Cevapları veren: PROFESOR SANERK Grafoloji ve Grafometri mütehassıs ÜTÜN tafailAtile karakterinizi; meziyet ve kusurlarını kadar vazih ve sarih olarak husustyetlerinizi; tuttuğunuz veya düşündüğünüz işte Bizi bayrete — düşürecek muvaffak olup olmryacağınızı; nihayet beş farkla yaşınızı size söyliyebilirim. Bana bir gazeteden, bir kitaptan veya aklınızdan yazacağınız dört satırlık — yazıyı; son Aaylardaki imzalarınızdan ikisin! gönderiniz. 'Tetkiklerin çok' esaalı yapılmasını tstediğiniz takdirde sağ elinizle — yazdığımız dört aatırı, aymı yazınm sol elinizle ya elmışını; baş ve gahadet parmaklarınızın bir Kkâğıt üzerindeki izlerini; sağ elinizi kâğıt üzerine koyarak bir kurşun kalemle elini. zin kâğıda çıkaracağınız resmini; muhtelif tarihlördeki imzalarınızı, yazmız sağ el ile kaç dakikada, sol ile kaç dakikada yazdığınızı; — dirseklerinizden — bileklerinize kadar kaç santim olduğunu — ilüve ediniz. Kiızmızı vereceğiniz — delikanlımın, tanrdıklarınızın, dostlarmızın, — nişaninızm, İş ortağınızm da seciyesini, busustyetlerini, hizesimzalarını ve berhangi bir yazısından dört satır yazıyı gönderirseniz size söyli yebilirim. Kendilerine cevap verdiklerim, cevaplar hakkmdaki mütalealarmı Scabında Beştedilmek üÜzere — Strih adreslerile yazabilirler. Gelen mektuplarda, bir kâğıda Tuhtelif kimselerin yazr yazıp tmza attıklarını görüyorum. Herkes ayrı ayri kâğıt. lara yazmalıdır. ——— — —H- Aksaray N, Brlem: 28-32 yaşlarında bir zatsınız. Herhalde szun boylu olduğunuzu iddia edebilirim. Vücultça size zayıf demek Jâzımdır. Has- sassınız, hastasiyetiniz asabiyet derecesi- ni bulmaktadır. Yazısından parçalar gön- derdiğiniz bayan, sizden daha gençtir ve büyük bir ihtimal ile 20-22 yaşlarındadır. Orta boyludur. İyi yapılıdır. Sıhhatça şi- kâyeti yoktur, İyi kalplidir. — Yalnız pek çok kıskançlır ve hodbindir. Kıskanç ol- duğn için mi bodbindir, hodbin olduğu içia mi kıskançlr, burasını siz daba iyi tayin edebilirsiniz, Nişanlımız olduğunu bildirdiğiniz bu bayan, bütün — etrafının kendisile meşgul olmasını ve her — iyinin her yeninin kendisine hasrolunmasını ve kendisi varken hethangi —-bir başkasına (hattâ bir hayvan veya çiceğe bile) dikkat olunmamasını istiyen bir karakterdedir. Bu huyundan vargeçmedikçe veya bu hu- yundaki şiddet ve kuvveti — azalmadıkça, islenilen sandetin vücut bulması hayli güç olsa gerektir. Size gelince: Siz de pek sabırlı ve mü- tehammil görünmüyorsunuz. Şimdilik mü il ve şiddetli, sevgi, biribirinize ta- mmülünüzü kolaylaştırmakta — ise de, liğim gibi, buylarınızda icap eden fark dar temin edilmedikçe Herisinin her iki ta t da pek menmun etmiyeceğini tanne- derim. Ba tahlit neticeleri — hakkındak! düşüncelerinizi öğrenmeği çok İsterdim. Cevabınızı bekliyorum. -ei C. A, 9970/32: Samim! bir ruhunuz, saf bir — katnıniz dardır, Mütaleaya ehemmiyet — vermeniz şayanı tavsiyedir. Dört satır yazı gönder- meniz ieap ettiği hülde bir tek satır gön- dermişsiniz, halbuki en az dört satır şart. lır. Samimt ve hassas ruhunuzu tatmin ©- der cevaplar — alabilmeniz için yeniden dört satır yazıp Könderiniz. ğ söylediğiniz vasıfta bir bayanla mesut bir izdivaç yapmanıza pek müsait — değildir. Fakat size #ayni zamanda iflet ve kadınlı- B fazla bir bayan da kat'iyyen elzemdir. Tanıdığınızın kültür ve tetimal terbiyesi- ni — bunu züppe yapmıyacak ve ona ev kadınlığını unutturmayacak derece ve şe- kilde — tamamlayınız. Siz, hâkim ruhlu ve arfularınınzın itaatle yerine getirilme- sini istiyen bir zat olduğunuza göre buna uyamıyacak bir bayanla evlenmeniz her Ikinizi de mesut etmiyebilir. Mevzuubahs bayanın parmak İzini gönderirseniz tek- rar sizinle konuşurum. —- Kadıköy 18-11-937 : Yaşlıca (40-45), orta boylu, — hayattan fazla yorulmuş bir zat, Şimdiye kadar uğ- radığınız İnkisarlar, iradenizi sarsmış ve sizi yeni İşlere teşebbüslere — alılmaktan alıkoymuştur. Parmak izleriniz iyi çıkma- mıştır. Tekrar gönderiniz fazla asahiyet- ten geçiniz ve daha iyisi sinirlerini- Ti tedavi ettiriniz. —&8— Eskişehir 937-938 ; 20-25 yaşlarında — kısa boylu bir gençliğinize rağmen tenbelliğe mütemayil siniz. Zevk ve rahat en fazla — aradığınız şeydir. Allenizin maddi vaziyetinin İyi ol- duğunu ve biraz serbest büyütüldüğünüzü ve bu itibarla işe pek al: dağınızı tah- min ediyorüm. Çalışmağa afışmanızı, ha- yatta kendi kazancile yaşamanın en bü- yük zevk olduğuna İnanmanızı tavsiye e- derim. —t Reyoğla K.T. R. 5 30 yaşındasınız. Yazınız maddi bir sı- kıntı içinde olduğunuzu ve bu vaziyellen kurtulmak için yeni teşebbüse at Bınızı veya atılmak Üzere bulunduğunuzu Rösteriyor. Teşebbüslerinizde nenl ve te- llşçısınız. Bundan vazgeçiniz. Soğuk kan- hlığımızı muhafaza şi h ayatta daha fazla muvaffak olacağınıza eminim. Ya- zınızdan kuvelli bir aşk da seziliyor. Bs Ankara M, $. : tahlil teerübeleri hakkındaki — cevabınızı ü Sorduğnuz sanle cevap: — Karakteriniz | hekliyorum. . TİTEŞERANET SN vre " Ça yi Sovyet Rusya kükümeti hesabına Am erikada yapılan bu tayyare, 38 bin kilo sıkletindedir. Bir uçuşta Nevyor ktan İngiltereyo gidebilecek kuvvet- tedir. Sürati saatte 320 hilometredir. 46 yolcu taşıyabilecektir. HAKIKİ KASE ALGOPAN ALGOPAN her eczahanede bulunur. ismine ve SAKALLI markasına dikkat , GA İ REEİFT Maden? kutularda olduğundan terkibi ve tesiri katiyen değişmez. zleye, soğuk algıntlığına, Nevralji ve pelerdenberi tecrübe edilmiş en tesirli ve emsalsiz ilâçtır. bas, — diş ağrılarına ge- Yazan: Kenan Çinili — Melekzad Çinili KERKEK — KIZ) Kayseri yolunda 8 İLKKÂNUN — 1937 — pi — Tercilme ve iktibas hakkı mahjusdur — Kompartımanda genç bir erkek ve ben... Başka kimse yok! Pencereden dışarsını seyrediyor ve düşünüyordum ; Kim bilir başıma neler gelecekti? Bird enbire, yabancı delikanlının “ Uğurlu yolcuklar beğim !,, dediğini duydum Çıkan kısımların hülâsası Bayan Melekzad 1327 yılın- da Çamlıcada dogmuştur. Ço- cukluğu hep erkek elbisesi için de geçmiş, daima erkek çocuk- larla düşüp kalkmış, onlarla bir likte oynamıştır. Erenköy lisesinde okurken de ketik saçlarına ve külotuna bakarak onu erkeğe benzetir- ler ve “Melokzad ağabey” drr: terdi, Mektebi bitirip de annesi artık erkek elbisesinin çıkarıl- ması lâzım geldiğini ihtar edin ce ailesiyle arası Aaçılıyor ve kendi başına yaşamak için İs- tanbuldan uzaklaşmiya — karar veriyor, Bir sabah cebine yüz Hirayı ve bir ufak tabancayı yerleşti- rerek evinden ayrılıyor. O ge- ceyi Kayseri trenini kaçırdığı için, Kadıköyünde bir otelde geçiriyor. Ertesi gün bilet alır- ken annesi yakalıyor. Melekzad ondan kurtulmak için bir ya- lan uyduruyor: “yüz lirayı bir arkadaşıma bıraktım.” — diyor. Parayı almak üzere Melekzad, annesi ve uşakları Hasan yola düşüyorlar. Çaresizdi, yürüyecektim. Sahile gel dik. Oradan bir kayığa atlıyarak Kıdf köyüne geçtik. Annem iskelede bizi bekliyecek, bir de Hasanla giderek ar | kadaşıma biraktığımı söylediğim para- yı alıp getirecektik. Hasanla yürüdük, arkadaşımın evi ne geldik. Kafamda şimşek gibi bir sor gu belirdi: Parayı arkadaşıma bırakmış değildim. İçeriye girip çıktıktan sonra üzerimdeki parayı iade etmek mecburi yetinde kalakaktım. Bu takdirde ne ya pardım? Kayseriye gitmek imkânını kaybedecek eve dönmek mecburiyetin- de kalacaktım. Bunu yapabilecek miy- dim? Hayır.., Uşağımızı nasıl atlattım O halde? O haldesi, muhaldesi Ha sanın elinden kurtulmak icap ediyordu. Benim için bundan kolay ne olabilirdi, Hasana: — Beni burada bekle, parayı alıp geleyim. dedim. Evin bahçe keçıseadan — girili, sonta <sıl e koprsiyle karşılaşılıyordu. bahçe kapısından — girdim. Meydanda kimseler yoktu, Koşarak bahçenin arka duvarından bostana atladım. Bostandan mümkün olabildiği kadar hızlı adımlar la geçtim, Mısırlıoğluna çıktım, oradan da bir arabayla Kızıl Toprağa geldim. Biraz bekledim. gelen trene atlıyarak Pendikte indim, Bunlar © kadar ani olmuş ki, tren. den indiğim zaman her tarafım titriyor Gu, Ben bile ne yaptığımın, neticesi: nereye varakağının farkında değildim. Bildiği-a bir yey vardı: kararımın k- oluşu... Her şeyi göze almıştım, ölecek tim, fakat geri dönmiyecektim. Biraz kendime gelip te, Kayseri trenini #orduğum zaman aldığım ce - vap beni sarstı. Tren gitmişti. O günü de mi İstanbul havası #çinde geçire- cektim? Buradan bir an evvel uzaklaş . manın çarelerini aramalıydım. Gişeye yaklaştım: — Kaykeri treni gitmiş. Akşama kal- kacak başka bir tren var mr? — Evet.. Konya treni var. Bu trenle hiç olmazsa Eskişehire ka- , dar gidebilirdim. Ona binmemin bir | faydasi daha vardı: İzimi kaybettire. u : ğ gğut Poncereden dışarsını seyrediyor ve d üşünüyordum: işte nihayet İşta dan ayrılıyorum; kimdilir başına neler gelecekti'.. bilirdim. Eskişehirde iner, ertesi günü de Kayseriye yollanırdım. O gün akşama kaklar Pendik içlerin - de dolaştım. Akşam oldu, tten - geldi, Biletimi alarak atladım. Yol arkadaşım Bulunduğum kompartimanda benim gibi giyinmiş, fakat her halde benim va- ziyetimde olmıyan bir yolcu daha var. Bu genç bir erkek, Aramzdati farklar şunlar: Onun yolculuğunu kaçak yap . madığı belli ve hakiki bir erkek; yolcu- luğuna Haydar, dan baş'amış. Ben kaçak, erkek içind- saklı bir kız, yolculuğuna Pendikten Laşlamış.. Ben kapıdan görününce, yanı başın - yük paketi kâldırorak yere, y iyecek bir yere koydu. Sonra doğruldu: — Buyurun, dedi. Ben sc3 çıkarmadım. Onun tam kar. gısına, peTcere yanma oturdum. Genç belliydi ki, belki yanına oturmak arzu - sunu gölteririm diye paketi yere indir- mişti. Benim iltifatıma karşılık vermeyi. şim ve karşısına oturuşumu garip bul- muştu. Fakat büyük bir tevekkülle bu- nu belli etmemeye çalıştı. Biraz sonra tren hareket etti. Sey . rek evler arasındaki mesafeler azalmıya, tren gittikçe sür'atini arttırmaya baş- ladı. Pencereden dışarısını seyrediyor- dum. İşte nihayet İstanbuldan ayrılı - yordum. Kimbil'r başıma neler gele - cekti. Böyle delice bir harekete geçmiş | olmamdaa dolayı sonunda pişman ola- cağım mu akkaktı. Fakat bir defa ok yaydan fırlamış ve Fiskişehre doğru yol almaya başla. mıştım. Dalmıştım. Karşımdaki yolcu- nun: — Uğurlu yolculuklar beyim. De- diğini iş'ttim. | 'Temiz bir köylü olduğu her halin. ı den belli olan bu gence cevap verme -« mem kabalık olacaktı: — Teşekkür ederim.. Size de,, * — Eksik olmayın.. —Allah kısmet e- derse nereye gidiyorsunuz?, — Eskişehre.. — Ya! Çok iyi.. Ben de oraya gidi. yorum. Yolda konuşururz.. Uzun yol başka türlü bitmez ki.. Bu “bitmez ki,, - yi benden müsbet bir cevap almak ar - zusunu taşıyan bir ifadeyle söylemiş. ü: — Evet bitmez.. Uzun yolculuk ar- kadaşsız bitip tükenmez bir öşkencedir. — Exkişehirli misini?, — Hayır.. İstanbullu.. Bör müddet sustu. Suallerin ardı ar- kası kesilmiyeceği belliy lık olmak ve cesaret edebiln ni cebine götürdü. Cigara kararak uzattı? — Buyurun.. — Teşekkür ederim, îçın'f“:'-:m der — Buyurun canım, iyi cinstHSt ğöl amma dert öldürür.. — Cnenii” O zamana kadar hiç cigarn İS7 | içakı tim, İsrarına dayanamadır- y" 'Tam bir acemi haliyle yaktımı r ladım.. , ye BĞT Gerenamlr li — Kenan.. z Rı"fı' — Kenan Bey ha! Berim de ue — Eskişehrin nercs nde otur nuz?, * “ır*" — Ben mi? tçinden değil- A içet köyündea.. Eskişehirden üç ?!bîü('!. lektir.. Güzel bir köydür. Tabi NİZ.. « — Hayır bilmem. — Hayır bilmem. gezmeğe çidiyorum. — Ya. Öyleyse bizi yurun.. Müsafirimiz olurs — İnşaallah.. vkik gel — İnşasllah değil muha Bakın ne güzel bir köydür Sözün kısası, yol arki ile böylzce konuşa konuşa bulduk. Yolda kendiünîğ' n ayyen bir yerim olmadığ? '“h Ğ doluyu yakmdan görmek İST y söf çıktığımı söylemiştim. Bf“ - lerim üzerine davetinde u:;ıctl“ iç ben de izimi tamamiyle Kd" bu daveti bir fırsat bilerek tim. Eskişehirden bir ara ve ancak 100 — 150 çerkes köyü olan Akpmara Beni köy qrafınd'l: * misafir ettiler. Bir mü3d şım Rahmi ile yalnız mkayıefk“'f 4 tepoden konuştuk. Bana m:u“ larından, hepsinin ü Eskişehire * ğ im köye ge gnure ahtf ş gö bahsetti. Bir ara da? &t © — Burada kalmayı İâ v öf zel'yle seni everelim, , V“" , Bundan, Rahminin heni O ygrif kek telâkki ettiği netice tım.. ü “ — Demek bet '"m_ yok—' ğ . güdünüz ? e küçük bir teredi Hele SZ — Niçin olsun. gi ge kolaya Kızlarımısı: beğ e0 eh bi biç şüphem yok. HeF vardır. Zaten şö “ gelecekler, görürsünür. Güldüm: — Hele görelim- n Ü dedim- Be