Eskiden bizde erkekler, İslâmiyetin müsaadesile Miz olarak dört ka- dınla, nikâhsız bir kaç cariye ala- bilirlerdi. Şimdi ise nikâhlı bir ka- dından başka bir de metres alınıyor DAYANIŞMAK Bir cemiyetin, dolayısiyle bir milletin n büyük kuvveti, fertlerinin dayanışma- dn; Fertleri böyle bir dayanışmadan yan çizen milletler, nekadar büyük olur- mahvolmak tehlikesinde bulunuyorlar, demektir. Bizim bugünkü siyasi kuvvetimizin, milli birliğimizde olduğunda şüphe yoktur. Fa- udretin yanında, kuvvet Memleketimizin iktisadi durumu, gönül ferahlatıcı olmaktan uzaktır. Her para geçiren, ticaret hayatına alılıyor ve kendi omilletdaşları içine bir rakip ola- rak giriyor. Çök para kazanmak hırsı teke birbirine düşürüyor ve ayrılıklara sebep oluyor. Ticaret ananesi olmıyan bir memlekette iktisadi hareketler hiç olmazsa bilgiye da- yanır. Bilgi yok; buna karşı birleşip ferdi menfaatlerimizi milli menfaat köşesinden örm arzusu da yo gerçeklerle karşı karşıy uğum için, bu vE korkan d - iyi anlayoru (Kapitülâsyon) ları kaldırıldığı bilmiyor eline VE BUGÜN... Yazan air Prof. Suphi Nuri İLERİ ve bu metres hayatı gitgide yeni geleneklerimize girmiş bulunuyor. Eskiden evlerimize en ln haftalarca kalma zere Tanri safirleri gelirdi. Şimdi 1 ise e bryaklar miz, evlerine (pansiyoner), yani par veren kiracı kabul ediyor Eskiden kadınlarımız kalın geti ler içinde yaşarlar, kalın çarşaf v peçe kullanırlar ve böylece babi amca, kardeş ve kocalarından baş- kasına tırnaklarını bile göstermez- lerdi. Şimdi ise balolarda (dekolte) ve pilajlarda (mayo) ile dolaşarak erkeklere göstermedik yerlerini bı- rakmıyorlar * Eskiden eski elbise ve ayakkabı- gen fakir fukaraya hediye eder- k. Şimdi ise her şeyimizi satmak ayn * RİNE Eskiden çocuklarımız (Kısası En- biya) kitaplarından Peygamberlerin hayatlarını okur ve öğrenirlerdi. Şimdi ise sinama artist ve yıldızla- rının hayatlarını dergilerden okuyup ezberliyorlar. Eskiden büyüklere hörmet, itaat ve itimat bir borçtu. Şimdi ise on- lara moruk diyerek hörmetsizlik, itaatsizlik ve itimatsızlık bir moda- dır. * Eskiden Allah için, millet için ve gaye için malımızı ve kanımızı fedakâr ve vefakâr idik. Şimdi ise aşırı sulhcu, uslu, (konfor)lu, hasis, hodbin ve gâyesiz olduk; fedakârlık- tan ve vefakârlıktan âdeta korkuyor ve kaçıyoruz. vatan için, Fakat bu hayatta yalnız bugün yoktur; yarın da vardır. Asıl iş ya- rını kazanmak ve ona lâyık olmak değil midir?. Acaba yarın ne olacağız ??? Gg her > bunun bayramını bile ya- ruz; bununla beraber iktisadi ve mali Üupitillaâyon) kei mak üzere bulunu- yor. Ne yaparsak yapalım, ticaret haya- tında hayli acemi olan bizlerin, asırlık, us- talar önünde yere yuvarlanmamıza çalı- şalım! Bir arkadaşım, iki büyük kusurumuzdan bahsediyordu: “Türk tacirleri birbirlerin- den kuşkulanıyor, birbirlerine emniyet- sizlik sösteriyorlar. Bundan ötürü arala- rında bir çekememezlik, birbirini zarar- landırma kâygusu üküm sürüyor. Milli mefküre ise, terdi menfaat lnniği silinip gidiyox.,, böyle gıdemez! Bu kov sonu, milli iletisadum mızı uçuruma ürecektir. en değilim; fakat iktisat ali olsu n, he doygusu i uğul bilmeliyiz. Bütün seslınle miilettaşlarıma bağırmak istiyorum : Birbirimizi sevmenin ve birbirimize hiç kopmayacık surette bağlanmanın fikri ve ruwi sistemini inşadan başka vazifemiz | yoktur!!! Kâzım Nami DURU 25 Adesenin gözile Mini davalarımız : e bir konferans sahnesi. kürsüde ve konuşmaktadır. men, alâkasızlığa, lâü baliliğe, seyrekliğe Salonun yeniliğine ve madı bakın; ve ra konferanslarla meşgul müessese- / . Hatip akımından müke ğine rağ- lerin bu harikulâde kıymeti ne nisbetde cansız idare ettiğini görün