Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
Cevapları veren: PROFESOR SANERK Grafoloji ve Grafometri mütehassıs B ÜTÜN tafsilâtile karakterinizi; meziyet ve kusurlarmızı; sizi hayrete düşürecek kadar vazih ve sarih olarak hüususiyetlerinizi; tuttuğunuz veya düşündüğünüz işte muvaffak olup olmıyacağınızı; nihayet beş farkla yaşınızt! size söyliyebilirim. Bana bir gazeteden, bir kitaptan veya aklmızdan yazacağınız dört satırlık aylardaki imzalarmızdan ikisini gönderiniz, Tetkiklerin çok esaslı yapılmasımı istediğiniz — takdirde sağ elinizle yazıyı; son yazdığınız dört satırı, aynı yazının sol elinizle ya zlmışmı; baş ve şahadet parmaklarınızm bir kâğıt üzerindeki izlerini; sağ elinizi kâğıt üzerine koyarak bir kurşun kalemle elini. zin kâğıda çıkaracağınız Tesmini; el ile kaç dakikada, sol ile kaç kadar kaç santim olduğunu Kızınızı vereceğiniz — delikanlmm, tanıdıklarmızm, telif tarihlerdeki imzalarmızı, yazdığınızı; — dirseklerinizden yazmız sağ bileklerinize dostlarmızm, — nişaninızn, İş ortağınızın da seciyesini, hususiyetlerini, bize imzalarını ve herhangi bir yazısımdan dört satır yazıyı gönderirseniz sİze söyli yebilirim. Kendilerine cevap verdiklerim, cevaplar hıkkmdıki mütalealarını — — icabında neşredilmek Üzere — sarih adreslerile yazabilirler. Gelen mektuplarda, bir kâğıda muhtelif kimselerin yazı lara yazmalıdır. yazıp imza attıklarmı görüyorum. Herkes ayrı ayrı kâğıt. —İ'TÜ— Kadıköy Hayal 73; Muhtelif imzalarınızdan hangilerinin hangi tarihlere ait bulunduğunu da gös- termiş olsaydınız hayatınızın muhtelif yıl- lar içindeki seyrini daha iyi takip ve tes- bite imkân bulabilirdim. Maamafih şuh- ları arzedebilirim; Hayatınız, temayül ve gayeleriniz, imza- larınızın gösterdiği zamanlar içinde çok tahavvüle uğramış, ruhen oldukça heyecan li vakiltler geçirmiş bulunuyorsunuz. Ya- ni hayatınız, arzularınız — sakit ve sabit kalmamış, değişmiş ve değişiklikler vücu- da getirmiştir. Yaşınızı (5) farkla 25-30 tahmin ediyorum. Boyunuz da uzun olma- sa Rerek, Yüksek iddialı ve geniş hayalli istekler- | den aklen daha kolay ve daha — mütevazi arzulara geçmektesiniz. Hayatı olduğu gibi aldıkça saadete kavuşmak hedefinize da- ha çok yaklaşacaksınız, ve bu yolün üze- rinde bulunuyorsunuz. Yazınızın sakladı- ğı ve meydana çıkardığı bazı sıkıntılarınız muvakkallir. —İİm Bebek Y. A.R, : d 20 yaşındasınız (5 farkla). Uzunca boy- lusunuz ve şişmanlamağa çok müstaitsiniz. İradeniz zayıf görünüyor. Başkalarının ko laylıkla tesiri - altında. kalabiliyorsunuz, Bu, en büyük kusurunuzdur. Başkalarına karşı çok merhamellisiniz. Merhametin in- sanın kendisinden ve yakınlarından baş- | İaması ikliza ettiğini iyice anlarsanız, hu- dulsuz bir merhamelin — sizi şaşırtması müuhlemel nelicelerini önliyebilirsiniz. 3a TÜ Kadıköy A.R.E.: İleriye ait sorduğunuz sual için şimdi- den cevap vermek imkânı yoktur. Bugün- kü yazınızın tetkikinden ince ruhlu, ge- niş, hayalli, hassas ve alıngan olduğunuz anlaşılıyor. Bunları tadil etmeniz hassasi- yetinizi mutedil dereceye indirmeniz şa- yanı tavsiyedir. Heyecanlı film ve kitap- Tart size hiç tavsiye etmem, Sene sonunda tekrar müracaat ederseniz İsteklerinize cevâp evririm. —73— Bosfor 5555: Gönderdiğiniz mektup sahibinin başlı- ca vasıfları şunlardır: 1 — Hükümlerini vermekte acelecidir. Cocukça evvelâ hükmünü verir ve sonra düşünür., 2 — Hükümleri, daha fazla harict sat- hidir. 3 — Bedbin olmağa daha çok müstait, 4 — Arzularının kolaylıkla vücut bulma sını İster. Arzularının kısa — zamarilarda yerine gelmemesi kendisini müteessir e- der. 5 — Kısa fasılalarda fikirlerini, kanâat- lerini çabuk alıştırabilir. 6 — Mübalâğaya temayülü vardır. 7 — Haddi zatında iyi kalblidir. Muay- yen esaslara riayet etmek şartile kendisine ve etrafındakilere çok faydalı olabilir. Bu izahat sizi tatmin etmiş ise takip e- dilecek esasları sorabilirsiniz, Falih Y. S. 0.5S.: Çok genç bir zat. Hassas ve ruhen bağ- h. Dikkati dağınık. Ruhi tekâmüle ihtiya- cı muhakkak. Hayatta muvaffak olmak İ- çin tahsilini ilerletmeğe, dikkatini çoğalt- mağa, daha fazla faal ve çalışmağı sever bir temayül almağa muhtaç. Size havailik- ten vazgeçmeği, iyi ve sağlam bir İstikbal için hazırlanmağı ve ancak bu — şartlar dahilinde her istediğinize muvaffak olaca- ğınızı ehemmiyetle söyliyebilirim. —7)— Eminönü 3-4-5 : 30 yaşlarında olduğunuzu — yazınızdan anladım. Son iki sene içinde sizi — yoran bir hastalık geçirdiğinizi tahmin ediyo- rum. Bu hastalık yüzünden bir müddet ya- takta kaldığınızı da söyliyebilirim. Gön- derdiğiniz yazının size cok yakın bir ba- vanın olması muhtemeldir, bu belki de e- sinizin yazısıdır. Ve tahminime göre ara- ı;ıızfln bazı İhtilâflar ve görüs îe. Kat farkları vardır ve bundan — her ı_kmiz de muzlaripsiniz. Biribitînizi daha iyi anla- mağa, karşılıklı fedakârlıklar — yapmiağa çalışırsanız sizin hayat yükünü daha ko- laylıkla kaldırır ve biribirinizi üzerek sı- kıntı içinde geçen zamanlarınızdan ve e- nerjilerinizden yapacağınız tasarrufla ha- yatın zevk ve neşelerinden daha çok faz- la hisse alabilirsiniz. —Tö— Beyoğlu Sak. 40. A. R. A. K. Genç, iyi yapılı, sağlam bünyeli, uysal olmağa çok müstait bir zat. Dikkatiniz de iyidir. Boyunuz orta olacaktır. Hayatiniz- da maddeten sizi tatmin eder bir mevki, hedefinizdir. Buna erişmek için iktiza e- den husuüsiyetleriniz vardır. Esas itibarile israfa mütemayil değilsiniz ve bu huyunu- zu çok kuüvvetlendirebilirsiniz, yalnız tu- tumlu olmak vasfınızı ileri bir — basisliğe kadar sevketmemelisiniz. — 1934 de daha büyük islekleriniz ve daha çok göze çar- pan bir inadınız vardı. Halen bu bakım lardan daha farklı bir karakterdesiniz. Fik ri işlerde olduğu kadar bedeni işlerde de muvaffak olabilirsiniz. İradenizde zaman zaman zaaf görünüyor, bunun önüne geçi- niz. İ Glala C. S.T. 25 yaşlarındasınız. Kısa boylu olduğu- nuzu tahmin ediyöorum. Baş — ağrısından muztaripsiniz veya gözlerinizde hastalık mı vardır? Her iki halde de dokltora mü- racaatiniıi"lavsiye ederim. Herhalde pa- racada sıkıntıdasınız. Ciddi işlerle alâkanı zı, küvvetlendirmeğe de ihliyacınız var- dır. Genç yaş, yalnız sevgi yaşı değildir. MUSDAN dJapon bombaları ve Japon mamulâti bayrâk! Uzak şarktaki harbin cında, Şanghaydaki beynelmilel im- başlangı- tiyaz mıntakasının bir hayli — zarar gördüğü ve bir çok — mahallelerin, bombardıman neticesinde tahrip €- dildiği malümdur. , Büyük İngiliz ticaret eyleri, Ja- pon tayyarelerinin taarruzlarına karşı kendilerini daha iyi muhafaza etmek için, memleketlerinin bayrak larını binalarının damlarına asmağa karar vermişler ve böylece, Şanghay daki büyük mağazalar birkaç gün içinde, binlerce Amerika ve İngiliz bayrakları satın almışlardır. O ka- darki, kısa bir müddet içinde, bütün bayrak stokları tükenmiştir. İşin garip tarafı şuradadır: Ha- yatlarını kurtarmak için — evlerine ve mağazalarına milli bayraklarını a- san İngiliz ve Amerikalılar, — bütün bu bayrakların küçücük bir damga taşıdıklarını ve bu damgalar üzerin- de de “Japon mamulâtı,, ibaresinin bulunduğunu hayretler içinde gör- müşlerdir. Filhakika, bütün hareketlerile u- zağı görme kabiliyetinde oldukları- nı gösteren Japonlar, bu noktayı da evvelden kestirmişler ve — Tokyoda mühim miktarda İrigiliz ve Ameri- kan bayrağı imal ederek Şanghaya | sevketmişlerdir. Anglo - Sakson memleketler de, Japon mallarına karşı boykotaj le- hinde büyük bir cereyan başgöster- diği sıralarda, Amerikan ve İngiliz vatandaşlarının, Japon ordusunun bombalarından kendilerini kurtar- mak iİçin Japon mamulâtından İm- dat bekleameleri talifin cidden garip Bir cilveslark, Anternli şemsiye (Emer) i&minde birisi — telefonlu şemsiye icat etmiş! Bu küçük alet elde tutuluyor, şemsiyenin telleri de anten vazifesini görüyormuş. Artık telefon merkezine, yahut da bir kah veye girmeğe lüzum yok, Şemsiyeyi -— G TKEK LTI Yazan: Kenan Çinili — Melekzad Çinili (ERKEK — KIZ) 9 BİRİNCİKANUN — 1977 , K "" — Tercüme ve iktibas hakki mahpysdHf T Eskişehir elvarında bir çerkes köyünde Güzel çerkes kızları karşımda el pençe durdular O gece, şerefime çerkes oyunları oynadılar; içlerinden biri, anlıyordum ki, bana iyice tutulmuştu Çıkan kısımların hulâsası: Melekzad, mektebi bitirip de annesi artık erkek elbisesinin çıkarılması lâzimgeldiğini ihtar edince, ailesile a. rası açılıyor. Kendi başına yaşamak üzere İstanbuldan ayrılmıya karar veriyor. Cebine yüz lira ve bir ufak tabanca yerleştirerek bir sabah ev« den kaçıyor ve Kayseriye doğru yola çıkıyor. Kompartımanda, Eskişehir civarındaki bir Çerkes köyünde otu« ran genç bir delikanlı iİle arkadaş o« luyor. Rahmi, onu köylerine davet ediyor. İzinl kaybettirmeyi düşünen Melekzad memnuniyetle Tazı oluyor. Rahmi, köyde, köy kızlarının güzelli- ğini anlata anlata bitiremiyor: “Bu. rada kal, seni evlendirelim!,, diyor, ve, anlatıyor ki, bütün köy kızları bir az sonra ona “hoş geldin” e gelecek« lerdir. Rahmi yaları söylememişti. Âz sonra köyün ne kadar kızı varsa gelmişler, birer birer “hoş geldiniz,, demişler, sonra da odanın bir köşesine çekilip a- yakta durmuşlardı. Ben oturunuz de - meden oturmadılar. Hepsini ayrı ayrı tetkik ediyor ve konuşuyordum. Bu genç kızların ekserisi nişanlıydılar, Sı. ra misafir? bulunduğum köy eşrafın - [ dan (.) İn kızma gelmişti. Bu kız, yirmi yaşlarında görünen uzunca boy- lu, topluca, kumral, kesik saçlı, iri ye. şil gözlü, güzel bir çerkes kızıydı. İs- mini sordüm: — Şiikriye, dedi.; — Siz de nişanlı mısmız? — Hayır.. Genç kızın bu cevabr, orada 'bulunatn idiğer kızların itirazımı uyandırdı. Aşa- ğı yukarı hep bir ağızdan: — Hayır, yalan söylüyor, dediler. Öğrendim ki Şükriye nişanlıdır. Ve nişanlısı da Pulatlı da askerliğini yap - maktadır. Acaba bu genç kız beni gözüne mi kestirmişti de yalan söylemişti? Arka. daşlarının itirazları renginin — kırmızı- İlığını arttırmıştı. Bu mevzu üzerinde durmryarak konuşmayı başka bir mev - zua sürükledim. O, benim bu hareketim den memnun göründü. Dikkat ediyof « dum: Şükriye yüzüme garip garip bakı - yor ve gözüm gözüne iliştikçe şaşalı - yordu. ? Böylece daha bir müddet şuradan buradan görüştük. Konuşmaların can sıkıcı bir hal almıya başladığı bir anda Rahmi, kızlara: — Hayidi armonik çalım da misafiri. mizi eğlendirin, dedi. Bu teklifi hepsi de büyük bir alâkay- la karşıladılar, Armonik geldi. Oynek bir çerkes havasının ahengi odayı dol durdu. Rahmi ayağa kalktı. Kızlardan biri- mi yakalayarak bir çerkes oyununa başladı. Kızlar coşmuşlardı. Rahmi de hünerler'ni göstermek arzusiyle kendi - sini oyuna öyle vermişti ki sormayın... Ben bu oyunu dikkatle ve biraz da hay- retle seyrediyordum. Muzik bitip te Rahmi otururken ba- na: açtınız mrı, İstediğiniz yere telefon edecek, istediğinizle görüşebilecek- siniz. Bu âlet, tütün paketi gibi de cebe konuluyormuş. Ne kolaylık de- ğil mi?.. Bunu işiten bayanlardan birisi: — Çok âlÂâ!., dedi. Fakat, kıskanç bir kocanız varsa vay başınıza.. Bir dakika rahat yüzü görmiyeceksiniz. Her dakika sizi rahatsız edecek. Ne- rede,olduğunuzu, ne yaptığınızı, ki- minle beraber bulunduf#unuzu sora- cak; bir dakika sizl rahat bırakmı- yacak. , Doğru değil mi?.. Erkek - Kız, güzel Çerkes kızının aşttını düşündükçe, bugün bile kendini — gül- mekten alamaz Haydi bakalım! €Sn de kendini Ben danstan başka bir şey bilmedi- ğimi & onun da burada oynanmasına imkân olmadığını söyledim. Bu sırada Şükriye acele, anmonik ça- lan arkadaşının yanma gitti ve elinden aleti alarak o zaman dillerden düşmiyen bir çarliston havasınr öynak bir tarzda | çalmıya başladı. Bana da: — Kurtulamazsmız, idedi. Hepimiz çarliston biliriz. İstediğiniz kızla oyna yınız. Bu vaziyet karşısında oynamaktan başka çare kalmıyordu. — Kalktım ve ayakta duran bir kızla ortada dönmiye başladım. Biz oynadıkça onlar coşuyor ve her ağız, armoniğe iştirak ediyor, eller şa- kırdıyordu. Yoruluncıya kallar oynadık. Ev sahibi pazardan dönünce — gene konuşmalar başladı. Kendisi evvelce saraydaymış. Cümhuriyet ilân olunun - ca köyüne Gönmüş. Bir kızı ve ailesin- den başka kimsesi yokmuş, Saat üçü bulmuştu. Sofra hazırlandı.. Yemeğe oturduk. Yemekte bize Şükri- ye ile başka bir kız hizmet ediyordu. Yemekten sonra ellerimi yıkamak için | avluya çıktığım sırada, yanıma birisinin yaklaştığını hissettim. Baktım ki, bu Şükriye idi. Bana sıkılgan bir tavırla kızararak: r — Ne zaman gideceksiniz? diye sor- du. — Az sonra hemen döneceğim, de- dim. Şükriye bu cevaptan hiç memnun ol- mamışa benziyordu. Nitekim bunu açık- ça söylemekten de çekinmedi: — Pek erken değil mi, hiç ölmazsa, bu gece balsanız.. Hem bir düğün de var; onu da görmelisiniz, — Çok iyi olurdu. Fakat ne yapalrm ki mecburum. — Yarın öğleyin Eskişehirde bulu - nursunüz.. Ne olur kalınız., — İmkânrı olsaydı, hatırınızt kırmaz, kalırdrm. - Bunu kat'? bir lisanla söylemiştim. Bundan güzel kızın kırılacağını ve hat- tâ cevap bile vermiyeceğini Ssanarak içimde bir üzüntü duymuştum. — Fakat o! — Görürsünüz.. Sizi bırakmayız... dedi. , reket edersiniz! diyorlardı. Cevap vermedim ve İ benlz pırak Şükniyenin boş durmallığımı, büle mamaları için bazılarının eride o- tüğü gözümden kaçmamıştı. İçde dahil turduğum sırada evin eftendisi elit vesi” olduğu halde bir kaç kişi m"i'tumgaı lelerle dışarıya çağrılmıştı. çini TC& ben ayağa kalkıp ta müsaadelt etle ettiğim zaman umumi bir — Düğünü lde görür, yarım Bana bu kadar mhajirpewefıikdg.:" terenlerin isteklerini redd den gelmedi. eve Akşam üstü, gelini bulunduğU” 4 getindiler. Hep birlikte düğüneğıw, gittik, Geç vakte kadar içtik VS © pı. dik. Kısa bir zaman içinde cigârtY” 14 yağı alışmış gibiydim. Düğmic ap edi yordu. Şükriye hiç yanımdan W yor, muttasıl gözümün içine çimaliti ve istediklerimi, istemek #T y bulunan ve isteyeceğimi yanfı pen şeyleri hemen yerine getiriy“fd“' geri de ara sıra ona iltifat etmek“rwp kalmıyor. fırsat buldukça elini dum. vekE Geç vakit, yatmak üzere €V g dük. Oda!'ardan birisini bana & M . ve yere güzel bir yatak ta hazıf ” -— lardı. , Beni odanın kapısına kadar ©” J bi getirdi ve: î Geceniz hayırolsun - diyerek uaf laştı.. Odaya girdim, soyundum V* M söndürerek hemen yattım.. j Gıcırtı ile açılan kâP haldef Yarı uyanık, yarı uykuda wıeîdzî“' dim. Aradan ne kadar zaman B* — bir bilmiyorum. Kulağımda E“çızywyor' er ni actım. Ne olu: t gicirti ile pözlerimi aç dum? Neredeydim? â u’#w Uyku sersemliği ile bir arâ yapı ” drm, Sonra yavaş, yavaş li'l”' ’ı,dr ralığından odayı dolduran 1Ş1BM * Ce miyle bulunduğum yeri hatır fifçe kalkık duran başımı h“”î;S ğm üzerine koyarak Mğon Kf uylt yorganı Laşıma çektim. — . gönüyt içinde bir taraftan biT ; ı müşum gibi oynadım. | Fakat gözümü kapıdan k:ğ”;î; Böyle gece yarısı içeriyt " — rma , Yoksa benim kız olduğwcwwd’ varmışlardı da tahkik için & t Buna imkân yoktü.. M Ben böyle düşünürken KSF oday* açılmış ve hakikat anlaşı e bif yambt gelen Şükriye idi ve tutuyordu. ; mgdi": Doğrusunu ıöyıe““î em d Eleri: genç kızın gece yarısı; kadâf jşi ,d lâmba ile odama gelecek çmişti H Va ye götürmesi garibime î'u“ yd,urî ol alabilirdi. ya farkına d “o'ı:; gili gelip bizi yıuımyjdıh' “’“:.,o' ye yapardım? Kabahati g79 yöz Ve kendimde — buluyordum, çKti “pir cek, kızı ümide Ğü!_ 4 _"’ıyçt“" çirl le böyle gelip geçiti bıâi çei g”’;n a an buram buram terlediği L na VE | Bu körku, kr olmamıki .. Kö* | lacağından ileriye geli?;:â gorrü Şükriye odaya gifÖi ) vyr K yar pıyı kapadı. Elind e gü ” duran bir sandalye ÜSF — v başik b ran gözlerimi iyice kaP* ça det öylece düurdum. 4 part Sonra hafifçe mee .rkl’wı dan yarı baktım.. ŞÜST dönmüş duruyordu. aF v rağ |