17 Aralık 1934 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 8

17 Aralık 1934 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— Çocuk haftası Hediye kazananların ısımlerını neşrediyoruz 29/11/934 tarihli bilmecemiz: TAVUK — KAVUK idi. Doğru halledenlerden Panıal tı Harbiye — caddesinde Arife B.| Kemalettin Snogur 1 inci Anka- rada 669 İhsan Necmi. Gültekin 2 nci hediyemizi kazanmışlardır. KAKAO KAZANANLAR — Pangaltı Hamam Lito apar- | tımanı 8 No, Maide Hanım, 4 — Sultansolim No: 5 Sabbek Hanım, B — Beşiktaş 24 Alâattin, 6 — Nişantaş 11 nci mektep 538 - Or- han, 7 — Sultanselim No: 19 da Sadiye Tahsin -Hanım, 8 — Pan- ” galtı Lito apartımanı Belkis Ha- nım, 9— Samatye 16 A'mnet, Yükse ; Teşvikiye 3 Nusret Halil, 11 — Ga'ata Sahil sıhhiyzde Raif Bey oğlu Sakir, 12 — Haydarpaşada 5 Haydar, 13 — Harbiye mektebi 257 Kemal, 14 — Kadıköy 13 Fat- ma Hafrm, 15— Harbiye 106 No: Seniha, 16 — Haydarapşa Lisesi 1002 Abdülkadir Can, 17 — Hay- esi Emine, 18 — Beykoz kmektep 435 Fikret, 19 — eyi 212 Saadet, 20 — Fe- ner Pem mektebi 35 Totoridis, BİSKÜİ KAZANANLAR - Kurtuluş 64 Naci, 22 — Pan galtı Hamam Lito apartrmanında Bedriye Hanım, 23—Harbiye 106 Güzin, 24 — Nişantaş kız mektebi 94 Saver, 25 — Hamam Lito apar tımanı Tahire Hanım, 26 — Kur- tuluş 64 Hüzamettin, 27 — Âşık- paşada 9 Şükriye, 28 — 18 nci mektep 141 Şükrü, 29 — Gelen- hevi arta , mektebi İ4&mail, 30 —- Kurtuluş 60 Saide Hanım, 31 — Cibalide 17 Ahmet, 32 — İstanbul Vefa Lisesi 317 Münif Bey, 33 — Davutpasa 25 nci mektep Nuriye, 34 — Kurtuluş Bozkurt caddesi Suzan Adil Hanım, 35 — Sultan- selim 19 Şadiye Hanım, 36 —40 n- erilk mektep 161 Ayşe, 37 — Eyüp 11 Bedia, 38 — Davutpaşa aorta mektebi 196 Hüseyin, 39 — Beşin ci ilk mektep 121 Necmettin, 40— İstanbul Kadm Biçki yurdu 52 Meliha, KİTAP KAZANANLAR 31 — Pangaltı Emel Hüsnü Ha- nım, 42 — İstanbul Küçük Musta- fa paşa 9 Mithat, 43 — İstanbul Taş mektebinde 537 Fazilet, 44 — Şehzadebaşı 11 Nazire, 45— Tak sim Camlı köşk sahibi Hamdi, 46 — Bakırköy 57 Remzi, 47— Vefa Lisesi 701 Alâattin, 48 — Bakırköy 45 Şemsi, 49 — Kara- gümrük 20 nci mektep Melâhat | 74 — Süleymaniye 21 | Sabiha, 97 — Kızıltoprak 120 Mustafa, 50 — Kasımpaşa 102 Bayân — Muzaffer, 51 — Çapa muallim — mektebi - 397 Hatice, 52 — Taksim Ayaspaşa- 12 Ke- :ııııtl',i 535;— Çarşuyikebir - 2 . Ba- attin, 56 — 27 nci mektep 75 Sabri, 55 —Cümhuriyet orta mek- tebi 5 Nahide, 56 — İstanbul kız Lisesi 150 Pakize, S7 — Kadı- köy2 Handan, 58 Pangaltı. 62 Fethi, 59 — 42 nci ilk mektep Selma, 60 — Nişantaş 15 nci mektep Suzan Hanım. YAZI DEFTERİ KAZA NANLAR 61 — Nişantaş 15 nci mektep Ma- ide Hanım, 62 — Eminönü 57 .ba- yi Cemal Bey, 63 — Davutpaşa 225 nci illk mektep Şükrüye, 64 — Hayriye Lisesi Emine, 65 — Be- şiktaş 46 ner İlk mektep Vecihe, 66 — Kadıköy 14 Melâhat, 67 — Beyoğlu Hamalbaşı 65 Firdevs, 68 — Kadıköy orta mektep Emin Ali, 69 — Kadıköy Metin, 70 — Banka sineması sokak Âmil, KART KAZANANLÂR 71 — 25 numarada bıçakçı İlyas, 72 — Istanbul kız Lisesi Jale, 73 — Fenerde Şahizer Hamdi, Metin, 75 — Fener yolu Selâmi çeşme Nucettin, 76 — İstanbul Yeni Ne- zil mektebi 101 —Asım, 77 — Beyoğlu Tünel 16 Nerime Ali, 78 — İstanbul Kız Lisesi 219 Fa- hire, 79 — 41 nci mektep 58 Nec- det, 80 — Fatih Eski Alipaşada Süleyman, 81 — İstanbul Filyo- kuşu 36 İsmet, 82 — Samatye 54 Naciye, 83 — Vefa Lisesi 29 Şa- | dan, 84 — Kadıköy 2nci mek- |— tep Hamdi, 65 — Beyoğlu 9Ham- di, 86 — Şişli 16 Melâhat Ali, 87 — Kızıltoprak 2 Fahri, 88 — Üsküdar Sultantepe Güzin, 89 — Galatasaray Lisesi 40 Suat, 90 — Uzunçarşı 2 9 Ekrem, 91 — Ak- saray Şükran, 92 — Kız Lisesin- den 96 Ayşe, 93 — Aksaray 73 Sühandan, 94 — 4 ncü Vakıf han 14 Müveddet, 95 — İstanbul tel- graf Zafer, 96 — Nişantaş 825 Halime, 98 — Bağlarbaşı 60 Ay- ten, 99 — Rumelihisar 55 Muallâ, 100 — Beşiktaş 141 Zeliha, 101— Vefa Lisesi 662 Vasoy, 102 — Kumkapı 29 Belkis, 103 — Ve- fa Lisesi 701 Hilmi, 104 — Sul- tanselim Rukiye, 105 — Büyüka- da 2 Katina, 106 — Samatye 13 Ali, 107 — Gelenbevi orta mek- tep-22- Feridun, 108 — Beyoğlu 14 Âsan, 109 — Ankara Yenişe- hir 2 Emin, 110 — Cağalağlu Na- ciye, 111 — Mübendis Mustafa Bey kızı Bayan Mukadder, 112 — Beşiktaş 18 Muazzez, 113 — Şiş- li Terakki Lisesi Rifat, 114 — Darüşşefaka Lisesi 212 Kâzım, 115 — Esnaflar — Cemiyetinden Bakiye, 116 — Kadıköy 66 İsmet, | 117 — Eminönü 71 Hüsnü, 118— Cümhuriyet caddesi — Muzaffer, 119 — Darüşefaka Lisesi Adnan, 120 — Kuleli askeri Lisesi Rem- zi, 121 — İstanbul kız lisesi 319 Sabiha, 122 — Üsküdar 87 Ne- dim, 123 — Bakırköy Cevizlik Servet, 124 — Aksaray 16 Nu- ran, 125 — Nuruosmaniye Jale, 126 — Samatye 52 Serkis, 127 — Kurtuluş 53 Katina, 128 — Edir- ne 66 Muallâ, 129 — Kadıköy 1 Zeki, 130 — Dördüncü — Vakıf han Müveddet, 131 — Kadıköy 2 Zeynen, 132 — İstanbul erkek lisesi 396 Orhan. 133 — Bostan- €r ilk mektep 139 Emel, 134 — Erkek muallim mektebi 14 — Os- man, 135 — Balat 'Cami İsa ma- hallesi 31 Melâhat, 136 — Vefa 5 Perihan, 137 — Fatih Altay mahallesi 11 Cemal, 138 — Edir- nekapı 16 Naci, 139 — Davutpa- şa 572 Nadir, 140 — Davutpaşa orta mektebi 463 Mehmet, 141 — Edirnekapı 6 Naci, 142 — Beyoğ- lu 16 Feriha Ali, 143 — Çarşıka- pt 2 Nuri, 144 — 3 ncü mektep -| 315 Rauf, 145 — Büyükeda ilk mektep 196 Emel, 146 — Davut- paşâ orta mektebi 196 Hüseyin, 147 — Kadıköy 20 Hüsnü, 148 — Bakırköy 16 Adnan, 149 — Bey- oğlu 102 Hilmi, 150 — Büyüka- da 10 Eleni. —Hediyelerimiz her hafta per: şembe günleri matbazmızda da- gatılmaktadır. çe STT MN RERR İ ok Gezen Çok Bılır Seyaha'l: Notları ATAEgo LK Tygat OÜUU gz KÜUT A gaA Tahiti'de bir macera Epey zamandır bizim gazeteye “YOLCU,, adıyle yazı yazan gez- gin muharriri belki -tanımıyorsu- nuz. Pek alçak gönüllüdür. Size bel- ki de onun kim olduğunu tanıta- ca k değilim.. Kimsenin prensibi- ne aykırı gitmek istemem. Hele, bir kere için olsun, emniyet edip te o güzel meraklı maceraların- dan birini benim adımın üstünde neşrine fırsat verdikten sonra, ©- nun hakkında gevezelik — edip luzumsuz bir harekette bulunmak istemem. Aslına bakarsanız, “YOLCU,, biraz da keyifsizdi. Her zaman üzerinde gördüğümüz deri palto- sunun kürklü yakasını, bugün kal dırmış olduğu halde odamızdan içeri girdi. Ve “otur; dedi... Bu- gün yazımı sana dikte ettirece- ğim...,, Fakat şimdi vaziyet şudur: Benim önümde bize — ayrılan şu kadar — sütunluk yeri doldura- cak hesaplı kâğıt taneleri var. Ve o, çok görmüş — ve geçirmiş *“YOLCU,, dostumuz yaz diyor: Bir İngiliz seyyah arkadaşımla birlikte Avrupanın en kötü, bel- ki de stütyoların afacan — yıldız- larının çevirip çevirip üzerinden ip atladıkları filmlerini — gös- termek üzere Tahiti'de nasıl bir sinemacılık macerasma çıktığımı- zi ve bıı;mıı_ı__ *eğnlon anlata- yım.. * ü vg “Cenup denizleri adalarından her zaman film getirmek âdet ol- muştur. Bir kumpanya kalkar, ©- ralara bir kartal gibi gider... Yer- lilere avuç dolusu onluk, ve de- ğersiz madeni gerdanlıklar - bile- zikler dağrtarak, biraz da tabia- tın © sıcak fakat arada bir kasir- galı Siklonlu parçasından çekerek kosa koşa Avrupa merkezlerine gelir , Ve size ağzınızın suyunu a- kıtacak, kanı oynıyan üzünlüsüz ve sızıltısız. görünen insanların hayatından sahneler, gösterir... Manzaralarıyle, yerinizden oyna- mak hırslarınızı, yolculuk hülya- larınızı kamçılar.. “İşte biz, bunun aksini yapa- rak, sırf eğlence ve macera olsun diye, Avrupadan oraya — filmler götürdük, ve Tahiti — sakinlerine,| biz, Avrupa medenilerinin yaşa-| yişinden göstermek istedik: » * Tahiti'ye vardığımız zaman e- Kmizde yıllanmış bir iptidai pro- jektör, ve elle çevrilen bir dinamo vardı. Ne yolda kullanılacağını bile eni konu bilmiyorduk; adaya çıktık... Fakat ilk bakışta bir baş- kası — olsaydı, azmi kırılır, geri dönmek ister, yahut makineleri| orada armağan bırakarak