18 Ekim 1937 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 9

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İ SAN'/ Edebi musahabe saayı I L Âhmet Refik ... - Dost, Büyük baba ve artist Mxıî'let ki ğ:k "“"l'dlk dostümdü ve saniırmım AF t Sön g ğ Tarih k"ı tarih kongresinde görmüş. Woh“-'lnıu encümenlerine seçli. 'lünu“ :u“mru, galiba dostuma, tarih T Pa TsÜsünden mahrum kalmanın İçleri enr“ Unüttürmüştu. ü;'?îen,u Yeşil gözlerini bana dikerek; " hçileri, arkı T% € 'İBInişu eoloğları — dinle. öt - Hep bizi konuşüyorlar.. & « Un Ya Eelir. N “emekiz, Türk İle tarih bir * Yazık li “mldır_ ki Çallı bu hakika. Ye Ü na Ş;k uımu_;ed“ kestiriyorsun hoca?, . di. ) Tünty li Bözi h'k'“şu c"l'lnde tatir — bir hırçımlık işıl. *—.Nm:"vabı vermişti: n Olarat- * R,_,f;:*'. kongre 1K? Ortada yok; görünür. Yök v Slyara Ğ8 yok; Adada yok, Ahmet mi, Her a Üne göleti | dostları arasımda G, :M;’ Memleketin her — tarafında ’Wulîw:““ 'e Zekâlı insan, sanatkâr in. !dhıomm T p Tta ” * Yalnız onu göremi. çuü—— SA bir Çallı yok, Retj Yan k ömrünün son ön yılmı hem Yak "Bıı a- hem onun nostaljisini du. B © garip tezat Çallının bazan 'de Bağye Yök of UŞünu ifade eder. *n%"'m bü hh::“', Onü Sânatkâr dostum, onu, o çok ÜMütar OK Sevmiş olan Ahmet Refiki mr"k İ tAbilecek mi? | Recen hş UZüN ve yorcucu bir çalr b do : DŞ LT t kiri TI ve yumuşak saçları te. Mç_.m!kg Ssan ve seyrekleşen bu baş, "qî“—lı ğ;n? kir, sanat ve kültür âlemine Sa L Bapy A €Z bir kıymet katan Ahmet M:înmdugu Tm kiremit renkli toprağı. hşh“.g D, bana onun ne yaptığını Ha Büğho, FiTdiğini, o geceyi, Çal ova. "'â:?* hî:î:;'“şm koşarken birden kal. Nn’.'k“"ık lan £İbi dostumuzun mezarı ö Eeçirdiğini söylediler. E. | ©&t Refikin tek alacağı ?n':, €ömert şekilde tediye &. "g '&ıhh n dostun yok oluşurdan dü. : h:ltq “rtecelusi ile gu — sanatkâr, N FY Ve İmparatör Yıldırım,, : İN Tinden umduğumuz derece 4 Yeni — bir ölümsüzlük daha İhanabilir, #.. e nn P , bir yaz bi h“îl " Bağımın Üzü , mleri hep sizin Vimin p altırida dostlâar için açarak böyle Ü p tm hwqh%kıe,ıî"““fmerıe dölü, Gelin, kok. , Şeft Talları kı Siller “öyle oldular ki a- Belin ş'l':îş*lcak. Gelin — Allahmızı T kieaç kleri, şu şeftalileri Ütür ae uığrtaııîer... Ağaçlarımın tasti Öğüslerinin azabmdan rin düne edasında kâh bir bi kıî'”“m- kâh 'bir Hafız, ŞUr gibi olurdu. Tlydi ? Sanmam. Devrini devirlerin hiçbir karan. ğ'“emin meşale uzat. ““ününla beraber gerek Serek umum! Türk kül Tl"k Adır, 2 Arzettiği endam pek ."l Vdi M*hiy& h"lk ut“*'my inda Ahmet Buç Püyük ySaketır gça tt Refikin rolü " tuh““ İr A İ Ybettiğimiz Ahmet Aağma Tlülalar ğ Refiktir. dan Nün yirmi beş yıl ev. Sizmelerin topukla, S a - Be İla h:hqzı FAMIzdan FYnlt:ıc: Ahmet Re, U a Ar v vatandaş, ’ı::ü .:; valî'î_ı““"“ümnz matemi Tni FÜt b_:tktıqı,. dağ — bir âlimden Mk %ı. ı. biz *di İ Manası ve vert. Matemini tutmakta. ılâ:ıy'dl Yen a Zln, de, TMüp '-Pı,u“_ Olüyop TBA biş ,__:*"&ı.,,,:y Cuddeqnfî:ha.. Bir gün el anar.q da Otürüyo kan bir ga. . ç Aktım; Tdum. Omuzu., * AYNİ zamanda var ve ayni | Yazan: Nizamettin Nazif Ahmet Refik “Bu kroki Hasan Rasim Us tarafından 12 yıl önce mehtaplı bir yaz gecesinde, Büyüka. dada Select lokantasında yapılmıştır. Üstad Ahmet Refik o gece çok neşeli idi. — Hasan Rasim Usu görünce hemen yanına — koştu. Ve masa üstünden bir kadeh — alrp havaya kaldırarak; — Haydi artist! Şu kadehimle benim res. mimi yap! Diye haykırdı ve ısrar etti. Bunun üzerine Rasim Us çok sevdiğimiz ve saydığımız üs. tadın arzusunu yerine getirdi. İstediği gibi elinde kadeh, ve ağzinda sigara ile bir kroki. sini yaprp kendisine hediye ettikten — sonra bir de şu krokiyi yaptı. Ahmet Refik kadeh. li krokiyi gön zamanlara kadar portföyün. den ayırmaz, neşeli zamanlarında Ada va. purunda çıkarıp dostlarımna gösterirdi: — İşte ben, elimde kadehle.. Der ve gülerdi.., KONSER Piyanist Sofi- Zaf'opu!os Sofiya — Zafiropulo | (Yunan milli konservatuvarı PTo- fesörlerinden). Bu sezonun en mühim müzik nümayişle. rinden birine, perşembe günü akşamı şahit olacağız. Zira Yunan milli — konservatuvarı profesörlerinden bayan Sofi Zafiropulos, gün lerdenberi beklenen ilk konserini. © akşam saat 18,5 da Saray sineması sahnesinde Ve. recektir. Yunan güzel sanat âleminde müziğin ne büyük bir rolü olduğunu burada tekrara lüzum görmüyoruz. Dostumuz Ve müttefiki. miz Hlen milletinin müzikte ulaştıği tekâ. mül, Türk güzel sanat — âleminin Ve güzel sanatlara karşı yüksek alâkasile tanınmış olan İstanbulun malümudür. Sofi Zafiropulo hakkında söz bu sanatîcârm Kurto ayarında olduğu. dur. Sofi Zafiropulonun henüz On üç yaşîuda iken Jaristeki Ecol Normal de Müsigue'den diplomasını almış olduğunu söylemek ve Paris, Viyana, Berlinde yıllardanberi verdiği her könserde büyük muvaffakiyetler kazan. dığını kaydetmek artlst hakkında ayrıca bir fikir verebilir. 'Yunan hükümetinin hüküme bir yeni ve yüksek sempati günlerde başvekil Metaksast ; dost Yunan gazetecileri nas!l bize Y kârı umumiyesinin yüksek dostluklarını ge- tirmiş bulunuyorlarsa bü güzide artist de ayni kuvvette bir başka sempatiyi Yunan gü zel sanat âleminin sempatisini İstanbulda temsil vazifesini almış bulunuyor. Sofi Zafiropulo'nun sanatini alkışlayacak ellerimiz ayni zamanda Yunan dostluğunu, Yunan sanat âlemindeki Türk dostluğunu da alkışlamış olacaktır. Bu vesileden istifade ederek iki memleket balkma, iki memleketin güzel — Sanatlerdeki yükak kıymet ve istidatları etrafımda fikir vöormek, (İki memleketin güzel sanat SeVİYe. sİni Iki dost millete karşılıklı olarak tanıt. mak ve tattırmak lüzumunu burada işarete söylenecek flk timize — karşı gösterdiği bu. refakat eden unan ef. HN Ka Cevap Sual... — Üstad Bay Halid Fahri'ye — Üstad... Zatürreeden yaka. mrı kurtarıp da biraz öte beri okuyabilme. ye başladığım sırada ziyaretime gelen bir arkadaşım: — Bak sana ne ge. tirdim, Diye elime bir(Son Posta) — tutuşturdu: gazete yıpranmış bir halde idi; tarihine baktım; o da bir hay - H eski. Sayfaları çevirirken arkadaşım “ye- rinde sayanlar,, serlevhalı bir fıkrayt gös. tererek; — Sonra okur, biraz hoşça vakit geçirir. sin! . dodi | Arkadaşım gittikten sonra İmzanız altın. daki fıkrayı okudum, Başta ben olmak üÜze. re, Tahir Nadi hocayı şair Mitat Cemali, mebus Yahya Kemali,kaleminize dolamış ve güya hırpalamak istemişsiniz.Bu yazınıza gö re; hoca Tahir Nadi,Beyazıt kahvehanelerin de “çent gündür Doçentten haber yok,, gi. bi kelime oyunları yaparmış. Şalr Mitat Ce. mal topladığı antika eşyalarla evini bonmar- şeye döndürmüş; Yahya Kemal — bulunduğu meclislerde herhangi bir edebi bahs — açar; karşısındakilere âdeta ders verirmiş. Bana gelince: Ben de elimde küçük bir — defter; her yerde ya farsça bir rübai, yahud da o. nün türkçe manzum terciülmesini — okurmu. şum. Tahir Nadi, Mitat Cemal ile Yahya Kema. lin sizce ne için oldukları yerde saydıkları. nin sebebini bilemem; fakat (ben neden hâ. lâ olduğum yerde sayıyorum ve bundan son. ra da gene sSâyacağım) onu siz Üstadıma bu. rada arzederek merakımızı ve o merak altın. da gizlenen hiddetinizi gidermek isterim. Üstad!.. Garp edebiyatma alt zevkimi tat. min İçin sizlerin tercüme ettiğiniz eserlerin çoğunu (bir tercümenin yalan yanlış diğer bir tercümesinde okumaktan İse) fransızca asıllarından okumayı tercih ettim; hem pek çok seneler oldu. - : “Buğünkü'genç nesle gölince — bu nesilde mıyacak kadar fransızca, almanca, ingilizce bilenler çok. ı /Bu İki sebeble yirmi sene kadar oluyor garbi de ihmal etmemekle beraber şark ve bilhassa “fars,, edebiyatile daha ziyade meş gül oldum ve oluyorum... Bu iştigal netice. si olarak —- af buyurun ama aslmı okuyup anlayabilmeniz şöyle dursun — garp Hsanla. rında tercümesini de — bulamıyacağınız şair “Mevlâna,nm Lirik ve Mutasavvifane Tu. ballerinden nazmen terecülme ettiğim bir hay. li parçaları son günlerde bilhassa huzuru- nuza sundum, Niteklm bundan birçok zaman evvel de “Hayyam,, tercümelerimi — neşret. miştim; Allah kısmet ederse onu tekrar bİr misline yakm yeni tercümelerimle — ve Yİr- mi, yirmi beş sene evvelki arapça, ve âcem- celi türkçe ile değil, b defaki Mevlâna ter- cümelerimde olduğu gibi . gayet açık bir tercüme ile takdir nazarlarınıza arzedece. Bğim, Daha sonra üstad! Sizin sanatinize ve S- nat âlemine karşı garip ve etiretkâr bir lâ. ubaliliğiniz var. Biz böyle bir hasletle müut. tasıf değiliz, Tetebbü mehezi olsun diye ta. rama dergisi çıkarılır çıkarılmaz bu “dergl, ye sarılıp bir hayli şiirler « yazarak “Cum. tirmeğe elimiz varamıyor. Na yapalım ? Biz yerimizde sayıyoruz ama, siz — hocalarımız gibi sokaklarda ayakilatü sayıklayamıyoruz. Yazımın başında “cevap değil, sual,, de. dim; sual kelimesini çok görmeyin; İstizan, istizah diyecektim ama çok arapça olacaktı? Onun için (sual) dedim. Benim dalma Bey. oğlu gazinolarından birinin pencereleri arka, sında oturuşumun SİZİ rahatsız ettiğini de bu yazıdan anladım; gözünüze görünmemek için arka taraflara nakletmeyi düşündümse de şöhretiniz gibi şahsmız daher yerde hazır ve nazır iken bunun bir faydası olmıyacak, Binaenaleyh “acaba hlcret mi etsem?,, diye düşündüm. Ve bunu sizden