—a a —— —— T — Nakliyat, ateş bahasına! |— ylünün de, şehiriinin de belini bü Kö İstanbulda hayat — pahalılığı ötedenberi bir şikâyet mevzuudur. İstanbulun yanı başında — yetişen meyva ve sebzeleri bile ateş baha- sına yiyoruz. Geçenlerde bir köylü yanayakıla başından geçen şu hali anlatıyordu: “— Ben kabağı kilosu 60 para - dan sattım. .Sonra İstanbul sokak- larında kabağın kilosunun 20 ku - ruştan satıldığını gördüm.., Bizim dün öğrendiğimiz şeylere göre bu köylüyü daha doğrusu İs- tanbul halkını gene bahtiyar say - mak Jâzımdır. Ne mutlu o köylüye ki kabağı 60 paraya satmış ve ne mutlu o İstanbullulara ki kaba - ğin kilosunu 20 kuruştan yiyebili « yorlar. Bir muharririmiz — dün bu hu - sus'a piyasada tetkikat yaparken bakınız nasıl bir neticeye varmış - tır, — Muharririmize Karamürsel iskelesinden yilılıııen kilosu ne ©- Devlet senede 83 milyon memur maaşı veriyor (Baştarafı 1 nelde) hayet 83 milyonu bulduğunu işa- ret etti. Hayvan vergisi ile öteki vergilerden indirilmesini istedi. Diğer bazı saylavlar da söz aldı- lar, Maliye Bakanı Fuat Ağralı ».mlı.rı çevap verdi ve dedi ki: — Paranın istikrarı milli tasar- tafun büyük bir teşvikidir. Cüm- huriyot hükümeti milli tasarruf- larla işe başlıyarak muvaffak ol- muştur, Bundan sarfınazar ede- mez,, S Maliye Bakanı kazanç vergi- si tahsilâtının Hüsnü kitapcının dediği gibi düşük olmadığmı, 11 ay zarfında 11,650,000 lira top- landığını, bir kısım bakanlıklar maaşlarında görülen bir buçuk milyon liralık fazlalığın, bakan- lıklardaki yeni teşkilâttan ileri geldiğini töylemiştir. Barem ka- nununun tadili için yapılmış olan temenniye karşı da bu hussuta ha- zırlanan muaddel kanunun Kamu- taya verilmek üzere olduğunu bil- dirmiştir. Maliye Bakanı, mübadil bonoları ile devlet kredisine taal- lük eden bonolar arasındaki Far- ka işaret etmiş, bono hamillerinin vaziyetleri fena bulunuyorsa bu- nun doğrudan doğruya kendileri- ne bırakılmış olan işleri mübadil- lerin şu veya bu tesir altında sü- rüncemede bırakmış olmalarından ileri geldiğini söylemiştir. Maliye Bakanı Denizli saylavı Mazhar Müfidin (memurin maaş- ları üzerindeki vergileri indirerek ası| maaş neyse onu verelim) sö- züne de cevap olarak: “— Biz bunun aksini düşünü- yoruz. Çünkü bu vergilerin mu- vakkat olduğu hakkındaki hükme sadık kalmaktayız,, demiştir. —- Bir aralık buğday koruma ka- nunu tatbikinden alman - netice- lerle İstanbulda yapılan suiistimal tahkikatı etrafında sualler sorul- muş, Ziraat Bakanı Muhlis, cevap vererek Ziraat Bankasının şimdi- ye kadar 300 milyon ton buğday aldığını, bunun 100 milyon tonu- ken budur! hursa olsun bir parça mal için veri- len paranın bir listesini göstermiş- lerdir: Navlun 125 Kş. Tayyare 5 ” Kızılay d c l Karamürsel iskele parası 1 b * hamaliyesi 2 » Karamürsel iskele yazıcısı 2 . Istanbul muamelesi 2 ti Dizbarko ve rıhtım 1 i Hamaliye 7 » | Belediye 6 » Komisyon 40 & Yekün 86,5 ,, Düşünmeli ki bu parçanın — beş kilo gibi küçük bir miktar olması ihtimali çoktur. Nihayet de 30 - 40 kiloluk bir küfedir. Bunu gördükten sonra İstanbul- da niçin hayat pahalı ve köylünün 60 paraya sattığını — biz niçin 20 kuruşa yediğimizi bilmeyiz araş - | | tırmağa lüzum var mı?. Mucize mi, asri bahçıvanlık mı? İsparta, 22 — Gizli bir şebeke kurmak, ve irticaa teşebbüs için çalışmakla suçlu olarak yakalanan Said Kürdi hakkında — tahkikata devm edilmektedir I Anlaşıldığına göre Said Kürdi bir taraftan da hapishanelere mektup göndererek oradaki mah kümları da ayaklandırmağa çalış- mıştır. Göndermiş olduğu mektuplarda müridlerine mucizeler gösterdiği - ni, Şubatta taze üzüm, Mayısta el- ma ve ayva verdiğini yazmaktadır. Şimdiye kadar bu işten suçlu o- larak İsparta ve civarında yakala - nanlar 32 kişidir. Bu suretle tah - kikatın İsparta adliyesini alâkadar eden kısımları bitirilmiş oluyor. Amerikan Deniz budcesi artıyor Vaşington, 23 (A.A.) — Ayan meclisi, re'ye koymağa lüzum görmeksizin harbiye bütçesini 11 milyon 690 bin dolar arttırarak 460 milyon dolara çıkarmıştır. Bu bütçeyi mümessiller meclisi evvel- ce kabül etmişti. Bu arttırma ye- niden 2 harp gemisi inşasına tah- sis olunacaktır, nun harice gönderildiğini, İstan- bul suiistimal tahkikatı neticesin- de devlet şurasına verleceğini bil- dirmiştir. Bundan sonra Kamutay masraf bütçesi 2,895,712, Cümhurreisliği bütçesi 400,880, divanı muhase- bat bültçesi 1,099,062, Devlet Şu- rası bütçesi 217,813, Statistik U- mum Müdürlüğü bütçesi 563,072, Diyanet işleri bütçesi de 610,616 lira olarak kabul edilmiştir. Maliye Bakanı, kanunun hey- eti umumiyesi üzerinde söz söyle- miş fevkalâde varidatla 935 büt- HABER — Akşam Postast Bugünkü muhakemeler men e amammar n DeD T aa #jgşe yerleştireceğim, para ver...,, Paşazade olduğunu söyliyerek bir çok kimselerden para lan- dıran Şevketin mevkuf olarak muhakemesine bu sabah ikinci ce- za mahkemesinde devam edilmiş- tir, Bu sabah, kapıcılığa yerleşti- rileceği söylenerek parası alman Mehmedle, tramvay şirketi müs- tahdemlerinden Mehmed Ali din- lenmiştir. Mehmed Ali demiştir ki: “Bu zat ile bir buçuk sene ev- vel tanışmıştım. Bir kaç ay evvel| kendisini kapalı çarşıda gördüm. Köprüye kadar beraber indik. Yolda bana “işe yerleştirilecek bir adam var mı?,, diye sordu. Ben de: — Kadım olsa olur mu? dedim. — Otuz beş liralık bir iş var. üniversitede hademeliktir. Kadı- nı oraya yerleştirelim cevıbım verdi. Bir gün sonra şirkete geldi. |- şe koyacağı hanım da benim e- vimde oturur. Ertesi günü kadın- la birlikte altımer daireye -gitik. Üç buçuk lira depozito ister! de- di. Verdim, Bundan başka dört lira daha ihtiyat para verdim. Fe- na havalarda daire, daire dolaş- tık. Ben şirkete döndüm. Saat dörtte ;irkeu gelir, cevap getiri- rim, dedi. Ben onu beklerken Şev- ket bir otomobile binerek Kabata- şa gitmiş, evdeki kadından on İi- ra daha istemiş... O da yok ceva- bını verince Fethiye ismindeki bu hanımla zevcem ayni otomobile binerek bana geldiler. Şevket: — Aman dedi, 7 lira yetiş- medi, Daha on liraya ihtiyaç var. İş oluyor... Kendisinin sözlerine inandım. Çıkarıp bütün bir on liralık ver- dim. Notere gidince Şevket benim verdiğim on liralığı şoföre uzat- mış.. Şoför “bozuk yok,, deyince kendisi “ben inip bozdurayım,, di- ye otomobilden atlamış... Kaybol- muş gitmiş... Şevket bunlara itiraz etti. Al- dığı paraları tamamen masraf ola- rak harcadığını söyledi. Muhake- me, dolandırılan diğer bazı kim- selerle bazı şahitlerin getirilmesi ve hapishaneden sabıkasının 80- rulması için 6 Haziran sabahına bırakıldı. HAVADA —— — Fransa kupayı kazandı Üçüncü defa yapılan Deutseh de la Meurthe tayyare kupasını Fransız tayyarecisi Demotte kaaznmıştır. Müsabakaya beş tayyareci iştirak etmiş fakat bunlardan ikisi yarışı bi- tirmeden terketmişlerdir. Demotte iki bin kilomotreyi 4 saat 30 dakika ve 17 saniyede katederek saatte vasati 443 kilometre 965 bir sür- at elde etmiş ve birinci gelerek kupa- çesinin 214 milyon lirayı buldu-; yı lı.ıııııımıştır ğunu, bunun yüzde 24,8 bayındır- Iık (nafıa), kültür, ökonomi — sıh- hat ve ziraat işlerine, yüzde 17,1 | düyunu umumiye, yüzde 30,5 mü- dafaaya, yüzde 4,7 jandarma, yüzde 19,4 de devletin"diğer hiz- metlerine tahsis edildiğini söyle- miştir. HAEBR Istanbulun en çok satılan ha- kikt akşam gazetesidir. İlânla - î gee cenenercenecesEKKELA beee .............-..._—...] rını HABER'e verenler kâr e - derler. 23 MAYIS — 1925 Leh diktatörü Pilsudski'nin Vasiyetnamesinden en canlı satırlar Lehistanm ölen harbiye baka . nı, hayatından umudunu kesme - ğe başladığı sıralarda, bir vasi - yet mektubu hazırlamıştı.. Bugüa bu mektup açılmıştır. “Bir askerin asıl vazifesi harp etmek değil, barış için mücadele etmektir,, şeklinde başlıyan ba vasiyet mektubunda deniliyor ki: “Askerlikten esas maksat, yurdu müdafaa ve muhafazadır.., “Benim Rusyaya karşı müthis bir kinim, Almanyadan korkum, Fransaya karşı itimatsızlığım ol - duğunu söylediler... “Lehistanı Rus boyunduruğun- CasusLâvrense b dan kurtarmak, çocukluğumdan « beri emelimdi. Bu emelimi, ta - hakkuk ettirince kılıcımı, ancak, memileketim bir istilâ tehlikesine maruz kaldığı zaman çıkarmak üzere kınma soktum... “Lehistanın en samimi mütte- fiki Büyük Britanyadır. Alman - ya ekonomik refahımız hakkın « daki duyguları , samimi ve pra - tik hakikatlere müstenit olan bir komşumuzdur. — Fransanın bize dostça bir iştirâk teklif eden son hareketleri bizde mesut bir aksül- âmel uyandırmıştır. Ve cevapsız kalmıyacaktır.,, Beyoğlu bele- dair sen — diye doktoruna A malümat | (Baştarafı 1 neide) artık hayatın kendisi için bir felâ - ket halini almış bulunacağında bütün doktorlar müttefiktir. “Lâvrens, hem kötürüm, — hem dilsiz ve kör kalacaktı.,, demekte- dirler. Tabutu, dün de yazdığımız gibi, her türlü gösterişten uzak, yalnız bir bayrağa sarılı olarak mezara götürülmüştür. Bir vasiyet mektubu — bıraktığı Oiduğündd, ğuıqqk “ablbeine” hemen haber gitmemiştir. Ânnesi 73 yaşında olduğu için bu matem haberi kendisine tedricen verile - cektir. Lâvrens, — okuyucularımızın da şüphesiz işittiği gibi, son zaman » larda adını değiştirmiş ve kendisi- ne “Şov,, adını dedirtmişti. Buna sebeb olarak bir arkadaşı diyor ki: “Göze batmak istemi- yordu da ondan.,, İşin daha — meraklı bir tarafmı hoziliz politika muharrirlerinden A, J. Kamings yazmaktadır: 1920 yılmda İngiliz hükümeti - nin, Lâvrensi Irak kralr yapmak istediği haber alınmıştı. İngiliz politika muharriri Kamings btnun üzer'ne Lâvrensi görmeğe gitmiş hemen yanma girmiş ve kendisini bir kitap okurken — yalnız başma bulmuş.. lsak kralı yapılmak istendiğin - den bahsetmiş ve sormuş: — Teklif olunursa Arap krallı- ğını kabul eder misiniz?. Size A- rap krallığının teklif olunacağını biliyorsunuz sanırım., Lüvrensin bu muharrire verdiği çevab şudur: — Hayır! İngiliz hüknmıımuı idaresi altında artık hiç bir vazife almıyacağım.. İşten çekiliyorum... Lâvrens, bütün ömründe casus - luk işleri için milyonlarca İngiliz Hrası sarfettiği halde, son zaman- larmda para sıkıntısı cekiyordu .. Hükümetin kendisine maaş bağ - ——— lamaması tenkid edilmektedir. İngiliz edip'erinden Bernar Şov, kendisini büyüklerin gömüldüğü Vestminster kilisesine — gömmek fikrini ileri sürmüştür. Almanlar Lâvrensin cesedi için 50C0 ve fotoğrafı için 500 Sterlin mükâfat vadetmişlerdir. teşekkür Dün bir arkadaşımız Beyoğlu belediyesi sıhhat heyetinin çok güzel bir çalışmasına şahit ol - muştur. Dün akşam geç vakit, — evine dönen arkadaşımız, apartımanı - nın kapıcısı birdenbire çok ağır surette hastalanmış , yüzü gözü şişmiş bulmuştur. Bu kimsesiz — adamın bir sar! hastalığa yakalanmasından şüp - ke'eden 'ürkadaşımız, polis “Hier-. kezine haber vermiş, ve mümküv se belediyeye de haber verilme * sini rica etmiştir. Gece saat 10 na yaklaşmasıns rağmen, haberin verilmesindet henüz 5 dakika geçmeden nöbet- çi belediye doktoru Bay Tev fiği evinde gören arkadaşımız bu sürat ve verilen ehemmiyet karşısında hem şaşmış, hem dd büyük bir memnuniyet duymuş - tur. Doktor Bay Tevfik, büyük bir ihtimamla muayene ettiği hasta * yı hastahaneye kaldırmak lüzu * munüu göstermiş ve hasta 15 dse kika sonra Beyoğlu — hastanesim de rahat bir yatağa yatırılmış * tır. Arkadaşımız , belediye nöbetâ! doktorlarının yanlız bir adresi * lır almaz kimsesiz bir hastanıM imdadına koşması, gerekse dol” tor Bay Tevfiğin zavallı bir * dama karşı gösterdiği şefkat V* ihtimam karşısında duyduğ” memnuniyetini, — sütunlarımız* yazmaktan kendini alamamış * tır. vekir n n e B Hangi müesseselerin Devlete geçeblleceğl tedkik ediliyor Ankaradan bildirildiğine ge Bayındırlık Bakanlığı memleket eti mizdeki bütün şirketlerin vaziy€t ” lerini gözden geçirmeğe başlam ” tır. — Bunların içinde devlet elint geçtiği takdirde halka daha f3Y ” dalı ve daha verimli vaziyete cek olanlar tesbit edilecektir-