Daima daha . süratli !.. lar birçok bakımdı 1 bakımından bi nisbeten çok geridedirler, rikanın vakşi m nssa hayvanlara Meselâ Al- erkeplerinden ber, kuruldu ralalt ttişenların miyen bir | arzuları vardır; Çabuk, pek çabtik gitmek.. Bu sürati temin etmek için uzun uzun ZĞ düşünüyorlar, birçok makineler ederi arlar vunları tekâmül ettirmeğe ça- münakale vasıtalarının bugün- kü süratleri akla sığmayacak, göz ka- rartacak Çereceyi bulmuşutr. — Vaktile pek zeki müuhteri, tekerleği icat et- memiş olsaydı. şüphesiz bu terakki görülemezdi. İşte yüz yıllardanberi şeklini değiş. tirmiyen bu tekerlekler sayesindedir ki geçen hafta yüzbaşı Eyston bir saatte 501 kilametrelik bir mesafe katetti, dünya rekorunu kazandı. Te- 35 m 060 Ç kerlekleri satiyede 42 devir yapmış â,,_ğ. --& ğ ve bu kısa müddet zarfında 141 metre | İşte dünyada yapılan ilk otomobil cesareti, (ü;:. £ k iradesi karşısında hayran k kabil de, Thunderbolt ismini taşryan otoma. * bili 60,000 beygir kuvvetinde ve 7 ton ağırlığındadır. Geçen elli senedenberi gün günden arttırılan sürat düşünülürse bunun elli sene sonra nereye varacağı kesti- rilebilir, Bu hupsusta, bir“otomobli! mütehasar Eystonun 1887 de Paris - Versay arasında saal- te 35 kilometro yaparak o zamüana gö Te mütkiş bir vekoy yapan otomobil nuhahrrir, ismi ot 5) hinde büyük bir geref sayfası tuta'ı mösyö (Dö Diyon) a müracaat etmis. Bu mülâkatı hakkında şunları yaz maktadır: *Dö Diyon, seksen iki yaşındadır, Fakat hakikf bir Parislidir. Wti | adetlerini terketmemiştir. Bana, nra ı yemeğini yediği (Kafe dö Pari) de randevü verdi. Paris - Ruen seferinin kakramanı da bu otomobildi 'A, © zan.anlarda.. Bidayette, « mıldanmak, yürümek bile bir rekor sayılryordu. Mttm | Yazması Benden- | — İlk müzabakalardan bahseder Misiniz? — 1887 de (Pon dö Nöyyi) ile (Bolon Ya) ormanı parmaklıkları arasındaki 60 kilometrelik mesafeyi bir saatte katetmitşim. Fakat, en ziyade takdiri eelbeden, merakı uyandıran şey otom) bili, ormanın parmaklıklarına birkaç metre kala birdenbire ve kolayca dur duürüşüm olmuştu. Herkes hayret ediyor, bu kadar sü. ratle gelirken bir fren darbesile oto- mobiltn dürüvermesini aklıma sığdıra. mıyordu. Aynı sene - içinde, Paris - Versay arasında bir yarış yapıldı. Bun da da birinci geldim. Bu, ilk otomohil yarışıdır. Daâha sonra Paris - Roen yarışmı da kazandım, İlk otomobilimin teertbelerini (Nöy- | yİ) malikânesinde yapıyordum. - Bir gün dostlarımdan (Dük dö Marni) yi davet ettim. Hi dik. Kıı:ı bir » 1903 senesinde Paristen Medride giden | bu otomobil 0 sene görülmemiş bir sükse kazanmışlı — Galiba kömür tozu kaçtı!. Dedim. Dostum, gözlerini oğuştura- rarak cevap verdi — Nafile zahmet edip ar: mür tozu benim gözümde!.. Mösyö (Dö Diyon) buna benzer bir çok hatıralar daha zikretti. Sevimli müuhatabımın — istikbale ait fikirlerini anlamak istedim ve sordum — Ne dersiniz, Eystonun rekorunu kaırmak istiyecekler bulunacak mı? — Buna üuğraşmak lüzumsuzdur. Hem daha fazlasının faydası ne?.. Kati bir hüküm vermiyelim. Bekli selim, bakalım istikbal ne gösterccek Kö. Di e s tarafından 3 metreden çekilen mütkiş bir şütü nefts BİNDİ” jonla kurlarırken Fransız futbolu !DüÜünya şampiyonu Iİtalyanlarla berabere kalarö Inanılmayacak bir Geçen pazar günü, Pariste “Park deç | Pres,, de yapılmış olan F Her kliübün bir. sahası olmalı Geçen gün B iktoşta bir oyuncunun yolun o, telâşlı telâşlı bDir şeyler ko- nuştuğunu gördüm. Kendilerini selâm- layıp tramvaya atlamak - üzereydim irisi koça koşa yanıma gel- — Bakın kuzur gün sonra mükim bi trenman yapmak — ihtiya çulışcıak yıv bnî.ımuu ü bırakıp geldik de, pısından dahi içeri alın: tin kenayında 25 dakika koşmuya bile nm yavına döndü. Ben de ken kip eltim. Zavallı gençler sokak - orla- sında yavtım sa; akın müzakere elli- ler ve nikayet otomobillerle Topkapı ye karar Biri- verdiler. binlerine: —* Orada da yer bulacağımız ema, ne yapalını, ba, lardı. meçkul d çare yok, diyor- * * » Yukarda anlattıklarım, yalnız o gün Vefalı oyuncuların başma gelmiş bir iş değildir. Bu veziyetler, İstanbul klüple- Ti içinde birinci sınıf mevkii olan takım- Tarımızdan çoğunun her gün — karşılaş- tıkları müşkülâtlardandır. Meselâ, senclerdenberi birnici kümede mevbi olan İstanbulspor, Vefa gibi tanınmış — klüplerimiz, | mtak için birer karış toprağa —mu ıir- | dildirler. Bu takımlar, şu en büyük yok suzluğa rtüğmen, nasıl mevkilerinde tu- funabiliyorlar, doğrusu —şayanı hayret- tir! Ben, bir spor klübünün Tokali bardlum- SMamasına, duşlarının yoksuzluğuna ih- timal beş harasız geçinmekle © müm, fakat sahasız bir spor — Klübünün nasl ) na bir türlü akıl erdireme- Ça samimi söylüyorum. Muvaffa- en çok takdir ettiğin, spora o- Tan aşklarına en çok inandığım gençler, bu biçare klüplerin çocuklarıdır. Bir a- vuç toprakları olmadığı için, d $ dolaşıp, çalışacak bir saha arıyan bu 2a- vallıların, idman salonlu, sahalı, antre- sactte S0T kilometre giden şu müazzam arabasına ma da)ıa süratli olmak ist iyen insanların bundan sonra da neler yapabilecekleri ni düsünün... nörlü ve bol paralı takımlar karşısında çok zaman en tehlikeli bir vakip olarak dikildiğini görmek, nasıl olur da takdir edilemez!.... | Günün” kahramanı Süleymaniye, |7 .. » muvaffakiyet kazanmışt!/ italyan takımı maçlarında me neticeler almıştı son senelerdekl M_r Ö—0 be- | — Son gelen Fransız gazet€ M | | kayetlerin en büyüğü M üııd' ya futbol maçında, takım Pilhakika, kısa bir £ | sırf profeayonelliğin kahuli ’Mn::“ beynelmile! bir neviytyı; ;1 T Fransa futbolü İtalya makla, faanılmtyacak bir ""“R yet kazanmıştır. ';î ca mevrzuunu, bu cidden #g:' teşkil etmekte ve gıımle' çaft pek hakir olarak, Fransa 7 milli mevalir için, şimdiye kadar lunmlı:.d“ at ttalyanların futbolda n& LA U vetli oldukları malümdur. M çok futbol mütehasısları, İ sonra en kuvetli takmıtım İtal n (' duklarını cöylemekte tereddt | mişlerdir. ) 'ı,ıv İtalyanlar, Hünya şampiydt T(f ndıktan sonra yaptıklafı ':y maçlarr kazanmışlar ve gi ** bere kalmışlardır. 1928 de Macarlarla Z—Z " 1936 da Avu o!aı: Fra ı.nıt 15 Tekırdaglı Husey'rı Avrupaya mı gıdlyow gitmekle Dankalofu 5'“ M Teşe mecbüur etmiş oluyot ! yet Paris ve Londrada güreş yapan P“hı"ınwhw Türkiye başpehlivanı Tekirdağlı Hü- seyinin yakın bir samanda Avrupaya gi deceği söylenmektedir. Hüseyin evv ya gidecek, o- | * eresan a ent rada beş altı dakikada yendiği Hintli- | Tin '—'”“'î" 00"*2 yORyÜK Hlıçugı ir rivayele g in İ Kapla üsa- | Pari$ nin kardeşi Kaplan Dugla ile ilk müsa- | OT P CRE $ DLa ü p ” yapacaklır. Hüseyin Cek Seri, | iradif iyügacüği g(ııeş“d'" a cektir. Bundan sonra Pa | —© — ge | ticeye bağlıdır. ecek olan Hüseyin meşhur Bül- | — Ç, k ) Bayramdan evvel gar pehlivanı Dangalof, Portekizli Pe- la güreşmeye giden Mi nüz bir Haber geli yimden sonra Hüseyin Burada H;;::' sıkrya girmiş oluyor. B olsun galibiyet hn’“m: nÖş bakalım, Pariste n& ' 1 gibi biT riera, Bul Kumar ve Fransız pehliyan- Hüseyin Bulgar pehlivanına bir buçuk ay evvel İstan- da ları ile güreşecektir. bulda meydan okumüş, Dankalof bütün Türk pehlivanlarınm sırtı getireceğini Ellerinde çanta, çalışacak saha arıyan zavallı Vefa takımt l“""' '_"4' Şeref sakasına kebul edilmeyince ne ya pacaklarını şıı,w""Ş şiktaş caddesi nde brkks)”'“"” daha iyi çalışma imkânı verilse, hiç ol- , facık bir kısmani bi mazsa hepsinn ufacık birer sahası olma- | stadının zalen 5!“ 51 lemin edilse, spor varlığımıza pek bü- | den inşaalı, bir ( yük bir hizmet edilmiş olmaz mı?.. iş yüzünden l*“bm ç Belediye, çıkmaz ayın son çarşamba- | betmerz, bı'!nk_" P'w’.d'” sına!... kurulacak bir şekir stadı için a- miş oluruz diye &