aK Çarşamba Ulus basrmevi 8 Çankıtı Caddesi: Ankara İLKKÂNUN 'TELEFON vam | BEtmina GŞ aA Z Yazı di lür KA Bi Si SKURÜŞ — | Telgraf: Ulus - Ankara ULUS ADIMIZ ANDIMIZDIRM Bugün 7. incide Gençlik sayfası Yarın Sanat Nankin varuşlarında harb oluyor! Türk şehirlerini Yeniden Kurarken... Yazan: Dr. Enjöniör Martin Wagner Cumhur Reisi Atatürk, 1 ilkteşrin Tutku ile, imar işlerinin memleketin ikişafı bakımından olan büyük ebe- Miyetini yeniden belirtmiştir. Tekmil İ işlerinin bir merkezden idare e- dilmesini ve nutkunun sonunda, Van Bölünün en mutena bir noktasına yep Yeni bir kültür şehri kurulmasını teş- Ti? kuvvetlere tavsiye etmiştir. Türkiye devlet reisinin icraatını ta- Tüyanlar, onun, düşüncelerini hemen küvveden file çıkardığını, ve dizektif- Tinin, hükümet tarafından, “rasyo- Ael ve plânlı çalışmalar” ile bemen te- Yid edildiğini bilirler. Modern türkiyenin yeni hükümet TMerkezi olan Ankara dahi önce, sade- €& bir tasavvurdan ibaretti; fakat sür- âtle bir realite olmuştur. Vaktile gene İT tasavvurdan ibaret olan endüs- trileşme, bugün yerden fışkıran fabrikalar ve kurulan yeni şehirlerle, keza hakikat olmuştur. Issız ve tenha bir bölge olan Karabük'ü göz önüne ğetiriniz: Şimdi orada en modern ev- leriyle, bir çelik şehri kurulmaktadır. Türk ülkesinde daha orta çağdan ima şehir biçimlerinin değiştirilip Modernleştirilmesi için bir çok proje Ve plânlarla hareket edildiğine yalnız İşaret etmekle iktifa edeceğiz. Devlet Teisinin imar pilânları sayesinde, Tür- kiyenin devrimizin şehir kuran ve i- mar eden memleketlerin ilk safına Btçmiş olduğuna hiç şüphe yoktur. Gern bir tarzda idare edilen bütün dev: letlerin hükümet programlarının ne- den özünü teşkil etmekte bulunduğu ve bu meseleye bundan S0 yıl evel 2için hiç temas edilmemiş olduğu su- alini ortaya atmak faideden hali de- Gildir. Cumhur Reisi Atatürk, yukarıda l geçen nutukta bunun cevabını Bayet sarih bir şekilde vermiştir. Ata- türk demiştir ki: “Büyük davâmız, €0 medeniğ, ve en mürcitfeh bir millet Olarak varlığımızı yükseltmektir.,, Acaba, fransız ihtilâlinden bugüne kadar bütün Avrupa ve Amerika dev- tlerinin gayretleri aynı gayeye mü- teveccih değil mi idi? Kuvvetlerin | Serbestçe hareket ettiği bu devirde, li- beralizmin, insanlık tarihinin hiç bir devrinde tesadüf edilmemiş bir ölçü- Milyonluk şehirler kurdurmuş ol- Uğunu bilmiyor muyuz? Bunu göz ö- Tüne getirince, kuvvetlerin serbest ha- Teket devri olan geçen asrın, şehir ku- Tuculukta en ileri olduğunu kabul *tmek lâzım gelmez mi? niy e Brn halindeki büyüklüğe mede- Yet ve gene yığın halindeki m ine köleliğine refah adı verilmiş ol- | 'di, on muüyonluk Nevyork ve sassu :' ile, beşer milyon nüfusu olan Paris * Berlinin, medeniyet ve refah bakı- Aşpdan, boy ölçüşememesi icab ederdi. İç Sak, biz yirminci asır çocukları, kayilcu asır şehirlerinin inkişaf ve te- Taşülündeki kütlevi karakter ve bina- tin cephe zenginliği ile kendimizi 'datacak kimseler değiliz. Bizler, bu milyonluk şehirlerin iç Yüzünü pek âlâ biliyocuz. Ve bu şehir- _:ın Atatürkün ifade ettiği mana ve wlhu:—.:ıı 'En medeniğ ve en mü- ar, ©B7 seviyeden çok uzak bulunduk- sadan da haberdarız. & yığın şehirleri, kuvvetlerin ser- * bareket rejimi neticesinde tama- Yle plânsız, biçimsiz ve sanatsız bir ,.c::_ı tmeydana gelmiş olduklarından, ilerini orta çağın plânlı yahud or- i a bir şekilde kurulmuş olan şehir- düye € kiyas ettikleri zaman utanç Ymmaktadırlar. unlara inanmıyanlar ;bu şimdiki za- b Paris, Berlin, Loadrada $e kayıiMnarisi bakımından nelere kar- Mi olşralık duyduklarını gayet sami- İrdizyaş ' kendi kendilerinden sorma- wei Bizzat kendilerine sordukları Yapıları Sevabinı alırken, yeni devrin Ve ilk “hr görmek için değil, orta çağ hat kîaışjmımw görmek için seya- qkç::"’" tine katlarıdıklarını anlaya- hp,,:l;,şl?."'“’f hakkında tenkidlerini hl"tx'm 'tüm yürüten bir kimec, bu ge- heleri upek de ihtişamlı olmıyan cep- 'ikasında büyük bir yığın sefa Besi ni A “.. Şehircilik işlerinde de “teknik ve plânlı esaslar da- “hilinde çalışmak lâzımdır. “Bunun için belediyemizi tü- “reli bir surette aydınlatmak “kılavuzlamak işile uğraşa- “cak, merkezde, bir teknik “büroğ kurulmasını tavsiye “ederim.» ATATURK letinin gizlendiğini tesbit etmekten kenlini alamıyacaktır. Hele bu inkişa- fın, medeni ve kültürel tekâmülü, şe- hir standardından çok aşağı kalan köy- lünün fedakârlığına dayandığını anla- kat kat büyüyecektir, Tenkidlerini — derinleştirmek - isti- yen bir kimse, şayet büyük şehirlerin yığın halindeki makine inkişafını bir ekonomyacı ve mühendis göziyle araş- tıracak olursa, serbest kuvvet hareket- lerinin, makine inkişafını hiç bir su- retle rasiyonel olmuyan bir şekle sok- muş ve dolayısiyle İnsanlığa hizmet edecek yerde insanlığı köleleştirmiş olduğunu adım başında müşahade cede- cektir. İşte asıd bu bakımdan, zamanımız- Japonlar takib fakat ele geçiremediler ) Gzetemizin çikmadığı öç bayeaan güü f yınca, sefaletin ehemiyeti gözünde| İ:LT._.M!-:& nıı::: L.:ı-ı imtiyaz bir çinli tarafından atılan bomba hâdisesini, iki yeni hâdi- se daha takibetmiştir. Ayın dördünde bir kaç silâhlı japon imtiyaz bölgesine girmek istemiş, bunun üzerine fransız makamları derhal ihtiyat tedbirleri almışlar ve japonların fransız taleblerini kabul etmeleri üzerine hâdise — kapan- mıştir. vapuru mitralyöz ateşine tutulmuş, da, makineler insanlar için çalışacakla- rı yerde, insanların hemen sadece mâ- iine için çalışmaları sebebi ile, büyük medeniyet mesine engel olmak ve hattâ bu inkişa- £t #mkânsız bir hale sokmakla itham © dilmektedir. Yaşadığımız devrin en ehemiyetli meselesini teşkil eden insan ve maki- me arasındaki aynthese'i, büyük şehir- lerimiz henüz hal edememişlerdir. Hattâ bu davâyı henüz kayramak kud- retini bile gösterememişlerdir. Zama- namızın şehir kuruculuğu bu bakımdan dikkate alındıktan ve şehir kuran blı (Sonu 8 inci sayfada) aklaşı Nankin'in her an düşmesinin bekle- nildiğini bildirmektelirler, Dün bu hu- susta gelen tolgraflar şunlardır: Şanghay, 7 “(ALA.) — 90 dan faz- || yare, Nankin'i bombardıman et- (Sonu 3 üncü sayfada) Kırıkhan'da yeni Hatay rejiminin ilânı üzerine yapılan şenlikle Suriye ile iyi komşuluk mukavelesinin ( Dün çıkan Kızılay gazetesinde Anadolu ajansı, Hatay moselesi hak- kında, Türkiye - Fransa arasındaki muahede mucibince büyük erkânı harbiyeler arasında bir temas yapı - Tacağını ve fransız askeri heyetinin ayın on dördünde Ankaraya gelece- ğini bildiriyordu. Ayrıca ajans, Türkiye ile Fransa bükümetleri arasında 1926 da akte- dilmiş olan iyi komşuluk —muahede- sinin de hükümetimiz tarafından feshedildiğini haber veriyordu. Dün bu mesele hakkında şutelgrafı al- dık:) Paris, 7 (A.A.) — Havas ajansı bil - diriyor: Salâhiyettar fransız mahafi - linin mütaleasına göre 1926 tarihli türk - suriye iyi komşuluk muahede - Yeni müzakereler Fransa hükümeti ile yapılacak hükümetimiz tarafından feshi üzerine inin Ankara hükümeti tarafından fc hi, Hatay bakkında Suriye parlamen | tosunda vuku bulan son müzakerele rin Türkiyede hasıl ettiği intibalardan ileri gelmiştir. Aynı mahafilde, Ankara hükümeti- nin verdiği bu kararın muhakkak su- rette Türkiyenin mezkâr hâdiseler & - zerine Suriye ile olan münasebatmı yeni baştan tanzim etmek istediğinin | bir delili olduğu ilâve edilmektedir. | Bundan da yeni bir türk - suriye | mukavelesinin akdi için yakında, Bey- rut ve Suriye Üzerindeki fransız man- dası nihayet bulmadıkça Suriye mena- fiânin himayesi Fransaya aid olduğun- dan Ankara - Paris hükümetleri ara - | sında müzakerelere başlanacağı istib raç olunmaktadır. Aynı gün Tsung Nung adasına uğrayan bir ingiliz — Şehir şiddetle bombalandı Yangınlar, yağmalar ve büyük bir panik başladı Mareşal Çank-Kay-Şek tayyare ile uzaklaştı ettiler zarfında | kamyonu fransız Yugoslav Berline d başbakanı e gidecek * Romada görüşmeler Yugoslavya başbakan ve dış işler bakanı B. Stoyadinoviç, Roma'ya gitmiştir. B. Musolini 6 ilkkânun akşamı B. Stoyadinoviç şerefine Venedik - sa- rayında bir ziyafet vermiş ve iki hü- |kümet reisi bu ziyafetin sonlarına doğru birer nutuk teati ederek, se- kiz 'ay önce Belgradda imzalanan paktın verdiği iyi neticelerden bahs işler ve iki memleket arasındaki münasebetlerin dostane bir şekilde inkişafını ehemiyetle kaydetmişler. dir, Ziyafetten sonra bir de kabul resmi yapılmıştır. Dünkü görüşmeler Roma, 7 (A.A.) — Yugoslavya Başvekili B. Stoyadinoviç bugün B. Musolini ile biri öğleden evel ve bi- ri de öğleden sonra iki mülâkatta lanmuştur. Bu konuşmalara Hariti- ye nazırı Kont Ciano da iştirâk et- miştir. Papa bugün Stoyadinoviçi kabul lerek kendisiyle uzun müddet gö- işmüştür. B. Stoyadinoviç Berline de gidecek Berlin, 7 (AA.) — — Yugoslavya saşvekili Stoyadinoviç ikincikânun sonlarına doğru alman hükümetini esmen ziyaret edecektir. Bu suretle geçen haziranda alman ariciye nazırının Belgrada yapmış ylduğu ziyareti iade edecektir. “İstikbale emniyetle bakılabilir” Belgrad, 7 (AA.) — Yarı resmi nuptava gazetesi yazıyor: “Stoyadinoviçin Romada gördüğü devam ediyor B. Celâl Bayar İstanbul plânını tetkik etti Taksim meydant daha genişletilecek fatanbul, 7 (Telefonla) — Başba- kan B. Celâl Bayar ve İç İşler bakanı ve C. H. P. genel sekreteri B. Şükrü Kaya vağin Perplar ee kabul etmi; ve kel riyle mul lif mtmlek:umeıılelıd hakkında iki saatten fazla konu n B. Celâl Bayar yarın akşamki tren le, B. Şükrü Kaya yarın sabahki trenle, şehrimizde bulunmakta olan Milli müdafaa vekili gencral Kâzım Özalp ve maliye vekili Fuad Ağralı da öğle treniyle Ankaraya hareket ede - ceklerdir. B. Celâl Bayar'ın tetkikleri Başbakan B. Celâl Bayar bugün 3.45 de belediye fen müdürlüğünün bulunduğu eski maarif nezareti bina - gına gelmiş ve orada bir saatten faz « da kalarak vali B. Muhiddin Üstün- dağ'dan İstanbulun imar işleri hak « kında etraflı izahat almıştır. Başbakana Prost'un yaptığı avan- proje ile bu projeye göre şehrin bazı semtlerinin istikbalde alacağı şekille. l B. Muhiddin Üstündağ'a direktif vermiştir. Proje ile alâkadar olarak biraz daha genişletilmesi esası kabul edilmiş, Karaköy meydanıyle Beyoğ- lu yakasının ana caddeleri bakkında İstiskal Japonlar Şanghay'a arker — çıkar mağa başladıkları zaman, ajans tel. grafları biraz bedbinleştiler: “Lon- dra'da vaziyetin gerginleştiği söy lenmektedir.,, Japonlar şehirde her adım attık- ça, avrupalılar soruyorlardı : — Menfaatlerimizi müdafaa ede - ceğinize söz veriyor musunuz ? Japonlar toprak almaktan cevab vermeğe vakit bulamıyorlardı. Niha- İngiltere askeri erkânı arasında mü- him değişiklikler yapldığını — yaz- mıştık. Yukarıda büyük Britanya ge- nel kurmay başkanlığına tayin edilen Vikont Gort'un son çekilen bir ret- mini görüyorsunuz samimi kabul, 25 mart 1937 tarihli dostlük muahdesinin semere vermeye başladığını isbat eder. Yugoslavya i- le İtalya arasında dostluk İnkişaf e- decektir ve istikbale emniyetle bakı- labilir. İki memleket siyasi, iktisa- |di ve harsi münasebetlerini derinleş- | tireceklerdir.,, | Yugoslavya ideolojik | bloklara girmiyecek | Novosti Zagreb gazetesi yazıyor : “Halihazırdaki vaziyeti - vakar — ve | yet beyazlar kendi aralarında toplanmağa harar verdiler ve mu- hayyel stratosfer uçuşlarının bile eri şemiyeceği bir şehir intihab ettileri Brüksel! Netice malümdur : “Hiç bir karar vermedikse de, ileride bir karar ver» meğe yeniden niyet etmek imkânları büsbütün ihtimalden uzak değildir!,, Nihayet japonlar Şanghay'da yar bancı imtiyaz bölgelerine yaklaştı. lar ve bir zafer alayı yapacaklarını söylediler. Alayın önüne de kılavuz olarak ingiliz polislerini aldılar, Şimdi öğreniyoruz ki japon polis- leri imtiyaz bölgelerindeki ecnebi otellerinde tevkiflere bile başlamış- lardır. Bu haberi veren dünkü ajans telprafları diyorlar kiz “Londra'da vaziyet ciddi addolunmaktadır!,, Bilmem softanın hikâyesini hatır. lar mısınız? Yatağını, yorganını ve eşyasını sokağa atmışlar ve oturmak- a olduğu camiün kapısını sımsıkı ha- pamışlardı. Adamcağız kaldırım üs tündeki eşyasına bakarak, kendi kendine söyleniyordu : — Fakat bu bir istiskale benzi- yor ! — Fatay Bir izah - Atinada çıkan "Etnoa” gase- | tesinde benimle mülâkat ettiğini söyliyen bir yunanlı gazetecinin yazısını gördüm. Bu zatın bir defa umumt bir xiyafette temas ettiğim gazetecilerden hangisi ol- duğunu bile bilmiyorum. Bir hakikat varsa © da yazıdaki tafsilâtın ve mülükatın, doğ- Cu ve yanlış tarafları ile, baştan nihayete (Sonu 8. inci sayfada) adar tamamen ve katiyen uydurma ibarettir ea 4 ; n b ö el ei aei ae ani