28 Ağustos 1936 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 3

28 Ağustos 1936 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

IĞUSTOS — 1938 NY: ap tenkidi: —— "8 Gide, Dünya Nimetleri İ: Ahmet ihsan Matb. Y, 1936 Sihiz son devir Fransasınm de ” Avrupanm en büyük müte- öden biri olan A. Gide'in “Dünya nimetleri, oadiyle * edilen Les Nourritures Ter- imli eserini, (“Müharririn i #serlerinden biridir, diye a, Sİmek büyük bir hatadır. O- “€dinden evvelki mütefekkir ve- bağı irlerden tefekküirü, ve bu- a, > Olup yine bundan doğan ah- « Yrildiği nokta, hayatmın mu te DİF devrindeki fikirlerinin, mü- 2 devirlerdeki fikirlerini doğur-| "kasına rağmen, eskilere ben- b * Tipkr, çocukların ana ve İnsana olduğu gibi, kendi arala & rlerine benzememeleri ği- Bı kitabın kumaşı, mütemadi, 80 *0€Z arzular peşinde, aklımızı tr, Sahan kendi haline bira- koşmakta olan avare, fakat k Canlılığını muhafaza eden his- ğ dokunmuştur; ve muharrir, İfekkilr tazeliğini, bu his ava- ».... Sonunda kazandığı (için, fi- Na hattâ şahsiyetinde iktifa l İka, ima inkârlarla karşılaşır. Ne, Sin azami sarahate varan 8€- İç /*t ihtiyacile Uzan edilebilecek süsiyetidir: Çünkü, her insan, Wrünü yapan hisleri gizlemiş. İfekkürün tahteşşuurdaki imal k, , tahlile kalkışmamış; muhtelif aki düşünme tahalüflerini Muayyen ve müşterek bir iddis) 4 â toplıyarak şahsiyetile dam- i, “58 çalışmıştır. Gide'in insan- cağ medi kendisi de | içine Ps zaman bubranlar yağadığı My tefekkür samimiyetsizliği işte nda gizli olan her şeyi, oldu- pi Ve açıkça teşhir eden bu ki- | May İnsel tarafından (yapılan kN evvelâ “Uyanış, mecmua- e e edilmiş, sonra da kitap sredilmiştir. İnsanı tama- ba doyuracak kadar zengin bir has» eti olan eseri tavsiye ederiz. Fi- kuruştur. Brehler: A'man felsefesi İstanbu! Remzi kitapevi hk | İemleketimizde Alman felsefesine fh almış yazılar, pek ehemmiyet. İk hi makale ile, Bay Mehmet E- "Kant ve felsefesi, adir kita” Ve bir zamanlar “Türk yur 2 8 edilmiş olan Niçe- tustra böyle söylüyordu?, Ja parçalara inhisar etmek- | Madiyt sahasında pek verimli | he faaliyet bir tarafa bırakılır.) ui pek kıt olan memle- i meselelere karşı da- Rİ: biralika zevent olmakla sahadaki çalışmanın me- #tiraf etmeliyiz. tarihinde devir (oyapmış Dekart, Laypniç, oHiyum, Hegel gibi filozofların eserle- Ysanımıza terelme edilmiş o- İki ücü geçmez. Nispeten daha ar olduğumuz Fransiz te- mahsullerine karşı verdiği - eta et de memnuniyet bahs fi ii KEM Keki sahada olduğu gibi, felsefi tetkikinde birinci derece- i doğrudan doğruya &- eliyiz. Manuellerin tercü- ia Yet mektep kitsbı temin et- | a aşamaz, ii ?1 7g, di son zamanlarda bu türlü &. Dügge mk sike tesadüf edilmekte. yy lnmek lâzımdır. ki bu mevi alya rehberdirler; (o felsefi hi, , > Uğraşanları lüzumsuz ve Na takım taharrilerden kurtar. İk bak varlar; yoksa, asıl meselele- İ t ların zaviyesinden bakan- Nİ taya SETİ tefekkürle istinas ve hat. a na ge imkân yoktur. İ eteğim arın çok güzel bir türkçe! ak beli #İtİĞİ bu kitap, Manuel Üniz Sü, dan yukarıda söyledi | Mani Memleketimizin felsefe a- Şiran e iğ beraber, | ii arıyanlar için, 8a- Yakı vr adamım eserini ele ak Yala çi intihap edilmiştir. > felsefe © tedrisatile değil, fıstığı Bu iki mabsulümüz hakkında tetkikler yapılıyor | Hükümet, üzerinde geçen sene tet - kikler yapılmış olan Antep fıstığı, zira- atinin inkişafı için bu sene de tetkikler yaptırmağa ve esaslı kararların bu sene alınmasına karar vermiş, £ Antebe bir heyet gönderilmiştir. Bu heyet yüksek ziraat enstitösü meyvecilik (enstitüsü direktörü profesör doktor Gicisberg ve enstitünün iki Türk (o mütehassısmdan mürekkeptir. Heyet geçen sene incele - nen mevzu üzerinde bu sene son araştır malar; yapacak ve alnan neticeye göre bu nadide mahsulümüz ziraatinin inki- şafma çalışılacaktır. Gene bu sene meyveciliğimizin inkişa fı işinden ayrı olarak ele ( alınmış olan fındık ziraat ve ticaretimiz için Türko - Es raportörlerinden Nizamettin fındık istihsal mmtakasını gezmektedir. Fın - dık ihraç nizamnamesinin bazı maddele rinin değişmesi zarureti gösterildiğin - den bu değişiklik tetkiklerin sonuna gö re taayyün edecektir. Kayıp aranıyor Oğlum 13 yaşın- da Mehmet Bur. haneddin, iki ay evvel — validesinin yanından kaybol - du. o Öğrendiğime göre İzmirde Ke- rantine mevkii de (o görülmüştür. Gören olursa insa- niyet namma mer keze haber versin -| ler. Üsküdarda vapur iskelesinde gazeteci Saim, Babasını arıyor Kasaplar Şirketi Ucuz et Satmak imkânlarını nasıl buluyormuş? Ortaya çıkan hakikat şu: Eti ucuz salmzk kabilken pahalı yiyoruz Kasaplar şirketinin, Beyoğlu Kalyon çukuluğunda açtığı ilk satış mağazasın- da, eti diğer kasaplardan 15 kuruş nok- sanile 2$ kuruşa satması kasapların şi- kâyetini mucip olmuş ve Belediye ikti- sat müdürlüğü © bu hususta tetkiklere başlamıştır. Bu tetkiklerin Oo sonunda; halka ucuz et yediren ve mağazasını ta- nıtmak için diğer & kasaplarla rekabet yapan şirkete karşı © yapılacak bir şey görülememiştir. Verilen malümata göre kasaplar şir- keti, fiyatları 15 kuruş birden düşürmek imkâmı şu sebeplerden dolayı elde ede- bilmektedir: 1 — Anadoludan kasaplık (hayvanı kendi getirmesi. 2 — Mezbahada kendi hesabına bü - yük partiler kestirmesi, 3 —- Şehrin umumi et nakliyatı müte- ahhidi bulunması, Eğer Kasaplar şirketi geçen seneye kadar olduğu gibi soğuk hava depoları nın da mütcahhit kiracısı (o vaziyetinde bulunsaydı etin şimdi 20 kuruşa satıl - ması da mümkün olacağı söylenmekte - dir. Maamafih şirket için şimdi de bu imkânın mevcut olduğu ilâve edilmekte dir. Kasaplar şirketinin bir şube açacağı- nın malâm olması derhal İstanbul ka - saplarına et fiyatını (o 45 kuruştan 35 kuruşa indirtmiştir. Bütün bunlardan ortaya çikan haki- kat şudur: İstanbulda eti daha ucuza satmak imkânları varken bu mühim gı da maddesi pek pahalı satılmaktadır. Diğer taraftan Belediye de kasaplar şirketinin taahhüt müddeti bitince buz , hane işi gibi et nâkliyatı işini de bizzat yapmak kararındadır. Ben ki yaşında iken haham Annemi şeş Rotanya gambo- boşayarak bizden ayrılmış © zamandanberi babamı görmedim. Şimdi 16 yaşındayım. Babamın va - purlarda diş çıkaran Şamlı hacı Musta- fa olduğunu öğrendim. o Annemin ad: ihsan, dayımın adı Lâtfi, benim adım da Hikmettir. Babamın nerede olduğu - nu bilenlerin aşağıdaki adrese insani - yet namına bildirmelerini rica ederim. Kocamustafapaşa enddesinde kuruse- bil sokak 35 numarada Hikmet. Halil Lütfi ve Zekeriya “Son Posta,, dan ayrıldılar 25 ağustostan itibaren “Son Pos- ta,, gazetesi sahiplerinden Halil Lüt- fi “Son Posta, daki (arkadaşlarının! muvafakati ve kendisinin isteğile ay-| Tılmış “Tun,, gezetedinin idare müdür- Jüğünü deruhte etmiştir. “Son Posta,, sahiplerinden Zeker!- ya da ayni şekilde ayrılıp “Tan,, yazı heyetine intisap etmiştir. ayni zamanda felsefi meselelerle de| yakından alâkadar olanlara, Alman felsefesini, Alman tefekkürünün hu- susi temayiilleri bakımmdan, fakat tenkit etmeden tetkik etmeğe ve te- kâmülünü göstermeğe çalışan bu ki- tabı hararetle tavsiye ederiz. ' Fiyatı 75 kuruştur. Şe - Hu, tu limanımıza geldi Dün Stihi isimli bir Romanya gambo tu Albay Margineanonün kumandası al tında şehrimize gelmiştir. Gambotta 40 zabit ve 40 gedikli nefer vardır. Misafir ler şehrimize gelmeden evvel Sinop ve Ereğli Timanlarımı ziyaret (o etmişlerdir. Yarın şehrimizden ayrdarak © Selâniğe gideceklerdir. Gemi kumandanı Albay Margincano dün yalivi ve merkez kumandanmı zi- yaret etmiştir. Akşam Üstü saat 17,30 da Romanya elçisi M. Filoti tarafından misafirler şerefine bir çay verilmiştir. Dost memleket bahriyelileri (o bugün Taksim &bidesine çelenk koymuşlardır. 28 CUMA AĞUSTOS — 1996 Meri: 1855 Cemaziyelihır: 10 GümesinDoğu. ŞİLİ, Günesin Babar 22 kk 15,50 12,15 1559 1850 625 9001200 is? B45 GEÇEN SENE BUGUN NE OLDU? Ttalyaya karşı tatbiki düşünülen zecri ted. birleri Fransız hülküzreti kabul etseiyor! meni ve vera vs sakat Sevgiyi, kadınlığı, evi, aileyi bu, ne biçim anlayıştır Gülünç | büyüklük Kurunda S, Gezgin, gazetelerde okuyucuların dertlerine açtıkları sü. tunlarda bazan üzerinde durulmaya değer mevzulara raslandığını söylü. yor. Gazetemizde “Bize sorunuz, size cevap verelim, sütununda gördüğü bir genç bayanın suali ona bugünkü fıkrasını yazdırmışlır. Gezgin diyor ki: Nitekim şimdi Haber'de böyle bir mektup okudum. Bir genç kız, kendi- sini bir başka güzel uğrunda bırakan nişanlısından sızlanıyor. Kadınlık gu. rurunun kanadığını, bu yaranın ka. panması için o Yefasızı tekrar ele ge- çirmekten başka çare kalmadığını söylüyor ve sonra: — Ne yapayım? Diye soruyor. Zavallı adam, iki güzel ve yumuk düşman arasında bir siper gibi