860624 7944)2 00 Hik PE MM Hi YÜK DOĞUYA DOĞRU HİM 9 anabhlardan birincisi: Rubçuluk... © Rurçuluk, eşya ve hadiseleri, kendi içlerinden çıkan kuru müşahede ve kuru tecrübe, kuru akıl ve kuru bilgi kanunları üstünde, madde gözile görülmez ve ölçülmez müessirlere bağlamak anlayışıdır. © Ruhçu odurki, beş hasse kadrosu içindeki ham ve kaba madde âlemini, o kadronun dışında ve üstünde, gı- yabında ve mâverâsında bir sebep kutbuna iliştirerek mânalandırır. : © iekir bir gözyaşı damlası, herhangi bir dış tesir yü- zünden herhangi bir guddenin maddi tagayyürüne mi işa- rettir; yoksa ayni maddi tekevvün zincirinin başında, mad- deye hâkim, fakat madde çerçevesinde gâip, üstün ve manevi bir kuvvete mi delâlet; sualin ikinci şıkkına “evet!,, diyen ruhçudur. dö Ruhçunun usulü (enfüsi - sübjektif) ve onunla beraber muğdil ve girift, maddecinin usulüde (âfâki - objektif ) ve onunla beraber basit ve düpedüzdür; öyleki, ruhçu, kâinatı topyekün insanın mihrakında toplarken, maddeci, kâinatı topyekün maddenin mihraksızlığında dağıtır. © Maddenin uzviyet üzerine doğrudan doğruya tesirinden doğma hayvani ve nebati ihsasların üstünde bütün haz ve elem manzumesile beraber, vatan, millet, aile, aşk, merhamet, namus, kahramanlık gibi mefhumlar, baştan başa ruhçuluk kadrosunun mallarıdır. © Rurçuluğun ufuk çizgisi eri her Allahçı, kendi kendisine ve en mükemmel ruhçudur; fakat her ruhçu mutlaka Allahçı değil... Sebepleri ve neticeleri üzerinde sonsuz tekerlömelere düşmeden billârlaştıralım ki, biz, ruhu ve ruhçuluğu, hava tabakasının yer yüzüne mıhlı olması gibi, bütün kemiyst ve keyfiyet pilânlarile insanın tahayyüz sahasına perçinli görüyoruz; onun olmadığı yerde - bizce, bütün kemiyet ve keyfiyet pilânlarile insan ve insan hayatı namevcuttur. Madde ilimlerinin, Witün ruh muvazenelerini altüst edecek ve yaratıcısının elinden kaçıp kurtulacak kadar terakkisini çerceveleyen asrımızda, (robot) laşmış insan- oğlunu yeniden avlama ve maddeyi yeniden sindirme kud- retinde bir imanın 'fışkıramaması yüzünden, dünya, en derin buhranını çekti ve nihayet bu buhranın fül halinde kıya- metini yaşamaya koyuldu. Bugün, gelenin, önde getirdiği ulviyetten ziyade, gidenin arkada bıraktığı süfliyet manzarasından anlayo- ruzki, bize eski ruh muvazenemizi, eski aşk huzurumuzu getirecek olan büyük iman manzumesini bilmesek ve tanı- masak da, ona ihtiyacımız mutlaktır; ve bu seziş, 1939 la 1944 arasında tam bir bedahat şerefine ulaşmıştır. © Dinin kaba taassup cephesini değil de ruhunu yıkmak üzere kurulan komonizmanın sabık mekânında ardına ka- dar açılan kilise kapıları; en bâtıl politika uğrunda bile olsa bütün werimini ruhçuluğundan alan nazizmanın insan ve makineye tahakküm hamleleri ; ve ruhçuluğun en hür ba- rınağı demokrasya âleminin dilinden düşmiyen “Allah,, âvâzeleri şahittir ki, medeni insanlık dünyası, yeniden ruhunu ve yeni ruhçuluğunu arama yolundadır. © BÜYÜK DOĞU'nun, bütün bir. vatan kurtarıcılığı çapında gördüğü ruhçuluk, ilmi ve felsefi delâleti içinde, ferdi ve içtimai bütün mukaddesler zeminini kucakladıktan sonra, bu zeminin ufuk çizgisine de muhtaç olanıdır ; yani Allahtan. gelen, Allaha giden ve arada, yeni insan ve cemiyeti bütün mukaddeslerile ihtiva eden uhçuluk... BÜY UK DOĞU gö.ülse... öy, va Bu vehim, bu ve Sürsün, ölüme ve sürsün! Bizi, bir ses gibi uykuda, Çekip götürsün... Me İnanmak, inanmak... Mahtacız, gün gibi buna! İnsan onunla inanıyor, İnsan olduğuna. bir dünya görüşüne da Enin ÜLGENER- |, gimiz şekil behirse. DUA Necip Fazıl KISAKÜREK 1001 Çerçevaden Allahım! Masallarda, çocuğu olmıyan m yaptığı gibi, hangi tılsımlı elmanın yarısını Türk edbi öbür k Mere yiyecekse yese de, hakiki Türk münekkidi doğsa... him! (Fuzuli) yi; (Sinan), (Yesari) ve (Itri) yi doğuran Türk cemiyeti, altı yüz yıldır beklediğim tiştirse de, şu Batı ve Doğu emi tam bir muhasebesi Allahım! İstanbulun fethindenberi yolunu dört gözle beklediğimiz müsbet bilgi kahramanlarımız bölük bölük akın etse de, yir- minci asır âletleri öz elimizle yapılsa ve Avrupalının elinde, yalnız vahşileri hayran edici bir sihirbaz değneği GAL Mahım! Dünyada ahlâk telâkkisi olmıyan tek dünya görüşü ve yanmıyan tek ahlâk telâkkisi olmadığı, yegâne ahlik kaynağının da büyük imunlar olduğu kafalara dank etse de, yoğurduğumuz genç adam örneklerine verece- yarısını Tür z Türk mütefekkirini ye- HASRET Vicdan,.nalıncı keseri ; Fikir, kangıren olmuş yara. den 56 sene geri ; Bakıyorum insanlara. Mübarek emanetler, Moloz çukuruna doldu. Herşeye âdet dediler ; Bu da bir âdet oldu. Özdemir ASAF 236