Geçen tefrikaların hülâsası. Kâmile ismindeki genç ve gü- sayfiyedeki zengin ve y:;' korşusu Dürdanenin evinde Mfğdn. Dostluk ettiği Ramiz Bu İle biraz bahçeye çıkıyorlar. Sira İ t tüyor. briç oynıyanlar, konu- hcâ'duz Pertevin de hayatta besi vardı. Dürdaneye gelin- “Y'fn oynarken ortağı profesör Syal l!e çok konuşuyordu. V. 'mile dışarı çıktıktan — sonra, yoçli artık Dürdaneyi dinlemi- a u. Bezik oyununda “ülü,, ro- , © Oynadığı sırada başmı çevir- ya doğru bakıyordu. Taraçaya dağru eski sefirle a- tta başlarını çeviriyorlardı. İne, ı'l“ ile Ramiz Bedriyi nazar- ı’k. tak'p ediyorlardı. , di 1 genç, işte, sahile inmişler- .-kı:li!ulır —Ahi — Şu genç 1 öyle kıskanıyorlardı ki... idi, Bmile, onunla pek — sıkı - fikr 'İtlik::id“ mağrur gibi görünen Vardı. inın pek neş'eli bir hali Kımilenîn başında şapka yok- İij eli bir elbise giymişti. Be Mavibir kordelâ sıkıyordu. tü tİbisesi içinde göğsünün bü- le Ş Tekli ortadaydı. Esasen Kâmi- u:."l_dır canlıydı ki, ne çeşit el- 'a.:'!le. vücudunun bütün çiz- Kü bütün kıvrımları belli olur- Veysi, düşünceli: &v , Hazum, efendic'gim,- diye tahibesine sordur Kâmile Ha- "'Ç kimdir? j.m.;fi- bu civarda oturanlardan iye O Tatilden ist'fzde ederek gelmişti. Yirmi seneden be Tar'ma 1ğı ve âdeta karısı gibi me L'di P'“H'lliıı metresiyle bera- G, — * Tofesör, çapkm erkekler- Sayılırdı. ne; * < Tmağını salladı: İei !'İelı hele! -dedi.- Gene es hiz, — iniz; hiç değişmemişsi- &. Dürdüne koltuğa virtrir yasla- f“""ıc- ıülünw:w Ve ile... -diye mırıldandı. Yesin; fonra, genç kadınm hikâ- Yetli | APlattı. Evvelâ en ehemmi- — oktadan başladı: an ayrı yaşıyor.. Ü';d.x::ı;î““ bile daha lq,“ lerdendir. Eskiden Yi ker bir serveti vardı. Bu para- Mek zlarm kadınların hoşuna git- 'ı.,';:_:“'!le bol bol savur- Sehini ÇAdİ, servetinin yüzde sek- 'll“_m' bitirmiş bulunuyor. K:*İindo de muvaffak ol. Tidiyor, kadınlarm hoşuna n 25,:::::!! -dedi. q.;!:_..n;nim bunu şahsan pek bil. '“'Yo% * Ancak kulaktan (- BP ee kan kh'g::: daha da anlattı: İ Siyle bir erkek Lmııh- ŞTP izdivacından evvel, k S ©on sene evveldi. :::mle raştlamıştrm, — * “Maftan yetişme ve zen - Esir Kadın ÂAşk Ve His Romanı Nakleden: ( Vâ- Nü ) HABER'in tefrikası No. 3 gin olma imiş... Onlara memleket- lerinde Keleşzadeler derlermiş... Fakat ticarethanenin ismini, ba- bası, Hasan paşa zadeler diye koy müş... Şimdi de, Vahide ekseriya, böyle derler... Fakat, o, bu ismi, ruhan benimsiyerek değil, gülüm- siyerek kabullenmiştir. Bu genç, hoş bir adamdır, Kâmile, evlen- [mdenmcl.onı,ıondmhık olmuştu. O da, servetinden büyük bir kısmını elden çıkarmış bulu- nuyordu. Maamafih, İsviçrede ev- lendiler... O sırvalarda, ben de İs- viçrede idim. Dürdane, sonra, yaptığı seya- hatler bahisine geçti... O, nereye || gitmemişti ki... Ev sah'besi, eski nazırlardan ;Şikâgetler, temenniler — Asfalt yoldan vazgeçmişler! Gazetenizde Marmara — Ha- liç asfalt yolundan bahsedilirken Edirnekapı ile Eyüp arasma da asfalt yapılacağı yazılmıştı. Aman, size çok yalvarırım, gazetenizin köşesine şunu da — ya- zın ki: Biz asfalttan masfalttan vaz. geçtik, bizi şimdilik Edirnekapı ile Eyüp arasındaki o dünyada eşi emsali olmıyan ve bir kere dalınca içinden çıkılmryan bataklıktan biraz olsun kurtarsımlar, oraya şimdilik yarım yamalak bir Arna- vut kaldırımı bozuntusu döşetse- ler bize yeter de artar bile! Ayni yolun yolcularından : Cemal Mustafa " BORSA | | (Hizslarında yıldiz. işareti olanlar Üzer | erinde S0 1 de muzmele görenler. dir.! Ra amlar k apanış flatlarını gösterir birinin karısıydı. Doğrusu, koca- —at tUkut (Satış) sına etmediğini koymamıştı. On- l'ıl::?n eı"' : KARi e dük | dan yakayı sıyırmak arzusuyle, ::ı:ı'ııı': :::: ırmı ::-_- eski nazır, bir seyahat merakıdır .ı,..,: ,::: :Xz':"."— a çıkanmıştı. Sözde iş peşindeydi. -l;_nıı , - | * Bükreş — Ie Kâh İzm're, kâh Marsilyaya, kâh (| * Ççrerre — Ala -) t Degrir 0 G6 — Parise, kâh Almanyaya giderdi. ."ZZ.'M... :: ::ııı :lt: Hakikatte ise, ticaretten ziyade, | * "raz 100 —| « Mecidiye —47 — Lt stokhotm — B0 --| « Banimor karısından uzak bulunmak gayre- tindeydi. Fakat, dolaşa dolaşa, bu faal adam, bir inme ile hareketsiz bir hale gelmişti. Bir şezlongun üze- rinde günlerini geçirip duruyor- | du. Nefret ettiği karısma son gün- Terde muhtaç olmuştu. Dürdane bunları anlattı. Pertev: — ÂAman, efendim, son günle. rini sizin yanmızda geçirmiş ol. mak saadettir! -dedi.- Hem bura s1, çok mükemmel bir yer... Eviniz öyle harikulâde ki... Eski sefir, buranın her köşesi- ni ziyaret etmişti. — Burası âdeta bir şato... Avru pada şato dedikleri de bundan farklı doğ'ldir. Hattâ, bu, ekseri- sinden daha güzeldir. Bundan sonra, aile şeceresi ba- hisine geçildi. Misafirler, Kâmilenin de, Dür- daneye koca tarafından uzaktan akraba olduğunu öğrendiler. Avukat: — Ayni ailenin bir iki ferdini daha hatırlryorum. Halide ve Ha- diye... Dürdane, yerinden sıçradı: —Aman... —Allâhaşkına... On- lTardan bana bahsetmeyin... Aile- nin şerefini bir paralık ediyorlar.. Barlarda numara yaparlar... — Ya... -diye Veysi hayret etti.- Ne ismiyle... Herhalde Fifi, Kiki falan şeklinde birer müstear kul- Tanıyorlardır. — Açmayın o tarafları... Gene bahisi kocasına çevirdi. (Devamı var) Musiki aleminde Orkestra ile toplu bir halde çal- gi çalmak istiyen bütün amatör- ler, halk arasında musiki sanati- nin yayılması maksadıyle teşek- kül etmekte olan orkestraya - işti- rake davet edilmektedirler. San'at gayesiyle yaprlan bu te- şekkülle bütün musiki severlerin iştirak edeceklerine ve bu fırsat- » | tan istifade edeceklerine şüphe yoktur. Böylece senfon'k repertu- vardan seçilmiş eserler mütehas- İ Şekler (kap. sa. 16) Locdra Gi7.— Je Suokhim * Nevyork — O.78075) « Viyana 42814 « Parls izos |« Madrit 88060 * Miliso — 92914) « Berlin 19766 | « Brüksel SA0 | * Varşoya .- İlİ * Atina 64000 |e Badapeste — aasıa « Cenevre — 1.438>| « Bükreş 70085 * Solfya 67.836X| » Belgrar 840785 * Amaterdam L17:0|* Yokokama — 27748 * Prag 186807 |« Moskoya — t00l— * İş Bankası Anadala Reji $ir. Hayriye — 15350 Berkez Bankası 6428 U Sigorts — —oo| $ Romonti YROS *1983Türk Bor.! 3075 .- . . H 2875) Tramvay e. . < İT20As) Ruhtim İstikrimDahiit | 9485| , Apadolu! Kegasi istikram 97 Ve Ansdola li 1928 A MK —D0f Anadols li Rabdat, -- | syrs | Elektrik a- 8— ü— Dü Plâk ile, 19,80 Haberler, 1640 (Noşir cana - sında ilâm edileceklir. ) 70 Ziraat vekâleti ma- mina Komferamı. 20,30 Stildye sigan orkaa - Urası, B1 18 Son — haberler, — borsalar, 21,50 BStüdyo orkestrası, 23 Sitdyo Tungo ve caz orkestruları . 223 Khz. VARSŞOVA, 1345 m. 18 Radyo temsili, 18,50 Sözler, 1815 Ve yana müsikisi plük, sörler, 20 Koro koaseri, #özler, 20,80 Sözaüz şarkılar, 21,66 Hafif or- kestra musikisi, 2148 Haberler ve saire, 22 Popüler senfonik oörkestra, 2243 Konferaaa, reklâm, 24405 dans, 345 Khz. BUDAPEŞTE, 580 m. 18,85 Flâk, 10,10 Ders, 19,40 Opera arkes- trası, ZI Sözler, 21,86 Hiaberler, 2280ala di Milânodan naklen Mascaganinin Neron ope - Tası, 10,06 San baberler, Bi1 Khz. BERLİN, 857 m. 18,90 Orkestra tarafmdan dans parçaları, 109,05 Çocak peşriyatı, 19.30 Ekonamik neş - Fiyat, 19,40 Sözler, 20 Flut - Piyano ile külçük konser. 2040 Spor. £1 Habherler, 2110 Danş masikisi, 23 Haberler, 28,20 Münihten spor Hahikleri. ZAYI — Galata gümrüğünün 9909 numara 9 — 1 —934 tarihli beyannamesine ait 31162 depozi- to makbuzunu zayi ettik. Yenisini çıkaracağmızdan eskisinin hükmü olmadığmı ilân ederiz. Fmdıklı Ermiş konserve fabrikası (3856) leri saat 11 den 13 e, Pazar günle- ri 17 den 18,5 a kadar Beyoğlun- sıs ve üstad muall'mlerin idare- | da Bursa sokağında 40 numarada sinde hazırlanmış olacaktır. muski — sanatkârlar cemiyetine Kaydedilmek için, Cuma gün- | müracaat edilmelidir a1415 |) HABER — Akşam Postast — - Her parçası ayrı bir beyecanla okunacak macera. kıskançlık, kuvvet, aşk ve seyahat ramanı Tefrika No.150 Murad âdeta, hiç bir tehlike at. latmamışa benziyordu. Yavuz içeriye girer girmez Mu- radın keskin bakışlarıyle karşı- laştı. Konuşmuyordu. Yalnız, bü- tün hatlarını kafasına nakşeder gibi dikkatle bakıyor, onu, baştan aşağıya süzüyordu. Az sonra yavaş bir sele: — Sen Yavuz musun? diye sor- du. — Evet Yavuzum. — Bana bunu nasıl ispat ede- bilirsin? — Hatıralarını karıştır ve sor. Umarm ki aklımda kalanları bile veni ikna edebilecektir. — Pek âlâ.. | î Murad, bunu söylerken Yavu- za daha çok yaklaştı. — Sizi dinliyorum. Bunu Yavuz söylemişti. Murad: — Sana bir tek şey soracağım! Hattâ sormak da değil de vücu- | dunda bir şeye bakacağım. Bana H cevap vermek zahmetinde bile bu I Yavuz: | — — Anladım, dedi. Aslanımın ! küçükken kalçamda brraktığı izi İ görmek istiyorsun değil mi, —Evet!. Murad, “evet!,, dediği zaman- da kollarmı açarak Yavuzu ku- cakladı ve yavaş, hıçkırıklı bir || sesle ilâve etti: — Artık görmeğe bile lüzum ! yok. Sen Yavuzsun.. Bna ne mut- lu.. Bilsen ne kadar sevinçliyim. —Ben de senin gibiyim. Ben de Bu candan sarılma belki on da- kikadan fazla sürdü. İkisinin de göz kapakları ıslan- mıştı, Murad dolu göz kapakları arasından kayıp giren ışıkla par- Iryan gözlerini Yavuzdan ayırma- |! dan mırıldanıyordu: — Ah kardeşim., Bilsen ne ka- dar sevinçliyim.. Bilsen ne kadar sevinçliyim. Senelerden beri, birbirinden ayrı düşen iki kardeşin bu karşı- laşması cidden görülmeğe değer bir manzaraydı. Bir ara ne Yavuz, ne de Murad bir tek kelime bile şöyliyemiyecek bir hale gelmişlerdi. Sükütu ihti- yar Haşima bozdu: — Murad, işte Yavuz.. Artık muradına erdin sayılır. Bulduğun kâğıdın aslı varmıy mış.. Ben sa- na: “Senin kardeşin olması ihti- mali var dememiş miydim. — Evet Haşima.. Hakikati söy- Temek lâzım gelirse bu sevincimi ve bu Muradımı ben sana borçlu- yum. . Haklısın ağabey, dedi.. Ha- şima beni tanırmamış ve bana kal- kıp gelmemiş olsaydı buluşmamı- za imkân yoktu. Senin Haşima ile tanışman da bu heyecanlı günü- müzün başlangıcı olmuş. Fakat az kaldı bu sevinçli günü bir ma- tem havası kaplryacaktı. Yavuz bu sözü ile Muradın geçirdiği kırize işaret etmek 'ste- mişti. Murad bunun çok çabuk far kına vardı: — Hayır dedi. Bu illet benim on seneden beri yakamı bırakmı- yor. Öldürdüğü de yok.. En çok en çok beş saat beni hırpalıyor, bu çok heyecana kapıldığım za- manlarda oluyor. — H'ç bir doktora göstermedin mi? — Gösterdim fakat hiç kimse teşhis koyamadı. Söze Merzuka karıştı: — Amcamın da sizinkine ya.- kın bir hastalığı vardı. Zamanla geçirdi. Murad, bu dakikaya kadar Mer- zukayla hiç alâkadar olmamıştı. Onun tatlı sesi kulaklarında çın- layınca döndü: — Öyle mi? diye sorduktan sonra yeniden Yavuza baktı. Muradın bu bakışındaki mana. yı anlamamak pek safdillik olur- du. Yavuzi — Ağabey, dedi. Sana tanıştır- /mıya vakit olmadı. Karım Merzu- ka! dedi. — Ya. Çok memnun oldum. Yengemiz ne kadar da güzel.. Merzuka Muradıri bu “ltifâtin « dan memnun olmuştü, * * *” — Teşekkür ederim. (Devamı var) Fransızca dersleri Halkevi Beyoğlu kısmından: Evimizde Pazartesi ve Perşem- be günleri saat 18,30 da olmak ü- zere Fransızca dersleri verilmeğe başlanmıştır; istiyenlerin ev çe- virgenliğ'ne baş vurmaları. Zenimne Kayıp aranıyor Üç sene evvel Darülaczeden yatı mektebine tahsile gönderil- miş bir çocuğum. Nufus kâğıdım- da (Süleymaniye Atik Alipaşa Büyük bahçe sokak No: 24. Ba- bam Mehmed Hayri, Annem Fat- ma) yazılı. Bütün araştırmaları- fa rağmen hayatlarından bir ha- ber alamadım, Bilen varsa aşağı- daki adresime bildirmesini insan- hık namma dilerim. Yıldız yatı mektebinde 226 Mehmed . Kiralık yalı Çengelköyünde Kuleli caddesinde dört odalı kullanışlı müstakil bir yalı gayet ehven fiatle kiralıktır. 'Yaz ve kış oturmağa — müsaittir. Bahçesi ve kumpanya suyu vardır. Görmek istiyenlerin ittisalindeki 79 numaralı haneye müracaatları. (3820) ğmmmmmmm UDU YENİ CİKTİ GENÜNURUŞETELİTTRı gee 1 GAZÜETUKga TFT Alafranca ve alırmıka Z Gildi 125 ciltsiz 100 & YEMEK ve TATLI KiTABI Kergün pişecek yemeklerin va tatlıların Histesimi ve yapılışlarım bu kitabda bulacaksınız. Satış yeri; İstanbul Ankara caddesi No, 157 Inkılâb Kitabevi UN