İ PP TERU SÖÜ HUN LAİ Gail Patrick Eir yıldız doğdu! Bu isimdeki renkli film 6 bin sene sonra da gösterilecek Janet Gaynorla Fredrik Marş'ın baş rolünü yaptıkları "bir yıldız doğdu,, a- dındaki renkli filmin 6000 sene sönra da gösterilmek üzere muhafazasına karar verilmiştir. Amerikanın Ogelthorpe üniversitesi rektörü doktor Jakobs, bugünkü hayatı ganlandıran bu filmin müstakbel nesil- ler için muhafaza edil. eserin enaryosunu yazan Selzndek'in yardımını istemiştir. Doktor Jakobs'un plânlarına göre, bu film, Amerikada Apalaş dağlarında yapılacak bir lâhdin içine yerleştirile- cektir. Filmin bozulmaması için paslan mıyan çelikten bir sandık yapılacak ve içi, hava yerine azotla doldurulacaktır. İyice kapalı olanı bu sandık ancak altmış Asır sonra açılakak ve © zaman, Holivu dun tarihi, müverrihlerin gözü önünde canlanacaktır. Ayni tâhidin içinde, bu filmden baş- Kugu kuşunun ölümü !.. Son filmler müsabakasında birincili ği kazanan ve büyük mükâfatı alan ku gunun ölümü! filmi, operada çalışanla tın hayatlarına dairdir. | Filmi yapan Benua Levi altı ay ope | raya devam ederek sanatkârların, me- murların hayatınt tetkik etmiş, navsıl ça Tıştıklarını, neler yaptıklarını bizzat gör müştür. İ Holivutta boşanmalar azaldı 1932 yılna kadar sinema cennetin | de yıldızlar bugün evleniyorlar, ertesi gün boşanıyorlardı. Her gün bir evlen- me, her gün bir boşanma oluyordu. Bu son sene içinde boşanma vakâala rı, yok denilecek derecede azalmıştır. Moris Kammaj tarafından yazılan (Masum) romanı filme çekilecekti- Baş rolü, meşhur Fransız komiği Nozl Noe! deruhte etmiştir. ka, Amerika reisictumhuru Ruzveltin, altıncı Corc'un, Musolini, Stalin, 'mpa- rator Hirohitanın ve asrımızın en büyük arkeoloğlariyle tarihçilerinin — seslerini ihtiva eden plâklar bulunacaktır. Bugün, milâttan beş bin sene evel, firavunlar zamanındaki hayat hakkında hakiki bir filmi seyredebilmek, şüphe- siz, ilim için, hiç bir servetin temin e- demiyetceği bir hizmet ve iyilik olurdu. Bu gün herkesin en küçük bir parâa mukabilinde görebildiği ve belki de hiç merak etmediği bu film, altı bin sene sonra, şüphesiz, ayni krymeti haiz ola- caktır. KEYÇT c Çarli Çaplinin bulup “yumurca!! filminde sinema âleminde meşhur ettiği Çeki Kugan geçen hafta Holivudda film ! yıldızı Betti Grable ile evlenmiştir. Re | simde yeni evliler kiliseden çıkarlarken ) görülüyor. Çeki Kugan şimdi 22 yaşın dadır. Tehlikeli sporlar yasak! Yıldızlar arlık istedikleri sporu yapamıyacaklar Film şirketleri nazarında yıldırla- rın hayat tarzlarının çok büyük bir e- hemmiyeti vardır. Yıldızların yalnız film deki vaziyetleri değil, stüdyo haricin- deki hareketleri de kontrol edilir. Son defa Holivuddan verilen bir ha bere göre, yıldızların tehlikeli idman ve sert sporlarla meşgul olmaları mene dilmiştir. Filhakika Varner şirketi, bu sene, yıldızlarla imzaladığı kunturatlara bu kaydı koymuştur. Vaktiyle Greta Garboya aşkından dolayı, tayyareyle taklak atmaktan vaz- geçmiş olan Jorj Brend, bu defa, tay- yareciliği tamamiyle terketmek mecbu- riyetinde bırakılmıştır. Dik Povel, artık birçok muvaffa- kiyetler kazandığı Polo müsabakaları- na iştirak edemiyecektir. Jorj Brend gibi, meşhur bir tayya reci olan Erol Playn da uçmammayı te- ahhüd etmiştir. Büyük bir at meraklı» sr olan Fransız artisti Fernan Cravey de, artık yarışlara giremiyecek, sade- te at üzerinde ağır ağıt dolaşacaktır. —Hit Tino Rossi Bu Fransız yıldızı da Holivuda gidiyor Pransanın birçok sinema yıldızları gibi, Tino Rossi de, nihayet Holivut stüdyoları tarafından davet edilmiş ve bundan üç gün evvel oraya hareket et- miştir. Aslen Kortsikalr olan Tino Rossi, en kısa zamanda yıldızlığa yükselen ar- tirstlerden biridir. 