23 HAZİRAN — 1935 — Benim —— götüşüm: Bir muharrir karikatü- rüne cevab veriyorum Hem hancı tavuğu gibi beslen, hem de misafir kadınl! ara (bodur tavuk) de..Böyle şey olur Mmu, küçük bay? Gazetelerdeki anketler, — eğer bir maksatla yapılmışlarsa — çok faydalı şeylerdir. Meselâ herkesi ilgilendirecek (alâkadar edecek) bir hâdise olur; buna — dair bir uzmanın (mütehassısın) düşünce- sini sorarsahız, — herkes de aldığı cevaptan istifade eder.. O zaman Amenna!... Fakat bir — muharrir vardır ki yalnız anket yazar... Daha doğru- su yazdırır.. Ve altına imzasını a- tar. Bu sayın izeti (öz türkçe zatı | muhterem demektir) Naci Sadul - lah adındaki “genç istidat,dır.:.. (Kendisi her ne kadar otuzunu aşkmsa da, muharrirliğe yeni baş- ladığı için onu böyle saymağa mec buruz..) Akraba yardimiyle kenarcığına iliştiği gazetede, ona, yazı işleri müdürü bir gün, takriben şöyle bir | imada bulunmuştur: — Biliyorum, — amcan buranım patronudur, seni buraya getirdi. Lâkin,nede olsa, bir iş yapman, yazı yazman İâzımdır.. Haydi ba - kalım, aylak dolaşma... Şöyle bir | derlen, toplan... —Peki ama,ne yazayım?. Aklıma mevzu gelmiyor ki... — Evlâdım... Akla — mevzu gelmeden, hattâ hiç bir şey bil - meden de bazı — yazılar yazmak mümkündür.. Sayın izet (zatı muhterem), bu berasi bolcofnin yartrtlinması . mr, büyük bir merakla bekler.. Si- garasını bir iki — nefes fosurdatıp kahvesini bir iki yudum höpürde - terek onu hayli Üüzdükten sonra, yazı işleri direktörü, ekâbir akra - bası “genç — istidatlara,, verdiği basma kalıp öğüdü ona da verir: — Al, işte — sana birkaç sınl.. Bir de isim — listesi.. Dolaş.. Bu sualleri bu —İistedeki adamlara sor.. Verdikleri cevapların altına imzanı atar, meşhur olursun.. Anlattığım bu yazı işleri mü - dürü, bıyık altmdan gülmesini Pek sever, Allah selâmet versin... Naci Sadullah, kaç kereler, bu sorgu cetvellerile benim de karşı- ma gelmiştir. Bir iskemlede oturup beklemiştir. Kendisile bir şey ko - nuşmadan, cevapları yazmış, ver- mişimdir. * Sonra, gitmiş, aynen bastırmış - tır. Bir seferinde, galiba, “sigara - smr çekip gözlerini tavana dike - rek dedi ki,, tarzında bir iki cüm. le ilâve etti. Diğer — bir seferinde ise daha fazla gayrete gelerek ken diliğinden birkaç satır katmak is- tedi. Maksadımı tamamile ters an- ladığı meydana çıktığı için tekzip edildi. Hülâsa, bu “genç istidat,, böyle bir sayın izettir.. Dolaşır; memlekette fikir söy - liyecek kaç kişi varsa, — onlardan düşünce devşirir; muharriri sıfatile imza atar. Baş. ka tarz yazı yazdığı, kendinden bir şey bulduğu görülmüş değil . dir. Galiba görülemiyecektir de.. Eskiden, örnekler üzerinden ka- lem yürüterek hüsnü hatta alışı - lrdı... Fakat, efendim nerede ben nerede.. Naci Sadullah, bir türlü Onlar gibi olamıyacaktır... Başka - tınım fikirleri üzerinden yürüye - Yek kalemini yazı yazmağa alıştı- Tamıyacaktır. altına, anket | Yukarda anlattığım tarz kendi. liğinden çıkıntılar yapmağı âdet edinip, son — zamanlarda, birçok çamlar devirdiği için, pek çok kim- se kendisine — cevap vermez ol - muştu. Bu sebeple, genç üstat, ec - nebilere musallat oluyordu. (Ta - biidir ki, patron bay amcası yanı- na bir de tercüman katıyordu!) , Küçük bay, — böylelikle, şehri- li sinema yıldızlarile — görüşeceği için memnun.. Gidiyor.. Fakat ne umuyor ki bulamıyor?.. Hiddetle- niyor.. Ağıza alınmıyacak sözler yazıyor.. İşte geçen gün Naci Sadullah is- minden bahsetmiyerek şehrimizin ecnebi kadın — misafirlerine karşı yapılan kabalıkları — anlattığım buydu.. Bunun gazetecilik şerefi - le uygun olmadığını — göstermiş, Basın Kurumundaki (Matbuat Ce- miyetindeki) — haysiyet divanının harekete geçmesini istemiştim. Bunun üzerine, sayın izetin yü- zü kızarması, sus pus olması ge - rekmez mi?., Hayır.. Araplar “El Cahilü —Cesurün,, derler... Bu da ayni kabil bir.. cesaret gös - termiş.. Cevap vermeğe yeltenerek bir pot daha kırıyor! Şu yazdık - larıma da bakın hele: “Bütün kabahatim, o bodur ta- vukları kendisi gibi her dem taze görmeyişim..,, diyor.. o hühavlemelâr 03 00i anure Niçin o biçare misafir kadmla- rımn peşinden koştun da sonra böyle “bodur tavuk,, diye tahkir etmek fırsatmı — Burada bulunmamala- rından ve dava etmiyeceklerinden istifade öderek — fevt etmiyor - sun?... Bir seyyah sıfatile şehrimize ge- len artist kadınlara Türk matbua- tının sütunlarında bilâsebep “ta - vuk, mavuk,, denmesine müsaade etmiyeceğimizi tekrarlarım! He- le asıl kendisi haner — tavuğu gibi yolcu artıklarile geçinen bir mu- harrir karikatürünün böyle şeyler söylemesine asla! (Vaâ-Na) i)inal arın numara- lanması işi Istanbulda binaların numara - lanması işi Ağustosun sonuna ka- dartamamen bitmiş — olacaktır. Sokaklara asılacak levhalarla ev - lere konacak levhalar hazırlanmış tır. Levha ve numaralar çocuklar tarfamdan kırılmaması ve taşlan- maması için yüksek yerlere ası » lacaktır. - Italyan elçisi Evvelki gün Ankaradan İstan - bula gelen İtalyan elçisi Galli bu akşamki ekspresle Ankaraya dö - necektir. Finans müşaviri Finans (maliye) Bakanlığı (ve kületi) müşavirlerinden Bay Al - Fan ile arkadaşları İstanbulda fi- nans kurumlarında tetkiklar yap - mak üzere dün Ankaradan şehri- mize gelmişlerdir. Beyoğlu tahak- kuk müdürlüğünde meşgul olmuş. lardır. Fransız — mütehassıslar bir hafta sonra gene Ankaraya döne- | ceklerdir. HABER — Akşam Vostası Yerli mallar sergisi Hazırlık başladı 18 Ulusal endüstri (sanayi) birli - ğinin yıllardanberi ber yıl biraz daha güzel ve faydalı olarak ha - zırladığı yerli mallar sergilerinin yedincisinin de hazırlıkları — bir bayli ilerlemiştir. Bu yıl sergi 18 Temmuzda ve geçen yıllardaki sergilerden daha çok erken açıla- cağı için acele edilmektedir. Ser - mize gelen kendi gençliğinin idea- * gide yerlerin bölümü bitmek üze- redir ve yerlerini alan fabrikacı- lar paviyonlarını yapmağa başla - mışlardır. Bu yıl endüstri birliği en ziya - de Avrupa sergilerinden örnek a- larak hazırlamakta olduğu satış - sız nümune paviyonuna ebemmiyet vermektedir. Bu paviyona sergi - nin en büyük salonu — ayrılmıştır. Burada ulusal Türk endüstrisinin inkişafı, vücude getirdiği eserlerin tekâmülü ve grafiklerle, fabrika - ların kudretinin — artışı göste - rilecektir. Bir fen heyeti bir hafta danberi Galatasarayda bu grafik- leri hazırlamakla uğraşmaktadır. Bu yıl İstanbul — endüstricileri İzmir arsrulusal sergisine iştirak edecekleri için İzmir fabrikacı - ları da İstanbul sergisine gelmek- tedir. Hİi Fütürist şair Marinetti tekrar şebrimize geliyor İtalyanın tanınmış fütürist şa- irlerinden Marinettinin bir İtal - yan kilap ve resim sergisi açmak üzere önümüzdeki cuma günü uçakla şehrimize geleceği öğre - nilmiştir. Sergide — gösterilecek tablolarla kitapların çoğu İstanbu- la gelmiş bulunuyor. Sergi ayın 28 inci — cumartesi günü Beyoğlunda Tomtom soka - gındaki İtalyan elçilik binasında açılacaktır. Bu münasebetle — elçilik tara- fından bir şölen (ziyafet) verile- cektir. Şölen sırasında Marinetti bir söylev verecek, fülürizm, ser- gi ve eserler hakkında sözler söy- Hyecektir. Sergi Haziranın 30 uncu pazar ve temmuzun birinci — pazartesi günü halka açık olacaktır. Şair Marinetti salr günü uçakla memleketine dönecektir, - — Sütçülük filmi Sovyet Rusyadan getirilen srbhi sütçülüğe dair film; dün Beyoğ - lu ve İstanbul — sütçülerine gön - derilmiştir. l T elefon sosyetesi 'hükümete geçiyor.. temmuzda açılacak (Ç tm alma teklifi esas itibarile | kabul | Bayındırlık Bakanlığının Telefon Sosyetesine bakanlıkla konuşmala- ra başlamak üzere en son 18 Tem- muza kadar bir müsaade verdiği- ğini yazmıştık. Bakanlıkla Tele - fon sosyetesi arasında konuşma mevzuu açmak ve fikirleri anla - mak için evvelce — yapılmış olan görüşmelere bu tarihte tekrar baş- lanacaktır. ' Sosyetenin delegelerinden (mu- rahhaslarından) olan dünyanm en tanımnmış telefon mütehassıs - | larından mühendis Frank Gil ve | Jean Bayan şimdi burada araştır - malarla meşgul olmaktadır. Telefon sosyetesi — delegeleri Aksaray tozdan bunalıyor Arazözler biraz da oraları sulasa Belediye bu ayın on beşinden beri büyük caddeleri arozözlerle | sulatmağa başlamıştır. Fakat bu sulama işi eskiden ol- duğu gibi gene birinci smıf ana caddelere inhisar etmektedir. Evvelce terkos sosyetesi cadde- lerin sulanmasıma susuzluk ve pa- ra işleri dolayısile imkân vermez ve başta belediye olmak — üzere herkes bundan şikâyet ederdi. Şimdi sular belediyenin elinde-!| dir. Fakat gene caddelerde - toz-| dan geçilmiyor. Hele Aksaray civarı — müthiş bir toz içindedir. Halk, pencere açamaz, nefes alamaz hale gel - miştir. Belediye arozözlerinin ara sıra buraya da uğramaları lâzım- dır. npi Birinci genel ispekter Birinci genel ispekteri Abidin Özmen Bursadan gelmiş ve dün Toros ekspresile — doğru Elâzize gitmiştir, TTTT Kayseri fabrikamız için ! Kayserideki büyük mensucat | fabrikamızda çalışmak — üzere, | Frans Mering vapurile 8 Sovyet mütehasstsr isçi gelmiştir. | Frank Gilin edildi hükümetin sosyeleyi. — satın alma teklifini muvafık — bulmuşlardır. Bu arada hükümet tarafından ya- pılan teklifler de üzerine görüş - meğe değerli görülmüştür. Dele - geler buradaki konuşmalar sonun- da Londradaki merkezden yeni » den talimat almağa lüzum gör « müş ve bunun için de — mühendis Londraya gitmesi kararlaşmıştır. Bu talimatla ni - hayet 18 Temmuza kadar tekrar görüşmelere başlanabileceği mu- hakkak görülmektedir. İkinci krsrm konuşmalar, daha çok, satıl alma işinin finansal (ma ) hatları üzerinde olacaktır. Keresteciler hâli gene bir mesele çıkardı Keresteciler hâlinin yapılışı bir mesele olmuştu. Şimdi de bâldeki yazıhanelerin kiralık olarak orta- ya çıkarılması yeni bir mesele ol- muştur. Evvelce ancak 70 yazıha - nesi olan hâle iki yüzden fazla kabzımalın sığmıyacağı düşünü - lürken şimdi de bu 70 yazıhaneye müşteri bulunamamaktadır. Çünkü kabızmallar bir yazıha - ne tutarak ağır bir. külfet altma girmek istememektedirler. Bu yüz- den koca hâlde şimdiye kadar an- cak 15 kadar yazıhane kiralana - bilmiştir. Şimdi, duruma göre ortaya iki şekil çıkmaktadır. Ya hâlde ya - zıhane tutmayanların burada satış yapmasına müsaare edilmiyecek yahut iş oluruna bırakılacaktır. Birinci şekil olursa o vakit kos- koca şehrin grdası yalnız 70 kişi » nin elinden geçmiş olacak ve müs- tahsil ardiyesini ve komisyonunu vererek de olsa hâlde malmı sata - mıyacaktır, İkinci şekil — olursa o vakit de belediye büyük bir ziya - na gireceği gibi devlet — hazinesi de bu yazıhanelerden vergi alma- mryacağı için bir hayli zarar gö- recektir. yeni Kitaplar Holivut Holivutun 44 sahifeli nüshası önümüzdeki mevsim göreceğiniz elli filmin tafsilatı ile inlişar et - miştir. ( ŞEHRİN DERDLERİ Gençleri kurban etmiyelim! Kadıköyünde Acıbademde 46 numarada oturan o- kuyucularımızdan Mıgırdıç bize gönd tabunda çok önemli (ehemmiyetli) bir noktaya — doku- narak diyor kiz Moda, Kalamış ve Fenerbahçe civarında sanki feci Bir adakmış çibi, her yaz bir kaç genç boğulur. Ve ne- dense bir türlü bunun önüne geçilemez veya geçmek düşünülmez. Mesele şudur; Bu civardaki sandalcılardan her bit dalı vardır. Bunlar denizde gezmek dallarını kira ile verirler ve bu adamların kürek çek- mek veya yelken kullanmak bilip bilmediklerini sorup öğrenmeğe de hiç lürum görmezler. Böylece, yanlarında sandalcı olmadığı halde, deniz pezintisine çıkanların hemen hepsi sandalı idare ede erdiği bir mek- miyecek vaziyetledirler, rüzgür biraz fazlaca veya aksl istikametten esti mi muhakkak bir kazaya uğrarlar. Bu yüzden her yil bir kaç genç boğulur, Daha geçenlerde bir demiryolu işçisi böyle bir kaza den kurtuldu. atlattı, 13 saat sonra Çekmece kuypdlarına düşerek ölüm- Ayan 16 ncı günü de Modada bir sandal kiralayan 10— 14 yaşlarında olti çocuk buna benzer bir kaza ge- rinin bir kaç san- isleyenlere, san- sandalcı görerek lardı... çirdiler, Sandalları rüzgâra kapılarak açığa düştü, Bir imdatlarına koştu, güç halle kurtara- bildi. Eğer görmeseydi zavallılar muhekkak boğulacak- Okuyucumuz hakikaten çok önemli bir noktaya do- kunmuştur. Alâkadar olması gereken dairenin bu işin önüne geçmesi lâzımdır.