19 Mart 1938 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 9

19 Mart 1938 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

143 İÜ kalkınan En büyük zevki Semi mütemadiyen mehir esim A EYAM , Sahife 9 En büyük korkusu nezle olmak ! 33 yaşındayım. 40 yaşına kadar daha 12 sene çalışmak, sonra yan gelip rahat etmek fikrindeyim Son asrın en çok kazanan insanları arasında muhakkak ki meşhur sine- ma yıldızları en ön safta g er. Ame- rika cumhurreisi B, Ruzveltin resmi bütçedeki kazancı senede 75,000 do- lardır, Buna mukabil son yapılan bir istatistiğe göre meşhur artist Klark Gabel senede 200,000 dolar kazanır, Vilyam Powel her filmi için 150,000 r, İki senede üç filim çevirir, 000 dolara,gelir. Garry nelik kazancı 300,000 do- ya yıldızlar ıda en fazla nan artistler şöyle tesbit edilmiş- tir. Senede 300,000 Garry Cooper, 200,000 Klark Gâbel, 127,000 Fred As- 5,000 Wallace Berry alır. «Ka- rın sevgilisi» diye anılan meşhur Jönprömiye Robert Taylor haftada 2000 dolar alır, Senede 8 - 9 hafta ça- lışır, Kadın yıldızlar arasında en faz- lâ kaza Greta Garbo ye Marlene Ditrihin büyük şöhretine rağmen - Joan Crawford'du Joan Crawford senede 250,000 dolar alır, Claudette Colbert'in senel 100,000 dolardır. Danieli Darieux senede 225,000 dolar- ık bir mukavele imzaları , Cinger Royers senede 75,000 dolar alır, İrene Dune 135,000 dolar kazanır Fakat bütün b 1 üstünde, si- nema artistleri arasında kendisine zanç kralın, «kazanma -şampiyo- rilen sesinin tatlılığı ve çe- erin çok iş yap- neşhur genç bir erkek artist Bing Crosby... Bu genç ada- Mun kazancı bütün meşhur sinema Yıldızlarının kazancının üstündedir, Bing Crosby senede yalnız filimlerin- den 300,000 dolardan fazla alır. Bing Crosby'nin kazancı yalnız bundan ibaret değildir, Belki bu 300,000 dolar onun senelik kazancının ancak yarı- adr, Çünkü Bing Crosby Amerikanın ayni zamanda “ses kralın dır, Bing Crosby sesinin tatlılığı ile en eli yüzü düzgün jönprömiyelere, Robert Tay- iöre, Garri Kopere taş çıkartacak de- Tetede rağbettedir. Meselâ Hollivud radyosu her gece diye 45 dakikalık yapar. Bu «Holliyudun tini bütün Am Av- Tupanın bir çok yerleri seve.seve din- ler. Hele Amerikada hiç bir evde udun s€sİ» neşriyatını di Miyen yok gibidir. Bu neş Hollivud radyosu bütün dün: Mun için de Hollitud rad nede 200,000 dolz undan s€- € bir tı sabunda Yeni senenin otomobillerinden bahse. der ve reklâm ücreti olarak eline mü- bim 'bir para gecer, Çünkü büyük iş Adamları bilirler ki bütün dünya her Bece Bing Crosi Sğzından reklâm İyİ bir şeydir. Bing Crosby her ta cumartesi Beceleri tiyatro da oynar. Bunun da Hancını hesab ederseniz genç sine- Mâ yıldızının senede bizim paramızla İr milyona yakın kazandığını anlıya- liksiniz. İşte Bing Crosby artistler ââsında bunun için «kazanç kral Mdediliyor. Kendisile görüşmek için sa gü- - kâtibesindem randevu aldım. Son- Ya çalıştığı yere gittim sisi iki Yük stüdyo... Birinde meşhur ko- Mik Harold Lüi çalışıyor. Ötekinde v Crosby filim çeviriyor Bing Crosbynin stüdyosuna girdi- Kim zaman kendimi bir çingene çe Bisinde buldum. Amerikanın ses ve kazanç kralı çingene hayatına ait bol şarkılı bir filim çeviriyordu Hafif bir öğle yemeği Saat üçe yaklaşmasına rağmen he- nüz öğle yemeğine yeni başlâmıştı. Beni stüdyoda dekorların arkasında geniş bir iskemlenin üzerine koyduğu sandviçlerinin, tek bir portakalının yanma götürdü. İşte benim öğle yemeğim. gülümsedi. Ve sonra ilâve etti: — Sakın