'Filhakika, daha bundan üç sene ev- vel Tino Rossi Parisin küçük kabare- lerinde şarkı söylerdi. Bir müdet son- ra, muzikhollerde daha müsait bir iş bul du. Sesinin güzelliği yavaş yavaş alâka uyandırmağa başladı. Ve radyo şirketi kendisini davet etti. Fakat, ancak bun gdan sonradır ki, Tino Rossi, plâklarda söylediği şarkılarla seri bir şöhret ka- zandı. Bu şöhret ona sinema * ola- rının kapılarını açmakta gecikme 'Tino Rossi, arka arkaya çevirdiği yarım düzine filmde gösterdiği muvaf- fakryet Üzerine şimdi de Holuvutda gi dezek ve orada şüphesiz çok daha kârlr | angajmanlar bulacaktır. böks yapncak! İstirahat maksadiyle muvakkat bir müddet için sahneden çekilen Moris Şö valye meşhur boksör Al Bravnun bir "oks maçı yapmak teklifini kabul etmiş tir, Yakında bir film çevireceklerdir. Bundan bahseden Al Bravn gülerek şu sözleri söylemiştir: — Eğer Moris bu müsabakayı kaza nırsa hakiki şövalye yani boks şövalye si olacaktır. son filini Marlen Ditrih yeni bir film çevir- mek için Holivuda gitti. Yakında, Melek filminde göreceğimiz sanatkâr, bir müd dettenberi Pariste bulunuyordu. Tatil müddetini geçirmek için kocası ve kızı ile beraber oraya gitmişti. Holivuddan telgraf tcigraf üstüne geliyor, yeni çevrilecek film için bir an &vvel hareket etmesi isteniyordu. Sanat kâr, eşyalarını topladı, tam yola çıkaca Ki esnada kızı hastalandı. Tabil hareke tini tehir etti. Kendisi de hafif bir grip ten muztaripti. Ana ve kız her ikisi de iyileştiler, Marlen bu âyın sonunda Holivudda bulunacak, ve Ernest Lübiçin idaresi al tında yeni bir film çevirekektir, Moris Şovalya | y ginemalardan birinde - görük ğüm faaliyet nasarı dikkatime çarptlı sordum. “Arsuyu umumi” üzerini oalar tek penoereli kapalı kutulaf M Tine konuyormuş! £ — Fakat, komşunun penceresine 5 — Karaköyde, bayram dohl!"w | tramvay şirketinin güpegündüz İ p alayı yaptığına şahit oldum. a ıi ğ 3 — Taksimden aşağıya inerken şunları gördüm: Bir atış yerinde, ço- cuklar birtakım fotoğraflara mişan a- Tiyorlar FİYMİŞ... Karga, öküzü öldürebilir mi ? Otomobillerin her gün, her yerde bi- rine çarptıklarını, birini ezdiklerini işi- tiyoruz, görüyoruz. Fakat, bir adamın otomobile çarptı- gını, otomobili ziyana uğrattığını, ve tezaya çarpıldığını söylersek ne dersi- it. Meğer hocalarının resimle- 6 — Rozet dağıtan çacuki düm. “Maşallah, gül gibi M demeye vakit kalmadı. “Boeyd” atıyorsun!, diye çalyaka *W dim. darı Gi vl Marlen Ditrih'in niz, inanır mısınız buna?.. Dahası var: Küçük bir karga da, ko- caman bir öküzü öldürmüş!. Nasıl | demeyiniz. Olmuş işte.. | Geçenlerde (Alsas) da, öküzün biri demir bir direğe yanlarını sürerek kaşın maya başlamış. Direğin üzerinde elek- |, trik telleri bağlı imiş. Öküz rahat tahat kaşınırken bir karga gelmiş, direğin Us- tüne konmuş. Nasılsa ayağının - birini (izolatör) ün üzerine dokundurmuş, bu suretle cereyanı direğe vermiş, zavallı öküz yıldırımla vurulmuş gibi simsiyah elmuş.. Karganın da aynı akibete uğradığını söylemeğe lüzum var mı?, İk'nci vaka da Amerikada (Teksas) eyaletinde geçmiştir: Otomobilin biri, sokağın ortasında duruyormuş. Yolun karşı tarafına geçmek istiyen bir adam, İ’ nasılsa dalgınlıkla etomobili görme- Ayakların Itlb’ HL Te Gödete GA ND olduğu devi” ,w neticesi otomobilin tamı kırılmıştır. Bir aba Sörülne' KAĞAPAN çok köylüler yastığa başlarını! yetde ayaklarını koyup Eyrün A Bu, asıl zor İşin ayaklar urıfl;::’ , — Tevkifhanede birine, nigit diğim sordum. Dert yandı? — — Bir sıvak yemek yiyelit / bey ağabey... Bakalım Kaç GY Ği Şoför, yaygarayı basmış, gelen polis zavallı adamı yakalayırtca karakola gö- türmüş. İfadesi alınmış, otomobile çarp mak, ziyana uğratmak suçile mahkeme ye verilmiştir. Mahkeme, suçluyu 350 frank para Cezasına çarpmıştır. pildığı ve binaenaleyh en rahate onların lâyik olduğu den ileri geliyordu.