ta benzer sistemlerle de doğru bir ilişkiye girme yeteneğini geliştirmek zorunluğu belirmektedir. Bugün bile büro, yönetim ve hizmet alanlarında kadın- ların etkin olabilecekleri büyük işler mevcuttur: Uzmanlık isteyen şube şeflikleri, kamu hizmetlerinde yöneticilik ve akademik kariyere, gazeteciliğe, sanata ilişkin etkinlikler. Nitelikli konumlarda çalışmaya devam edebilmek ya da bu konumlara ulaşabilmek için, kadınların bu alanların iste- diği bilgilerle donatılmış olmaları gerekmektedir. Gelecekte bütün bu alanlar için, metin işleme sistemleriyle, muhte- melen de grafik programlarıyla çalışmak ve veri iletişimi- ne daha önce telefona nasıl egemen olunduysa öyle ege- men olacak bir formasyon edinmek, mesleğin gereklerin- den sayılacaktır. Kadınlar, almış oldukları eğitim nedeniyle, teknik iler- leme konusunda erkeklerden daha kuşkucu ve eleştiricidir- ler. Bunda haklıdırlar da. Ama bu yeni tekniğin sonuçla- rından sadece kaygı duymak yetmez. Kadınlar, eğer bilgi- sayarların kötü ücret ödenen kullanıcıları olarak kalmak istemiyorlarsa, teknik yetenekler ve beceriler edinmek zo- rundadırlar. Bunun için de, ailede ve özellikle okulda bu tür yetenek- leri teşvik eden yöntemler geliştirilmelidir. Federal Alman Bayan sekreterlerinin yöneticisi Annelore Schliz ise, bu ta- lepler sözkonusu olduğunda, devlet tarafından alınacak ön- lemlere bel bağlanmaması gerektiğini öne sürmüştür. Federal Almanya'da pek çok eleştirel zihniyetli kişi ve hattâ sendikalar bu işin yalnızca tehlikelerini öne çıkarı- yorlar: Sanayi Sendikası'nın (1G) Kimya Şubesi Yönetim Kurulu üyesi Eva Kaiser bir yıl önce şöyle demiştir: ““Yeni teknolojilerle gitgide daha geniş alanlara yayılan ve daha hızla ilerleyen rasyonalizasyon ve otomasyon süreci, ka- dınların işyerlerini erkeklere oranla daha fazla yok etmek- tedir; çünkü kadınların büyük bir bölümü en önce otomas- yona uğramaya elverişli tekdüze işlerde çalışmaktadırlar öteden beri.”” Buna ayrıca bir dehşet tablosuyla yaratılan tecrid edilmiş, işçi olarak haklarından yoksun bırakılmış, elektronikleşmiş ev zanaatkârı kadın imgesi eşlik edince, bilgisayar tekniğinin kadınlar için de yarattığı imkânlar çok az çözümlenebilmekte ve aceleyle elden çıkarılmaktadır. Gerçekte ise, bu alanda ilerde de bir şeyler yapılmazsa, kadınların meslek yaşamlarındaki zaten mevcut olan mağ- duriyetleri yeni tekniklerle daha da artmış olacaktır. Ancak, Batelle-Enstitüsü'nce hazırlanan ““Kadınların Ça- lışması ve Yeni Teknoloji”” konulu araştırmanın da orta- ya koyduğu şu gerçeği dikkate almak gerekmektedir: Ka- dınların mağduriyeti tekniğin kendisine yüklenemez. Unut- mayalım ki, “erkekliği”” bunca baskın gözüken bilgisayar tekniğinin ilerlemesinde bu alanın “yumuşak cephesi''ni oluşturan ve bilgisayarı son derece esnek bir araç kılan ya- zılım (Software) kadınlar tarafından geliştirilmiştir. İngi- liz şair Lord Byron'un kızı olan Lovelace Kontesi Ada, 19 yy'da ilk modern bilgisayarın taslağını yapan Charles Bab- bage'nin mesai arkadaşıydı. O, ilk kadın programcı ola- rak kabul edilmektedir. İlk Amerikan bilgisayarları MARK I ve ENIAC'ın programlanmalarını 40'lı yıllarda savaş hiz- metiyle yükümlü kadınlar hazırlamışlardır. Bu kadınlar il- kin yoğun bir kursa tâbi tutulmuşlar ve “ENIAC-Girls”' yarışmasına katılmışlardır. Şunun da gizlenmemesi gere- kir: Bu kadınlardan birkaçı daha sonra ““Manhattan-Pro- jesi''nde de programlama yapmışlardır ki, bu proje ilk atom 16 BRRAAN nn r-n r. ,.(“““annrı ğ bombasının geliştirilmesi olarak adlandırılmıştı. Bilgisayarın ilk günlerinde aygıt geliştirilmesiyle uğraşan erkeklerin gözünde, bilgisayarların programlanması can sı- kıcı bir büro çalışması idi. Daha yüksek düzeyde program- lama dilleri henüz yoktu. Amerikan Kuvvetleri'nde komu- tanlık yapan ve daha sonra sanayi dalının en üst düzeyde programcılarından biri olan matematik Profesörü Grace Hopper, 50'li yılların başlarında derleyici (Compiler) üs- tüne ilk bilimsel incelemeleri yayımladı. Bilgisayar dili CO- BOL'un geliştirilmesinde Bayan Hopper'in önemli payı ol- muştur. Gene de bu tür kariyerler istisna olarak kalmıştır. Erkekler savaş sonrası evlerine döndüklerinde “ENIAC- Girls”'ün kadınlarına artık eskisi kadar talep yoktu. Mo- dern bilgisayarcılığın başlangıç dönemlerinde uzman kişi- lerin aranmasına rağmen, okullardaki sistematik mesleki eğitim ihmal ediliyordu. İlk sayısal (digital) bilgisayarlar- dan biri olan UNIVAC 'i programlayan Bayan Ruth Da- vis gibi parlak bilgisayar-yıldızları ancak tek tük çıkıyor- du ortaya. Bayan Davis, Data Processing Management As- sociation'ın koyduğu ve çoğu kişinin göz dikmiş olduğu ödülü kazandı ve ironiye bakın ki “Yılın Adamı”' seçildi (Man-of-the-Year). Konumuza dönersek: Bilgisayarın kadınlar için ya işsiz kalma ya da tekdüze bir zorunlu iş anlamına geldiği dü- şuncesı aşılmalıdır. Öte yandan, “Kadınlar ve Bilgisayar- Üçüncü Görüşte Aşk mı?” temalı ve Commodore-Teknolo- ji Forumu türünden düzenlemelerin hiçbir reçete çözüm sunmadıkları bilinmelidir. Gene de bu tür toplantıların, ka- dınların bilgisayarın meydan okumasına nasıl karşılık ver- mek istediklerini kamu önünde düşünebilmeleri bakımın- dan önemi vardır. Ama kadınlar bu yüzden bilgisayarı sev- mek zorunda da değillerdir, hattâ üçüncü görüşte bile ol- Söke D Çev: Güven Savaş KIZILTAN Commodore TT