8 1935 senesinin “ Mis Paris,,i olan Güzellik , KraliÇesir. Bu ünvanın kendisine dertten başka bir şey getirmediğini düşünerek istifa etti! t Zavallı kızcağız Kendisini seksenlik bir ihtiyara peşkeş çektikleri için bir adamı'dövdü ve mahkemeye müracaat etti! Paris'ten yazılıyor: Ta İnanılması zor, akla gelmesi tüç bir iş oldu: Parisin bir sene için resmen gü ellik kraliçesi olan Matmaze, re Lören, bu ünvana bir sene İs dayanamıyarak kısa olan hü- darlık devresinin sonunu bek- eksizin istifa etti! Kadınlar milyonerleri reddet- iştir; Prima Donnalar yıldızlık Pllerini tepmiştir: Saksonya veli- ah olan Prenses Luiz tacı itmiş- ”. Fakat bu birinci defadır ki Sr güzellik kraliçesi, elinden çık- na az kalan tacından ve ün- Yanından usanmış bulunuyor. Mü- &atçılar niçin böyle yaptığını Yrmak için Matmâzel Andrenin Niğini aşındırıp duruyorlar. Hakemlerden birisinin “en çıl- irticı kaba bürünmüş bir genç- şüiri,, diye tarif ettiği bu kızıl taçlı, mavi gözlü dilber bakım ne âp veriyor: “ — Çünkü bu iş bir dalâvere ve Mntajdır. Güzellik kraliçeliği bir Nanken olmaktan da fenadır. Pa- N için evlenip de parayı ele ge- Sirememekten de kötüdür. Kraliçe İtrine ben bir esir, oimzalanmiş kontratın kölesiyim. Az kalsın be- Yaz esir dedikleri şey de oluyor- İm, ! Bana, bir kraliçeye lâyik bir o- "mobil vadetmişlerdi. Otomobili! & im edildi, fakat onu menejerim! İlanıyor. Ben otobüslerde gezi. eni i ret beni imzala - maktan menetti; çünkü sinemalar - Bana, her eğlence ve fırsat için | dan umduğu kârı ahteşem roblarım olacağını söy- | alamiyacağını sa- öm amma para bizim kese-İ nıyordu. çıkıyor! i Büyük ve ihtişamla döğenmiş | ** apartman vadettiler; fakat hâ-| €nnemin Kursel sokağında 112 aralı güzellik salonunun arka- daki odalarda yaşıyorum. Koca Ea böş apartman bulamadık- ik İçin sözlerini yerine getireme- lerini söylüyorlar. Bana, adımı tarihe geçirecek "neşriyat propagandası yapa - yarını scöylediler, fakat daima ğ 135 Paris,, olarak anıldım, ken- d; dim bir defa bile ağza alınma- yg rlak izdivaç tekliflerinin çok- karşısında şaşırıp kalacağı- « *öylediler. Aldığım bütün tek- biz” hep cebi delik adamlardan ii, Bunlar bana paraya mu vi ilk vökmeği teklif Köstahlı i da bulundular. Paha büyük fırsat önüme serildi. $ tahtımm arkasındaki kud - İNE iç lmlerde yıldız rolü ri) Bir (senelik (Başka bir şey kraliçeliğim beni zengin edecekti. Fakat eskiden bi- riktirdiğim bütün paralarımı har- | camış olduğumu gördüm. Eğer ev lenmiş olsaydım, hiç olmazsa ko-| cam beni besler, yahut nafaka ver- | mek hükmünü giyerdi. Kleopatranın bile hayalinden geçmiyen romantik aşklarla kar- şılaşacağımı kulaklarıma fısılda- dılar; ne oldu, biliyor musunuz? Mumyalaşmış seksenlik bir ihtiyar karşıma çıkarıldı. Ben paramı, sıhhatimi, güzel- liğimi ve şerefimi kaybediyordum. İstifa ve terki saltanat ettim; hür- riyet için adam dövdüm! Evet, kö- peğimin kayışını kapımca menejs- rimin suratma indirdim. Hem del bu adam hakkımda dolandırıcılık davası açtım... Tanem “Parisin güzellik kraliçesi,, ünvanının kendisine dertten söyliyerek tahtınlan çekilen Matmazel Andröe Lorain HABER — Akşam postası Aleyhinde do - landırıcılık dava - sr açılan ve burnu na tasma kayışı - nı yiyen zat, her getirmediğini sini idare eden başkanı (Mösyö Guy Duval'dir. Mösyö Duval Mat-| mazel Andre ile öyle demir pençe- | li bir kontrat imza etmiştir ki bu-| nunla diktatörlük kendi eline geç- mekte, kraliçeye sadece “evet,, de- | mekten başka bir şey bırakmamak ! tadır. İ Böyle bir taraflı kontrat doğru mudur, sualine karşı menejer şu) cevabı veriyor: İ “ Doğrudur! Çünkü böylesi lâzımdır. Güzel olmak bir tesadüf eseridir. Güzellikten para kazan- mak ise başka bir şeydir, bir iş meselesidir! Bu kraliçeler kafalarının dış ları için seçilirler; muzafferiyet- leri ise sanki şarap gibi bu ayni kafanın içine giderek onları sar. hoş etmektedir. Evet, bu sefer işlerin düzgün) şenlik komitesinin 7 SİLKKANUN — 1935 — Seksenlik ihtiyara iltifat etmesini israrla söyleyince “Mis Paris,, fena halde hiddetlendi: — Beni sen esir mi sandın? Diyehayktrarak köpeğinin tasma kayışını kaptı ve adamı, hizmetçi kzlarn önünde, bir temiz pataklad! i Güzellik Krali - çesinden köpek ka yışıyle dayak yi - yen Guy Duval sene güzellik kra- fi liçelerinin seçilme © Di Eski senelerin Paris gü: kraliçelerin- den biri gitmediğini teessürle beyan ede- riz, Fakat buhran Fransayı da kıv- randırmağa başlamıştır. Matma. zele roplar verileceği söylendi amma, bunları Parisin büyük ter- zileri hediye edecekti. Patou va| Poiret gibi büyük terziler de dahil | olduğu halde iflâslar ve kapanma- | lar o kadar çoktu ki! Geçen senelerde güzellik kra- liçeleri için bir apartrman vecd. Paris tüccarları burasını, teşhir i- çin, mobilyalarla doldururdu. Bu sene güzellik kraliçesine kimse e- hemmiyet bile vermez oldu. Bütün bunlar tesssüre * şayan olma''a beraber şantaj ve dolan-| dırıcılık değildir.,, ... Matmazel Aandre ise menejeri- nin kendi yüzünden pek çok para kazandığmı iddia etmektedir. Bu « « menejer kızcağı - “ za üç tane sinema direktörünün yak İaşmasma mâni olduğu gibi hat - "tâ hoşa gidebile- cek her hangi ki * bar bir delikanlı “ile konuşmaktan menetmiş ve bir çok defalar onu kolundan çeke - rek gazinolardan adetâ sürükler » cesine dışarı çıkarmıştır. Tabii « dir ki bu şartlar altımda Matma - zelle menejeri arasında kavgalar ve mlinakaşalar hiç bir vakit eksik olmamıştır. Asıl büyük sahne de Nis şeh » rinde Negresko otelinde güzellik kraliçesinin giyinme odasında ol- muştur. Matmazel Andre mene- jerinin seksenlik bir ihtiyara yüz vermesi için israr ettiğini söyle- mektedir. Bu ihtiyar zengin ol - duğu kadar da kadın işlerinde tec» rübe sahibiymiş. Duval, kızcağız soyunurken o- dasına gelmiş. Bunda fevkalâde bir şey yok; çünkü menejeri sıfa» tiyle onun bütün güzelliklerini bi- len bir adamdır! Fakat kız bu ih- tiyar için neden bu kadar israr et- tiğini sorunca; bakın menejer ne karşılık vermiş? “- Hele şu küçük aptala bak! Piyasada kadınlara kimse on pa- ra bile vermezken herif 15.000“ frangı gözden çıkarıyor. Sen bir düşün hele! Andre düşündü. Düşündükçe de kızgınlığı arttı, Şöyle etrafına baktı. Yanıbaşmda köpeğinin taş- masına bağladığı kayış gözüne & lişti. Bumu kavradığı gibi dehşet içinde bakışan garsonlarm önün- de herifin suratında şaklattı. , — Sen beni esir mi sandın? İs» tifa ediyorum işte!..