““Simulator'” kelimesinin ne anla- ma geldiğini öğrenmek isteyen bir kişi normal olarak sözlüğü açıp bakar. Daha bilgisayarların bir salon büyük- lüğünde olduğu devirlerden, yani 1968 yılından bir sözlükte simulator kelimesi şu şekilde açıklanır: 1- Uçak sürücülerinin yetiştirilme- sinde kullanılan kanatsız düzenek. 2- Çok özel fizik problemlerinin çözümünde kullanılan elektronik, analog hesap makinı Şu günlerde yukarıdakı açıklama- larda sözü geçen “yetiştirme” ve “problem çözümü” gibi kullanım alanlarında büyük gelişmeler kayde- dildi. Öyle bir noktaya gelindi ki, ar- tık basit simulatorlar ev bilgisayarla- rında bile gerçekleştiriliyo Profesyonel bir sımulator içinde tüm göstergeleri, düğmeleri ve ku- manda kolu olan ve en ince ayrıntı- sına kadar gerçeğinden farkı olmayan bir cockpit'den (uçakta pilotların bu- lunduğu bölüm) oluşuyor. Tek fark ise öğrencilerin boşluk yerine bilgisa- yara bağlanmış: büyük bir ekrana bakmaları. Ekrandaki görüntüler cockpit'te oturan öğrencinin kuman- dasına uygun olarak değişmekte, yani bir uçakta uçarken görülebilecek manzara sağlanmakta: Bulutlar, dağ- lar, yollar, ormanlar... Prensipte ev bilgisayarında da aynı şekiller, görün- tüler sağlanmaktadır. Yalnızca ekran üzerindeki görüntülerin gerçeğe ben- zerliği gerçek simulatorlarda daha iyi sağlanmış. Öyle ki, dev oval ekran- lardaki görüntünün gerçeğinden ayır- dedilmesi hemen hemen imkansız. Bundan başka cockpit hidrolik bir kaldıracın üzerine monte edilmiş. Bu sayede pilot olacak öğrenciler hava boşluğu, rüzgar gibi durumları sadece gözlemeyip hissediyorlar da. Yukarıda belirtildiği gibi ekran üzerindeki görüntü bir bilgisayar ta- rafından uçuş durumuna uygun şekil- de değiştirilmektedir. Bilgisayar as- lında daha fazla konfor sağlamakta- 68 TV-SAT 1 deney salonunda. Birçok simulator ve gerekli kumanda araçları görülüyor.