elden ele geçedursün. Bü, belki üç tarafı da sıra ile memnun 6. der. Fakat şu kızın aklına ne buyuru. lur? Sevgiyi, kadmlığı, evi, aileyi bu. ne biçim anlayıştır? Ortağına karşı üst gelmek uğrunda, kendini tepen soysuza yeni baştan elini uzatmaktan çekinmiyor. Bu çürük temellerin üs- tüne kurulacak sarsak çatı altrada yarın birkaç suçsuz yavruyu sürün. dürmekten korkmuyor. Kibrinin hım. cmı o zavallı miniminilere çektirmeği! hak bellemiş. Bu kız, düşünmüyor mu, ki böyle uçarı bir erkekle nişan- lanmak uçuruma sarkmak, evlenmek ise yuvarlanmaktır. Büsbütün bata. ğa saplanmadan kurtulduğuna şükre. deceğine, belâya dört elle sarılıyor ve bu çılgınlığa da “izzeti nefis,, adı- ni takıyor. Ne gülünç büyüklük!.. Bir sergi binası lâzımdır « Karikatür sergisi, yarım asırlık resim ve heykel sergisi gibi birçok gü.) zel sanat hareketlerinin kaynaştığı bir zamanda Peyami Safa gene ezeli derde dokunuyor ve “İstanbula bir! sergi binası lâzımdır., diyor. İldve de ediyor; Ankarada yeni ve mükemmel bir sergi binası yapıldı. Şüphesiz, dev.| let merkezinde bu, şarttı. Fakat İs- tanbul gibi bir sanat merkezinin bun. dan mahrum olması, tablolarını gö. çebe halinde süründüren bir memle- ketin henüz güzel sanatlara verdiği kıymetin şifahi kaldığını, en küçük Avrupa milletlerindeki derecesiyle bile bir sevgi ve idrâk haline geleme. diğini gösterir, Gık demiyelim. Sekiz on seneden beri bu sergi binası lüzumuna dair yazılan yazılar, alâkadarların şüu- ru üstünden bir üfürük gibi en hafif bir iz bırakmadan esip geçti. Bu şü. urun alt tabakasında şöyle bir sual olsa gerek: “Sergi binası şöyle dur. sun, güzel sanat ne demek?,, — Bunu anlatmak biraz güççe- dir. Istanbulu seyyah şehri yapmak için Burhan Felek, olimpiyat dönüşü, birkaç Avrupa şehrine uğramışlır. Buralardan edindiği intibalarını, ora. lardan gönderdiği fıkralarında anla. Kanunsuz vergi zammı olur mu? Dün matbaamıza müracaat eden Kumkapıda Plâvcı - oğlu sokağında 20 numarada oturan seyyar satıcı Florinahı Hamdi bize şöyle dert yandı: “Geçen sine 105 kuruş çöp parası vermiştim. Bu sene 156 kuruş istediler, “Geçen sene 54 kuruş fener parası vermiştim. Bu sene 78 kuruş istediler. Bunun sebebini memurlara sordum hiç bir cevap ver- mediler. Şimdi size, soruyorum bunun sebebi nedir?.... HABER — Doğrusu bu suale biz de cevap veremedik. Bizim bildiğimiz hiç bir vergiye kanun değişmeden zam yapılamaz. Geçen senedenberi bu iki vergiye zam yapıldığı hakkında da bir kanun çıkmadığına göre, seyyar satıcı Hamdiden nasıl oluyar da fazla para isteniyor anlıyamadık. Alâkadar makamlar bunu Jzah etmelidirler, tıyor. Şimdi Peştededir. istanbulun bir seyyah şehiri olma» sını temin edebilmek için mühim bir noktaya dokunuyor. Rasladığı bir sey. yah, İstanbulun seyyah şehri olması. na yalnız isminin bile güzel bir pro- payanda olduğunu anlatmış. Fakat yol pardsının çokluğu karşısında Peş. teden geri döneceğini söylemiştir. Fe. lek bunun üzerine şöyle bir teklifte bulunuyor, diyor ki: Büyük seyahat kombinezonarı haricinde kalkıp doğruca İstanbula gelecek seyyah az bulunur. Orta Av- rupadan Avusturyalılar ve Macarlar da bize kadar gelemezler. Olsa olsa biz Viyana veya Peşteye kadar gel. miş olan seyyahları bir taraftan, Ati. naya gelmiş olanları da diğer taraf- tan kapmaya çalışmalıyız. Bunun İ. çin Peştedeki hükümet demiryolları idaresinin kurduğu İBUSZ ismindeki büyük seyahat acentesiyle bizim İs. tanbul şehrinin seyahat acenteleri si» kıca bağlanıp Peşteye gelen seyyahla. rı İstanbula çekmek için yol, ikamet ve gezinti hepsi içinde kombine bilet. ler ihdas ederek göndermeli ve büm- ları çok ucuz yapmalıdır. Bidayette bu teşebbüse hükümet ve belediyenin yardımı lâzımdır. Bu yardım bir iki sene sonra kesilebilir. Elverir ki Peş. teye gelen seyyaha: — Istanbula gidiniz! demek âdet olsun. Atinada aynı şey daha kolay ya. pılabilir, Lâkin bütün bunlardan evvel İs- tanbala gelecekleri oturtmak İçin şeh rin en münasip, en güzel yerine mese- 1â Taksim kışlasının yerine, yahut be, lediyeye geçen Sürpagop arsasına modern ve güzel bir otel yapmak şart, tır. Yoksa bizim otel adımı verdiğimiz hanlara seyyah getirmek memleket i- çin tersine propaganda olur. kuponlar Abidin Daver, Cumhuriyette “Damgası: kuponlar,, diye inhisar i- daresinin müthiş bir inatla yalnız Ye. nice paketlerine koymaya (başladığı ikramiye kuponlarından bahsediyor. Bundan önce gene bu paketlere koy. dukları para ikramiyelerini tedbir nl- maması yüzünden tütün saticılarına kaptıran bu müessesenin şimdi de taklide çok müsait bir kupon koyma. ya başladıklarına işaret ediyor ve di. yor ki: Bu kuponu tetkik edince gördüm ki sahtelerini yapıp binlerle basmak ve İnhisar idaresinin bir paket “Ye nice, sini içmeden çeşit çeşit hediye. lerini, hattâ, talih yardım ederse. o güzel otomobili bile almak işten de. ğildir. Filvaki, kâğıtlardan bazılarının içinde bir ay yıldız damgası o'mas'na rağmen, bu kuponları taklit etmek iş. ten bile değildir. Evvelâ, kâğıdın hamurundaki ay yıldız, bütün kâğıt. larda yoktur. Sonra, kuponlar ga. yet basittir. Klişesini yaptırıp binler- le basmak çocuk oyuncağı denilerek kadar kolaydır. Bunların taklit ol. duğunun farkına varılıncıya kadar inhisar idaresi binlerce şişe likör, şa. rap, kanyak, av malzemesi, radyo, sant, içki ve sofra takımiyle birkaç © tomobili bedava taklitçilere verecek. tir. Bu kuponları tertip eden mühfe. rem zatlar, acaba, bu kâğıtlara bir *0- — damğa vurmağı neden akletmedi. r? Bu sabahki olomobil! kazası Bugün saat onda büyük Postahane önünde 1477 numaralı hususi otomobile çift beygirli bir yük © arabasına mış ve neticede arabanın ön tekerlekle» rinden birisile otomobilin bir çamurluğu ve tentesi parçalanmıştır. Şolör ve ara- bacıya bir şey olmamıştır. o (2310)

Bu sayıdan diğer sayfalar: