HABER — Akşam Postası — Dün gece Ortaköy — Ekmeksizlikten eziyet çekti 15840 manza Mer, bir. harp rası yarattılar — Yeni Emniyet müdürü bay Salih Kılıcın dikkatine — Ekemke fiyatı bugünden itiba - ren bir kuruş daha yükselmiş, on bir kuruş olmuştur. Francela fiya- tı da kırk para zamla on beş kuru- şa çıkarılmıştır. Dün gece saat 8,10 da telefonu- muz çaldı. Telefonda asabi bir ses şu sözleri söyledi: “— Burası Ortaköy.. — Hiç bir fırında ekmek bulamadığımızdan ekmeksiz kaldık. Halk fırmlara hücum ederek ekmek istemekte - dir. Bu haberi alır almaz dezhal bir muharririmizle fotoğrafçımızı va - ziyeti teşbit etmek için otomobil - le Ortaköye gönderdik. Muharri - mizle fotoğrafçımı — fırından ekmek almak için yığılan halkın resmini aldırmamak için herne- dense savaşan bir polis memuru - | nun çıkardığı müşkülâtla — hayli uğraştıktan sonra güçbelâ resim almağa ve halkın isteklerini tesbit etmeğe muvaffak olmuşlardır. Hâdiseyi muharririmiz şöyle an. latıyor: — Ortaköyde Mehmed Eminin firınının önüne vardığımız zaman halk caddenin yarısını kaplamış , ekmek almak için uğraşıyordu . Eıyanın kezgâhları — bomboştu.. Demir kapısının bir kanadı kapan- mıştı. — Kapıda bulunan bir polis memuru içeriye girmeğe uğraşan halkla mücadele ediyordu. Bu esnada resim almak istedik. Bu iş için umulmadık müşkülât - la karşılaştık. Prizinden — istifade etiğimiz ilk dükkânda sigorta yan- dı. Yandaki dükkânlarda — priz yoktu. Arkada bakkal Yordanın dükkânımna müracaat edarek pri - zinden bir kaç saniye istifade et - mek için rica ettim. Fakat bakkal Yordan isminde olan bu vatandaş her nedense Ti- camı reddetmek garabetini gös - terdi. * Gazete isteğinin halkın isteği ol« duğunu söyledim. Fakat o mâna - sız inadında israr ederek bir türlü razı olmadı. Nihayet güçbelâ baş- kabir yerde priz bularak resimleri aldık, Priz için çektiğimiz bu müşkülâ. ta maalesef vazifesini yanlış anla- yan ve dükkâncılara — prizlerini vermemelerini tenbih gibi şeyler - le bir kaç saniyede — bitecek olan resim alma işini on, ön beş daki - ka uzatan, ve bu yanlış hareketiy- le bir sürü halkım toplanmasını te- min eden polis memurunun büyük hissesi vardır. Bir prizimizi de koparan bu po- Tis memurunun maalesef numara- sını tesbit etmeğe muvaffak ola - madım. Yalnız kendisi zayif, orta boylu, esmerdi. Yeni Emniyet Müdürümüz Bay Salih Kıltem bu hususta dikkatlerini celbederiz. Ne ise, bu müşkülâtr yendikten sonra etrafımda bir çok halk top - lanarak ekmeksizlikten şu şekilde derd yanmağa başladılar: Ortaköy iskelesi memurlarm - dan Cevad: — Dört çocuğum var. Ekmek bulamadığımdan dolayı aç kaldık. Kışın havaların en dehşetli olduğu zamanlar bile bu hal olmamıştı ... Bir an Beşiktaştan ekmek gel- | di, fakat çabucak bitti.. Pandeli oğlu Niko — ismindeki genç: | — Kazmadığım para ile ancak a ekmek yeyip geçinebiliyoruz. 6 | kardeşim var. Bu akşam ekmek | almak için geldim.. Bir lokma bile | bulamadım . Yumurtacı Muazffer: — Yüz dirhem — ekmek alarak | karnımı doyurmak için fırına git - | tim, içeri girmenin imkânı yoktu . | Başka bir dükkâna gittim, yalvar- | dım, yakardım vermedi. | Terlikçi Hüseyin: | — Ben de ekmek için geidim .. | Fakat fırında ekmek bitti, yok de- diler. Bunun üzerine evvelce bir kaç ekmek almış olan bir udam - dan 15 kuruşa bir kilo ekmek al - dim, Şua: — Ekmek bulamadım.. Beşik - taşa kadar gittim, geldim.. Tram - vaya da boş yere 7,5 kuruş — ver - dim. Bir kiloekmek — böyle 17,5 kuruşa geldi. * Yako: . — Evde beş kişiyiz.. Ekmeği - miz yok.. Nasıl dönezeğimi bilmi - yorum, Fırın yanındaki bakkal Meh - med de şu sözleri söyledi: — Esasen Ortaköydeki fırınla - | rın çıkardığı ekmek Ortaköye yet- | miyor, Bunun için evvelden bil - hassa Beşiktaştan akşamları bura- ya ekmek getirtilerek satılırdı . Fakat fiyat meselesinden dola - yı Beşiktaş fırmcıları da — buraya ekmek — göndermiyorlar, Halkın ekmek sıkıntisi da buradan çıkı - yor. Dönmek için yürürken önüme en, on iki yaşında bir çocuk getir- diler. Çocuğun ağzı, çenesi, üstü başı kan içindeydi. İsmi David imiş, fırından ekmek — almak için uğraşırken adamın biri dirseğiyle burnuna vurmuş.. Otomobilimiz güçbelâ —halkı yararak yola düzülebildi.. Biz gi - derken fırınet Mehmed Emin sür- 'atle dükkânın kepenklerini indir- miş, ve demir kapısını kapatarak müstahkem mevkiine (!) çekil - mişti. Hakikaten son zamanlarda buğ- dayın bir iki kuruş yükselmesi ü - zerine her gün, İstanbulun bilhas- sa OÖrtaköy gibi kenar mahallele - rinde şiddetli — bir ekmek buhra - nı kendisini göstermekte ve neti - cede yukarıda yazdığrmız gibi bir kilo ekmek bulmak için burunlar, dişler kanatılmakta, yahut değe - rinin aşağı yukarı — iki misli para gözden çıkarılmaktadır. İstanbulun ekser halkının fakir olduğunu, ve bunlardan büyük bir kışmınm yalnızca ekmekle karnı- nr doyurduğunu göz önüne alır - sakekmek — buhranının ne kadar feci neticeler doğurabileceği ap - açık ortaya çıkar. Yarmım ekmek narhımm yüksele- | Benes, delege (murahhas) Uluslararası Ajanslar konferansında Benes söz söyledi Prağ, 25 (A.A.) — Bağlaşık a- janslar konferansı işlerini bitire - rek dağılmıştır. Çekoslovakya dış işleri bakanı lar i- çin bir öğle şöleni (ziyafeti) ver- miş, ve şölen sonunda bir diyev (beyanat) vererek, şöyle söyle - miştir: —— Haber alıp verme ajansları devlet adamlarının — işlerini çok kolaylaştırmaktadır, Bağlaşık a - janslar ise arsrulusal (beynelmi - lel) yaklaşmalara ve barışım ko - ranmasına çok yardım etmişler - dir diyerek Çekoslovak hüküme - tinin düüyanın — sükünet ve barış içinde ilerlemesini istediğini söy - lemiş ve en son olarak bugün bü- tün güçlüklere karşı ben — yarışa inanıyorum, çünkü bu iş iyi istek- li devlet adamlarının elinde bu - hanmaktadır. Türkiye Tuna konferansına girecek mi? Yakında toplanması beklenen Tuna konferansı için yeniden kı- maultılar başlamıştır. Yunan Sü ba- kanının (harbiye nazırınım), Ro- maya çağrılması işini de bu yol- da anlatmaktadırlar. Atinada çı kan bükümet taraflısı bir gazete, General Kondilisin Türkiye ve Yu nanistanın da Tuna konfransına girmesi işini konuşmak üzere, Ro- maya gideceğini yazıyor. Romadan gelen bir ajans ha bitirilmesi şeklindeki yeni proje- den bahsederek “evvelâ Alman hükümeti de dahil olduğu halde ! herkesin uyuşmasını kolaylaştıra-| cak bir formül bulunacağını, son ra bir kaç büyük devletle daha sıkı söz bağları yapılacağını,, bil |dirmektedir. İ | | | ceğini göz önüne alarak daha | fazla para kazanmak kaygusiyle az ekmek yapan ve halkın ekmek | istemelerine mukabil dükkân ke - | penklerini indirerek sinen fırmcı - | lar halka karşı büyük bir suç işle - mekte olduklarını bilmelidirler, Belediyenin en birinci vazifesi halkın en mühim gıdası olan ek- meğin her yerde halkın ihtiyacını karşılayacak nisbette kanunt fi - yatla satılmasmı temin etmektir. Çok şükür memleketimizde bir kıtlık yoktur. Buğday mahsulleri - miz iyidir. Hattâ bizi doyurduktan maada, harice bile satabiliyoruz. Ne İstanbulun nüfusu birdnebi - re çoğalmış, ne de halka birden - bire büyük bir oburluk gelmiştir . İstanbul fırınları — evvelce nasıl kâfi miktarda ekmek yapıyorlar - sa şimdi de ayni miktarda ekmek çıkarmağa mecbur edilmelidirler. Halkın gıdasiyle alâkadar bir işte sulistimal — yapılmasına kat - 'iyen Pazı olamayız.. Bunlar şid - detle tecziye edilmelidir. İşte biz, bu ihtikârı - meydana çıkarmak ve sütunlarımızda ilân ederek ilgili (alâkadar) makam - ların dikkatine sermek istedik . Prizimizi koparıp — vesim çek - memize mâni olmak isteyen bay memur, kendi vazifesini anlama- mış olmakla kalmayıp az daha bi- zi de vazifemizi yapmaktan men - edecekti. beri ise, bu konferansın iki dövreds|” 26 HĞZİ_RVA.VV — 15335 Yeni Yugoslav başba- kanı Stoyadinoviç kimdir ve Belgrad, 25 — Yeni Yugoslav-| ya Başbakanı şu diyevi (beyanat! vermiştir: “İç sıyasadan dolayı çıkan hü- kümet buhranı, Prens Pol'ün ge- niş mikyasta temasları ve çalışma lart neticesinde sona ermiştir. Yeni hükümet yalnız eski hü-| kümetin dayandığı partilere değil ı şimdiye kadar hükümete uzak ka!- mış olan partilere de dayanmak- tadır. Kabine esas itibariyle bir iş kabinesidir. Ve herkesin el birliği- ne güvenmektedir.,, Başbakan bundan sonra bu, buhranın yalnız dahile ait olup harici sıyasada hiç bir değişiklik mevzuubahsolmadığını, Yugoslav yanın gerek küçük itilâf devletle-| ri, ve gerekse Balkan anlaşması| devletleriyle dastça münasebetle- rinde ve Fransa ile olan ananevi | bağlantısında devam edeceğini söylemiştir. STOYADİNOVİÇ KİMDİR Belgrat, 25 (A.A.) — Yeni Yu- göslav Başbakanı B. Stoyadinoviç 23 Temmuz 1888 de Çaçak'da doğmuş, öğrenimini Çtahsilini) Belgrat üniversitesinde yapmış, Fransa ve İngilterede siyasal eku-| nomi kurlarını terkimiştir. 19!4' de Paşiç kabinesine finans balıınıl ne diyor? “Dış siyasamız. değişmiyecekl!,, olarak girmiş, 1922 de kısa bir ara ile, 1926 ya kadar bu bekanlıkta kalmıştır. Dinarı kurtarmış, dur- luğunu sağlamış ve “Dinarın kur- tarıcısı,, adını kazanmıtşır. Yu- goslavyanın ekonomih ve finansat hayatı hakkında birçok eser — ve betkeler yazmış ve 1920 de Bel- grat üniversitesine finansal bilgi- ler profesörü olmuştur. Eski radi- kal fırkasından ve bu fırkanın yö: rütüm komitesi üyesindendi. Bir- kaç defa saylav ve son İkincikâ- nunda Senato üyesi seçilmiştir. Yevtiç hükümetinin finans ba kanı sıfatiyle birçok Finansal ted. birler almıştır. Bu arada bayın- dırlık işleri için iki milyar dinarlık bir kredi sağlamış, 134 milyona yükselen kısa ödelli (vadeli) kre- dilerin ödenmesine harar vermiş, emlâk vergisini yüzde yirmi indir- miş ve birçok resimleri kaldırarak künü önemli surette yegniletmiş- tir. (hafifletmiştir.) B. Stoyadinoviçin kınavı ken- disine bütün çevenlerde büyük bir şöhret ve sevgi sağlamıştır. Ken- disi ekonomik, finansal, soysal ve ulusal kalkınmalar alanında yapı- ct çalışma için bütün şartları haiz sayılmaktadır. Bir Alman tarihçisi Kadıköy-Büyükada arasında Milâddan evvel kazılmış Bir tunel bulmağa uğraşıyor evvel bir Alman elinde bulunan bir takım vesikalara dayanarak belediye, ve müzeler idaresinden izin almış ve Kadıköyle Büyüka- da arasında milâddan evvel yapıl- mış olduğunu iddia ettiği bir tü- neli bulmak için çalışmağa baş- yamıştı. Almanın elindeki plânlara gö- re tünelin başlangıcı sanayi mü- Bundan bir buçuk sene kıılır' fettişlerinden Daniş'in altıyol ağ- zındaki evinin bahçesindedir. Bu yolda yaptığı çalışmalar da he- men netice vermiş, ve bir takım kubbeler, kemerler meydana çık- mıştır. Fakat Almanın elindeki para bittiğinden hafriyat ilerliyememi . ve müspet, menfi bir son uc elde edilememiştir. gr ekoslovakya, Romanya, Yugoslavya Yunanistan, Türkiye arasında M Bir posta birliği Küçük andlaşma — devletleri ekonomik konseyi, (Yani Çekos - lovakya, Romanya, — Yugoslavya devletlerinin iktisadi şurası) Bük- reşteki son toplantısında Bal- kan andlaşması devletlerile kü - *”.w. çük andlaşma devletleri arasında bir posta birliği gerçekleştirmek üzere tedbir almıştır. Gelecek toplantı 4 birinci teş - rin 1935 te Belgratta yapılacak « tır. Karanlıkta metresi sanarak Yanlışlıkla evli bir kadına saldıran şoför öldürüldü Aydın — Germencik'de kadın yüzünden bir cinayet işlenmiştir. Beş yıldır uygunsuz yollaradan yü) rüyen Hicri ismindeki bir kadınla münasebette bulunan şoför Tev- fik, evvelki gece Hicrinin evine gitmiştir. Kapıyı Hicrinin kardeşi açmış, Tevfik henüz anlaşılmıyan bir sebepten dolayı sevgilisi zan" nederek karşısına çıkan kadının üzerine hücum etmiştir. Boğuşm sırasında yetişen kadının koca*; Hamid, Tevfiğe yedi el ateş et miştir. Kurşunlardan üçü rastla- mış, Tevfik kaldırıldığı hastanede ölmüştür.