Bellekler ve Disketle Teyp Arasındaki Farklar K ompüterlerin programı, işaretçileri (pointer) ekranla ilgili bilgileri ve di- ğer verileri saklamak için yaz-oku bel- leği (YOB/RAM) vardır. Ev kompü- terinin kalbi olan mikro işlemci (uİ) mantıki ve aritmetik işlemlerini akü- mülatörde yaparken sonuçları bu bel- leğe yazar ve verileri buradan okur. Mikro işlemci yaz-oku belleğin dışın- da bellek tanımaz. Belleklerden veri istenmesiyle bu veriye çıkarması ara- sında geçen zamana ERİŞİM ZAMA- NI (Access time) denir. YOB'lar çok hızla çalışır: Bugün piyasaya 100 ns(1 nano saniye (ns) — 1/10.000.000 sani- ye)'den daha kısa süreli erişim zaman- ları olan YOB'lar vardır. Fakat bu belleklere birkaç ms'de bir veriyi tek- rar yazmak lazımdır. Aski takdirde YOB'larının verileri silinir. Elektrik kesildiğinde verileri silin- meyen YALNIZ YAZILIR BELLEK YYB/ROM'ler, ev kompüterlerinin açılır açılmaz çalışmasını sağlar. Eri- şim süreleri birkaç yüz ns civarında- dır. Bu bellekler uçucu olmayan bel- leklerdir. Pahallı olduklarından daha ucuz, fakat daha yavaş olan bellekler kullanılır. Bunlar manyetikbellekler- dir. Hızlı olanından yavaşa doğru sı- ralanırsa manyetik bellekler (sert) disk, disket ve teyptir. Disklerin eri- şim süreleri çok kısadır. Onun için bir izden diğerine geçme süreleri ve bir izi (track) bulma süreleri verilir. Disket ve teybe gelince: Ev kompü- terlerinde kullanılan disket sürücüle- rinin erişim zamanları 50 us kadar kı- sa olabilir. Teypler disket sürücülerin- den daha ucuz ve kısa olabilir. Teyp- ler disket sürücülerinden daha ucuz ve daha yavaşlatırlar. Saniyede 800 ile 5000 baud (sembol/s)'luk hızla oku- ma ve kayıt yaparlar. Şimdiye kadar belleklerin hızı ve üc- retinden bahsettik. Şimdiyse diğer özelliklere geçelim. Teypler sıralı olarak erişilen bellek- lerdir. Dolayısıyla teyplere program dışında yalnızca sıralı veri dosyaları depolanabilir. Disketlerde ise relatif ve rastgele (random) dosyalar da açıla- bilir (Bunların ne anlama geldiği için “Sıralı Veri Dosyaları” adlı yazımı- za bakın). Momtorlef TV Arasındaki Fark T elevızyon bır yerden bir başka bir yere anında görüntü nakletmeye Yya- rayan bir sistemdir. Ekranda yazı gi- bi küçük işaretleri göstermek için de- ğil, daha az teferruatlı olan görüntü- leri gösterecek şekilde yapılmıştır. Do- layısıyla alınan alıcı ne kadar kaliteli olursa olsun, hiçbir zaman monitörün verdiği görüntü kalitesini veremez. Renkli resim, kırmızı, yeşil ve ma- vi süzgeçlerden geçirilmiş üç ayrı ek- /— ranın bileşiminden meydana gelir. Bu ekranların sinyallerinden parlaklık, ton ve senkronizasyon sinyalleri elde edilir. Bu karmaşık sınyale KOMPO- ZİT GÖRÜNTÜ SİNYALİ denir. Renk bılgısı bu sinyallere ayrıca bin- — dirilir ve sinyal bir vericiye modüle edilir. Bu dalga antende küçük bir ge- rilim teşekkül edecek kadar kuvvetli ise, alıcı, anten girişinden gelen bu sin- yali önce kuvvetlendirir, sonra sinya- li vericiden antene kadar taşımış olan taşıyıcıyı süzgeçten geçirir. Böylece re- simle alâkalı bilgiyi taşıyan sinyali el- de etmiş olur. Görüntü bilgisiyle ses ayrılır ve tekrar kuvvetlendirilen sin- yaller tüp ve hoparlöre verilir. Kuv- vetlendirici katları daima sabit fre- kansta çalışacak şekilde ayarlanmış- tır. Televizyonu değişik alıcılara ayar- lamak mümkündür. Normal monıtarde yukarıda anla- tıldığı gibi meydana getirilen kompo- zit görüntü (video) sinyali monitöre yollanır, monitörde tekrar renk, par- laklık ve kontrol sinyalleri elde edilir. Buradan anlaşıldığı gibi monitöre gi- den sinyal, kablo ile gönderileceğin- den bir taşıyıcı dalgaya ihtiyacı yok- RGB (Red-Green-Blue: Kırmızı- Yeşıl Sarı) monitörlerdeyse, görüntü- nün daha net olması için kırmızı, ye- şil ve mavi sinyaller ayrı olarak gön- derilir. Bu monitörler daha keskin bir görüntü verecek şekilde yapılmış pa- halı aletlerdir. Sonuç olarak denebilir ki, her gün — uzun süre kompüteri başında olanla- rın monitör kullanmaları daha sağlık- lıdır, gözleri daha az yorar. O1 —— —commodore Ç L 65