Eden Romaya gitti Fransız -İngiliz diplomasisinin anlaşamamazlıkları İngilizlerin Almanlarla bir de- niz anlaşması yapmasından sonra bunun — sebeplerini ve ne yolda olduğunu Fransaya da anlatmak üzere Parise giden İngiliz baka- nt Eden Fransız hükümet adam- larile hayli konuştu. Fransız başbakanı Laval, gaze. tecilere verdiği bir diyevde (be- yanatta) İngiliz bakanı Edenin İngiliz — Alman — anlaşmasını etrafile anlattığını ve bütün se . bepleri izah ettiğini — söylemiş - tir. Laval diyevinin dikkate değer noktasını şöyle izah etmiştir: “İngiliz bakanmın İngiliz gö- rüşünü anlatmasından sonra, ben de Fransanım buna niçin itiraz et- tiğini ve bu noktai nazarında ne- den ısrar edeceğini — bildirdim Londra anlaşmasından başka Av rupanın genel durumunu da gö- rüştük. Dolayısile, Fransız ve İngiliz uluslarının beraber çalış mak lüzumu bir kere daha ken - dini ortaya koydu — konuşmalar devam edecek.,, Diğer taraftan Eden ise “An- Taşma yolunu yarıladık, konuşma- lardan memnunum!,, Demiştir. Ancak konuşmalar bitmediği gibi, derhal bitecek te değildir. Çünkü İngiliz bakanı Eden, dün gece Paristen Romaya hareket et- miştir. Örada Musolini ile de ko- nuştuktan sonra dönüşte tekrar Parise gelip Fransızlarla konuş - masını bitirecektir. Edenin Musolini ile konuşma - sından sonra bugün Fransızların| ısrarla işaret ettikleri bazı nokta- lar da belki düzelebilecektir. İngilizlerin bir garp hava misa- kı imzalamak üzerinde teklifler yapıyorlar. Fransızlar ise, bu gi- bi işlerin hepsinin birden yapıl - masına, yani — güvenliğe ilişik (emniyet meselesine bağlı) olan Fransaya ait bütün meselelerin 3 şubat tari - hinde Londrada kararlaştırıldığı gibi birden başarılmasını istemek tedir. Eden, Romada — Musolini ile konuştuktan sonra, belki Fransa- ya kesin (kat'i) bir cevap vere- bilecektir. Diğer taraftan — İngiltere — Fransa — İtalya arasımnda bir el birliği siyasası güdüleceğine dair. Strezada verilen — söze de işaret etmektedirler. Fransızca Tan gazetesi, Streza el birliği siyasasına Cenevre dost- hağunu da ekliyerek “İngilizlerin şimdiki diplomasi metotlarınr bu esaslara uydurmak güçtür!,, Di- yor ve şöyle devam ediyor: “Londra Parisle — elbirliği et- mezse, Paris Londra ile elbirliği edemez.,, Diğer taraftan Alman delegesi (murahhası) Ribentrop, Londra - da İngiliz dış bakanı Samuel Horla bir daha görüşmüştür. İngilterenin Sovyet elçisi lort Çilston da Sovyet dış — komiseri Litvinofu görerek — İngilterenin Almanlarla yaptığı görüşmelerin esasını anlatmış, — hükümetinin Fransa ve İtalya ile — görüştüğü gibi Sovyet Rusya ile de görüş- mek istediğini söylemiştir. İngiliz elçisi, konuşmaların alt yanmı da Litvinofa bildireceğini söyliyerek ayrılmıştır. ... Londra, 22 — İngilterenin Al- manya ile kendi başına bir hava misakı yapacağına dair şayialar tekzip edilmektedir. Alman delegesi Fon Ribentrop Ingiliz dış bakanlığile konuşma larında Hitlerin dört devlet ara- sında bir hava misakı görüşmesi- ne hazır olduğunu — söylemiş- tir. topraklardan Habeşistana giden silâhların Roma, 23 (A.A.) — Verilen çok doğru haberlere göre, 18 ay içinde Cibutiden — Habeşistan i- gin 23 Hüfek, 600 mitralyöz ve 6 'ram iy işçilerinin yazi : elbiseleri iramvay sösyetesi vatman ve biletçilere hâlâ yazlık elbise ver memiştir. Yazın en sıcak günlerinde iş- çilerini kalım yün elbiseler için- de bundltan sosyete — geçen sene olduğu gibi yazlık elbiseleri son- baharda verecek galiba! Elbise- lerin Şişli deposunda — durduğu söylenmektedir. Vatman ve biletçilerin yakım- da bu azaptan kurtarılacaklarını ümit ederiz. Habeş imparatoru Lehistana aslan gönderdi Varşova, 23 (A.A.) — Habeş imparatoru Polonya cumur baş - kanına çok güzel bir arslan gön- dermiş ve bu arslan kafes içinde Varşova hayvan bahçesine geti - rilmiştir. . istatistiği milyon kurşun geçmiştir. Bu rakamları veren — İtalyan gazeteleri Habeş silâhlanmasının genişliğini göstermektedirler. Şirketihayriyeyi Halk dava ediyor Şirketi — Hayriye ile Kandilli ve Anadoluhisarı halkı arasında çıkan ihtilâf mahkemeye akset- miştir. Burada oturan halkın dediği- ne göre, Kandillinin karşısında olan Bebekten — İstanbula gidip gelme birinci 15, ikinci on kuruş- ken, Kandilliden ikinci 25,5, bi- rinci 32,5 kuruş olması sırf şir- ketin bildiği gibi hareket etme - sinden ileri gelmektedir. Şirekti Hayriye bir hizmeti u- mumiye müessesesi olduğu için hiç bir zaman istediği gibi hare- ket edemez. Binaenaleyh şirket, halkı ucuz ve rahat — bir şekilde nakletmeğe mecburdur. Şirket bu vazifesini lâyikile i- fa etmediği için halk tarafından mahkemeye verilecektir denmek- tedir. |İSabah Gazeteleri ne diyorlar? BABER - Alçıın Poılııı KURUN — Başyazıcı M. Asım UÜs Bir züğürt tesellisi başlığı altındaki yazısında Japonların — Çin üzerinde eğemen olmaya çalışmalarından bah- sederken bir Amerikalı — diplomattan işittiği ve bir Fransız — gazetesinde gördüğü mütaleayı anlatıyor. | Asım U Amerikalı diplomata sor- | duğu: — Japonlar ve Çin üzerinde ege - men olurlarsa Amerika Çindeki men- faatlerini kaybedecektir. Acaba buna karşt ne yapabilirsiniz, Sualine: — Japonyaya karşı — harp açmak ki bur da harbe değmez. Fakal Çin öy- le bir yerdir ki orasını egemenlikle - rine geçirenler az sonra Çinli olup çı- karlar. Cevabını almış. Astm Us bu diplomattan birkaç se ne evvel işittiği bu züğürt — tesellisini birkaç gün önce de Fransız gazetele - ryinden birinde görmüş, Diyor ki: Çindeki Japon istilâsını eski tarihr lerde olduğu gibi birkaç yüz bin ki- şilik bir ordu ile Çin imparatorluğunu ele geçirmeye benzetmek pek yanlış - tır. CÜMRÜURİYET — Yunus Nadinin bugünkü başyazısı “orman endüstri> miz ve kutuluk kereste ihtiyaçları - muz,dır. İzmir özel aytarının bir mek- tubuna dayanarak kaleme alınan bu yazıda deniliyor ki; Üzümlerimizin kutu ihtiyacını dı » şarıdan getirilecek kerestelerle sağ- Tamak doğru değildir. Bu fikirde bu- lunarak ortalığı karıştıranların öne sürdükleri hesaplar — yanlıştır. Kerdi kerestelerimizden yaptığımız kutular rın ürünlerimizin fiyalını — artırdığı hakkındaki iddlalar boştur. Kutu ihtiyacının dışarı kerestele - rirden mi, kendi — kerestelerimizden mi yapılacağı işinin biran evvel ay - dınlatılmış olması kutucuların ne o lacak diye elleri böğründe bekleme - melerine yarıyacaktır. ZAMAN — Zaman imzalı başyazı. ı “üç senelik program,,a aittir, Bunda kısaca deniliyor ki; Her şeye proğramta başlamak ne * reye gidileceğini, ne yapılacağını ev- velden kestirmek ve ona göre çalış « mak muvaffak olmanın başlıca şart - larındandır. Yüksek müdafaa mecli - sin bunu yapmış — olmakla ilk esaslı adımı atmış — oluyor. Arlık bundan sonra çalışmak ve programı başarınak sarası geldi. Bu işte evvelâ Tayyare Cemiyetinin sivil tayyarecilik hareketini yeniden kurması ve bunu canlandırması lâ - zundır. Bizde şimdiye kadar mevcut olmuyan sivil tayyareciliği yaşatmak, tayyare sevgisi uyandırmak icap eder. Bunu buğün tayyarecilikte muval fak olmuş bütün devletler evvelce yap - mışlardır. — TAN — Mahmut Bsat Bozkurt A » gaoğlunun dedikleri diye yazdığı bir başyazıda, Ağaoğlunun şimdiye ka - dar yazdığı yazılara birer birer ce - vap vereceği anlaşılıyor. Ağaoğlunun dediklerini dört bölüme ayıran Mah - mut Esat Bozkurt bu birinci yazısın- da bölümlerin birincisine cevap veri: yor. Bu da: Demokrasi; ekonomsal bir sınıra kadar geçebilir: Demokrasinin ekonomsal — işlerde karışması korumacılıktan ileriye gi - demez, dir. Mahmut Esat diyor ki: Biliyoruz ki: Kamâlizm ekonomsal alanda dev - letçidir. Demek ki koruyuculukla kal miyor, Halbuki Ahmede göre — demokrasi koruyuculukça ileri gidemez, Şu halde Kamâlizim ve ondan eski - denen yeni Türk rejimi — demokrotik değil midir? Kamâlizmde (egemenlik ulusun - dur) prensibine bir şaka mı diytcı . giz?!.. Bugünkü çiçek ayramı Büyükadada yapılacağı evvel- ce yazılan çiçek bayram ve sergisi dün açılmıştır. Bugün de Adada bir çiçek şavaşı yapılacaktır. Sa - vaşın eğlenceli ve güzel — geçmesi için her türlü tertibat alınmıştır. liberallığı 22 HUIRAN' — 1995 Habeş ımparatorunun yeni bir diyevi “Biz Uluslar kurumundan ümidi kesmel_( istemiyoruz!,, Londra, 23 —Sundey kronikl ga. zetesi Habeş imparatorunun yeni bir beyanatını neşretmektedir. İmparator bu beyanatında di- yor ki: — Uluslar sosyetesi azası ve Kellog misakını bir devlet sıfatile, harbe — müracaa! etmeden evvel ihtilâfı sulh yolile halletmek için her — çareye baş vurmaktayız. , Habeşistan vazifesini yapmağa çalışryor. Uluslar soösyetesinin 1- talya ile aramızdaki ihtilâfı ha!- ledemiyeceğine inanmak istemi - imzalamış yoruz. Biz hudutlarda asker toplamış değiliz ve İtalyanınm asker sevket- mek için bulduğu vesileler gayri Yeni bir Arsıulusa, mesele Almanyayı Memeldeki raahkü - miyet kararları kadar ilgiliyen ye - ni birmuhakeme safhası açılmıştır. Bu muhakeme Belçikanın Liyej şehrinde yapılıyor. Suçlular Nazi - dir. Versay muahedesince Alman- lardan Belçika — idaresine geçen Open - Malmedi havalisinden dört kişi, bu toprağın tekrar Almanya- ya dönmesi için propağanda yap -« maları dolayısiyle Belçikalılıktan gıkarılmak tehlikesindedirler. Almanlardan Belçikalılara ge- çen bu arazi ahalisi, Versay mua - hedesinin 36 ıncı maddesine göre Belçikalı olmuşlardı. Şimdi Alman hak mütehassısla- ları bu suçluların suçları tahakkuk etse bile, tâbiiyetten çıkarılmala - rınım doğru olmrıyacaklarını - ileri sürmektedirler. — Belçika hükü- metinin buna salâhiyeti olmadığı- nı söylüyorlar. Belçikalılar ise, 1934 haziranı - nın 30 uncu günü — parlâmentoca kabul edilen bir kanunla bu hakkı elde ettiklerini söylemektedirler .. Almanlar ise, bu kanunun Versay muahedesine aykırı olduğunu ileri sürüyorlar. İş gittikçe büyümektedir. Mese - lenin Almanlar tarafından dünya adalet divanıma — gönderileceği muhtemel görülüyor. ee di Evkaf genel direktörlüğü Ankaradan gelen bir haberde açık bulunan evkaf genel direk- törlüğüne Samsun valisi Mihrinin tayini yüksek tasdike iktiran et- miştir. , . Deniz gezintimiz Gezintimiz 23 haziranda, yari bugün, yapılacaktı. Fakat Akay idaresinin Maltepe vapuru kaza- ya uğrayımca gelecek — haftaya, 30 hazirana, bırakmak mecburi- yeti hasıl oldu. Ve iyi ki geri kalmış, havanın bugün nasıl ol- duğunu görüyorsunuz.. “Bazan felâketin de olurımıı; hayırlısı!,, derler. Deniz gezinti-| kalması bir felâket/ mizin geri sayılmaz amma muhakkak! hayırlı olduğu mevcut şeylerdir. Ihtilâfın hallini kolaylaştırma- ğa elimizden geldiği kadar çalış- tık. Fakat bu hal işi daha geci- kir ve İtalyanın mütemadiyen as- ker toplaması böylece kolaylaş - tırılırsa biz de yurdumuzu koru - mak için tedbir almak zaruretin- de kalacağız. Londra, 22 (A. A.) — News Chronicle gazetesinin haber ver - diğine göre, Habeşistanda karı - şıklık çıktığı — takdirde, oradaki İngiliz uyrularının (tebaasının) çabucak — dışarıya çıkarılmaları için hazırlık görülmektedir. Ingiliz, Fransız, Alman, Ame - Drika uyrularının (tebaasının) e - min bir yere ulaştırılması için Mı- sırda, büyük süel — uçaklar fırsat kollıyacaklardır. Bu gazetenin — Adisababa'daki aytarının bildirdiğine göre, yağ - mur mevsiminin başlamış olması, İtalyan ve Habeş askerleri ara - sında önemli tutuşmalara engel oluyorsa da, İtalyanlar bazı kabi- le başkanlarını ve bilhassa müslü- manları İmparatora — karşı ayak- landırmağa uğraştıklarından, içe- ride karışıklıklar çıkması muhte - meldir. İmparatorun aylesi içinde yare dım hususunda birlik yoktur. ALMAN GEMİSİNDEN ÇI. KARILAN SANDIKLAR Morning Post gazetesinin Ci « buti'deki aytarının bildidiğine gö- re, bir Alman gemisinden karaya çıkarılan çok büyük sandıklar şe- hirde büyük bir merak uyandır - mıştır. Bu sandıklarda Habeşis - tan hükümetine teslim edilmek ü- zere gönderilecek olan Foker tay- yareleri vardır. Habeş İmparatoru tayyareleri hizmetinde — bulunan bir uzman (mütehassıs) iki makinistle Cibu- tiye gelmiştir. Bunlar tayyareleri kuracaklar ve Adisababaya uçu - racaklardır. Aytar, Fransız So » malisine atanan (tayin edilen) bi- rinci İtalyan konsolosunun Cibu « tiye geldiğini de bildiriyor. HABEŞLİLER İŞİN SONUNU ANLADILAR Deyli Telegraf gazetesi siyasal yazarı — Habeşistanda inanmaya değer ve bağınsız (müstakil) bir kaynaktan aldığı haberlere göre diyor ki: Cenevrede — verilen ilk kararlar — üzerine avunmuş olan Habeşliler, — üç hafta geçtikten sonra, işin sonunu fena görmeğe başlamışlardır. Adisababa'da şimdi harbin me- nedilemiyeceğine inanılıyor. Si - yaşal yazarın fikrince, Habeşli - ler, silâh kuvvetile mahvedilecek- lerini söyliyen Romadakiler gibi düşünmüyorlar. Habeşlilerin pek de savsanmıyacağını (ihmal edil « miyeceğini), harbe gönderilecek asker kaynağının sonsuz olduğu- nu sağlıyorlar (temin ediyorlar). Tutulan son istatistiklere bakı * hlırsa, Habeşistan, müsellâh beş « yüz bin kişilik bir ordu çıkarabi - lir. Bunlardan yüzbininde yeni si- lâhlar vardır. Onbeş bini tama - mile hazırlanmıştır. Fakat ancak iki yüzden fazla mitralyözü, bir © kadar da makineli tüfeği olduğu İ zannediliyor.