23 MAYIS — 1935 Londra radyosunda! hayvanlar “nutuk söyledi,,!? Filler, şebekler, papağanlar, aslanlar su aygırları ve çıngıraklı yılanlar... Herbiri kendi dilile konuştu Londra radyosunun dün öğle - den sonra Londra hayavanat bah - Sesinden alarak bütün — dünyaya Yaydığı neşriyatı - okuyucularımız için eğlenceli olacağı fikriyle - ay- hen not ettik. —Spiker Londra hayvanat bahçesi hayvanları ara - SAa gelince, söze şöyle başladı: “— Merhaba çocuklar, merha - Bı, merhaba... —Londra radyosu Gnley, ileine bugün vereceğiniz Beyanatı herkes kelimesi kelimesi- He takip edecek.. Uğultu kuşları, Papağanlar, timsahlar, aslanlar, Su aygırları, — çıngıraklı yılanlar, tebekler, filler!.. gün, dinleyicilerimiz — için bir AÇ söz işitmek ve bütün dünyaya Nekletmek istiyorum.. Haydi yav - Tum.. Uğultu kuşu mu senin adın? Senden başlayalım... - Sana niçin Oğultu kuşu deniyor.. Ha, anladım. Gazanla uğultuya benzer bir ses Çıkarıyorsun da ondan değil mi?. Çıkar bakalım. Dinleyelim şunu. — Ummmm!.. Gırrrrrt... Ve Bravooo... Hem sen yeni gel- Miş bir şeye benziyorsun.. Fakat *esin ne ustalıklı.. Haydi bir daha.. — Umm!. Gır!.. — Tesekkür ederim.. Papağan - ! 'ara gelelim.. Bayanlar, baylar! u papağanlarla, bekçileri arasm- Ya yıllardanberi bir aile hayatı ge- | Te Şunu, şu küçük “Mariça,,- | Yt size takdim edelim.. — Yeşil bir hlu. mercimek gibi gözleri var .. kçisi: , — Ne içersin? diye soruyor.. — Viski!.. |— Sarhoş olduğunu kimse gör - Wi mü?, — Yok!... — Hiç su içtin mi?. — Yok!... — Seni koca ıyyı_;! Su;hx;r. * ki sen ömründe bir, defa su iç- "f'hin.. O da vapur kazasında de- Tize düşmekle.. Ağzına deniz su - Yü kaçmış... Tuzlu diye sevmiyor Tuşsun.., . — Çarrrrırk!. — Haydi bakalım. Şimdi radyo: işözun bütün dinleyicileriyle bir - ikte Londra hayvanat bahçesinin Atlanlar kısmına gideceğiz.. Öğ - :d!n sonraki öğünlerini yemişler, e Keyifli zamanlarındadır. Bekçi- *ine bir rica etsek de bize şunla - ;”’ boğazlarını bir akord edip ha- ş: 1 aslan sesini duyursa.... Yapar 'sın bu işi... Ha? Eski emektar . yi Y öyle mi.. Pekâlâ — dinli -| Sruz: » B'l sırada radyo sandığının içe - ni müthiş uğultular, celik vın - İişiyle, fakat kaba bir tonda ses- * doldurmağa başladı.. Londra l:"ll'lıt bahcesinin yeni ve eski t 'nlarının sıçrayarak, oradan o - d'rı’: koşarak, durup başlarını kal- tak kökredikleri seziliyordu. K ” dakika kadar bu devam et - sw:l sona, Londra — radyosunun p, *ti Londra hayvanat bahçe - n filler kısmma geçti: .pik,, devam ediyor: l,_ix Fillerin bu kocaman cüse - ke:; rağmen cıkardıkları incecik, [q £ gibi sesler ne gariptir! Fa - — #imdi fil dairesi bekçisinin, bu Her birinizden | | yumuşak hayvanlara bir emir ver- mesiyle fillerin en tatlı ve ustalık - | l seslerini — işideceğiz.. Bu scs | “trampet sesi, dir. Evet, fillerin | çıkardığı trampet sesi!.. Haydi ba- | kalım.. Bay bekçi.. | — Bekçi bir ıslık çaldı.. Ve hortum | kalkıp inmesini — andıran bir kaç | hışırtı olduktan sonra tipki çinko | üzerine yağmur dökülmesi, yahut ardı arası — kesilmiyen bir ahenk üzere, trampet çalarak bir izci- * taburunun geçmesi gibi, filler, bo- ğgazlariyle uzun boylu trampet sesi çıkardılar.. . Radyo skiperi: — Teşekkür ederiz.. Teşekkür' | ederiz... Acaba Hind şebekleri ne yapıyor?, Aman!.. Sesleri tipki bir kadın çığlığını, bazan da bir çaka- hankini andırıyor.. Bunlar buraya Hindistandan yakın bir zamanda getirildi. Yüzünü haydi şimdilik yalnız biz görüyoruz.. Fakat sesi- | ni kim duyacaktı?. Bir Hind şebeğinin şu dakikada çığlığını bütün dünyanın işideceği | kimin aklından geçerdi!. Yalnız | | bu şebeklerin bir kısmı erkek, bir | | kısmı dişi.... Dişilerin sesleri daha keskin oluyormuş.... Fakat, durun canım., Hepsi öyle bir. haykırıyor ki, hangisi erkek, hangisi dişi ol - duğunu ayırd etmeğe imkân yok . | Şebeklere de Allaha ısmarladık ... Şimdi nereye mi gidiyoruz?. Doğ - ruca su aygırlarının yerine.. Ba - kın işte, şurada rahat rahat, serin, | serin, kafaları su üzerinde bir tor- pido gibi görünerek dolaşıyorlar.. Ses'er bakalım kaca aygır !.. İşidiyorsunuz değil mi?.. — Lâkin | bu hayvanın — ağzı, bomba yemiş bir kışla duvarını andırıyor., İçeri- sine bir balık attık. Hop!.. Bana- mısın, demedi.. Bir daha, bir da - ha... Fakat — bu gidişle biz öteki ziyaretlerimize de geçikeceğiz ... Timsahları işittiniz mi? — İşte size Corc! Buraya geleli, yirmi üç sene oluyor.. Geldiği zaman hayli yaş - lıydı..... Şimdi bilmeyiz kaç ya - | gandö, . — b Fakat ağzının üstü bir Çin evi - nin çatısı gibidir. Ya sesi!.. Tabii işidiyorsunuz... Buradan çıngıraklı yılan dairesine geciyoruz.. Kıvrı - | rılışından gelen ses, sadece bir hı- şıltı kabilindendir. Bu hayvan koyruğunu sarsmak suretiyle çıngırak gibi bir ses çı - karıyor.. İşte... Size cıngıraklı yı - lan bekçisinin teşebbüsü üzerine bu seslerden birini duyuralım .... Radyo proğramının burasında çıngıraklı yılanın kuyruk sarsma - sından çıkan çıngırak sesi gerçek - ten işidiliyordu. Hani bir adamın eline bir çıngırak alarak ve bileği | ni de şöyle aşağıya doğru kıvıra - | rak durmaksızın bu çıngırağı sal - | laması gibi bir şey.... | Londra radyosunun — Spikeri, | bundan sonra — Londra hayvanat | bahçesinin kuşlar kısmımdan bir kere daha — geçerek bize, | Londra hayvanat bahçesi memur- | larına ve müdürüne açıkça teşek - | kür ederek ayrıldı.. | kür edip ayrıldı. — H. M. |- Peten ile Göring ne HABER — Akşam Postası n yeni askerlik kanunu Kadınlara da mükel- lefiyet yüklüyor! (Baştarafı 1 ncide) Askerlik hizmeti 18 yaşından 45 yaşma kadardır. Seferberlik ilân edilir edilmez hizmete tabi olan- ların hepsinin ordu emrine hazır bulunmaları icap eder. Savaş veya felâket halinde sü bakanı hizmete | tabi Almanların miktarını çoğal- tabilir. Askerlik hizmeti faal hiz- metle mezuniyet devrelerinden i- barettir. 35 yaşına kadar birinci ihtiyatta olanlar, 35 den 45 — yaşına kadar olanlar da “Lândwehr,, adı altın- daki ikinci ihtiyatlar mezun sayı- lır. “Lândşturm,, adını alan 45 ya- şından yukarı efrat ancak özel du- | rumlarda silâh altına çağrılacak- tır. Hizmetin müddetini başbakan belirtir. (tayin eder,) İlk hizmete çağrılış 20 yaşında- dır. Mecburt iş hizmeti — askerlik hizmetinden evvel — yapılacaktır. Ari olmıyanlar hizmete alına- maz. Bu hususta bazı ayralar (is- tisnalar) mümkündür. Fakat âri olmıyanlar derece almıyacaklar- dır. Hizmetten sonra efrat âri olmıyan bir kadınla evlenemez. Evlenirse rütbelerini kaybeder. Özel (husu- si) bir nizamname ile savaş vaktin de âri olmıyanlar da silâh altına çağrılabilir. Bütün Alman uyruları (tabaa- ları) hattâ yabancı uyruluğunda (tabiiyetinde) bulunanlar — bile hizmete tabidir. Yabancı ordular- da hizmet etmiş olanlar Almanya- daki bu askerlik hizmetinden kur- tulmuş sayılamaz. — Bunlar kendi istekleri üzerine ve Alman sü ba- kanlığının mufavakati ile hizmete çağırılacaklardır. Mezun bulunan askerler yılda bir defa askerlik — idaresine tabi süel meclislerde toplanacaklardır. Sü bakanlığı bunlar için talim em- ri verebilir. Askerler hizmete ait gizli şeyleri saklamak mecburiye: tindedirler. Siyasal faaliyet bunlar için ya- saktır. Tosyada Petrol kaynakları mı çıktı ? Tosyadan — bildirildiğine göre Tosyanın Karkım köyü civarında ötedenberi petrol — kokulu bir su sızıntısı bu'unmaktaydı.. Son za - mâanlarda burada bir toprak kay- ması olmuş ve evvelce sızıntı ha - linde olan su, bol bol akmağa baş- lamıştır. Bu suyun üstünde bir gaz taba- kası vardır. Köylüler bu gazlı su- yu şişelere doldurarak — Tosyaya getirmişler, Tosyadan da tahlil için Ankaraya gönderilmiştir. konuştu? Fransız Sü bakanı nazırı) Peten ile (harbiye Alman — havai nazırı Göringin Kradoviyada pek! uzun süren — ve gizli tutulan bir * mülâkat yaptıkları — İtalyan zetelerinde yazılmaktadır. ı-ı — Almanyanın l'kHîtlerin sö | beş uçak okulu (mektebi) açıla- | program çıkar çıkmaz havacılığı öy levi üzerine Ingiliz hava bakanının söyledikleri (Baştarafı 1 ncide) l Bunlar arasında hava bakanı| London Derinin sözleri dikkate çarpmaktadır. Kendisi demekte- dir ki: — Hükümetin 1937 ye kadar 1500 uçağı (tayyaresi) olacak - tır. Pilot sayısı 2500 e çıkacaktır. Ayrıca hava kuvvetlerine 20,002 adam katılacaktır. Böylelikle, (- ki yıl içinde 93 yeni filo yapıla caktır. Bu yıl 1300 yeni pilot yetiştiril. mesine — başlanacaktır. Yeniden caktır. Eğer yeni program da ko runmamıza yetmezse, niye mal o lursa — olsun bu işi genişletece - ceğiz . London Deri, — gençleri, yeni yazılmağa çağırmıştır. Bu arada Çorçil, harp hakkında şöyle demiştir: “Eğer Almanlar bizim filomu- zun yüzde 35 ine eşit olacak bir filo yapacak olurlarsa, — bizim senelik deniz programımıza her sınıftan daha çok miktarda ge - mi inşasını koymamız bir zaru - ret olur.,,, İşçi saylavlar, İngilterenin ko - runması için yeni masraflara lü- zum olmadığını ve öbür devletler - lerle elbirliği yaparak korunmak kabil olduğunu söylemişlerse de, yeni proğram hakkında düşünce - leri sorulan Avam kamarası, 340 kişiye karşı 52 kişi ile işçi saylav - larm dediklerini geri çevirmişler - I:İitlerin nutkun- dan doğan akisler Hitlerin verdiği meşhur söylev Avrupa mahafilinde derhal akis- ler yapmıştır. Fransız matbuatı Hitlerin nu!- kunu kısmen tenkit ediyor. Bazı- ları ise onu —umut (ümit) verici bulmaktadır, İngiliz matbuatına gelince; u- mumiyet itibarile Hitler lehine söz söylemektedir. filosu Fransız gazetelerinden “Pöti Parizyen,, diyor ki: “Bu söylev, ustalıklı, — dolgun ve birbirine zıt sözlerle doludur. Barış istediklerini söylerken, Hit- ler, barışı — kolaylaştıracak olan mıntakavi anlaşmaları tenkit et - mekte ve genel güvenlik (umumi emniyet) ve barış için yapılan çalışmaları reddetmektedir.,, Fransızca (Figaro) gazetesi de şunları yazmaktadır: “Hitler, bu — nutkile dış işleri bakanlığının politikacı zihniye - ti önünde kendi şahsiyetini bı rakmıştır. Bu bakımdan, söylev iyi karşılanacaktır.,, Hümanite gazetesi; Hitler söş- levini, Sovyet Rusyaya ve komü- nizme karşı hakiki bir savaş ilâ- nı olduğunu yazmaktadır. İngilizce (Deyli Herald) gaze - Meyl) diyor ki: “Ferahlık ve umut — veren bu söylevi hararetle karşılamak lâ - | zımdır.,, İngiliz gazetelerinden (Deyli tesi ise: “Hitlerin söylevi, derin bir tet- kike değer. Mânası ve esas fi - kirleri oldukça açıktır. Bunların konuşma temsili olmayacağını kimse iddia edemez. Yalnız, Hitler, Sovyet Rusya - ya elini uzatmağı ihmal etmiştir. Bu, silâhsızlanma meselesinde bir zaaftır.,, Hitlerin söylevi, Amerikada da akis uyandırmıştır. Vaşington - dan gelen haberlere göre, Hitle- rin söylevi “Almanyanın duru - munu iyice tesbit — etmemesi ve Avrupanın siyasal yapısı için hiç bir program teklifinde bulun - maması,, bakımından — teessüfle karşılanmıştır. Alman gazetelerine gelince: Bir tanesi şöyle diyor: “Dün Almanya, bütün dünya devlet adamlarına zamanımızın en önemli sorusunu (ehemmiyetli meselesini) sordu.. Bu tarihsel (tarihi) dakikalara şahit olanların, hepsinin — başka partiden de — olsalar — söylenen hakikatler karşısında düşüncele - rinden geri döndüklerine inanı - TIZ.,, Hitlerin söylevi hakkında gö rüşmek üzere İngiliz kabinesi dün akşam — toplanmıştır. Çarşamba günü tekrar toplanıp konuşacak - lardır. NAZİi mahkemesi Kaçakçılık yapan-ra-. hibeyi mahküm etti Berlin, 23 (A.A.) — Berlin mahkemesi, döviz kaçakçılığı yapmakla suçlu rahibe Ogüstini beş sene hapis, — 121,000 mark para cezası ve beş sene müddetle medeni haklardan mahrumiyete mahküm etmiştir. Ogüstine yardım etmekle suçlu olan başka bir rahibe — de 10 ay hapse ve bin mark para cezasına çarptırılmıştır. Mahkeme , kaçırılan dövizlerin aşağı yukarı değeri olan 190,000 markın müsaderesini emretmiş - tir. aaretaliteşa Fındık piyasası Trabzon, 23 (A.A.) — Dün borsada 935 fındık ürünü üze - rinde alivre satışlar olmuştur. Ağustos teslimi — içfimdik fop Trabzon 50, 5000 kilo, ve eylül teslimi 42 kuruştan 10 bin kilo satılmıştır. Bu fiyatlar üretme - leri — sevindirmiştir. 934 mahsulü içfındık 62 ku - ruştan satılmıştır. Stok mal, kalmamış gibidir. On gündenberi fındık bölgesi ü- zerinde kalın ve sürel bir sis dur- maktadır. On gün içinde yalnız Üç saat güneş görmüş ise de ye - niden sis orta'ığı kaplamıştır. Sisin fındık üzerine zarar ve » receğinden korkuluyor. Aral;î;rfler Pulu olan kart- postallar Arap harfli pullu kartposlların kullanılmıyacağı bütün posta mer- kezlerince halka ilân ve tebliğ e - dilmiştir.