28 Ağustos 1936 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 7

28 Ağustos 1936 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

hre Gide, ı'nhuı ; Dünya Nimetleri ÂAnm t ihsan Matb. 1936 Son devir Fransasımm de- lennA—Vl'u'mmn en büyük müte- Böteye : %en biri olan A. Gide'in .. Ünya nimetleri,, — adiyle ; edilen Les Nourritures 'Ter- . uımmh eserini, — “Muharririn Bti &serlerinden — biridir,, diye keııetmek büyük bir hatadır. O- dinden evvelki mütefekkir ve- bagh%orulerdeu tefekkürü, ve bu- $ lup yine bundan doğan ah- îmldıgı nokta, hayatınım mu- İr devrindeki fikirlerinin, mü- devırîerdekı fikirlerini doğur- İ şı.îsma rağmen, eskilere ben- AR, ; Tıpkı, çocukların ana ve Ha olduğu gibi, kendi arala- leırlerıne benzememeleri gi- Bulğltabm kumaşı, mütemadi, 80- | ,baqkez arzular peşinde, aklımızı Na *oşmaaza olan avare, fakat &nlılıgmı muhafaza eden his- dOkunmuştur ve muharrir, fekkür tazeliğini, bu his ava- İN Sonunda kazandığı için, fi- İ “âde, h.attâ şahsiyetinde — iktifa ume daima inkârlar'a karşılaşır. İn azami sarahate varan Sa- ihtiyacile izah edilebilecek iyetidir: Çünkü, her insan, N of Ü yapan hisleri gizlemiş, Ö, ekkürün tahteşşuurdaki imal hlile kalkışmamış; muhtelif aki düşünme tahalüflerini w mâmayyen ve müşterek bir iddia Haa — toplryarak şahsiyetile dam- 58 çalışmıştır. Gide'in — insan- *mlmetmedıvı kendisi de içine Üt b zaman buhranlar yaşadığı Iu“da Ç Bibi V gizli olan her şeyi, oldu- İ VA © açıkça teshir eden bu ki- Vni İnsel tarafından yapılan F tîal €vvelâ “Uyanış, mecmua- | ihd frika edilmiş, sonra da kitap En , Pesredilmiştir. İnsanı tama- ; egv'lfaea_k kadar #ancin hin kaa Nj eseri tavsiye ederiz. Fi- kU!'uştur. » hı_Bı"Ghler: A'man fe'sefesi Stanbu Remzi kilapevi 1936 eketimizde Alman felsefesine Ş yazılar, pek ehemmiyet- Makale ile, Bay Mehmet E- t ve felsefesi,, adlı kita- Ve bir zamanlar “Türk yur- tercüme edilmiş olan Niçe- tustra böyle söylüyordu?,, An bparçalara inhisar. etmek- b'yat Sahasımda pek verimli naahyet bir tarafa bırakılır- €ŞTiyatı pek kıt olan memle- 2 felâefı meselelere karşı da- bir alâka mevcut olmakla olhıîu sahadaki çalışmanm me- elBefe tgîm itiraf etmeliyiz. arihinde devir — yapmış Heg kart, — Laypniç, Hiyum, A Niş € gibi filozofların eserle- l&ı—l ikaEImRa tercüme edilmiş o- lükağ Çü gecmez. Nispeten daha küı.u S dar olduğumuz Fransız te- &h ahsullerıne karşı verdiği - İdir iyet de memnuniyet bahş leı İ sahada olduğu gibi, felsefi Eh% tetkikinde birinci derece- k”lşm İyeti d Oğrudan doğruya e- eliy'z. Manuellerin tercü- H&l 3“ m€ktep kitabı temin et- | &şamaz, "î%hîğ’ Son zamanlarda bu türlü Bık sık ı'hâ% tesadüf edilmekte- 15% Bk lâzımdır. ki, bu nevi le İrer rehberdir!er; — felsefi ugmŞ&llla.rı lüzumsuz ve ! k(:“ kita: te iefî r',;f.ş%, ;ğgğ—ğg—'—- “"'f' f' tiî—îıa.t'ı'ılıe-rden kurtar- YOksa, asıl meselele- a“—'n zaviyesinden bakan- fekkurle istinas ve hat- a gibı’îmdan Yukarıda söyledi - t emleketımızm felsefe a- 'lh tmin et âda Memekle — beraber, Te arıryanlar için, sa- İ ly:'d“—mm eserini ele al- llna ıntlhap edilmiştir. : tlsefe tedrisatile değil, A, tefekkür samimiyetsizliği iştel| fıstığı Bu iki mabsulümüz hakkında tetkikler yapılıyor Hükümet, üzerinde geçen sene tet - kikler yapılmış olan Antep 'fıstığı, ziras | atinin inkişafı için bu sene de tetkikler yaptırmağa ve esaslı kararların bu sene alınmasına karar vermiş, — Antebe bir heyet gönderilmiştir. Bu heyet yüksek ziraat enstitüsü meyvecilik — enstitüsü direktörü profesör doöktor Gleisberg ve enstitünün iki Türk — mütehassısından mürekkeptir. Heyet geçen sene incele - nen mevzü üzerinde bu sene son araştır maları yapacak ve alınan neticeye göre bu nadide mahsulümüz ziraatinin inki- şafına çalışılacaktır. Gene bu sene meyveciliğimizin inkişa fi işinden ayrı olarak ele — alınmış olan fındık ziraat ve ticaretimiz için Türko - fis Taportörlerinden Nizamettin fındık istihsal mımtakasını gezmektedir. Fın - dık ihraç nizamnamesinin bazı maddele rinin değişmesi zarureti gösterildiğin - den bu değişiklik tetkiklerin sonuna gö re taayyün edecektir. Kayıp aranıyor Oğlum 13 yaşın- da Mehmet Bur- haneddin, iki ây evvel - validesinin yanından kaybol - du. — Öğrendiğime göre İzmirde Ka- rantine mevkliin - de — görülmüştür. Gören olursa insa- niyet namına mer keze haber versin - ler. Üsküdarda vapur iskelesinde gazeteti Saim. ERahacını arıyaor | Ben ki yaşında iken babam — annemi boşayarak bizden ayrılmış — ve ben de o zamandanberi babamı görmedim. Şimdi 16 yaşındayım. Babamın va - purlarda diş çıkaran Şamlı hacı Musta- fa olduğunu öğrendim. — Annemin adı İhsan, dayımın adı Lütfi, benim adım da Hikmettir. Babamın nerede olduğu - nu bilenlerin aşağıdaki adrese insani - yet namına bildirmelerini rica ederim. Kocamustafapaşa caddesinde kuruse- bil sokak 35 numarada Hikmet. Halil Lütfi ve Zekeriya “Son Posta,, dan ayrıldılar 25 ağustostan itibaren “Son Pos- ta,, gazetesi sahiplerinden Halil Lüt- fi “Son Posta,, daki — arkadaşlarınm muvafakati ve kendisinin isteğile ay- rılmış “Tan,, gazetesinin idare müdür- lüğünü deruhte etmiştir. “Son Posta,, sahiplerinden Zekeri- ya da ayni şekilde ayrılıp “Tan,, yazı heyetine intisap etmiştir. ayni zamanda felsefi meselelerle de yakından alâkadar olanlara, Alman felsefesini, Alman tefekkürünün hu- susi temayülleri bakımından, fakat tenkit etmeden tetkik etmeğe ve te- kâmülünü göstermeğe çalışan bu ki- tabı hararetle tavsiye ederiz. Fiyatı 75 kuruştur. Şe - Hu. Fındık ve Antepl Kasaplar şirketi Ucuz et Satmak imkânularını nasıl buluyormuş ? Ortaya çıkan haklikat şu : Eti ucuz satmazk kab . iken pahalı yiyoruz . Kasaplar şirketinin, Beyoğlu Kalyon cukuluğunda açtığı ilk satış mağazasın- da, eti diğer kasaplardan 15 kuruş nok- sanile 25 kuruşa satması kasapların şi- kâyetini mucip olmuş ve Belediye ikti- sat müdürlüğü — bu hususta tetkiklere başlamıştır. Bu tetkiklerin — sonunda; halka ücuz et yediren ve mağazasını ta- nıtmak için diğer — kasaplarla rekabet yapan şirkete karşı — yapılacak bir şey görülememiştir. Verilen malümata göre kasaplar şir- keti, fiyatları 15 kuruş birden düşürmek imkâmı şu sebeplerden dolayı elde ede- bilmektedir: 1 — Anadoludan kasaplık — hayvanı kendi getirmesi. 2 — Mezbahada kendi hesabına bü - yük partiler.kestirmesi, 3 — Şehrin umumi et nakliyatı müte- ahhidi bulunması, Eğer Kasaplar şirketi geçen seneye kadar olduğu gibi soğuk hava depoları nın da mütcahhit kiracısı — vaziyetinde bulunsaydı etin şimdi 20 kuruşa satıl - ması da mümkün olacağı söylenmekte - dir. Maamafih şirket için şimdi de bu imkânın mevcut olduğu ilâve edilmekte dir. Kasaplar şirketinin bir şube açacağı- nın malüm olması derhal İstanbul ka - saplarına et fiyatını — 45 kuruştan 35 kuruşa indirtmiştir. Bütün bunlardan ortaya çıkan haki- kat şudur: İstanbulda eti daha ucuza satmak imkânları varken bu mühim gı- “da maddesi pek pahalı satılmaktadır. Diğer taraftan Belediye de kasaplar şirketinin taahhüt müddeti bitince buz- hane işi gibi et nakliyatı işini de bizzat yranmaİr İsasarındadır tu limanımıza geldi Dün Stihi isimli bir Romanya gambo tu Albay Margineanonun kumandası al tında şehrimize gelmiştir. Gambotta 40 zabit ve 40 gedikli nefer vardır. Misafir ler şehrimize gelmeden evvel Sinop ve Ereğli limanlarını ziyaret — etmişlerdir. Yarın şehrimizden ayrılarak — Selâniğe gideceklerdir. Gemi kumandanı Albay Margineano dün yalivi ve merkez kumandanımı zi- yaret etmiştir. Akşaim üstü saat 17,30 da Romanya elçisi M. Filoti tarafından misafirler şerefine bir çay verilmiştir. Dost memleket bahriyelileri — bugün 'Taksim âbidesine çelenk koymuşlardır. 28 CUMA AĞUSTOS — 1956 b Hlcri! 1856 Comaziyelâhır: 10 Meorcan firtması Güneşin Dotuşu — Üİ ıw ÖGüneşin Balışı 5,22 İ 18,50 aat Jsann ot Jati Jat Pai AOA 3.52 12,15 15,59 18,50 20,20, 3,84 do 9,03 5,25 9,09 12,00 1,37 8,45 turka GEÇEN SENE BÜUGÜN NE OLDU?T İtalyaya karşı tatbiki düşünülen zecri ted. birleri Frransız hükümeti kabul etmiyor! Bir Romanya gambo- ”3 — — <n Cahahı GAyleleri me düyorklar ? Sevgiyi, kadınlığı, evi, alileyi bu, ne biçim anlayıştır Gulunç büyüklük Kurunda $S. Gezgin, gazetelerde okuyucuların derilerine açtıkları sü. , tunlarda bazan üzerinde durulmaya değer mevzulara raslandığını söylü. yor. Gazetemizde “Bize sorunuz, size cevap verelim,, sütununda gördüğü bir genç bayanın suali ona bugünkü fıkrasını yazdırmışlır. Gezgin diyor Nitekim şimdi Habet'de böyle bir mektup okudum. Bir genç kız, kendi- sini bir başka güzel uğrunda bırakan nişanlısından sızlanıyor. Kadınlık gu rurunun kanadığını, bu yaranın ka. panması için o Vefasızı tekrar ele ge- çirmekten başka çare kalmadığını söylüyor ve sonra: — Ne yapayım? Diye soruyor. Zavallı adam, iki güzel ve yumuk düşman arasında bir siper gibi elden ele geçedursun. Bu. belki üç tarafı da sıra ile memnun e. der. Fakat şu kızın aklına ne buyuru. lur? Sevgiyi, kadınlığı, evi, aileyi bu. ne biçim anlayıştır? Ortağına karşı üst gelmek uğrunda, kendini tepen soysuza yeni baştan elini uzatmaktan çekinmiyor. Bu çürük temellerin üs- tüne kurulacak sarsak çatı altında yarın birkaç suçsuz yayruyu sürün. dürmekten korkmuyor. Kibrinin hın. cını o Zavallı miniminilere çektirmeği hak bellemiş. Bu kız, düşünmüyor mu, ki böyle uçarı bir erkekle nişan- lanmak uçuruma sarkmak, evlenmek ise yuvarlanmaktır. Büsbütün bata.| ğa saplanmadan kurtulduğuna şükre. deceğine, belâya dört elle sarılıyor ve bu çılgınlığa da “izzeti nefis,, adı- nı takıyor. Ne gülünç büyüklük!.. Bir sergi binası lazımdır Karikalür sergisi, yarım asırlık resim ve heykel sergisi gibi birçok gü. zel sanat hareketlerinin kaynaşlığı bir zamanda Peyami Safa gene ezeli derde dokunuyor ve “İstanbula bir sergi binası lâzımdır,, diyor. İlâve de ediyor: Ankarada yeni ve mükemmel bir sergi binası yapıldı. Şüphesiz, dev. let merkezinde bu, şarttı. Fakat İs- tanbul gibi bir sanat merkezinin bun. dan mahrum olması, tablolarını gö. çebe halinde süründüren bir memle- ketin henüz güzel sanatlara verdiği kıymetin şifahi kaldığını, en küçük Ayvrupa milletlerindeki derecesiyle bile bir sevgi ve idrâk haline geleme. diğini gösterir, Gık demiyelim. Sekiz on seneden beri bu sergi binası lüzumuna dair yazılan ydzılar, alâkadarların şüu- ru üstünden bir üfürük gibi en hafif bir iz bırakmadan esip geçti. Bu şü. urun alt tabakasında şöyle bir sual olsa gerek: “Sergi binası şöyle dur. sun, güzel sanat ne demek?, — Bunu anlatmak biraz güççe- dir. İstanbulu seyyah şehri yapmak — için Burhan Felek, olimpiyat dönüşü, birkaç Avrupa şehrine uğramıştır. Buralardan edindiği intibalarını, ora. lardan gönderdiği fıkralarında anla. Hamdi bize şöyle dert yandı: “Geçen sene 105 kuruş çöp parası vermiştim. Bu sene 156 kuruş istediler. “Geçen sene 54 kuruş fener parası vermiştim. Bu sene 78 kuruş istediler. Bunun sebebini memurlara sordum mediler. hiç bir cevap ver- Kanunsuz vergi zammı oclur mu? Dün matbszamıza müracaat eden Kumkapıda Plâvcı - oğlu sokağında 20 numarada oturan seyyar satıcı Florinalı Şimdi size, soruyorum bunun sebebi nedir?..,, HABER — Doğrusu bu suale biz de cevap veremedik. Bizim bildiğimiz hiç bir vergiye kanun yapılamaz. Geçen senedenberi bu iki vergiye zam yapıldığı hakkında da bir kanun çıkmadığfına Hamdiden nasıl oluyar da fazla para isteniyor anlıyamadık. Alâkadar makamlar bunu izah etmelidirler, değişmeden zam göre, seyyar satıcı tıyor. Şimdi Peştededir. İstanbulun bir seyyal şehri olma- sını temin edebilmek için mühim hir noktaya dokunuyor. Rasladığı bir sey- yah, Istanbulun seyyah şelhri olması. na yalnız isminin bile güzel bir pro- paganda olduğunu anlatmış. Fakat yol parasının çokluğu karşısında Peş. teden geri döneceğini söylemiştir. Fe. lek öznun üzerine şöyle bir teklifte bulunuyor, diyor ki: Büyük seyahat kombinezon.arı haricinde kalkıp doğruca İstanbula gelecek seyyah az bulunur. Orta Av- rupadan ÂAvusturyalılar ve Macarlar da bize kadar gelemezler. Olsa olsa biz Viyana veya Peşteye kadar gel. miş olan seyyahları bir taraftan, Ati. naya gelmiş olanları da diğer taraf- tan kapmaya çalışmalıyız. Bunun i. çin Peştedeki hükümet demiryolları idaresinin kurduğu İBUSZ ismindeki büyük seyahat acentesiyle bizim İs. tanbul şehrinin seyahat acenteleri sı- kıca bağlanıp Pesteye gelen seyvahla. rı İstanbula çekmek için yol, ikamet ve gezinti hepsi içinde kombine bilet. ler ihdas ederek göndermeli ve bun- ları çok ucuz yapmalıdır. Bidayette bu teşebbüse hükümet ve belediyenin yardımı lâzımdır. Bu yardım bir iki sene sonra kesilebilir. Elverir ki Peş. teye gelen seyyaha: — İstanbula gidiniz! demek âdet olsun. Atinada aynı şey daha kulay ya. pılabilir. Lâkin bütün bunlardan evvel İs- tanbula gelecekleri oturtmak için şeh rin'en münasip, en güzel yerine mese- lâ Taksim kışlasının yerine, yahut be. lediyeye geçen Sürpagop arsasına modern ve güzel bir otel yapmak sart. tır. Yoksa bizim otel adını verdiğimiz * hanlara seyyah getirmek memleket i. çin tersine propaganda olur. Damgasız kuponlar Abidin Daver, Cumhuriyette “Damgasız kuponlar,, diye inhisar i- daresinin müthiş bir inatla yalnız Ye. nice paketlerine koymaya başladığı ikramiye kuponlarından bahsediyor. Bundan önce gene bu paketlere koy. dukları para ikramiyelerini tedbir al- maması yüzünden tütün satıcılarına kapltıran bu müecssesenin şimdi de taklide çok müsail bir kupon koyma. ya başladıklarına işaret ediyor ve di. yor ki: Bu kuponu tetkik edince gördüm ki sahtelerini yapıp binlerle basmak ve inhisar idaresinin bir paket “Ye- nice, sini içmeden çeşit ceşit hediye. lerini, hattâ, talih yardım ederse, o güzel otomobili bile almak işten de. ğgildir. Filvaki kâğıtlardan bazılarının içinde bir ay yıldız damgası olmas'na rağmen, bu kuponları taklit etmek iş. ten bile değildir. Evvelâ, kâğıdın hamurundaki ay yıldız, bütür. kâğıt. larda yoktur. Sonra, kuponlar ga. yet basittir. Klişesini yaptırıp binler- le basmak çocuk oyuncağı denilecek kadar kolaydır. Bunların taklit ol. duğunun farkına varılıncıya kadar inhisar idaresi binlerce şişe likör, şa. rap, kanyak, av malzemesi, radyo, saat, içki ve sofra takımiyle birkaç o- tomobili bedava taklitçilere verecek. tir. Bu kuponları tertip eden muhte. rem zatlar, acaba, bu kâğıtlara bir so- ğuk damgğa vurmağı neden akletmedi. ler? Bu sabahki otomobil kazası Bugün saat onda büyük Postahane önünde 1477 numaralı hususi otomobis çift beygirli bir yük — arabasına çarp- mış ve neticede arabanın ön tekerlekle- rinden birisile otomobilin bir çamurluğu ve tentesi parçalanmıştır. Şoför ve ara- KA SALO) . bacıya bir şey olmamıştır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: