«Devlete hizmet eden memur- lar daima “Masonluğun düşmanı- dır. Zira devlet hakimiyeti dinden daha müstebittir.» Acacia 1903 - S. 861 «Hükümeti teşkil eden şahsiyet- ler ya Mason biraderlerden olmalı, yahut da bu vazifelerden mahrum kalmalıdırlar.» Mason büyüklerinden (Lemmi) «Biz daima mebus seçimine çok ehemmiyet veriyoruz. Halbuki me- buslar tam kuvveti haiz değildir. Asıl bunların arkasında bulunan memurlar arasında mason gayeleri- nin yayılması icabeder.» Meşriki azâm bülteni 1893 — sayfa «Bütün siyasi müesseseler bugün tabiatiyle masonların elindedir.» Assamble& gönörale de Grande Orient - sene 1888 ni İnkılâbını hazırlayan Ma- sonluk şimdi de Sosyalizma inkı- lâbını o hazırlamalıdır. Masonlar işçilerle omüşterek o çalışmalıdır. Masonlarda münevver kuvvet ve yardımcı kabiliyet, işcilerde ise büyük kemiyet ve imha vasıtası vardır ki, bunların birleşmesi içti- mai ihlilâli doğurur.» Acacia 1903 - Sr, 164 «Masonların ve işcilerin ittihadı vücud buldukdan sonra, biz, ma lup olmaz bir ordu teşkil lee ğiz» Brüksel Beynelmilel Konferans 1910 — S. 15 «Masonlar, üyelerini halktan se- çerler, Fakat Masonluğa giren, artık halktan değildir.» Acacia 1904 — S. 193 «Masonluk Fransa Cumhuriyeti- nin gizli idare kuvvetidir. Onlar Masonların dilediklerini yapmakta- dırlar,» Nazır Gado Beyanat — Konvent 1894 — S. 389 «Hiçbir dini, siyasi ve harsi ka- nun yoktur ki, Mason konventleri tarafından tanzim edilmis olma- sın...» Nansi Halk Üniversitesi Bülteni 1 — 5S. «Meşriki âzâmın 140 locası, Fran- 10 | Vesikalarla Masonluğun İçyüzü: 2- Masonluk, mutlak olarak devlet ve mil- li birlik suikastçılığı$ demektir. sadan vayılan nurun mabedleridir. Binlerce vatandaş bu localara ge- lip kendi hayati meselelerini mü- zakere ederler ve orada hazırlanan fikirleri sazetelerde ve siyasi ko- mitelerde müdafaa ederler. Ve böy- lece efkârı umumiye hazırlanir ve intihabata tesir eder ve neticede parlâmento bizim arzumuza tâbi Kalır. Bu Masonluğun tabyesidir ve demokratik rejimler de daima böy- le olmalıdır.» Meşriki âzâm konveuti 1904 — S, — 7 2 «Babaların hürriyeti hiç de bi- Meşriki âzâm. bülteni 1902 - «Çocuklar devlet drilidni tav- siye edilen bir program mucibince tahsil ettirilmelidir. Çocuklarını evlerinde tahsil ettirmek arzu €- denler dahi hükümet tarafından tavsiye edilen muallimleri kul- lanmalıdır,» Onuncu Şimali Afrika Locaları Kongresi 1903 — S. 36 «Gençliği ele almak, Masonlu- ğun ilk hedeflerindendir. İhtiyar- ları ve geçginleri bir tarafa bıra- kınız! Gençlerle ve hattâ çocuk- larla meşgul olunuz!» Haute Vente Mason talimatnamesi «İlk intibalar hicbir zaman unu- tulamaz. Çocukları telkinlerden ta- mamiyle halâs ederek terbiye et- melidir!» Mason büyüklerinden (Flevi) «İnsanlık namına asker ruhunu mahvediniz! Masonluğun ideali or- duda disiplini mahvetmek ve dâa- imi ordu yerine milis kuvvetlerini ikame etmektir.» Mason büyüklerinden (Saulacroiz) «| — Harbiye nazareti makamı- na mutlaka sivil bir zatın getiril- mesi... 2 — Ordu harakâtının sivil bir makama tâbi olması... 3 — Kücük zabitler de dâhil ol- duğu halde her nakil ve tayinin YE harbiye nazırı tarafından yapıl- i j ası... Muvazzaf kıt'a kumandanlarının bu husustta sadece bir müşavir sıfatile dinlenmesi.. 4 — Zabitan muhitinde silâh ar- kadaşlığı ruhunu öldürmeli ve zâ- bit ünvanının imtiyazını lâğvede- rek alelâde vatandaş seviyesine indirmeli... — Siyasi cemiyetlere intisap etmek, intihabata iştirak etmek, neşriyat yapmak gibi askere yapı- Tan omemnuiyetleri o lâğvetmeli,.. Zabitanın evlenmek icin izin al- maları ve dini merasimde askerin bulunması, asker düğünlerinde merasim yapılması yasak edilmeli- dir » 1903 deN,X. imzasiyle neşredilen ve bütün localara gönderilen «Ordu ne olma- lıdır?» isimli kitaptan Prof. Ş.Ü. İBRET İki buçuk asır kadar evvel İstanbulda bir hafiflik cere- yanıma karşı hükümetin çı- kardığı emri, tarihçi Reşat Ekrem Koçu'nun kalemiyle bugünün diline çevrilmiş ola- rak takdim ediyoruz: «İstanbulun kadısına ve yeniçeri ağasına ve bostancı başıya hüküm ki: Allah yurdumuzun göz bebeği olan İstanbulu her türlü âfet ve be- lâdan korusun; ulema, sulâha ve üdeba yatağı olan bu muazzam bel- denin halkı, kılık ve kıyafetinin sadeliği ile devletin namusunu ko- rur, sair beldeler ahalisine örnek olurdu. Son zamanlarda, seferler münasebetiyle hükümet ve devlet erkânı Edirneye hakletti, İstanbul ihmal edildi. Bunu fırsat bilen bazı yaramaz avratlar, sokaklarda halkı baştan cıkarmak icin süslenip püs- lenmeğe başladılar; esvaplarında çeşit ceşit görülmemiş biçimler ve kefere kadınlarını taklit ile başla- rında ücube heyetlerle iffet ve is- met âdabını tamamen yok edecek kıyafetler uydurdular, Birbirinden görerek bu hal kendi halinde na- wii YAA a i