Mümessillerimize ÜTÜN hedefini, keyfiyet plânına yönelten ve herbiri kütle- ye hâkim kıratta insanları gözleyen Cemiyetimiz, bu şiarın- dan zerre kaybetmeksizin, ayda 2 liralık aidatı ödemeğe ikti- darsız kıymetleri de içine almak için ana nizamnamesindeki bir maddeyi en geniş mânada tefsire karar vermiştir: Aidat 2 lira- dır; asla indirilemez, Fakat bunu ödemeğe muktedir olmuıyanlar derhal Cemiyete âza kaydolunurlar; ve Allahın kendilerine ver- diği takdirde borçlarını ödemek, olmazsa ödememek şartiyle Cemiyete borçlanırlar. Bu şekilde on senelik aidatını borçlanan ve hiçbir sene ödeyemiyen bir âza, on sene sonra ve Allah ona kazandırdığı takdirde ancak 240 lira ödeyecektir. Olamadığı takdirde ise Cemiyet o âzasından alacağını silecek ve helâl ede- cektir. Ancak ve kuvvetli itimat hissi ve şahıs seciyesine daya- narak ortaya konması mümkün olan böyle bir ölçü etrafında, bütün âzamızın, mümessillerimizin ve alâkalılarımızın faaliyete geçip, esas daima keyfiyet olmak üzere kemiyet cephemizi de genişletmeğe başlamalarını, âcil ve mühim bir vazife telâkki- siyle bildiririz. Büyük Doğucular! Selâm size olsun! Sahte Türkçüler ii CN (BÜYÜK DOĞU) ailesinin yeni mensuplarından Said Sadi Da- N) 4 nişmendoğlu'nun yine uzun bir tetkikinden aldığımız bu par- A; S ça, bu memleketin ufkunda en acıklı serablardan biri olun Me sahte Türkçüleri, ancak gerçek ve halis bir Türkçü'ye yakışır teşhis ve tesbit kudretile çerçevelemektedir. NE idüğü belirsiz, hangi fikre sahip olduğu meçhul herkes, rastgele yerde, «saadet» in prensip- lerini talim etmekte... Cihanşümul büyük idealler ar- dında koşan müstamel şöhretli bü- yük adamlarımız (!) bu demokras- ya devrinde sussunlar mı efendim? Kim demiş efendim, kim demiş? Şakşakçılar, şakşaklanacak şöhretli efendileri şakşaklamadan durabi- lirler mi? Şaksak sevenler, kendi- lerini, şakşaklatmaktan alabilirler mi hiç? Efendim, artık güya insaniyet, demokrasya devrindeyiz! Susmak olur mu? Ha gayret, eski tayfalar, gelin, bir yeni sefere çıkalım! Biz artık millet kıyısına yanaşamayız! Koca İnsaniyet Limanı dururken, iskelesiz millet kıyısına dayanmak hiç olur mu? Hamdullah Suphi ki, kendisinin aklıbaşında bir üstat olduğu hak- kında sürüp gelmiş bir zihniyet vardır; fakat, her vesileyle zaman zaman irat buyurmaktan sürur duydukları omüstamel nutuklar, doğrusu bana pek garip ve sevim- siz gelir! vii Said Sadi DANİŞMENDOĞLU Hamdullah Bey, şunu söylemek istiyor: «Türk milliyetciliğinin mu- ayyen bir hududu olamaz. Türk iç- timai kütlesi âdeta beşeri bir top- luluktur. Bu milliyetçiliğin kadro- su, bütün insanlık âlemine şâmil, Malenezya'lılar da beraber, bütün insaniyetin icine sığabileceği bir kadro, (Blok kâinat) tır.» Bay Tanrıöver'in, bu hususta da- yandığı mucip sebepler de doğrusu gayet mukni'dir. Çünkü, onca, «Türk milliyetçiliği, parçalayıcı ve dağıtıcı değil, toplayıcı ve mezce- dicidir.» Hamdullah Bey, bu toplayıcı ve mezcedici mefhumlarını, «asıl ka- ziye» den başka bir kaziyeye nak- lediyor. Bunu, her ne kadar ken- disi görmüyor veya görmemezlik- ten geliyorsa da, biz onu görüyo- ruz. Türk milliyetçiliği, şüphesiz, par- çalayıcı ve dağıtıcı olamaz. Bu ka- ziye, namütenahi doğrudur. Fakat, bu, idrakle sınırlıdır. Yalnız «Türk milleti» mefhumu ile sınırlıdır. Bir- lik, beraberlik ve tesanüt, yalnız «Türk milletinin vicdanını teşkil eden fertler» arasında bahis mev- (95 zuudur. Hamdullah Suphi Bey ve onun yandaşlarının, bugün yapmak iste- diğini, mazide cok tecrübe edilmiş görüyoruz: Büyük Reşit Paşanın, «Hatt-ı Hü- mayun» namiyvle okuduğu fermanın ne “ibi ciddi neticeleri olduğunu biliyoruz! Salamon'la Mehmet'in; Kirkor'la Hasan'ın; hoca ile papa- zın sarmas dolaş olmaları için edi- len dua ve temennilerin kaç saat sürdüğünü hatırlıvoruz! Ve Bay Athenagoras ile Hamdullah Suphi Beyin kucaklaşmalarının, Büyük Türk milletinin mukaddes dâvala- rının halli uğrunda hiçbir müsbet rol oynıyamıyacağını buradan söy- lemeyi milli bir vazife sayıyoruz! Bu «suret-i hak»tan görünüşlere aldanmak yüzünden Türklüğün ba- şına gelen belâlar malümdur! Bir fikir, aktüel hayata intikal etmeden, onun uzun tarihi incelen- meli; hükümler, toplu ve vâzıh bir . «tarih şuuru» ndan çıkarılmalıdır! Baştan nihayete kadar hata ile dolu bu orta malı bir (sans com- mun) bilsi ile Türk milletine ve Türk kültürüne hizmet edilemez!