Cez, *Pplerde Si ? Meselesi kana v hazariyelere güven ol- : r:ı ŞüPh:sız İmanmna büsbütün gel- ;" Vardır, oj Unların içinde çok iyi- K : ;ıaî ADilir. Pakat ayni zaman i lzlln tosrüj eş" da mevcuddur. Ancak ; teerü vi erden, -defalarla, defalar- 1_:îiruın lâsi en_SOHra - bunlardan bir mi”nî Ç| ea İf mahiyet verilebilir; İlete bü vumlâbıh: bunlar bütün ün SIz ak hsar”yete maledilebilir. tatafı ademisi lisana giren ve SYi Y Ndan küullanrları bir keli- :::n ör: as" bir asır lüğata kabul | ik » söz Tgo,, sayıyor. Neden sonra btnı Vazge il i TMsiyor Şi İmez bir hal alınca | ”X Sizi t Jf&lz pîk Yeni usulle tedavi ede- Olüya ön îıd“nuz Almanyada şimdi Elnı Yediren İ ettirmiyen, her İstedi- ! to Usuj tatbi L ıCCreyan çıktı. Size de Fdan he €deceğiz! - diyen dok - 1 Bc;— ;îaz Cdinizı *!dqö bt k“]unum çırağ buyurun! %Vi &dilm &ti gördüğümüz — usulde bi *k istiyorum! - cevabını ve- Ücemi 'i çentîek erler, traşı betbaht ka- Öğrenir rlermiş. Acemilik “Şan veni usüller de bizden .ceu bin bir kere tecrüibe e- ı_ı_m'*"—;:'ı'nışlerı tertih edelim. ae ak edenler, anlaşılmaz | salonlarına assınlar... n! S 8a kı ik Seyrekler bastık, Mi ııakıl Birahane fişleri- ı" :q'd*lh 'cıl Bunları bozup yenisini bkrı İtsinr tekrar yapmalı.. *Gü eıl& y beş liralıklardır. Çünkü S1 gibi... Paranıti muhte- eŞerıyetçe tecrübe edil- Merikan doları beğenil- kii, beşi lklîr onların bile müte dlâ. İşte para böyle & olmih cagîm!z her î:ey dpe bu taîz— h tromaderne boykot! —-_yereg“lld* yeni usul, “Nay, sn ! “Ye ka Yaln Tirrmn ? y "îü;h aa ıf'h oî'" ' idan | 'lhıohîh « W ıekın bi îî" edıı j l;;! Blzı ’*u'l Olur Y - Maarifi değil, dün- nzetti benzeteceği N Yeni pedagoji usulüne ; t—V;i-—fthzlı hapı nasıl — yut- : ü _iîm.:za rast geldi. Zira Ğ;ı İnsanı - kim sevmez? Z? Onun bir çiçek gibi Mi t“mezşuş gibi cıvıldak olma 'ğ. ale ; A hdi ti Tüuhiyemizi istismar E"'lâdı "hı Vetm ! qu eğle ıek | Vet * Va ; || ?lqi IŞt D w7 Timız I sıkıştırmak, onlara ne gıhıyfmş ? Serbest bıraka- ) Binlerı | d:;"—lğîrlar oynayarak îdu olacaklar Bütün dün- e tarzına karşı bir e- SDELİ var. Hele bizde: . Âl sana! Ş beızk. ağzimiza — tıka- İstiy | de mürteci dam- _."C soracaklar: akfeğiyila yakışır. e"ımz : Yetişmiş, bi ©a insanlara bile va b" türlü ceza var N tutunuz, adli ce İnsan, büyü- i bul Uldukça mı hay- €n ceza yok, bü- Nazariyelere al- da © İşte acr- hakikat sımm akılkı, disiplinli, Sikt bir maarif is- imda Alman kıl"*P bir heyet kaı arak C'yet İngilterede h'“"l fabrikala- | mh_ Siyar 1& orce ı'ab. Iey itlerinden Mıfe“" son kânun- Fİyareti ia iade et- A Tarakçılar caddesi böyle bir yerdir.« Istanbul konuşuyor J M Çarsıda, varakçılar caddesi nasıl bir yerdir ? Makinelerin, altın yaldızcılığı sanatini mahvettıği Mahmutpaşadan sonra, çarşınızı Sa- atçiler caddesini gezerken, birdenbire aklıma geldi. Dolma kalemimin cebi tutan rabıtası, bir kaç gün evvel masamın üzerinde, yanında unuttuğum, bir cigara yüzün- den siyahlatımıştı. Ve kaç gündür de onu bir yaklızcıya yaptırmak istiyor - dum., Hazır buraya kadar gelmisken, etrafımdakiler: sordum. — Kuzum, buralarda, iyi bir altın yaldız yapan usta var mıdır? , Karşımda duran saatçilerden üçü bir- den cevap verdiler: — Şurada, hemen arkamızdaki rakç lar sokağında, İstanbulun en iyi yaldızcı ustasını bulabilirsiniz. İsmi Karakındir. Kendis'ne bizdende selâm söyleyin. Bakın size bir iş yapsın da, eskisinden iyi olmazsa.. Daha fazla dinlemedim. Buraları be- nimle beraber dolaşan, arkadaşlarım, foto Âli ile ressam Saffet Sakabaşıyı yanıma alarak, tarif edilen sokağa doğ- ru yürüdüm. Evvelâ sağa, çarşının kapılarından h'rine giden yola saptık, burada 10—1İ5 adım yürüdükten sonra, tekrar sağa Sa- parak, dar ve kasvetli bir yola girdik. İşte burası Sarakalar sokağı idi. idi İki tarafta ufak ufak dükkânlar dizilmişti. Yolun başında sol köşede bir aşçı dük- nt görünüyordu. Kapısının önünde ufak bir malt'z düruyor ve burada bir taraf- tan balık kızarıyordu. — İki tarafımıza baka baka yaldızecr Karakin ustanın dük kânı arayarak ılerledik. Yolun ortasına kadar geldiğimiz bal- de aradığ'mızı hâlâ bulamamıştık o zaman, birisine sormağa karar verdim. Diğerlerinden de daha küçük bir dük- kâncınm önünde duran aksaçlı bir ada- ma yaklaşarak: - — Yaldızcı.Karak'n ustanım dükkâ- nı nerededir biliyor musunuz? dedim. Aksaçlı adam hiç istifini bozmadı : — Burası bâyım, dedi. : Sonra nazik-bir kaç kelime - ile Va - ne adAscindea en tul vara kazanan Tokantasılardır # wü iddia olunuyor Yazan : Haberci Çarş'dı Taralıxlar sokağındaki meşhur altın yüldizci ve kaplamacı Ka. rakin Usta Haberciye yap | Bir elmas mıhlayıcı çalışıyor stediğimi sordu. Yapılacak işi anlat - tım : — Acabaçabuk, yani şöyle beş on da- kikada olur mu, dedim. Usta yüzüme baktı: — Olur amma, dofrusunu isterseniz sonradan memnun kalmazsınız. İyi bir tığı işi tarif ediyor şey isterseniz biraz beklemeniz lâzım- dır.. — Ne kadar? — Kirk beş dakika, en çök bir saat! Doğrusu, kalemimin iyice yapılması- nı is#'yordum. Evvelâ saatime, Sonra arkadaşlarımın yüzüne baktım. Zavallı Saffet hiç itiraz etmedi. — Saat biri geçiyor, karnım epey a- cıktı amma, ne yapalım, bekleriz, de- di. Fakat Âli suratını adamakıllı asmış- tı. İtirazını önlemek için: — Mademki öyle, burada çalışalım, bir röportaj yapalım, dedim. Bunun üzerine benden kurtuluş olma- dığını anlamış olacak ti, Âli de bekle- meğe razı oldu. Yalnız 15—20 dakika kadar civarda bir tanıdığa uğrayıp ge- leceğini vadetti ve bizden ayrıldı. O zaman, Karakin ustanın arkasından dükkâna girdik.. Burası cidden pek ga- rip bir yerdi. Eski uzul zillerin piller>- ne benzer kavanozları kocaman bir man gal, ve bu mangalın bir köşesinde — Üç ayrı tas içinde ısınan esmer yüzlü su - lar dekorun esasını teşkil ediyordu. Teferrüat olarak ta kavanozların içine yerleşmiş pillerden mangalın üzeni'n - deki taslardan birisinde duran ufak bir kömüre kadar uzanan bir tel gözüme ilişti. Usta benim hayretle açılan göz - lerimin içine bakarak: — Şaşmayın sakın, dedi. Dükkânım fakirdir, makinelerim yoktur amma, dünyanın en mükemmel altın yaldızını ve kaplamasını yapmak için bütün bu gördükleriniz kâfidir. Benim şu — tez- gâhta yaptığım yaldız, yeni yeni türe- yen fabrikalarda yapılan yaldızlardan on kere idaha iyi ve yüz kere daha da- yanıklı olur. Fakat »ne çare ki herkes işin iyisine değil, ucuzuna, şatafatına bakıyor. Bakmız ben çok etki ve ayıp tır sövlemesi amma, iyi bir ustayım.. Devamı 15 incide HABERCİ ELGEDRİ ———————— —— —< 120 sene evvel Loterin 300 uncu senei devriyesi münasebetiyle Almanyada muazzam bir gençlik bayramı yapıldı Meternik 1800 talebeyi hapsettire- rek herşeyi mahvetti 1815 yılından sonra Fransa — istilâsından kurtulan Almanyada muhtelif fikir cereyan ları başlamıştı. Yabancı bir devletin askeri istilâsından kurtulmanın verdiği hızla her fert bir fırkaya intisap ediyor ve mücadeleye girişiyordu. Fikri terakki ğgün geçtikçe artıyordu. Bir çok yeni gazete çıkmağa başlamıştı. Müte, madiyen ilmi, felsef! eserler neşrediliyor ve satılıyordu. Bir müellif bu devri izah eder. ken şöyle diyor: — Almanya bu senejerde ilim — dünyasıma çok büyük nimetler bağışladı. Ciddi eser her memleketten fazla bu memlekette yer bulu. yor ve istikbale kuvvetli bir gençlik yetişi. Yordu-ıı Yena ünliversitesi gençliğe önayak olmak Üzere birçok yenilikler — yapıyordu. Süs ve müzeyyinat yok ediliyor. Hattâ kravat bile kullanılmıyordu. Yena Üniversitesi talebeleri siyah gömlek giydiler ve süslü — giyinenleri açıktan açığa tenkide başladılar. Hükümet adamları gençliğin bu — müfrit hallerinden endişeye düştüler. Fakat bu öy. le bir cereyandı ki, önüne geçmek imkânsız. dı. Protestan mezhebinin mübdlii Loterin Üç. yüzüncü senel devriyesi münasebetile — onun hapsedilmiş olduğu Vartboury — şatosunda büyük bir bayram — hazırlandı. 1817 yılr 18 birinciteşrin günü 120 sene evvel bugün bu şatoda toplanan gençler “gençlik bayra. mını,, o kadar şaşaalı bir sunette tesit etti. ler ki bütün memleket bu bayramla alâkadar oldu ve sevindi. Gençler ateşli nutuklar söylediler: Vatan şarkılart okudular, Terakkiye — mani teşkil eden ananeleri tel'in ettiler, iİrticar — teşvik eden gazeteler ve kitapları büyük bir ateş yakarak içine attılar. # » *& Bu büyük günden sonra on sekiz ay geçti, Gençler taşkınlıklarmda devam ettiler. Ye. rinden gelen her şeyi yaptılar. — Bu arada gayet garip hâdiseler vukua geldi. — Rusya çarımın casusu olmak üÜzere zan altımma alın. mış olan Kotzebü Manhaymda üÜniversite ta. lebesinden Sant tarafımndan öldürüldü. Efkâ. rt umumiye bu katli hem takbih ediyor ve hem takdir ediyordu. Üniversite profesörlerinden biri katilin an. nesine yazdığı mektupta şöyle diyordu: “Oğ lunuzun bu hareketi kanuna muhaliftir. Fena bir harekettir. Fakat yüksek duyuşu bugü. nün tam ideal gençliğini temsil ediyor.,, Saks Vaymor dükası gençliğin bu hareket. lerini takdir ediyordu. İlk önce meşrutiyet ilân etti, Bunu, Bavvera ve Vortenberg kral larr ve Bad Gran dükası takip etti, Bu suret le cenup hükümetleri yeni bir siyaset yolu tutmuş oldular. Prens Meternih telâşa düşüyordu. Bu ha. reketlerin sonu nereye varacaktı? Meternih bu cereyanları tehlikeli bir her. cümercin başlangıcı sâydı. — Prusya kralmı ikna ederek Karlsbatda vekilleri toplayarak bir köngre akdettirdi. Fikirlerini izah etti ve netlcede her şeyi alt üst eden kararlar ve. rildi. Gündelik ve haftalık — yirmi sayfadan aşağı bütün risaleler beş sene müddetle san süre tabi tutulacaktı. Yirmi kadar — gazete kapatıldı. Üniversitelerin sıkı bir teftişe ta. bi tutulması kararlaştı. İhtilâle — sevkedici harekât ve tahrikâtı aramak ve nez'ctmek üzere Mayansda dalmi bir tahkikat kamis. yonu kuruldu. İş bu kadarla kalmadı. Birçok Üniversite profesörleri azledildi ayrıca bin — sekiz yüz talebe tevkif edilerek mahkemeye verildi. Niyazi Ahmet Köy eğitmenleri vazifelerine başlıyorlar: Ankara, 18 (telefonla) — Yetiş. tirilmekte olan yeni köy eğitmenleri yeni sene başında vazifelerine başla. mış olacaklardır. Eskişehir çifteler çiftliğindeki kursta okuyan eğitmen . ler ikinciteşrin sonunda diplomaları. nı alacaklardır. Bunların mesailerine dair plânlı tedbirler üzerinde alâkalı daireler ha. raretle çalışmaktadırlar. Eğitmenlerin tedris tarzları hak. kında bir nevi talimat mahiyetinde olan öğrenekler hazırlanmakta, ki. tap ve diğer levazımın teminiyle uğ- raşılmaktadır. Mezun eğitmenlerin de iltihakiyle eğitmenli köy okuları sayısı 150 ye çıkmış olacaktır, ' nilikleri yapmak ve.teşvik etmek İçin elle. p d ik a e eli azplmdn n lli 4 - ge d l öi j 1 i