A: LİSAN YARALARIMIZ Geçen sayımızda verdi- ğimiz örneğin, kerre için- deki yanlışlarla beraber, b ayi takdim ediyo- ru «Dan sabah müttefik tay- yareleri (tayyareler), Batı Avrupası ( Batı Avrupa) kı- li üzerinde uçmuş (uç- muşlar ) ve bir çok noktayı (noktaları) bombâladıktan (bombardıman 3 ra, ne bir tayyare- si, nede bir m ateşi: ne tesadüf etmiş (etmemiş) olarak geriye dönmüş (dön- müşler) ve İngiliz umumi (umum) k , .. İşte büt Baştarafı 8 inci sayfada — ildiği için asla müteessir olmadı ve sinirlenmedi 22— Fakat ayni günün İstan- bul gazeteleri de, gayet kısa ve firari satırlar içinde, mahkemede Necip Fazılın tarziye verdiğinden bahsettiler. Halbuki Necip Fazıl, mahkemede tarziye vermek şöyle dursun, en Kii ir zaaf edasi bile takın ar anbul meşin ec ya gazetalerce ilâve edilmiş Gal maruğmü söylediler, — Ve Necip Fazıl, kendisine ram aşi Deh bi (metod) la ç bir intiba rapor larını vermiştir ml lerdir). İşte, bildirdiğimiz 9 yan- lışı, 9 kerre içinde görü- yorsunuz. Şimdilik, izâhını takdim edeceğimiz güne kadar bu yanlışlar üzerin- de oldukça zihin yorma- nızı istirham edeceğiz. Bu cümlede toplanan 9 yan- lış, hemen bir çok Türkün müştereken Türkçeyi öl- dürmekte müttefik olduğu yy i,Bilei EMENİKE ALTÜST OLMUŞ Zamanında bir . yordu. Şikâyetçi şöyle di. ! rdu: Baba, ne olacak bü hal? ? Bu gidişle altüst ola- cağiz! Evet; altımız müze ğe ek:.. Bektaşi ee ği netle cevap v. ğ — Telâş etme oğlum; altüst iile belki bu vaziyetin altı üstünden daha imei çıkar. ABA .Meşhur bir Fransız mu- harriri, enine ihanet edei arısını, suç üstü, en âşıkı ile yakaladı ve he- rifi öldürmek üzere ta- çekti. bamikiimi haykırdı: — Ne yapıyorsun? Ço sekerli babasını mı Si düreceksin ? Karısı İstanbullu 16 sahibi Gidi ve bü gazetelerden EE Sabah) * gazeteleri göstere- p Fazıl o Ankarada Sağl Paz? da Cemal Hüsnü'yü ün hakikat! gördüğü zaman, hâdiseye ia cip Fazıl'ı otelin (teras) ina çıka- rârak birdenbire bitap etti: «İstirham ederim, söyleyiniz, size ne gibi bir hizmette bulunabi- lirim?»,... NecipFazıl, Roma Büyük Elçisinin yüzüne hayretle baktı ve ilâve etti: “Ne demek istiyorsu- nuz beyefendi ; bana karşı buluna- ke hiçbir hizmet kendisinden sekili 6 Böylece, dan sonra artık b kelime söylemeğe niyeti olmıyan ve hakikati yalnız Allaha havale etmiş bulunan Necip Fazıl, hâdi- seden sonra alınan tavır karşı sında, herşeyi olduğu gibi belirt- mekten daha güzel ve doğru bir yol bulamadı. 27— Necip Fazıl, aziz (Büyük üstü- sükü- GİDİYORSUN Her adımın göğsümde ateşten bir iz gibi, Gidiyorsun : Renkleri, günleri soldurarak. Gidiyorum : Gönlüme hasreti doldurarak, Karanlıkta hayalin şimdi belirsiz gibi. Gidiyorsun ; Gözümde yanarak bakışların, a geri dönemezsen, ya seni göremezsem? O ipek saçlarına yüzümü süremez. sem, Ya seni bana tekrar geri vermezse yarın? Kalbimi her yerinden parça parça bölerek, Gidiyorsun : Gittikçe çoğalan. bir hız gibi Gidiyorsun : Göklerden kayan bir yıldız gibi Gidiyorsun : Gönlümün nurunu söndürerek... DEĞİŞEN ZAMAN Otobüstesin; Biri ayağına basar; Digeri koluna çarpar; Zaman uza 7 İmkihöndübini Sorarlar, 4 Zaman uzar, Mustafa Cengiz AKSOY Sevgilinle başbâşasın; Sen söylersin, o e O söyl, Sen yn li rsin. Belki de ie Saatler gelir, geçi Farkına varmazsınız; Zaman Kısalır. Ali BAYTOK BÜYÜK Sahib ve Müessisi : Necip Fazıl KISAKÜREK U. Neş. Müdürü: Hakkı Nezihi ERKSON z Ğ Yazı ve teknik işleri müdürü ; Fethi KARDEŞ D O U İdare yeri: Acımusluk So. No. 15 Cağaloğlu : Telefon: 21722 — Matbaa: İbrahim Horoz Yıllık abone: 12 lira — Altı aylık : 6 lira — Üç aylık : yok İLÂN KABUL ETMEZ LUAN YAŞLI ERKEKLERDE GİYİM Yaşlı erkekde, muaşeret edebi bakımından giyimin esasını da şu 5 maddenin içinde gösterebiliriz : — Temizlik ifadesi... 2 — Rahatlık ifadesi... 3 — Ağırbaşlılık ifadesi - — (Klâsik) lik ifadesi. — Şahsiyet ve an'ane ifadesi Çöptek asır evvelinden geriye doğru gidecek olur- sak, mübarek Türk ihti- yarlarının bu 5 madde üzerinde de ne kadar titiz ve parlak örnekler yük- selttiği bir bedahat ko- laylığiyle kestiririz. Sonra da yeni ihtiyarlarımızla bundan beyleki ihtiyarla- rımıza ağlamak vaziyetin- de olduğumuzu görürü Neslihan Kısakürek EV KADIN ÇEYREK ASIRDANBERİ Şehirli Türk evinin tef- riş hususiyet ve şahsiye- tini büsbütün kaybedişi, Birinci Cihan Harbinin mütarekesinden sonradır. Aşağı yukarı çeyrek asır- danberi... Tanzimattan iti- baren, ruhi sarsıntımızın, tam v& müşahhas misal halinde şaşkın” ifadecisi olan Türk evinin içi, hele ,Birinci Cihan Harbi müta- rekesinden sonra, elinde kalan şahsiyet kırıntılarını da kaybedivermiş, bir- denbire taklit ve özenti- nin en aşağı derekelerine düşmüş ve pek az vakit içinde Arnavut ciğerci dükkânlarına kadar düşen (kübik) eşya ve bunların çıkartma kâğıdı basit(kom- zevk hâlisiyetine akıl er- diremez olmuştur. Bir taş- ralının asrilik gayretiyle (konfor) kelimesine (gon- für) demesi gibi, çeyrek asırlık ev içimiz, işte bu (kübik) havanın ahmak (gonfür)ü ile dolmuştur. Neslihan Kısakürek