dar çok işe nasıl zaman ayırabili- yorsunuz. Hakan RULLAS: Aslında biz ken- dimizi bildik bileli okuyoruz. Zaten böyle showlar yapacağımız aklımı- zın ucuna bile gelmezdi. Tama- men tesadüfler sonucu kendimizi Komedi Dans Üçlüsü'nün içinde bulduk. Tabitf ki ilk gayemiz oku- mak. Hepimiz emekli asker çocu- ğuyuz ve durumlarımız aynı, yani okumaktan başka şansımız yok. Ayrıca içimizdeki okuma sevgisi de kaybolacak gibi değil. İşin okul yö- nü işte böyle neredeyse kendiliğin- den sürmekte. Sahne işimiz ise genellikle prova gerektirmiyor. Bu büyük ölçüde showumuzun kısalığı ötürü böyle, - Bizim orkestramız bir kaset. Kaseti koyup düğmeye basıyoruz, toplam 10 dakika gösteri yapıyoruz, İşimiz bitiyor. Yalnız yeni bir show hazırlı- yorsak bir tam günümüzü ayırma- mız gerekiyor. Yani gecede 10 da- kika ve show hazırlarken bir.gün vakit ayırıyoruz showumuza., Öyle diğer sanat dalları gibi prova, kos- tüm gibi zaman ayırmamız gere- ken işler pek yok. Bu yüzden Kome- di Dans Üçlüsü'nün faaliyetleri çok fazla zamanımızı almıyor. Commodore'culuğumuza gelin- ce, özellikle kendi adıma konuşur- sam öteden beri bilgisayarlara meraklı olduğumu söyleyebilirim. Murat arkadaşımızla birlikte bilgi- sayar karşısında uykusuz çok gece- ler geçirdik. O zamanlar Erol bizle dalga geçerdi. Bir fare resmi çize- bilrmek için saatlerce uğraşırdık. Şirmdi çok komik geliyor. Sen tut iki gününü, üç gününü bir fare çizme- ye ayır. Ama herşeyin bir başlangı- cı olmak zorunda. İyi ki de biz © fa- reyi Çİzmişiz. O farenin açtığı yol- dan yeni bir dünyaya girmiş olduk. Yani Commodore'culuk merakla başlayıp sonra tutkuya dönüşen bir uğraş oldu benim için. Hem okuma merakımız hem de sanat çalışma- larımızın etkisiyle yeniliğe açık ol- mamız gerekli olduğundan, bilgi- sayar daha da önem kazandı. Ar- tık hayatın her alanında bilgisayar- la karşılaşıyoruz ve gelecekte bu alanlar daha da artacak. Teknik olarak baktığımızda orta- nın altında bilgiye sahibim. Profes- yoneller gibi program yapamam, ama öğrenmeye çalışıyorum. Kısa- ca yine tesadüfler sonucu ortaya çıkan-bu yakınlığı İyi değerlendir- meye çalışıyorum. Tabii bu iş İçin önce istek gerekli. COMMODORE: Erol, Hakan biraz önce Hakan ve Murat'la ilk bilgisa- yar çolışmolcırındcın ötürü “dalga geçtiğini” söyledi. O zamanlar bil- gisayarla pek ilgilenmiyordun an- laşılan. Sendeki merak nasıl başla- di? Sana sormak istediğim ikinci konu ise meslek hayatınızla bilgisa- yarın ilgisini nasıl nasıl oluşturacak- sınız? Biliyorsunuz artık müzisyenler bilgisayarı neredeyse vazgeçilmez bir araç olarak görmeye başladı- lar. Ayrıca bilgisayar yardımıyla yapılan videoklipleri hayranlıkla iz- liyoruz. Siz de bu türde çalışmalar yapmayı duşunuyor musunuz? Erol KÖSE: Önce belirtmekte ya- rar var, arkadaşlarım bu işe üniver- siteye hazırlanmak amacıyla baş- lamışlardı ve yıllar önce bir fare için saatlerce hatta günlerce uğ- raşmaları bana komik geliyordu. Tabii dışardan bakmanın efkisi de var. Koyuyorsunuz kaseti oynuyor- sun ya da küçük bir şey çizmek için saatlerce uğraşıyorsun. İşin diğer boyutlarını öğreninceye kadar bu ilgisizliğim sürdü. Bir de baktım çev- remdeki bir sürü aklı başında adam bilgisayar kullanıyor. Bunla- rin hepsi herhalde oyun oynamıyor diye düşündüm. Demek ki bilgisa- yarın başka yönleri de vardı. Daha sonra bu aletlerle iş yapıldığını gör- düm. Okulda da tıpta kullanılışla- rını görünce ilgim artmaya başla- d ( Sanat yönüne gelince, Avrupa'- daki videoklip salgını etkilerini ül- kemizde de göstermeye başladı. Hayranlıkla seyrettiğimiz bu ürünleri neden bizde yapmıyalım. Komedi Dans Üçlüsü olarak hedeflerimiz- den biri de bu. COMMODORE: Bilgisayarın oyun yönü ve diğer yönleri üzerinde epeyce durduk. Biliyorsunuz okul- lar açıldı ve bir sürü Commodore'"- cu genç arkadaşımız yeni eğitim dönemine başladılar. Commodo- re'cu ağabeyleri olarak bu genç arkadaşlarımıza ne söylemek ister- * SİNİZ? Hakan RULLUS: Bizim orta öğre- nim dönemimizde yani bundan çok değil 5-6 yıl önce böyle araç- lar tek tüktü ve biz kara tahfa ile ki- taplardan başka şeyleri eğitimimiz- de pek görmüyorduk. Oldukça tekdüze ve sıkıcı bir eğitimdi bizim- ki. Şimdi genç arkadaşlar son de- rece şanslı. Bilgisayar denilen muh- teşem bir alet emirlerine amade. Oyunu bir tarafa bırakıyor ve ders açısından düşünüyorum. Dükkânı- mızda 10-11 yaşlarında ve nere- deyse bizim bilgimize yakın bilgile- re sahip genç arkadaşlara rastlıyo- ruz. Bu arkadaşların kısa bir süre sonra bizi geçeceği ortada, Bunun nedeni bilgisayarın sağladığı avanftajlar. Erol KÖSE: Tıp Fakültesi'nde oku- duğumuz daha önce belirtmiştim. Zor bir okul olduğunu herkesi kabul eder sanırım. Okulun yanı sıra di- ğer uğraşlarımı yürütmek için prog- ramlı davranmak zorundayım. Adeta bir bilgisayar gibi. Genç ar- Kadaşlarım da programlı davranır- larsa hem oyuna hem de derse va- kit ayırabilirler. Bilgisayar ikisine de yardımcı olacaktır. COMMODORE: Bize vakit ayırdı- ğınız İçin çok teşekkür ederiz.