bir iki dolaşmadan sonra bir başka ma- ceraya atılırdı.... “Çünkü — orada sinema vardı. Papiti, oranın merkezidir. Sinema binası oradaydı. Hem de iki ta- ne... Lâkin biz — işimizden vaz. geçmedik.. “Köylere gideriz..,, dedik.. Herhalde köylerde bizim bu mükemmel hayatımızdan hoı nüz haberleri yoktur. Büyük birı sürpriz olacak.,, * Oldu da... Hem onlara, hem bi- ze mükemmel bir sürpriz oldu.. “Paca, ilk vardığımız köydü. Oraya da vaktiyle uğramış biri, bir sinemacık yahut tiyatro yavru su kurmuştu.. Amma çoktan — bı- rakmışlar, bir kaç kasırga, bu bi- nayı iki defa yerinden oynatmış, bir kaç metre ileriye sürüklemiş- ti. “Binayı gözden geçirdik. Alâ. kadarlarıyle konuştuk, dört yanı delik, tavanı kısmen uçmuş, ve bir kaç odun sıradan başka, muhte- rem seyircilerimize, yer de, ilâhi ve münbit topraktan gayri otura-| cak bir şey görünmüyordu. “Alâ... Maceramızın tam müö- nasıyle hatıralarımızda yer alabil- mesi ve not defterlerimizi dol- durmak için bundan daha iyi bir fırsat olamazdı. “Orayı 10 franga — kiraladık. 'Tellallar bütün köyün sokakların- da © akşam için iki Avrupalmın büyük ve görülmemiş bir bayram hazırlığında bulunduğunu, meş- hur sinema binasında mucizeler gösterileceğini haykırdı. MA - “Sahiden bir mucize göstere- cektik... Arkadaşıma, büyük - bir aşk ile, dinamonun koluna yapış- mak, bana ise hurda film bobini- ni güçlükle yerleştirdiğim sinema makinesinin kolcağızına abanıp bir falso yapmadan saatlerce, bu Hiç uğraşmadığırmız Aletlerle beleşmek görünüyordu. *“Muhterem Tahiti halki, daha akşamdan, — bazıları yemekleri- ni beraber getirerek — Sinema binamıza dolmuş bulunuyordu. “Önce arkadaşım bir teklifte bulundu: — Bu bobindeki film pek eski, pek yıpranmış ve silinmiş görü- nüyor.. Öteki bobinden başlasak nasıl olur.. — Fena değil!.. “Ve hemen — büyük aşk ma- cerası — filminin birinci kısmını aradan çıkarıverdik.. Film ikinci kısmından başladı.. . *« * “Orada halk pek şen.. Ağrı, sı- zı nedir bilmiyor... Ve hayatmı sı- kacak bir vaziyet meydan aldı mı, hemen hep bir ağızdan bir tür kü tutturuyorlar.. Çok yere bera- berinde götürdükleri kitaralariyle türküye tel uydurarak oturdukla- rı yerlerde iki yana sallâna salla. na canlı konserler veriyorlar.. “Bizim film de böyle bir yol- daşlıkla gösterilmeğe başlandı..'- Sonra sesler kesildi. Heyecan he- yecan üstüne!. Herkesin yüreği sanki ağzında ve dişlerini söküp dışarı çıkacakmış gibi hızla çar- parak emsalsiz filmimizi seyredi- liyordu. “Fakat şeytan durur mu? “Yarı yolda, film bobini bir yuvarlansın!... Karşılarına gerdi- ğimiz perdede bir karaltı, sünger biçimi delik deşik, çimen bozuğu bir manzara... Sonra ortalık zifiri karanlık oldu.. “Bobin — yörde yuvarlanıyor; filmlerimiz, sinek kâğıdı gibi sa- gıldıkça sağılıyordu... Halkta ön- ce bir merak... Sonra kitaralariyle birlikte Tahiti türkülerinin bit- dı!"' mez nağmeleri başladı.. Ve b ; bu defa kim bilir, belki de ba; bir filmin beşinci bobinini K hur projektörümüzün ardına leştirerek gene kollarımıza dayâf)? mağa koyulduk... * * * Fakat bu hâdise böylece medi, belki sekiz defa filmlerimiz düştü, sağıldı.. Ve her birinde, ne bir başka parçadan projek! rümüze yerleştirdik. Muhtı Tahiti halkine ziyafetimizin me yemeklerini cesaretimizi madan sunmakta devam ettik Bir defa filmi ters takmıştık. İt raz eden olmadı... Herhalde Ta* < hiti'liler, biz öbür dünya halkinitt | pek canlı, görülmemiş bir ustalık' la, hattâ bazan başları üzerindt de yürüyebilen insanlar muzu görerek hakkımızda p parlak fikirler edinmişlerdir.. . . * “Proğramımızın ikinci bilmem hangi parçası, Tahiti'lil re, dünya havadis filmlerinden b! rini göstermek oldu. “Bir yandan da Fransızca b olduğu' P len bir yerli vasrtasıyle bu filmde |, görülenler — hakkında muhteret? İ seyircilerimize malümat veriy0 duk. Biz ona fransızca — söylü ve yerli diline dediklerimizi cüme ediyorduk.. “Bir ara, meşhur İngiliz edib' |4 Bernard Şovun, bir bina balke” mundan yanında bir İngiliz olduğu halde baktığı, ve kınd.ıd pek beğenen, toplanmış halkı Jâmladığı görülüyordu.. ğ “Arkadaşım, Bernardşovun debi değerini, şöhretinin mâna$” nı, kendisine gösterilen bu bi . rağbeti yerlilere anlatmağı P güç bulmuş olacak ki; kısaca, tef cümanımıza: g — İngiltere Krılı.. Vindsor $47 tosundan tebaasını selâmlryor, * _q ye fısıldadı.. Seyirciler bu fırs? | elde etmekten pek memnun ıhl* nüyorlardı. * “Sonunda bir av man: gösterdik.. Seçme bir hrıle. üzerinde ve köpekler bindikleri atlar kadar dik ve © lu olduğu halde ağaçlık arasınd yumuşak çimenleri çiğniyerek * diyordu.. “Seyirciler arasında: — Kovboy! Kovboy! diye ? kırışlar işittik. Bir kaç kişi deye doğru yürüdü. Ve sık kalabalığı arasında heyecat” tutamıyarak at üzerinde bu' K boy çalımıyle sıçrayıp — dönme ve eliyle arkadaşları üzerine € ur muhayyel urganlar fırlatı koyuldu.. “Alkışlar, binayı y oi parçaları kopuk tavanlar, çok” yerinden oynamağa başlar z Proğramımızdan bir parça göstermek ve arkasından © şiddetle kopacak alkış, tarihlik | nayı tam mânasıyle yıkabib! “Muhterem seyircileri! lâ şaşkın ve kendini ka; el çırpma sar'ası içinde b g tasımızı tarağımızı !oplıyn' ,3 min karanlığına doğru yü ) » pt * ç

Bu sayıdan diğer sayfalar: