Prens Abdullahın Hazinesi ELLER YUKAR YUKA z YENŞİLAYA ULAŞMAK EN DEM: DOĞRUSU ŞİLA'NIN Ey SAMİ PLERi SOK NEZAKET. Siz. İNSANLARI Çİ NASIL. NASIL ..? DAMA Wi KİŞİMİ YAKALADINIZ/ ŞİŞMAN CORC'LA Bir ZARAR YOK PA- RANIN ÖSTÖ SİZE KALSIN Polis hafiyesi X:9 yahud Dekster ıslahıhal etmiş bir haydut olan Mişelden bir mektup alıyor. Bir ohaydudun Nevyorkta bulunan Prens Abdullahım milyonlar değerindeki hazinesini çal» mak üzere olduğunu haber vermektedir. Fakat Maroninin adamları Mişeli öldürüyorlar. Ve sırlarını bilen Mişelin kız kardeşi Şilâyı da takip etmeğe koyu İuyorlar. X:9 Prens Abdullahı haydutların elinden kurtarmayı kararlaştırıyor, Bunun için haydut kıyafetine girip onlarla beraber çalışmağa başlıyor. Fakat Şilânın hizmetçisi Mari abtallıkla x4 u ele veriyor. X:9 kaçıyor. EL x - Kili , Prens Abdullah da bu sırada mücevherat kolleksiyonunu teşhir etmeğe karar vermiştir. Polisler bundan endişe ediyorlar. Fakat bu endişelerini belli etmek istemiyorlar. Halbuki Marosl” Prens Abdullahm vekilharcı olan Aliyi de elde etmiştir. Şimdi de X:9 u ortadan kaldırmak çarelerini araştırıyor Oturduğu evin altına bomba koyarak onu havaya uçuruyorlar. Fakat X:9 yanmda bulunan şişman Jorjla birlikte paraşütle evin üstünden - atlıyarak ölümden kurtuluyor. Fakat kend sini ölmüş gibi bildirerek (O haydutları kandırıyor. e PARDAYANIN OL e Ş vi PARDAYANIN ÖLÜMÜ 23 rildi. Yüzünde vahşi bir cesaret izi| parladı. Dişlerinin arasından: — Kocam, benim ölüm koktuğu - ma, yemin ederdi. Adam sende! ölüm kokmak da benim koşuma &gidiyor.! Mademki hâkim olmak için öldürmek Tâzım. Ben de geçtiği yerde cesetten bir iz bırakan bir kadın olacağım. Ha. yaller, cadılar, şeytanlar, görünmiyen âlem!.. Sizlerden korkmıyorum. Ben de sizdenim. Bana yardım eden gizli kuvvetler, size tamamen ogüveniyo - rum. Mariyyak ölmelidir. Varsın öl - sön! Şarl da ölecektir. Oda geber- sin!. Hanri, benim sevgili oğlum, sen kral olacaksın, Ben bunun için çalı - şacağım ve onların hepsi benim yar dımcım olacaktır, sözlerini mırıldan » dı. Katerinbir istavroz çıkararak 80- Zuk parmaklarile müneecimin alnma dokundu. Rüjjiyeri bir sademe ile sarsıldı. Sonra yavaş yavaş nomal (tabii) hale geçti. İki elini alnına götürdü, — Rene, sen de görüyorsun ki bu adamı Allah bile ölüme mahküm etti, — Oğlumuz... — Artık onu kendi taliine bıraka. Tım, Onun hakkında verilen bu değiş. mez karar hakkmda bir daha konuş” mıyalım. O, benim annesi olduğumu biliyor. İşte bunun için ölecektir. Katerin sesini biraz alçaltarak sö. züne devam etti: — Ben onun için ileride bir krallık düşünürken o kendi kendisini ölüme mahküm etti, Rene, artık ondan değil #büründen bahsedelim. Bu sırrı öğ . renmiş olan kadını konuşalım. Şimdi sen de duydun ya, Jan Dalbre bu sır- rt biliyor, Rene, bu kadmıadben ölüme mahküm ediyorum. O, artık be nim elimdedir, Aptal karı, büyük bir sabırla ördüğüm ağa yakalandı. Gel Rene, gel, sana bütün düşüncemi an - latmak isterim. Oğluma vermek iste. diğim hükümeti bir vuruşla yıkmak arzusundayım, Oğlum Hanrinin hâ - kimliğini çoğaltmak için Roma ile ta- mamen birleşmeği düşünüyorum. Ko. linyinin fikrini sordum, Navar kra - İmın düşüncesini araştırdım, kibirleri Je bütün şehri ve sarayı dolduran bu genyörleri inceledim. Rene, sana tek - rar söylüyorum, Kraliçesinden tut da, son jantiyomuna kadar hepsi fesat tohumudur, Bunlar yalnız kiliseye de. gil Fransa krallığına karşı da bir sui. kast hazırlıyorlar. Orada, kendi dağ- larmda onlar daima serbest bir haya. ta alışmışlardır, Hügno ismini taşı - yan bu sürü tamamen ihtilâlei bir ru ha sahiptir. Rene, eğer ben protestan. ları mahvetmezsem, belki hükümeti kendisi birkaç gün içinde (protestan oluyerecektir, İşe evvelâ başı ezmek - ten başlamalıyız. Protestanlar başı Jan Dalbredir. Jan Dalbre benim sır- rımı biliyor. Onu ortadan kaldırınca hem ben kurtulurum hem de dini ve hükümeti kurtarmış olurum, Gel Re. ne, gel dostum, Babalık duyguların - dan doğan acrların bu kadının ölümü - nü hazırlayarak yatışacaktır. Madem ki o Mariyyakm annesi olduğunu iddi. a ediyor ve mademki ona oğlum diyor herhalde ölümün onları biribirlerin - den ayırmaması lâzımdır. Katerin böyle diyerek Rüjjiyeriyi kulenin dışma kadar sürükledi. Müneccim: — Yıldızlara bakmıyacakmı idik? dedi, — Buna lüzum kalmadı.. Ben ken- di hesabıma öğrenmek istediklerimi öğrendim. Bulundukları hahçe kısmını yan « dan geçerek kuleden yüz adımka. dar uzakta bulunan güzel bir binaya vardılar. Bu bina bir zemin katile bir birinci kattan ibaretti, Katerin bura- sını, müneccim için (yaptırmıştı. Bu tuğla ve beyaz taştan yapılmış güzel bir evdi. Döğme demirden. balkenile tam o devrin modasına uygundu, Bü - yük başlı çivilerle süslü meşeden ke. merli güzel bir kapısı, oymalı camlı pencereleri, karmakarışık gül ağaçla” rının yükseldikleri cephesi bu eve pek sevimli bir manzara veriyordu. Katerinle Rüjjiyeri içeriye girdi . ler ve aralık odadan geçtikten sonra zemin katının bütün sol tarafını kap- Wyan geniş bir salonda bulundular. Büyük bir masanın üzerine mü - neccim tarafından yapılan gök hari . taları yayılmıştı. Duvarlar bir kismi ceviz ve bir kısmı yaldızlı meşin cilt - lerle dolu kitapların bulunduğu kü - tüphanelerden görünmüyordü.Rüjjiye rinin bütün kitapları burada bulumu. yordu. z Kraliçe ile müneccim bü odada ancak bir kaç saniye kadar durdu . lar, Katerin: — Haydi senin Tibüratuvarma gidelim, dedi. Rüjjiyerinin vücudu ttrediyse de çaresiz İtaat etti, Yeniden aralık odadan geçtiler. Rüjjiyeri Karmakarışık üç kilitle on dakika kadar uğraşarak nihayet de - mir desteklerle sağlamlaştırılmış ağır bir kapıyı açabildi. Bu kapınin arkasında başka bir kapı daha vardı. O da demirdendi. Bu nun kilidi olmadığı için Katerin giz - Hi bir düğmeye basarak kapıyı açtı. Son girdikleri bu oda, zemin ka. tının sağ tarafında bulunuyordu. Bu odaya hava iki pencereden gi- riyordu. Fakat kalın demir parmak . hıklı olan bu pencereler ağır (o meşin perdelerle dışarıdan içerisi hiç bir suretle görünmeyecek şekilde kapa - tılmışlardı. Rüjjiyeri, iki mum yakmea oda göründü. Dip taraftaki duvar oldukça geniş ve ocak kubbesile örtülü idi. Bu kubbenin altında da iki fırın yapıl - mıştı ki bunların her biri bir demir körüğün ucu nihayetlenmiş bulunu - yordu, Ocağın yanında irili ufaklı bir sürü "pota duruyordu. Öteye (o beriye konmuş olan masaların üzerinde şe. kil şekil tüpler, eam balonlar, ölçü şişeleri, imbikler vardır. Bir dolapta da İçinde renkli renksiz bir sürü toz- larm ve mayilerin bulunduğu yüz kadar şişe vardı. Bir köşede, içinde bir çok şey- lerin bulunduğu bir camekânı Kate rinin işareti üzerine Rüjjiyeri boynu- na asılı bulunan bir küçük anahtarla açtı, * Kraliçe eğildi ve: — Şimdi seçelim Rene, Bu küçük altın iğne nedir? diye mırıldandı. Rene de eğilmişti. İkisinin de baş. ları hemen hemen biribirine dokunu - yordu. Bu anda Katerin güldüğü için yürü çok çirkindi. Kraliçe sakin ha * linde düşünceli ve biraz kederli bir tip halinde görünürdü. Gülümsediği zaman, gülüşünün bütün şairlere il - ham verdiği gençlik devrinin güzeli.