sormuş olmak içindir kl “cevap değil sual!,., dedim? £ * * 2 l a lüzum görmekteylz. Yunan milli konservatuvarı profesörünün İstanbulu ziyaretini bu yıl kıymetli sanatkâ rımız Celile Enis'in Atina seyahati takip e. decektir. Kıymetli artistimizin Atina ziyaretinde mu vaffak olacağını ne derece tabil addediyor. sak, Sofi Zafiropulo'yu da burada toplayaca. gı alkışlara © kadar haklı buluyoruz. İstanbul vali ve belediye reisi — Muhiddin Üstündağ, İstanbulun matbuat, fikir, sanat ve idare muhitlerine mer.sup bir çok münev. verler, subaylarımız ve Başvekil Metaksası bugün İstanbula getiren Averoff kruvazörü sübayları, Yunan general konsolosu ve Corp diplomatigue konsere vücutlarile ayrıca bir mana ve kıymet katmış olacaktır. — Ş. G. 'A't üN l a YK lıyoruz.) ISIRDA edebiyatm ve güzel sanatların mes'ut bir inkişafa doğru gitmekte olduğunu öğre- niyoruz. Bunu bir sürpriz addetmediğimizi derhal söylemeliyiz. Zira bu gün. kü hür ve müstakil Mıs. rın, milli Mısır edebiyatı. nım bir çocuğu olduğunu bilenlerdeniz. Yeni rejimin edebiyata daha geniş bir çalışma sahası temin etme. sinden tabil ne olabilirdi? FHattâ daha ileri giderek iddia edeceğiz ki, şimden sonra ÂAfrikanın bu zengin Krallığında daha büyük e. debi hamlelere intizar et. mek lâzımgeldiği kanaatin- deyiz de, & * & : Mısır istiklâlinde, Mısırda bugünkü rejimin kurulmasında Mısırlı münev. verin rolü pek büyük olmuştur. Mı. sırdaki siyasi uyanıklık Mısırdaki e. debi bir uyanışın eseridir. On sekizinci ve on dokuzuncu asır. larda Avrupanın muühtelif merkezle . rinde edebi inkişaflar nasıl siyasi in. kişaflara yol açmışsa, Afrikanın şi- 'mali şarkisinde de son elli yıl tıpkı öyle bir tecelli gös iştir. lgi[ıspda man, kimi hıristiyan olan bir takım şairlerin, filozofların açtığı yoldan ve izden yürümüştür. Edebiyat tarihi ile ğ garplılardan bazıları Mısır.- da; “Uzun bir tazyik ve istibdad devre-. sinin neticesi olarak uyuşmuş olan duygularm uyanmasında en büyük rolü Beyrutlu Şükrü Ganem ile Edib İshak'ta Mustafa Kemal'de ve Şeyh Abdu'da,, buluyorlar, y Atatürkün ada&r olan bu Müustafa Kemal, Mısır kültür âleminde ha_kika- ten büyük ve kıymetli bir rol oyna. mış ve bilhassa gençliğin terbiyesi üzerinde müessir olmuştur. Piyesleri ve tarihf romanları ile garpta da bü. yük bir şöhret ka.zanmış.olan Şükrü Ganem'le (*) Edib İshak'n Beyrut. tan ve Şeyh Abdu ile Mustafa Kema. lin Mısır hududları içinden yaptıkları tesirler, Mısırlıda yeni bir canlılığın yeni bir enerjinin doğmasına sebeb olmuştur. Bu hareketi daha geniş görmek ve Mısırdaki intibahı, şarkta başlamış olan umumit intibahın bir parçası olarak mütalea etmek daha doğru olur. Beyrutlu Edib İshak'ın 1914 de yazdığı şu satırlar, Mısırlıyı yeni Mısır reijjmine ulaştıran hızda edebiyatın rolünü ne güzel göze vu- rur: “Şark, insan yığmlarını saran ce- hil yüzünden, münevverlerinin istib- liği ile umumi hayat üzerinde mües. gir olanları biribirine düşman eden fırkacılık yüzünden, — büyüklükten sonra düşkünlüğe, şereften sonra zil. lete ve her türlü isştihalara av olmıya mahküm bulunuyor!,, 1914 de bu acı hakikati ortaya a-. tışı ile Edib İshak yalnız Mıisırı ve yalnız Arab âlemini değil, bütün şar. kı müşterek bir intibaha tahrik et. (*) Bu müellifin Abbase adlı ese. rini Hasan Bedreddin merhum tercü. me etmiştir. Antere adlı piyesi de ar. kadaşımız İzzet Melih tarafından ve tam bir üstad eliyle Türk diline çev. #a ! | rilmiştir, Eski Misırın güzel eserlerinden: Kral Mycerimtis'un bir heykeli dadı yüzünden, şeflerinin sadakatsiz. | af y j | | KUVAYAYAN M fit ğ F ei An'aneciler ve yeniler (Bu sütunda her hafta yabancı ede biyatlara dair bir tetkik yazısı vereceğiz. Bt mühim teşebbüsümüze dost Mısırın edebiyat ve sanat ülemine temas ederek baş, miş oluyordu. Bununla be. raber Beyruttan gelen bu ve buna benzer seslerin ve fikirlerin Miısır üzerinde, her hangi bir Arab mem. le'setindan ve Süriyeli e. diplerin, şairlerin hitabını işitmiş olan şark memle .- ketlerinden ziyade tesiri gö rüldüğü de inkâr edilemez. Bu bakımdan Suriye ve Miısırdaki fikir ve edebi. yat hareketlerini bir ve müşterek addetmek — de mümkündür. Suriyede ve Mısırda mü. nevyerin aldığı ilk Avrupa tesiri doğrudan doğruya Fransiz tesiriydi, Bu tesir Misırlıyı milli ve yerli duy- gulardan — uzaklaştırama - dı. Fakat devam etti. Epey uzun süren İngiliz istilâsina ve birçok gençlerin İngilterede - tahsil görmüş olmalarına rağmen Mısır kül. tür âleminde İngiliz tesiri pek az his. sedildi ve pek az hissedilir. Hele İtal. yan propagandasınım yıllardanberi büvük bir ısrarla çalıştığı bu di. yarda, İtalyan kültürünün kazandığı sempati hiç de İtalyaya gurur vere- cek mahiyet arzetmez. Edebi mektepler Aşağıdaki satırları George Meyer. in Mısır edebiyatma dair yaptığı tet. kikten alryorum: “Mısır edebiyatında Şşairler, mu- harrirler ve romancılar arasında bir mektep tasnifi yapmıya imkân yok- tur. Edebiyat ile uğraşan Mısırlı ga- yet individualiste'dir; gerek üslüpta, ve düşünüşte, gerek teknikte ve tah. kiye tarzında daima orijinal olmak, daima kendi havasını ve kokusunu yaymak temayülündedir. Mısır edtbi. yat âleminde mutlaka bir tasnif yap- mak lâzımsa bu ancak sanatkârları gençler ve yaşlılar diye ikiye ayır - mak suretiyle, belki, mümkün olabi. lir: ve “yaşlılar” a “an'aneciler” de. mek daha doğru olur. Bunlar ilk Arab sanatının, ilk Arab dehasının esasla. rından ziyade kendilerini şekle kap-. Ensari BÜLENT T- Devamt 15 incide Fransada Vaillant Couturier ir Bu ay çinde Vaillant Couturler'nin öldüğü haber almdı. Henüz kırk beş yaşımda iken, ve ölmesi için gürünürdîçbır ihtimal yok. ken sönen bu zat, Fran z sanat âleminde büyük bir kırymet olmal imkânlarile belir. miş ve hayata atılmışken, plitikaya sapması yüksek İstidatlarının tam: *yile inkişafma im kân bulamamıştı. <ç Vatllant Cöütrier — komünistti. İki kere saylavlığa seçilmişti. Siirlerinde ve nesirle. rinde ateş!i bir ruh sezilir. Ölümü çok yemek yemesine ve genç bir kadınla yeni evlenmiş olmasına atfediliyor. * *.”nB Francis Corco, Göoncourt akâademisi aza,

Bu sayıdan diğer sayfalar: