Haber 28 Ağustos 1936 sayfa 9 | Gaste Arşivi

28 Ağustos 1936 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 9

28 Ağustos 1936 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

yt Süzer Ve dinç Atiye teyze, bir çay bize Şu hikâyeyi anlattı: Klya, ,A7 Üç sene evvel kocam Çu. h kbeı: köşk satın almıştı, Bilir- : ler muayyen bir yaşa ge. 'ıilinu söylemek Jlâzım gelirse, Yük bir bahçeyle çevrilmiş o. İlklı:şk tok güzeldi. İradı mal h Inda çürümüş olan evin sa- '!Muyar bir kız, köşkünü satmak h]'hqın daha iç tarafındaki küçük | bil.q he çekilmek mecburiyetinde L Satın alma işlerini kocam | ?ıhıtahşum yaptığı için, bu ihtiyar Timak fırsatını bulamamıştm. €ylül günü, birisi kapıyı çal. , ."hm ttçi sokağa çıktığı için ka, T .lıh““!tnm karşıma siyahlar giy- &h &a boylu bir ihtiyar çıktı. Heye. Sörünüyordu. Bana: | .ıh: C“ül'etimi mazur görünz, de. " bu köşkün eski sahibiyim. #ön , Thal, evini görmek ve hatırala. Wln, “elemek istediğini anladım ve | S K * Di . k'W B“yuruu, dedim, burası sizin a) Nniz, ; î&flfçe başını salladı: Ayır, beni alâkadar eden ©o | h“h Üğrenmek istiyorum ki... Bah. /a Tcinim solunda bir gü! fidanı _:_yen'nde duruyor mu? ltuer Ortası erguvani güzel beyaz açan fidan mı? Ü nr'!tçînin gözlerinde bir sevın- HN Tladığını ve sonra da ıslandı. Tdüm; . ı“t;; Demek yaşıyor? Ah, ne kadar | t?ı-nm'- Ona iyibakmız. — Biraz İ » SOğuktan korkan cinsinden.. G ça bir ricam var, ne olur, müsaa- ğ_.ı_ :".:ldan küçük bir dal kopara- | M “radan çıkarken küçük bir dal | Ünin iz —. gt->> 2fTak Yatünm hçesine diktim, tutmuştu -F ÜN çat evvelisi günkü - fırtınada ' *ı,îl:z durdu, boğazını bir şeyler UŞ gibi: j N Mı:h,_onu ne kadar seviyorum, * diye ilâve etti. İtuşmün bulunduğu fıçının yanıza | hh hl&hk gözleriyle uzun müddet » Sonra torbasından bir | itkîtk:l'dl. küçük bir dal kesti ve hun içine koydu. Bana: ! dedi, bunu da eski yeri. İi i'ı_ııı. Dua edelim de tutsun.. 6 kkür ederim. Ülüy D ç | * çağ İîıe;'açmca. B ğ: mîğiîareti Unutmuştum. Bir ma- .—:lhıh’dü' köy dışında yaptığım bi bi M * Jî :;::lkeîımdi' diye ilâve etti, ıııgeızmtisinden dönüyordum. n n ü d : kız dı. Baâağ:r ığını İşittim. İh, İra —, a : Yaz evi z BU tü ece;ilme gelin, dedi, size bir ; m., Wk :î'me dü .."ltlg: bir lü bi > & *ldy Ta Şlü, bahçeye girdik, Çi, gül fidanı... Ortası er- hatırladım, Ev sahibi: n ,dedi, sizin duanız ka. » Ne İyi tuttu. ve çiçek de aç, 'l. uıB:ıhr gülüşü vardı. Etrafıma W Alan 'ö'ı’ede başka çiçek yoktu. Şh& ola vliyeyim, ihtiyar kızın bu Si — Serrisini tasavvur edemi- lEitayin bi ; p ir sual sordun : eki, bu gülün adı? 'a “:dıhn:î“' ihtiyar kızın derhal sa. düm, © dadaklarınım titrediğini - Gelin' İ h Z, dedi, Dırdeleri in dirilmiş bir oda. h Bürge ü'_i gölgelik içinde, par- tünde ayak izleri, duva. h n 'ıeqnı ;:î Yaldızlı çerçevyeler, renk. Aka juaşaklar görülmekteydi Omodin üstünde, bir ;ğ:hunm?:nmakta olan iki gül ve ıı’ t ında genç bir delikan- k.ı“lııı bi h!"""ll!'ordu. Sarar. ,.*:i., Yüzü €sim 1328 tarihliydi: t Can 0 n, ;'ü“_hnstalıklı ifadesine ! bir başı, itina ile dü. | mülk sahibi olmak isterler.| zeltilmiş bıyıkları, ve şefkat gözleri vardı. Ev sahibi, komodinin gözünü ka- rıştırdı, bir kartonun kenarına yapı. şık, sararmış bir gazete parçası çıkar. dı. — Okuyunuz, dedi. Okudum: “İstanbul, 1327 — Beyağlunda ya- pılan ilk gül sergisi müküâfatırı, Ley. lâ adlı olup Halit beye ait olan ortası ergüvani beyaz gül kazanmıştır.,, İhtiyar kız elini tekrar komodi. nin gözüne daldırdı, ikinci bir fotoğ- raf çıkardı ve bana uzattı: — Leylâ, benim, dedi, o zaman. lar böyleydim. Saçları ışık. parlaklığında güzel bir genç kız, dudaklarından uçan bir tebessümle bana bakmaktaydı, Gülü. şünün, kalbinin bütün saadet ve se- vincini anlatmak istiyen bir iddiası vardı. Leylâ, bana: — O zaman on dokuz yaşınday. ' dım, diye izahat veriyordu. Henüz ni. şanlanmıştım. Deminki fotoğrafta gördüğünüz delikanlı ile., İyi, nazik, tatlı bir çocuk değil mi? Bir arkadaşı vardı. Nişan merasiminde bana, be-| | nim adımı taşıyan bir buket gül ge. tirmişti.. Adı Faikti., İçini çekerk devam etti: — Bahtiyardım, aklınızın ve ak. İrmin almiyacağı kadar bahtiyardım. Fakat, bu, uzun sürmedi. Bir gün has- talandı, ve yatağa düştü. Üksürüyor. du, verem olduğunu söylediler, Ev. lenmeyi tehir ettik. Bir sonbahar sa-| (| bahı, ağaçtan düşen yapraklarla be. raber, o da topraklarla örtüldü. İhtiyar kıza bakamıyordum. Yıp. ranmış yüzü, kanburlaşmış vücudu,| | fotoğraftaki genç kızın esaletini hâlâ müunaraza etmekteydi. Kucaklarında buketleri, gözlerinde sevinç ve ümit, bu iki genci yanyana görüyordum ve delikanlının sevgilisine; — Leylâ, sen bu güller kadar gü- zel ve tatlısın; onlar bu mevsimin s0. nunda solacaklar; fakat, sen benim için daima bugünkü gibi kalacaksın! Dediğini işitiyordum. Kadınca. ğız neler neler düşündüğümün farkı- na vardı. Vazoyu kucağına aldı, ba, şent çiçeklere dayadı; parlak, yıkan. mış ve bulutsuz bir yaz semasını an. dıran gözlerini bana çevirdi: — Bu güller, ondan bana kalan yagâne şey... Maamafih, halimden şi. kâyet etmiyorum. —Ben de kendime göre bahtiyarım.. Yeter ki, bu güller daima yaşasınlar, daima bana onu ha. tırlatsınlar.. Nakleden: Fahire Muallâ 918 sene aynı çiftliğin sahibi İtalyanm bir çiftliğinde 918 denberi aynı alle aralarına hiç yabancı karış- madan çalışmaktadır. Gimseppe Pie- rantoni isimli bir adam, bugün, 1018 sene evvel ecdadının sürdüğü toprağı sürüyor. Sabırlı bir tilki İngilterede bir tilkiyi ©o kadar İyi terbiye etmişlerdir ki, bu, 2 çoban kö- peği ile başbaşa — yaşayabilmektedir. 700 tavuk arasında bulunduğu halde hiçbirini yemiyen bu vahşi hayvan her sabah, sahibinin, kendisini tarayıp te- Mmizlemesi için, gidip kapısımı bile çal- maktadır. İ Gürültüyü susturacak adanmlar Cenubi Afriaknın Kap şehrinde gü:- irr | k 28 AĞUSTOS — 1936 KA HABER — Akşam Pastası Tenton amca rültü ile mücadele için bir cemiyet te- şekkül etmiştir, Fakat bu cemiyetin daha ilk toplantısı, doğan münaka-| şalar neticesinde o kadar gürültülü olmuştur ki, bütün aza tam bir ihtilâf | halinde dağılmıştır. HABE? AKSAM POSTASI İDARE EVİ İstanbul Ankara Caddesi Posta kutusu : İstanbul 214 Telaraf adresi : İstanbul HABER Yazı işleri telofonu : 2887? idare vellân ,? — : 24370 ABONE ŞARTLARI Türkiye Ecnebi Senelik t400Kr. 2700 Kr. 6 aylik 7B0, » 1450 ., 3 aylık 400 » 800 » 1 aylık 80 ,, 300 », Sahibi ve Neşriyat Müdürü; Basıldığı yer (VAKIT? matbaası Yazan : Niyazi Anmet Mohaç Kanuni Süleyman — Macaristan fethine gidiyordu. 410 yıl önce bugün, 1526 yılının 28 Ağustosunda ordu harp sahasına girmişti. İlk hücum hareketini 5000 akın. cı ile Bali bey yaptı. Mohaç sahrası- na çıkan bir vadiyi tutarak Macarla- rı çevirdi. Öğleye doğru da Süley. man Mohaça hâkim tepeye çıktı. Burada büyük bir taht kurulmuş. tu, Padişah, muharebe emrini verme- den önce bir harp meclisi kurdu, yer. li ihtiyarlardan birine, Süleymanın ö nünde harp hakkında fikri soruldu. Tarihçi Peçevi'nin “Cübbesi arkasın- da, Tolgası başında, kepeği terkisin. de, bir kırçıl ihtiyar; bıyıkları tolga. sından her biri düşmana bir ok gibi çıkmış,, diye anlattığı bu ihtiyar şu cevabı verdi: — Burada dövüşmekten başka rey mi olur? Beni koca alay beyi si- ze gönderdi. Düşman alayları görün. müş, çırhacılar tutuşmuş; geliniz, sancağınızın dibinde bulununuz. Bali bey, Macar bayraklarının görünmekte olduğunu haber verince, Süleyman da kendi sancaklarını aç. tırdı. Hücuma hazırlanmış süvariler, at üzerinde birer defa doğruldular. Sonra yerlere kapanarak Süleymanı selâmladılar. Memleket uğrunda can- larını fedadan çekinmiyeceklerine ye. min ettiler. Macarlar büyük bir cesaretle i. lerliyorlardı. İlk hücumda muvaffak oldular. Fakat bu çok sürmedi. Bali ve Hüsrev beylerin akıncıları beklen- 410 sene evvel bugün harbi oldu Düşmanın zayiatı yirmi bın piyade, dört bin suvariyi buldu miyen bir anda vadiden çıkarak düş. manın arkasını çevirdiler. Kral Lui'nin kumandasındaki kuvvetler, Anadolu askerinin içinden padişahın ve yeniçerilerin bulunduk. dukları mevkie kadar kendilerine yol açtılar. Burada, çok şiddetli bir bo. ğuşma başladı. Bir mareşal ile iki şövalye padi- şahı ya ölü veya diri tutmak için ye. min etmişlerdi. Muvaffak olamadık. ları takdirde çarpışarak can verecek- lerdi. Saldırış korkunç ve şaş'rtıcı bir süratle oldu. Birkaç muhafız yeniçe. riyi öldürmüşlerdi. Fakat bu miüd. det zarfında vaziyeti kavrıyan diğer yeniçeriler de ölümü göze alarak ile- Ti atıldılar. Macarlar, ayakları ke. silen atları yere kapanıncıya kadar savaştılar. Kanunt Süleyman, birçok defa vücuduna gelen oklardan ancak zır. hının kuvyetli olması sayesinde kur- tuldu. Birbirlerine zincirlerle bağlı bu. lunan Türk topları, fedai Macarlar İ- leri atılmcıya kadar susmuşlardı. Bu tehlike atlatıldıktan sonra on adım mesafeden taneler yağdırılmağa baş. landı. Düşman, neye uğradığını bir an içinde anlıyamadı. Ayakta bulu. nan askerler bağırışarak yere serili- yordu. Kaçıp kurtulanlar bataklık. lara saplanarak boğuldular, Kral da bunların içindeydi. Ülüleri sayıp gömmeğe ; memur defterdarlar, yirmi bin piyade ve dört bin süvari tespit ettiler. Koyduğumuz vesimler, sil vermiştir. kamın ehemmiyeti meydana çıkar. kilde sahneye konuşudur. Hasan Reasim Us da) yeni bir eser oynamıştır, verilen temsilterden Musahipzade Celâlin (aat ilâ. mından) bir sahneyi, Erluğrul Sadiyi, Hüseyin Rahminin (Mürebbiye) pi yesinde Dehri Efendiyi, Mürebbiyede Eda Kalfa rolünü yaşatan Bayan Sua. dı göstermektedir. Halkevinin tuttuğu bir statistiğe göre, temsil kolu 6 ay İcinde (92) tem. Elâziz Halkevi temsil kolu Gavy nçmd 92 temsil verdi VNi yı Diğiti Halkevleri temsil kollarının senelik statistikleri tetkik edilirse bu Ta- 6 aydanberi Halkevinin rejisörlüğünü yapan Ertuğrul Sadi, Elâzizde tiyatroyu medeni büyük bir ihtiyaç haline getirmişstir. Bütün temsillerde Halkevinin pösteri salonu hmecahınç dolmaktadır. Temsillerin en çok beğe, nilen hususiyeti tam halk diliyle oluşu ve iyi hazırlanarak mükemmel bir se- Temsil kolu bu 6 ay zarfında (Diyarbekir — Mardin — Urfa — Antep — Adana) vilâyetlerine bir turne yapmş ve Elârzizde de Tunrnseli — Blöziz mü. nevyerlerinin; tiyatro ihtiyaçlarını karşılıyarak her hafta (Sehir Tiyatrosun-

Bu sayıdan diğer sayfalar: