayant hayret- lir! Ben, bir spor klübünün lokali bulun- timal beş parasız geçinmekte olmasına şaş mam, fakat sahasız bir spor klübünün nasıl vaşadığına bir türlü akıl erdireme- mekleyim... Gayet samimi söylüyorum. Muvaffa- kıyetlerini en çok takdir ettiğim, spora o- lan aşklarına en çok inandığım gençler, bu biçare klüplerin çocuklarıdır. Bir a- vuç toprakları olmadığı için, stad slad dolaşıp, çalışacak bir saha arıyan bu za- vallıların, idman salonlu, sahalı, antre- nörlü ve bol paralı takımlar karşısında çok zaman en tehlikeli bir vakip olarak dikildiğini görmek, nasıl olur da takdir edilemez!.... * * a : Simdi ?füsüniy vum. Bu cocuklara 'da - » fi öi LA Fransız kalecisi Dilarto, İtalyanların meşhür Nik .Mümasına, duşlarının yoksuzluğuna ih- | jonla kurtarırken Fransız futbolu, Dünya şampiyonu Italyanlarla berabere IkaIB" Inanılmayacak bir muvaffakiyet kazanmışt! İtalyan takımı Günün” kahramanı olan Fransızların kalecisi Dilartonun ayni maçtaki başka bir kürltarışı olası tarafından 3 metreden çekilen müthiş bir şütü - nefts bir AM T son senelerdeki maçlarında mne neticeler almıştı 7 - ge ya futbol maçında, takımların Ü—0 be- bere kaldıklarını telgraf havadisi olarak yazmıştık ; Son gelen Fransız gazetele Jef kaıyetlerin en büyüğü 51563 Filhakika, kısa bir Z sırf profesyonelliğin kabulü y'llfw:ı:n beynelmilel bir seviyeye Yük' Fransa futbolü ttalya ile berabtfi my makla, İaanılmıyacak bir | yet kazanmıştır. : mâf ca mevzuunu, bu cüidden %:y H teşkil etmekte ve gazeteler bu “kı,gt pek hakir olarak, Fransa ,j'fl' için, şimdiye kadar kazanılart ç KU İtalyanların futbolda nt  y vetli olduk!ları malümduüur. u edg)l çok futbol mütahasıslan, Ingü ço sonra en kuvetli takrmım İ düt ğyf duklarını töylemekte tered ng mişlerdir. ) İtalyanlar, dünya şampiy on1 9" kazandıktan sonra yaptrklan k M maçları kazanmışlar Ve şu t borabere kalmışlardır. 1935 de Macarlarla 2—2- 1936 da Avust :1 M gi geç v Tekirdağlı Huseyl", Avrupaya mı gıdıyom Türkiye başpehlivanı Tekirdağlı Hü- seyinin yakın bir zamanda Avrupaya gi deceği söylenmektedir. Hüseyin evvelâ Londraya gidecek, ©- rada beş altı dakikada yendiği Hintli- nin kardeşi Kaplan Düğla ile ilk müsa- | bakasımı yapacaktır. Hüseyin Cek Seri, Şikan ile güreşecektir. Bundan sonra Pa rise dönecek olan Hüseyin meşhur Bul- gar pehlivanı Dangalof, Portekizli Pe- riera, Bul Kumar ve Fransız pehliyan- ları ile güreşecektir. Hüseyin Bulgar pehlivanına bir buçuk ay evvel İstan- bulda meydan okumuş, Dankalof da bütün Türk pehlivanlarınım sırtını yere gitmekle Dankalofu sıkış' reşe mecbur etmiş oluY'î’f tle W Paris ve Londrada uf şıklı güreş yapan pehlıv::ıl'lk”'[a 01853“ nin güreşleri çok enteıesall deisî Bir rivayete göre Paı'l-" ve ı’:î. da gidecektir. Ancak PU alacağ' drada yapacağı güreşler e ticeye bağlıdır. çive pul ch hf Bayramdan evvel Pa İ gA la güreşmeye giden Mumwmdeîw da * umar nüz bir haber gelmedl- Wkg# yimden sonra Hüsevmmdı bif u!l”n sıkrya girmiş oluyor. B olsun galibiyet gibi bir getireceğini söylemişti. Hüseyin Parise Ellerinde çanla, çalışacak saha arıyan zavallı Vefa takımı oy1 Şeref sahasına kabul edilmeyince ne ya pacaklarını şaşırmış şiktaş caddesi nde bekleşiyaflâfd' daha iyi çalışma imkânı verilse, hiç ol- mazsa hepsinn ufacık birer sahast olma- sı femin edilse, spor varlığımıza pek bü- yük bir hizmel edilmiş olmaz mı?.. Belediye, çıkmaz ayın son çarşamba- sına!... kurulacak bir şehir stadı için a- vüç dolüsu sarfettiği — Daralarımı e- bakalım, Pariste ne ' lacak. mc”m" ,;n facık bir kısmını D stadının zaten sem? den inşaalı, bir ’ iş yüzünden gecikt betmez, bilâkis P mış oluruz diye d

Bu sayıdan diğer sayfalar: