Sence; Ma sayram i Vapurdayım; en alt salonda. | » #n8esine kadar kıvır kıvır saçları, ündüğü mahiyeti meçhul yağlarla Ayan köşeli omuzlariyle cüssesini ış kalın bir paltonun li, pis bıyıklı, son mo. küstah bir yaslanışla bu Mü Part, İİ miayiye çıka atam, ka kuş beyi enç, Kii ark alduğu duvarda çivili mat- ii Vhadan anlaşılan salonda, hiddet- arın tüylerini dimdik eden ha » tek, *tleriy <igara içiyor. e sonra biletçi geldi. Cigarasımı 5 yukarıda içmesini — S*nce ihtar etti. Aldırmadığ lead gösterdi. Rah; ha Sala Kişi çıktılar. Biletçi de işini ya- Bele, Taka gitti. Dönüşte berab. Polis memuru da deFkanlıyı aldı. ia Moda genç, cigarası elinde, palto . 00 e sük- rmesni, veya kleri yerleri süpürerek, n, polisin peşinde, gitti! İk e geldik. Vapur yanaşıyor. ilede levent endamlı bir pos, hey - e giri, 7. Si, duruyor. Vapur yanaştı; fakat he” yok. Usulsüzlüğe, yasağa ria- leş cesaret eden yok. Yok, çünkü NE bir kitabın sayfalarındaki satır- Ki, #rasndan çıkarak iriyarı bir insan Hi. karşılarında.. Herkes o kuzu Sikiyor. bğ bede te tuhaf bir vaka” oldu Kibar. m aliden © belli bir genç kadın de yürüyor, Bir adım gerisinde Mim gençliğinin ve parasının Sek tekip. ediyor. Genç kadının « N olmadığı ne kadar belli.. Me” İ geçit yerlerimizden birine ge- z &3dın orada duran kanun adamı. Hk, kaç kelime söyledi, Polis, erke- in tuttu. Sarih ve sert bir kaç La Gürültüsüz, patırdısız, beraber lar gördükten sonra muhayyi - de, ye başladı: Beyoğlunun ana *erini sabahları sekizde her türlü iye Bislikten temizlenmiş düşün. Vin at yirmi dörtten sonra şehri Ww&p eden sükünu özledim. me Marladım ki şehrin her sokağında tiz, Yİ tıklar yanar. Tasarladım ki ” İMiayyen zamanlarda hükümete ai, İediyeye karşı borçlarını ödemek akın veznelere, maliye şube- iy koşar... Tahsildar denen şey ar. * Nevi ankadır... in veye olmasın?. Mademki tey, wi tatbik edilebiliyor ve mademki Ha, > fikri takip denen şey var, Ni m2, Ky Sn, zannedersem, medeni İs- W hakiki bayramı ölacakk. 5 «tih noterliğindeki Vilstimal davası N neticelendi 0 tar ve baş kâtibi ceza Sörecekler Le bir.müddet evvel kullandı- eN Na Pullarmı sökerek.tekrar ev- İyi, Piltaran ve evrak sahiplerin » mii Paraları bu suretle zimme- pia grek hazineyi zarara sokan aç İkinci noteri Şükrü, başkâtib dayı > daktilo Münevver aleyhine a- İn nihayete ermiş ve ka- Ka, bildirilmiştir. Böre noter Şilkrüi ihmal ve lay hapse mahküm olmuş, kası olmadığından karar te- » Başkâtip Feyzi 6 sene hapis yatacak, 311 lira Ve müebbeden âmme Mden kullanılmıyacaktır. sti tekârlıktan dolayı hazinenin Bi 1058 lira 98 kuruş Şükrü ya, Yep SN ödetilecektir. Daktilo Mü- Taet etmiştir. ER IM ME TT Yİ İSİ IM » 73 rip TT A MN Wwe erkek mütemadiyen söyle- | EN Mahir BÜLENT “Komünist düşmanı,, değil, ingiltere düşmanı Italya, Almanya ve Japonya Rusyaya karşı degil, Ingiltereye karşı bir ittifak yapmış bulunuyorlar Hitler emrediyor Musolini takip ediyor Meniaaiları kesesine co durmakla olan Hitlerdir ; Musolini sadece masratları tediye elmektedir Romada, su O İkinciteşrinin ıncı günü “komünist düşmanı, kadde mamıştır. O göndeni hakkında o kadar biribirine şeyler söylendiğini gör hal şu can sıkıcı kiş 6 mu- ittifakın imzalandığı unutul- ittifak ! nı bir hayli eğlendi Evvelâ Al-| manyayı ele alalım: an gazetelerinin, İtsiya, Ja- ya arasında yapılan kıymetinden n ciddi emirler aldın bis mendil: *, Zira Alman muharrirler bu an- Yaşm ayı hep siyasi ictihat tarafın dan ele alıyorlar ve yalnız işin haz rTiyat tarafile uğraşıyorlar. İtal lar ise bilâkis anlaşmanın kıymı ni ballandırıyorlar, anlaşmayı imza- lamış olan devletlerin kaç yüz mil- yon nüfuslu bir yığın teşkil ettikle- rini ve deniz harp kuvvetlerinin kaç milyon ton tuttuğunu Yazıp çiziyor- lar. Biz, “komünist düşmanı, mu- kaddes Ittifakın kıymetini İtalyan gazetelerinin neşriyatile ölçmek daha doğru olacağı kanaatindeyiz. Zira ittifakın mühim bir askeri ma- nası olmasaydı, eğer bu ittifak sa- dece ietimal akidelerde üç devletin birleşmesini ifade etmiş olsaydı Mu- solini bunu imzalarken Romadaki bütin ataşemiliterlerin hez'r bulün- malarımnı ısrarla ister miydi? İtfaknamenin birinci maddesin- de anlasmanın esası şöyle bildiril- mektedir: “Komlinist enternasvonalin faa Viveti etrafında birihirini haberdar etmek, komünist enternasyonnle karsı müsterek tedbirleri sıkı bir iş birliği ile tatbik etmek üzere Al- manya ve Japonya arasınân. yapıl. mış olan anlaşmaya İtalya istirak eder.,, Eğer Romdda Musolininin İtalya namına imzaladığı veşikanın bütün manası bundan ibaret olsaydı bu an Jaşma kadar manasız ne olabilirdi? Komünist enternasyonalir faaliyeti- ni takip etmek ve müşterek tedbir- er almak için bu üç devlet büyük erkânıharbiyelerinin ikinci şubeleri (1) kâfi gelmez miydi? Muahedede şöyle bir kayda da tlanıyor “İmzalayan taraflar, enternasyonalin parçalayıcı faaliye- tiile milcadele etmek Için müdafaa Fi komünist tedbirlerini müzakere ve kararlaştır- mak üzere daimi bir komisyon teş- kil edeceklerdir.,, Yukarıda büyük erkânmarbiye- lerde bu İşlerle uğraşan bir teşkilâ- tın mevcudiyetini bildirdiğimize gö- re yeni kurulacak olan bu komisyo- nun acaba hakiki vazifesi, no ola- caktır.? Bu suale cevap vermek ve mua- hedenin zikrettiğimiz iki - kaydını hakiki! manasile kavramak için bir kaç yıl geriye dönmek ve şimdi unu- tulmus olan bazı eski muakedelerin metinlerini karıştırmak lâzımdır, İzah edelim Bugün bir çok İtalyan mahkeme- lerinde “fnsist düşmanı,, olanların muhakemelerine başlanmış bulunu- (1) İstihbarat ile meşgul olan giz “n ee ve casusluğa karşı YAZAN dâgue€s Bardoux Le Temps gazetesi siyasi mu- yorsa da artık İtalyada ciddi bir ko- münist tehlikesi bulunduğu iddia edilemez. Bununla beraber İtalya- dan geçen seyyahlar, Habeşlatanda ve İsponyada cereyan eden hüdise- lerin italya ne pah; mal olduğun dan gafil olduğu halde halkın gene vüyük bir memuuniyetsizlik içinde bu Jarketmektedirler. Bu hal bugünkü İtalyan o rejiminin en büyük düşmanının gene bizzat ken- disi olduğunu anlatmaktadır. Ital- yan rejimi memleket (o dahllin iile kendi o çukurunu ö xdır. Yoksa İtalya ile üçt il arasındaki çelik böl me sapasağlam durmaktadır. Üçün- cü enternasyonalin İtalyada bugün- kü rejime düşmanlık edebildiği id- dia edilemez. Esasen Mueolini üçlün- cü en syonale hiç bir Ozaman ciddi bir ehemmiyet o vermemiştir. Zaten bunun için deği) midir KI İn-| gilterenin ve Amerikanın Sovyetler» le münasebet (o tesis etmeğe kork- tukları bir devirde. oen ufak bir tereddüt göstermeden Moskoraya 6- Uni uzatmış ve üçüncü enterhasyo- nal taraftarı İtalyan komünistleri- nin hentiz faaliyette devam ettikleri bir gamanda bile /Sovyetleri tanr- maktan çekinmemiştir. İşte yakın bâdiselerin tarihi önümüzde: 26 ilktesrin 922. Musolini Roma üzerine yürüyor. Dört gün sonra ya- ni âyin otuzunda kral Emanuci ken- disini kabine teşkiline memur eği» yor, 26 ikineiteşrinde o parlamento yeni başvekile fevkalâde salâhiyet- ler veriyor. Ve bir yıl sonra, yani 30 ikinciteşrin 923 de Musolini par- lamento kürsüsünden şu sözleri söy- lüyor: “ Eğer Sovyetler #konomik bir muahede imzalamak isterlerse Rus- yanın eski müttefikleri o arasından ilk olarak Italya, yeni rojimli Rus devletini Tanımuğa hazır bulundu- ğunu beyan eder.» Aradan bir yıl daha geçiyor, 924 yılı ikincikânun ayının onuncu gü- nü Sovyetlerle İtalya arasında mü- zakereler başlıyor oV€ İmizalanacak muahede esasları o kâdar üstün kö- Tü, o kadar (omünakaşasız, o kadar süratli olarak kabul ediliyor ki Ingil- terede iktidar mevkiinde (bulunan Amele partisi lideri Rümzey Mak. donuld geç kalmaktan korkuyor; 20 gün sonra yani l şubat 924 de İngilterenin yeni Rus devletini ta- nıdığufı Moskoyaya müstacel bir tel- grafla bildiriyor. 6 Şubat, Sovyet — İtalyan muahe- desi Romanda imzalanıyor. T Şubat. Sovyet Rusya, İtalya tarafından hukuken tanınıyor ve 25 şubatta Sovyet Rusya nezdinde ilk İtalyan sefiri sıfatiyle Kont Manzo- ni Kremlin'de itlmatnamesini tak- dim ediyor. Bu kadar Tonten amcanın cazibesi tn çok Işin bu kadar ktsa ——————— a Komünist düşman cephenin ilk kuruluş yıldönümü münasebetile Berlinde Japon Büyük Eiçiliğinde şerefine ver ilen suvarede Biçisile bir zamana nasıl sığdırlabildiğine gelin de hayret etmeyin. Yapılan mushede pek imdi, İtalya bunda yalnız komünist Rus- Yanın elçilerine, omemurlarına ve ticaret heyetlerine diplomatik masu Diyet temin etmek ve komünist Rus- yaya en fazla “'mazharı rüçhan,, dev let muamelesi yapmak taahhüdünde bulunmuyor, ayni zamanda iki taraf gemilerinin karşılıklı olarak Kara- denizdeki Rus ve Akdenizdeki İtal. yan limanlarında serbest dolaşmak hakkını kabul ediyor ve Sovyet sey- yablarile Sovyet Rusyadan (gelen mallara büyük kolaylıklar vaadedi- yordu. Ve bu halden bugün komü. nistlere karşı dünyayı azam! ihtiya ta davet eden faşist İtalyada en w- fak bir kuşkulanma hlssedilmiyor- du. Bu muahodenin İtalyaya mühim ! bir Iktisadi faide temin etmiş oldu. gu da iddia edilemez, Amerikan ve İngiliz salnameleri İtalyaya 25 milyon dolar satış yap- mış olan Sovyetlerin 1928-1932 dev- resinde bu miktarı 39 milyon dolara çıkarabildiklerini; buna < mukabil 1924-1928 de Rusyaya 73 milyon dolar satış yapmış olan İtalyanların 1928-1932 de bu satışı ancak 5 mil- yon arttırabilerek 78 milyona çıka» rabildiklerini,, kaydetmektedir. Hal. buki bu İtalyan satışı ayni devreler- de Almanya, İngiltere ve Amerike- nin Rusyaya yaptıkları ertışın ya- mında pek zavallı kalmaktadır. Bu hal İtalyada şüphesiz bir hayal kırıklığı uyandırmıştı. Fakat buna rağmen, hattâ bir müddet sonra İzvestiya ga- zetesinin sabık başmuharriri Karl Radekin İtalyan faşizmi aleyhinde mubtelif vesilelerle yazmış olduğu pek şiddetli makalelere rağmen İtal yan hükümeti komüniat Rusya aley- hinde en ufak bir teşebbüste bnlun- mamış, hattâ 12-24 mayıs 1933 de komünizmin kâbesi olan (Moskova ile Roma arasmdaki bağları küvvet- lendirmek için hazırlanan bir proje Ti müsait karşılamıştı. Bu (granada Hitlerin temayüllerinden şüphelen- meğe başlayan Rusya, şarki ve mer- kezi Avrupa devletleri ile wütema- Ey Devami 4 fnctde “1924 - 1928 de| Bitler Japon Büyük konuşurken Tarih diyor ki: Asılan fahişeler Üçüncü Selim zamanında, yıllar. danberi süren savaş, Osmanlı ordusu için hiç bir muvaffakıyet temin etmez mişti. Ordu, Mom ekmeğe P li” fena gidiyor, serdarı e riksizliği, ataleti bu perişanlığı bir kat İ daha arttıryor, orduda itaat ve inzibati baltalıyordu. İstanbul bülhanbeyleri, serseri rühu gemi azıya almışlardı. Bunl taşkınlıkları, münasebetsizlikli mez bir dereceyi bulmuştu. Birkaç deh rakı ile kafası tüt n, bir iki binlik şarap deviren kendi: “Medinei İstanbulun sahip kıran bâkimi,, sanıyor- du. İstanbulun muhtelif köşelerinde du yulan, bep külhanbeyi narası, iki tarafa sallana sallana yürüyen zorba sarhoş- ların bıçkınca Iilarıydı. Halka göz da- ğı vermeğe çalışıyorlardı. Üçüncü Selim bu rezaleti nüne haber alıyor. “Sefer ahvali kadar payitahtın hali esefengizi,, de onu hk rap ve müteessir ediyordu. Onun iti kadınca savaş mağlübiyetinin ve şehir- deki rezaletlerin, ahlâksızlık gi- ne salki, her gün İstanbulun muhtelif semtlerinde içki sofralarının kurulma» sından ileri geliyor, halkın kaygısızlı- ğı, dini mübalatsızlığı bu kötü netice- yi doğuruyordu. İhtikâr, zaruret son dereceyi bul muştu. Esnaf savaşın ouzamasından memnundu. Değerinden çok fazla fiyat larla satış yapıyorlardı. İçeriden esnaf, dışarıdan düşman... Halk bunların arasında, zavallı ve peri- şan inleyip duruyordu. Üçüncü $ her akşam billür kadehle; içi ni içiyor, neyletin, tanburların nağmele ri arasında güzel sesli cariyelerin gazel ve şarkılarını dinliyor, göbek atışlarını seyrediyor, fakat memlekette içkinin ö- nine geçmek, saz âlemlerine nihayet vermek için de çareler düşünüyordu. Bu düşünlesini hakikat yapmak günlerce kafa yordu. Nihâyet bir gün aklına esti, hemen şeyhülislimr çağırdı: — Bugünden tezi yok. Camilerde zafer duaları okut! Var git lâzım gelen lere talimat eriştir! emrini verdi. Üç gün sonra tellâllar İstanhul s0 yag Lötfen sayfayı çeviriniz H. Rüştü TIRPAN