hasisliğimden lokantaya gilmediğimi sanmayınız. Öğle yemek- lerim dalma budur, Sandviç ve bir portakal... Bunları daima evde karım paket edip otomobilime koyar. Senede paramızla bir milyon liraya yakın kazanan Bing Crosbyye sordum — Para biriktiriyor musunuz? — Elbette... Karım dehşetli hesabı- nı bilir. Ben biriz bütçenin ağzını aç- mağa am derhal bana ihtar eder: «Bing &ile bütçesini mahvede- ceksin...» Ben de onu din. Hak- kı da vardır. Çünkü sinema yıldızlığı bugün size milyon getirir, yarın ön- Bunun için zamanda tmanız şart- nesablı yaşarız. Ehhh i Vakıâ onlar da- ha çok küçük ama.. Günden güne yeryüzünde koca buhranı artıyor. On- lara güze), şöyle yüklü birer çeyiz ver- mem lâzım. Bunun için hesabımızı bilmemiz lâzım, Meşhur bir yıldız bi Bing Cros- by'nin 2 - 3 milyonu vardır.» demişti O anlatırken bu sözü hatırladım. Şimdi sinemanın bu milyoneri kar- şımda sandviçlerini bitirmiş, porte- kalını yiyordu. — Bekâr olsam vaziyetimi, düşün- mem ama... Baba olmak mestliyetli iş... dedi, En büyük zevki çalışmak — En büyük zevkiniz nedir? — Çalışmak... Çalışmak, namütena- hi çalışmak .., Görüyorsunuz ya yeme- ğimi bile şöyle iki sahne arasında atış- tariveriyorum, Benim ömrüm günüm . diye bir köşenize biraz pa tır, Biz de pek Benim 1 va Bing Crosby ve muharririmiz Hikmet Feriddn Es çalışmakla geçerİStüdyodan pek geç çıkarım. Aşağı rı her gün de ça- Tişırım. Çünkü sehede 4 filim yapıyo- rum, Stüdyodan çıkar çıkmaz doğru radyoya koşarım. Orada şarkılarımı söylerim, Eğer rolüm varsa oradan da tiyatroya... Çalışmak, beğenilmek ve erim için, çocuklarım için mümkün olduğu kadar kazâanınak en büyük zevkimdir. Ben saadeti çalışmakta bulurum. Bir dakika durmam. İstedi- lm kadar da kazanıyorum. Kazan- ması benden... Evimin idaresi de ka- rımdan,.. Onun hiç bir sözünden dışa- rı çıkmam... — Sinema hayatına nasıl atildınız? — Sesimi küçüktenberi beğenirler- di. Daha pek küçük yaşla iken kar- deşlerime ninniler söyler, onları uyu- turdum, Annem benim güzel sesimle ninniler söylediğimi gördükçe: — Bu çocuğu kiliseye şarkıcı yaz- dıralım... derdi. O böyle söyledikçe de benim yüreğime inerdi. Çünkü kilise- de şarkı söylemeği hiç arzu etmezdimi. Nihayet olan oldu. Beni 12 yaşında iken kiliseye şarkıcı olarak yazdırdı- lar, Fakat ne olursa olsun ben bu iş- ten kurtulmağa karar verdim. O zâ- manki küçük aklımla şu hileyi bul- dum: Sesimi mahsus kısıklaştırıyor, çatlaklaştırıyordum. Bize ilâhiler öğü reten rahib hocamız hiç de benden memnun değildi, Bir gün büyük bir âyinde ilâhi oku- yorduk, Benim çatlak, kısık ve nota- sız bir halde okuduğum ilâhi ötekile- rin seslerinden ayrılmıştı, Âdeta 60 - 70 çocuğun arasında benim kısık se- sim horoz gibi ötüyordu. Herkes başı- nı çevirmiş bana bakıyordu, Halbuki Ben horoz gibi ötmekte devam ediyor- dum. Kiliseden kovuluyor Nihayet âyin bitince hocamız beni yanına çağırdı: Evlâdım mâzsın Ben de memnun eve döndüm, An- dedi, sen bize yara- İ meme işi müjdeledim — Kiliseden kovuldum. genmediler. Sesimi be- Annem şaşırdı. Benim hevesim da- ha ziyade aşk şarkıları söylemekti. Böyle şarkılar pek hoşuma gidiyordu. O zamanlar: «Elleri cebinde, kasketi Boynunda eşarp» «Kundurası delik» «Cüzdanı bomboş, kalbi dopdolu» Diye bir şarkı pek rağbette idi, En büyük zevkim evde*bu şarkıyı bağıra bağıra söylemekti, Bir gün babamın rı eve gelmişler, eğleniyor- Jar, piyano çalıyorlardı. Ben bu «elle- ri cebinde, kasketi çarpık» şarkısını söyledim. Babamın arkadaşları sesi- me bayıldılar: — Bu çocuk büyük bir artist olabi- lir... dediler Annem bana kızıyordu! — Khisede sesi kısılmış horoz gibi ötersin... Ama aşk şarkısı olunca bül- bül kesilirsin... diyordu. 20 yaşında Nevyorkta küçük bir kahvede şarkılar söylüyordum. Kahve dolup boşalıyordu. Az zamanda meş- hur bir gece klübüne girdim. Orada Nevyork radyosu müdürü sesimi pek beğendi. Beni Nevyork radyosuna al- dı, Bundan sonra meşhur olmuştum. Gazeteler sik sık benden bahsediyor- lardı. Senelerce radyolarda söyledim. Nihayet sinemaya başladım. Bir yan- dan filimler çeviriyor, bir yandan Hol- livud radyosunda «Hollivudun sesi» neşriyatını idare ediyorum. Tiyatro- da da oynuyorum..Bu çok çalışma be- nim sinirlerimi bozacağı yerde bilâkis beni daha memnun ediyor. Şimdi me- sud bir adamım. Nasıl eğleniyor? — Nasıl eğleniyorsunuz? — Ovovo,.."Bu da pek masraflı de- ğildir. Çalışmadığım günler, karım çocuklarım otomobilimize bineriz, de- niz kenarına ineriz. Eğer mevsim yaz- sa denize gireriz, Hava serince ise de- niz kenarında taş sektiririz, Çocukla- rım, karım, ben kovalamaca oynarız. Geceleri en büyük zevklerimizden bi- Tİ de bena gelen yüzlerce mektubu önümüze yığmaktır. Ben karıma — Çek bakalım... Niyet çeker gibi. piyango gibi... derim. Karım elini uzatır, mektuplardan birini çeker.. alır okuruz, Sonra ben bir niyet çekerim. Çocuklarım çeker- ler, Portakalını bitiren milyoner aktör cebinden Amerikanın en ucuz sigara- larından birini çıkardı: — Yakın bakalım bir tane. diye banâ uzattı, Sigaralarımızı ayni kib- ritten yaktıktan sonra gülümsedi: çarpık; vi ağ ğ — Sesimi muhafaza etmek için ye- mekten sonra yalnız bir sigaradan İki nefes çeker, sonra atarım, İşte benim bütün sefahetim budur, Sadece iki nefes çekip koskoca sigarayı atmak... Ses krah: — Yemekten sonra da musiki güzel gider değil mi? Size en yeni şarkımı söyliyeyim... Ve bundan sonra yanımda hariku- lâde tatlı sesile ingilizce bir şarkı söy- ledi, Şarkı bitince sordu: Akşam, Akşam!.. Gazetenizin ismi ne? Çabuk söy- leyiniz... Bu telâşına şaştım, cevap verdim: — Akşam... — Bakın size radyoda nasıl reklâm yaptığımı göstereyim... Böyle söyliyerek tıpkı şarkı söyler gibi yüksek sesle ve makamla stüdyo- yu çınlatmağa başladı: «Akşam... Akşaaaam. «Dostlarım... Ben Akşam okurum» «Aaaaaaakşam...» Âdeta bunu gayet güzel bir şarkı haline sokmuştu. Susunca; — Şimdi bana 10,000 dolar borcu- nuz var... dedi, Gazetenizin reklâmını yaptım... En büyük korkusu — Dünyada en büyük kor nedir? — Nezle olmak... Ha; dan daha fazla korktuğum şey yok- tur, Çünkü nezle oldum mu hi rabdır. Düşünün her gece şarkı söyleyen, her gün filimlerinde şarkı okuyan, tiyatrolarda şarkı oku- yan bir adamın nezle olmasını... Maa- mafih bir kere nezle oldum. Radyoda nezleli sesle şarkı söyledim, Ertesi günü yüzlerce mektup aldım. Aşağı, yukarı hepsinde de: «Aman dün gece sesiniz ne kadar tatlı idi...» deniliyor» du. Bizim mesleğin böyle garib cilve- leri vardır. — Kaç yaşındasınız? — 33... 45 yaşına kadar daba 12 se- ne çalışmak. ondan sonra yan gelip rahat etmek niyetindeyim... 12 sene sonra da istediğim kadar param olur sanırım... — En sinirlendiğiniz şey nedir? — Gündüz filimlerde bülün gün şarkı söyledikten sonra, radyoda ar- kası arkasına 4 - 5 şarkı okuduktan sonra, gene tiyatroda şarkılı operetler temsil ettikten sonra eve gidince ah» bablarımın; — Aman bir şarkı söylesene... deme- leri... Hikmet Feridun Es il | İ | | |

Bu sayıdan diğer sayfalar: