23 Haziran 1935 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5

23 Haziran 1935 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

23 HAZİRAN — 1935 Yazan: KADIRCAN KAFLI Piyale bey hesabına fernando elçisini kandirmağa çalıştığını sanıyordu Antonyo beyaz bayrağı kaldır - dı. Şimdi indirecek ve karşı taraf elçisini selâmladıktan sonra çeki- lip gidecekti. Fakat Frenk Süleyman birden - bire: -—— Durunuz!.. Diye bağırdı.. Sonra başını çe - virdi... Geriye baktı.. Kalenin kuşatıl - ması için yapılan hazırlıklar Ode vam ediyordu. Piyale Beyle san - Cak beyleri ve reisler henüz kara - Ya çıkmamışlardı. Elçilerin ko- tuşmalarına (O bakanlar pek azdı. Herkes kendi işinde idi. kN e BİR SÖZLEŞME Frenk Süleyman kırk yıllık 'bir arkadaşı imiş gibi söze (başla - Muiştı: — Azizim Senyör (o Antonyol.. Şimdiye kadar sizinle (O konuştuk amma, başkalarının sözlerini söy - İEJİK. Yanı hakikatı harşı karşı - ya konuşanlar değil, amiral Piyale ile Marki dö Salerno idiler, Antonya gene ( şaşırmıştı.. Bu bişkin ve zeki Türk O akmcısının söylediği sözlerden bir şey anla - mıyordu. Hele ona böyle bir ar - kadaş gibi söz söyleyişi tuhafına titmişti. Bunun için ona: — Ne demek istiyorsunuz? Diyemedi, Ağzı açık kaldı. Frenk Süleyman sözüne devam etti: — Bundan sonra biriraç dakika da kendimiz için konuşalım. Kork mayın, teklifin kabulü için verilen on dakikalık zaman hanen şimdi başlamıyor. Sizin kale kapısından girmenizden sonra başlıyor. — Evet... , — Kendimiz için Konuşalım, dedim, Lütfen benim vordukları- Ma cevap verir misinix? Bu, sizin İçin çok kârlıdır. Deminki sözle-| Timin sonu Fernando Ye ( Piyale Beye dayanır. Hangis. diğerini *zerse o, kral veya paişahtan ih- anlar alır. Fakat biz pene hava alırız. Bu işde en kârlı olmak is- tersen biraz da beni dinle ve sor- #ularına cevap ver. — Vereyim, sorunuz:... Antonyonun merakı her dakika Soğalıyordu. Konuşmanın bu kadar uzuya - “ağını kestirememiş olan tercü- Man Yakup çelebi huysuzlanmaya lamıştı. Fakat söz .öylemeğe 8 korkuyordu. Kenar7e alık alık bu iki genç adama bakıyor, fakat Sözlerinden hiçbir şey ı.nlamıyor. . Fakat kendi aklınca Frenk Sü- anm en zeki yahni obezir- da ğaş çıkartacak kadar cin- İz olduğunu düşünüyor. Amiral İs bey hesabrna Fernandonun Meisini kandırmağa çalıştığını sa- ordu Halbuki Frenk Süleyman her şeyden önce Hüsmen Reis hesabı- na çalışıyordu. i Amiral Piyale Bey nasıl olsa! kaleye hücum için yirm! dört saat bekliyecek, bunu gören Fernando da on dakikalık zaman geçtiği hal- de hücum etmemesini Amiralin Fernando ne sanırsa * sansın, Frenk Süleymanın umurunda mı idi?.. Frenk Süleyman dedi ki: — Sorduklarıma hiç düşünme- den ve hemen, çabuk çabuk ce- vap verin. Çok mühimdir. Ça - buk bitirelim. Konuşmamızın bu kadar uzamasından kuruntuya dü. şebilirler. Bereket versin bizim tarafta herkes kendi işiyle uğra - şıyor ve bu konuşmalarımızın 80 - nunu anlamak için hiçbiri sabır - sızlık göstermiyorlar. — — Hem de, teklifinizi kabul et- miyecekmişiz gibi, uzun ve çetin bir muhasara hazırlığı yapıyorlar. — Bizde adet böyledir. İşin hep ters tarafını odüşünürüz. Şimdi beni dinleyin. Babanızı çok se - versiniz, değil mi? Baba sözü Antonyonun yüzü - nü sararttı ve gözleri bulutlandr. Frenk Süleyman devam etti: — Biliyorum, babanı? şimdi si- çekindiğine hamledecekti, | zin yanmızda değildir. Onun nere- HARER — Aksam Postam nun de olduğunu da bilmiyorsunuz. Bundan bir hafta kadar önce ma- ğazasında birdenbire ortadan kay boldu. Bir daha görünmedi. Ne bir iz, ne de bir haber... Antonyo dikkatle dinliyordu. — Evet... Sonra, — Sonrası... Sonras: bu işte... Babanız çek seversiniz. değil mi? — Elbet... Fakat bunu neden soruyorsunuz? İ nin civarda bir işi vardı. O sıra-! | temiz giyinmiş bir zatla görüştü- EL var YER Bir Aşkın Hik en : o. Hati e Süreyya | 52 i mar İ O gün öğleden sonra, Samiye- da eve döndü ve kapıcı kadınm, ğünü gördü. Onlar da Samiyeyi gördüler. Birdenbire sustular. 5 Samiye, kendinden bahsedil- diğini anlıyarak, yaklaştı. Bu meçhul adam, anlaşılan, po- lis tarafından gönderilmişti. Ja - lenin kaybolmasından sonra, ko- miserlikten, Samiyeyi aramak ve bir şeyler sormak için az adam mı gelmişti?.. Meçhul adam, şapkasmı çıka- rip genç kadını o selâmladıktan sonra: — Samiye Hanım siz misiniz? Diye sordu: — Evet efendim.. Adam, bir müddet durdu. Bir şey söylemek istiyor, fakat| tereddüt ediyordu , belli. — Bana lâzım olmasa sormaz- dım. — Onu arıyorsunuz değil mi?! — Evet... — Hele altınlarını, mücevher - lerini de bulursanız daha çok se - vineceksiniz... Korkmayın, baba - nız her halde akilli bir adamdı. Mağazasındaki eşyanın yüz misli olan asıl servetini kimbilir hangi taşın, hangi temelin altına sakla- dı ve şimdi saklı olduğu yerde du- rup duruyor. — Babamın sağlığı lâzım bana. Asıl sağlığı lâzım... — Ben Hüsmen Reisi sizin bu- banız gibi yüz bin tanesine değis- mem, —?. — Siz de babanızı hiç şüphesiz yüz bin tane Hüsmen Reise değiş. mezsiniz?... . (Devamı rar) MHMABER'iN GÇUNCU BUYUK Deniz Gezintisi i PROGRAM 810 Köprü, 8,35 Üsküdar, 8,55 ş Kadıköy, 9,50 Büyükada, 11,20 i Yalova, 18,00 Yalova, 19,90 Bü- yükada, 20,20 Kadıköy, 2040 Köprü, 21,50 Büyükdere, 2245 arasnaaı 4 9 | Büyükdereden, 23,00 Beykoz, 23,10 Yeniköy, 23,25 Kanlıca, 2335 Annadoluhisar, 2350 Ar. navutköy, 24,00 Çengelköy, 24,20 Üsküdar, 24,35 Köprü. susan arasam sasse snr sasasan verasasme san sene sana sai SENA NERMENUEME KARAMA Senan sal IŞTIRAK ŞARTLARI iştirak ederler. © © © © Ellerinde iki senelik daimi okuyucu kartımız bulunanlar parasız Ellerinde iki senelik daimi okuyucu kartımız bulunan okuyucula. rmız yanlarında en çok dört kişi getirebilirler ve bunların heşbiri için seksener kuruş ücret verirler. (Pulu ve vergisi dahil), Ellerinde bir senelik daimi okuyucu kartı bulunanlar parasız işti. rak ederler, Yanlarında en çok iki kişi yetirebilirler ve bunların her biri için 90 ar kuruş ücret verirler. (Pulu ve vergisi dahil), Ellerinde bir aylık kupon bulunanlar (90) kuruş ücret öderler. (Pulu ve vergisi dahil). Bunlar yanlarında bir kişi de getirebilir. İer, bunun için de ayrıca 100 kuruş öderler. Ellerinde ne davetiye ve ne de bir aylık kupon bulunmyanlar 125 kuruş öderler. (Pulu ve vergisi dahil) Gezintimize iştirak için şimdiden hazırlanmız. Tam bir buçuk gün eğlenecek ve iyi bir tatil geçi Gezintiye iştirak iş olacaksmız.. geçirmiş edecekler arasında ayrıca bir müsabaka tertip edilmiştir Iştirak ediniz. Eğlenecek ve tam bir neşe içinde on sekiz saat geçireceksiniz Tereddüdünün sebebi de gayet vazıhtı: Bundan bir kaç saat (oo evvel, ihtiyar amele, bir yapı iskelesin- de muzavenesini kaybederek düşmüştü. Bunun üzerine: — Hastahaneye kaldırıldı. Meçhul adam, dolambaçlı bir mukaddemeden sonra bu kötü haberi bildirmişti. Samiye: — Babam öldü mü?.. Diye bir çığlık kopardı. > Hayır, küçük hanım... Emi- nim, ölmedi... Sadece © yaralan - dı. Muhatabınm sendelediğini gö- ren adam, hararetli hararetli te- minat verdi: — Ölmedi diyorum size... Ben şimdi onun yanından geliyorum.. İsterseniz bir taksiye binelim... Sizi derhal onun yanma götüre- yim... Genç kadın, bunun üzerine bi- raz sükün buldu. Meçhul adamın doğru söyledi- ği anlaşılıyordu. Azıcık, iradesi- ni topladı. Kapıer, iki elini oğuşturuyor. iki yana sallanarak: — Vah vah... Vah vah... Çok iyi adamcağızdı... Pek yazık ol- du.... — Diye esefleniyordu. Bunun üzerine, genç (kadın, kapıcıya döndü: — Aman, allah rızası için... Ben burada yokken sen anneme bakıver., HABER akşam Postası İDARE EVİ ISTANBUL ANKARA CADDESİ Telgraf Adres: İSTANBUL HABER Telefon oOYazı: 23872 İdare: 24370 İÜABÖNE ŞARTLARI | Türkiye Ecnebi İsenelik M0 Kr. 2700 Ee) 46 aylık 400 , S0 ,, çı aylık 100 , 300 i i ” Tlenrot ilânlarının satırı 12.50 5 : Mesmi Unlar 10 kuruştur. >ahibi ve Neşriyat Müdürü; HASAN RASİM US ; ş 70 , 1450 3 aylık ILAÂN TARIFES! İÜ serenerisesresssen se rasan sne, Basıldığı ser: o (VARIT) Matbaası | ayesi YALAMA — Peki, peki... Üzülme, küçük hanım... Git... Zavallı (anneniz zaten büyük bir hizmet ( istemi- yor ki... Yattığı yerden (o kımıl damaz bile... — Teşekkür ederim.. Genç kadın, meçhul döndü: — Gidelim mi? — Haydi... Yürüdüler... Çok geçmeden, bir otomebile rastlıyarak, atladılar... Taksi, $9- före verilen istikamete doğru bütün süratile ilerlemeğe başla - dı. Yolda gittikleri sırada, kadın, meçhul adamın izahatı dinliyordu. Düştüğü sırada, Bahri, sol ko- lunu kırmış... Yarası epice © hemmiyetli imiş. Şüphesiz ki, zavallı adamı, tehlikeden kurtar mağa çalışıyorlarmış... Bir kaç hafta hastahanede yatarsa mese- le kalmıyacakmış... Her halde, kurtulur... Üzülme- yin, küçük hanım... Samiye, bu sözleri dinliyordu. Fakat, başı öyle dönüyordu ki, anlamamağa başlamıştı. Demek ki, bütün (sevdiği in- sanları bir şaamettir kaplamış- tr. Çocuğu... Annesi... Babası... Hepsi, sıra ile, birer uğramıştı... Genç kadın, bu “düşünceler i- çinde bunalırken, yanındaki dam, ona: — Geldik, küçük hanım!,.. — Dedi. — Haydi, inelim.. Arkam sıra geliniz.. Kadm, bu söze itaat etti. Üzerinde “cerrahlık şubesi, ya- zılı bir kapıdan içeriye girdiler. Koridorlardan © geçtiler. İçinde yirmi kadar yatak olan bir ko- vuşa girdiler... Bunlardan bir ta- neşinde ihtiyar adam yatıyordu. Sol kolunda bir alçı kalıbı vardı. Yüzü fevkalâde soluktu. Kendi- ne yaklaşanları görünce doğrul- mak istedi. Fakat buna Oimkân bulamadı. Başı tekrar o yastığa düştü. Kızıma mümkün mertebe cesur kuvvetli ogörünmek iste- adama genç verdiği belâya ve di, Samiye: — Babacığım... Diye ağlama- ğa başladı. Düştüm, — Ağlama, kızım... i bir kaza geçirdim... Fakat tehli- keyi atlatacağım... (Devamı var) DOKTOR .. Kemal özsan Urolog — Operatör Bevliye Mütehassısı Kraköy — Ekselsiyor o mağazası yanında, Her yün öğleden sonre ?-den8»*ekadar. Tel: 41235 KUPON 166

Bu sayıdan diğer sayfalar: