hata yaparsa o aptaldır. Ama başarı- lı bilgisayar kullanıcıları arasında baş- lıca konulardan biri, hangi tuhaf ha- taları yaptıkları ve tabii ki sonunda ge- ne de doğrusunu nasıl bulduklarıdır. Şimdi şüphesiz bir de hata yapmak- tan korkmayıp aletin başına geçildi- ğinde gene de azalmayan bir başka korku var: Bilgisayar üreticilerine kar- şı duyulan korku. Aramızdan birço- ğu yanlış olanı satın almak gibi bir korkuya kapılmasıydı bilgisayarlara çoktan güvenmiş olurdu. Hemen he- men her ay pazar, her biri diğerinden daha üstün olduğu iddiasıyla ortaya çıkan bir sürü yeni ürünle dolmakta. Daha geniş kapasiteli bellek, daha yüksek hesap hızı, daha süratli uyum yeteneği ve diğer argümanlar. Teknik iyileştirmeler tabii ki önem- li, fakat şu meşhur eşiği cesurca atla- maya çalışan bizler için bu tempo baş- döndürücü olmakta. Doğrusu biz de buğün satın aldığı şeyin yarın belki de çoktan eskimiş olacağını düşünüp önemsemeyenler- den değiliz. Bilgisayarı satın aldığım- da kendimi tekniğin en yeni aşamasın- da bulunmak istedikleri için 110 yıl önce kendilerini mors alfabesiyle eği- ten insanlara benzettim. Bir yıl sonra telefon keşfedildiğinde gene ortada kalmışlardı. Bilgisayarımı satın aldık- tan sonra benim amaçlarıma daha uy- gun düşebilecek bir diğerinin çıkması için altı ay geçmesi gerekmişti. Buna rağmen bu konudaki eşik korkumu aştığım için mutluyum. Makine mü- kemmael çalışıyor ve benim taleplerim için yeterince hızlı. Ve en güzel olanı: Bu cümleyi yazmayı bitirdiğim anda düğmeye basıyorum ve dört dakika on saniye sonra kusursuz bir taslak elim- de oluyor. Korkunun ötesindeki ya- şam da işte bu! O P. J. Blumenthal'den uyarla- yan Nazan Kavukçu - DENİZ KEYFİNİ YAŞAYIN