e- .- - ! ÇOCUKLAR 158 yarı Lalkmı diğer yarısına yaktır-| mak hulyasını besliyen bir yabancı- | nin gözünüzün önünde irtikâp elliği bu cinayetler cezasız mı kalacak! di- yecekli. papazlarla uğraşmıyarak m nihayetlenen koridora çıktı. kta on on beş kadar ııkerhı] arına dayanarak durdukları- ni gürdü, j Daha uzakta toplanan halk lılı'l dalre teşkil etmişti. Dole: — Pek geç kaldım! diye mırıldan- dı. Müdafaa yollu kapıyı kapamak iz- | tedi. Kapı kapanmadı. O vakit çok defalar sadaka verdiği bir dilencinin kapıya sarılarak kapanmasına mani | olduğunu gördü. Bu dilenci Tün Kralı Triko idi. Ayni zamanda askerler koridora girerek matbaayı kapladılar, Bir sa- | niye sonra Dolenin elleri bir demir zincirle arkasına bağlanmıştı. — Bir zabit önünde eğilerek bir kâğıt ıızıxt-'ı tı ve: — Müsyö beni mazur görünüz! Si- | zi Kralın emriyle tevkif ediyorum, dedi. Bir ges: — Pek âlâ! Matbaayı arayınız em- rini verdi. Dole başını çevirince polis müdü- Tünü gördü. Omuzlarımı silkti. Monkların yanımda, çenesine ka:- dar geniş bir mantoya bürünmüş ve yüzünü maske ile örtmüş bir adam duruyordu. t ü de aranıl- sın! dedi. Dole titremiyen bir sesle: — RAĞASTANIN O0LU — KAPIY/ AÇMAK İLİR » TA'&!V(A;M P;RA £T M YOA AÜ #4 A Ve KELİM koğuyu KAZANA - CAĞI ŞOA MUHYEMEL 9. ÇâN ARAB WASTA SEYLUNDUĞU (ŞİN İCAaĞI — Eğer sizin viedanınız da aranıl- mış olsaydı, alçakcasıma bir hile ile matbaaya koydurduğunuz kitaplar- dan daha canice düşünceler bu- lunurdu Mösyö dö Loyola! sözlerini söyledi. Maskeli adam titredi.. Eğer yüzü açık olmuş olsaydı, çehresinin mosmor kesi! iâ görüle- cekti. Halbuki Dölenin simasında bir büyüklük bir metanet vardı, Monklar zabıt kâtibi gibi bir nda- ma dönerek : — Yazınız! Menfur ve şeytanca bir fen tamamen örtülü olan İfras dö Loyolayı mütteheme tanıtmıştır. İ Müttehim muhterem papazı tahkir etmiştir. Dole: — Paris polis müdürü ve Kralın mes'ul memurunun bir alçakığa or- tak olduğunu da ilâve ediniz! dedi. Bu sırada zabit Dolenin mantosu- nu açtı. Zavallının bir kaç dakika ev- vel Birinci Fransuvaya götürmek Üü- zeve yanıma aldığı üç kitabr çıkardı. Loyola bunları hırsla yakalıyarak Monklara: — Bakınız! Müttehem artık inkâr edemez, Üzerinde çıkan bu Üç kitabı şüphesiz bir kaç zavallıyı zehirleme- ğe götürüyordu. Allaha şükür olsun ki vaktinde yetiştik.. Ve bir kaç kişi- nin hayatı da bu suretle kurtarıldı, dedi. Monklar zabıt kâtibine: — Bunu da yazınız! diye emreti. Dole hiddetini göstermemek için gözlerini yumdu. Matbaanın araştırılması - çabucak bitmişti. Tibo ile Lüben'in getirdikle- vi kitap dengi orada idi. Kitaplar toplanarak sarıldı, ve Kralın mühü- rüyle mühürlendi. K hafiyesi ( X:9 ) un manı bir sinema seyreder gibi takif Ie yt edecek, heyecandan heyecana dü an!ı(ul_a_ıde maceraları : No. 32]»-“'- LEEN DN l BOBİNİN YARIŞI: 46 OT P SİZE VENİ ) BİR * GĞERİ KALAN KOŞU CU . LAR ARASINDA EN #Yi KOŞUCU YILDIZ DIR YARIŞ: ONUN KAZAMA| ZANNDLUN « MAKTADIR T eeT * * S ara Maske olarak sayılacak bu roman - birü Türk matbuatında bir — yeni defa “HABER,, de çıkıyor. Bu ro t FTLA ROMAN | HABER' in Polis hafiyesi X:9 Yakında gene b sütunlarda yeni Dir maceraya atılıyor. 159 Etyen Dolenin hatırasını büyük bir azametle yadedeceklerdir! İşte size söylemek istediğim şey bukadardır. (Zabite): Haydi Mösyö! Beni Konusi- yerjeriye götürünüz, Mösyö dö 10- yola da bir zillet ve hicap zindanında çürüslün ! Etyen Dole derhal götürüldü. Iğnas dö Loyola Monkların elini tuttu acı bir sesle: — Mösyö! Eğer bu adam kaçarsa, yerine siz yatacaksınız! dedi. Yarım saat sonra Dole bir kaç metre mürahbamda bir zindana ka- patılmıştı. Buraya hava koridor — ta- rafındaki bir delikten giriyor, deli- gin önünde ise üç gardiyan bir. lara- fa ayrılmamak emriyle nöbet — bekli- İğnas dö Loyola sert bir sesle: — Ruhani muhakeme hakkında lü-| zım gelen hükmü verecektir, dedi. Dole: — Ya sizin hükmünüzü kim vere- cek?., cevabını verdi. Zabit Etyen Dolenin kolunu tuta-| rak tatlı bir sesle: — Haydi Mösyö, yürüyünüz! dedi. Dole ayni metanetle: — Beni nereye göltürüyorsunuz? Loyola cevap verdi: — Konsiyerjeri hapishanesine!. Dole ona döndü: —Müösyö, galibiyet sizde kaldı. Da- ha doğrusu, bugünlük galip gelen karanlık ve geri fikirlerdir. İnsanla- ra karşı İnsanlık ve sevgiyi emreden| yordu. Cenabıhak namına yemin ederim ki Matbaacı bir zincirle duvara bağ- siz dünyayı yıkıyor, öldürüyorsunuz. — lanmıştı. Bu anda bir elnayet daha - işle- diniz, Öbürlerini de hazırlıyorsunuz! | — Ey hakikat! Sen daha ne kadar uzaktasın!. diye mırıldandı. Halefleriniz. bugün küşad vesmini yaplığınız meş'um cinayet ananele- rini tamamlayacaklardır. Siz fenmi, ilmi öldürmek istiyorsunuz! Vücudu- nu ortadan kaldırmak istediğiniz ha- kikat budur. İşte ben, alçaklığınıza kurban giderek zincire vurulan — Et- yen Dole, size cinayetlerinizle bir iş göremiyeceğinizi — söylüyorum. İşte bakikat: Siz ve mensuplarınız yakın- da cezalarınızı bulacaksınız. Boş ye- re çarpıştığınız viedandır!, Hakikat rşığını söndürmek için ne kudar ça- Lışsanız beyhudedir. O insanları her zaman aydınlatacaklır, Asırlarca e saret ve zillet içinde — kalımdıktan sonra cehalet ortadan kalkacak, fen ve ilim bülün şaşaasiyle âlemi nura boğacaktır. Ve bir gün gelecek ki is- miniz istipdat ve zillete bir misal ©- Tarak Tânetle anılırken insanlar da Sonra Joli ile Avetin hayali göz- lerinin önünden geçti. O vakit, demir gibi metim' olan bu adam yumuşadı, Gözleri karardı, son nefesini verir gibi bir istirapla: — Karıcığım!., Kızım!.. kelimeleri- ni söyledi. R he dt ise BABA Tribule elbiselerini zlylıiyordır Bu gece, Birinci Fransuva, Janti- yomların toplandığı büyük ve stislü salonda biraz bulunmağa karar ver- mişti. Jiyet üç gündenberi ortadan kaybolmuştu. Sarayda, Kralın yeisin” den, kederli durmasından herkes Ü- zülüyordu. Fransuya İslirabını saklar makta mahir olduğundan etrafında- kilere şen bir yüzle görünmek istiyor” duü.