19 Mart 1938 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6

19 Mart 1938 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Meyvacılık: Bu mevsimde, meyva ağaçları , nasıl aşılanmalıdır? Pek yaşlı ve meyvasi gövdelerindeki #onz aşı usturası yavaş yavaş çıkonlır ve ası rafya ile sinen bir şekilde sarla- Tak bağlanır. Aşının çürümemesi, bozul- Maması için de yapığın üzcrine bir kabuk konur ve kalem kabuk ile beraber güzel- ee macunlanır. Aşıların kuşler tarafından bozulma Süren dallar büyüdükçe, bunların için- den en kuvvetiisi seçilir. diğer sürgünler- den bir kaç defa uç alınarak, süren ve bırakılarak olan kalem kuvvetlendirilir. Temmuz nihayetlerinde evvelce uç alı- nan sürgünler ve anaçlan sürmüş yaba- niler dipten kesilerek yalnız gövde sür- günleri bırakılır, diğer kalemler mal- len « anaçın bir parçasile - kesilir, Bu yara oldukça büyük olacağı cihetle, ke- silen yer macunla kapatılır, Aşi Kalemleri anaçın yarılan noktaları- na yerleştirilip bağlandıklan sonra aşa- Bıdaki tertib aşı macunu Araba Bulonya ormanına doğru | Şanzelizeden ilerliyordu. Hava çok güzeldi. Üç kadın arkada oturuyordu, bayan Valter iki kızının ortasındaydı. Kaşı tarafta da, iki misafirin orta- sında bay Valter oturuyozdu. Kont Latur tatlı tatl Roza bakı- ve Bir aydanberi nişanlanmış- Jorj sararmışlı, o da Süzana bakı- yordu, Süzan da solgundu. Arada bir gözgöze geliyorlar, usulca bakışıyor- lar, anlaşıyorlardı. oBayan Velter memnundu, Yemek uzun sürdü. Jorj, Parise dön- meden evvel, taraçada bir gezinti tek- Mf etti, Valter: — Dünyanın hiç bir yerinde bu ka- dar güzel görü bulunmaz, dedi. Süzanla Jorj arkadan yürüyorlar- dı. Jorj usulca: — Büzan sana perestiş ediyorum, dedi. Aşktan deli olacağım. — Ben de senin gibi Güzelim. | — Eğer seninle evlenmezsem, Pa- risten, bu memleketten kaçarım. — Bir kere babamdan beni iste. Beiki razı olur. Çiçekçilik: Güzel bir çiçek: Acalya “AZALEA, Denilebilir k! sale çiçekleri içinde Yetik, manzara, gekileri itibarile en gözel şiçek azalendir. Şık bir saksı içinde Fetiş- tirilen, katmerli çiçek açan bir azalea , salanlardaki müstesna manzarala- rile berkesin mazarı dikkalini celbedecek | kadar koştur. İ Azalesların bakımı, yetiştirilmesi biraz müşkül olmakla beraber, İtina edilirse diğer şık salon çiçekleri kadar güzel yetiş- trilebilir. Azalenların bir kısmı açık yerlerde, di- deri de hususi salonlarda veya camekân- larda muvaffakiyetle yetiştirilir. Azaleaların hepsi mart, nisandan iti- daha makbuldürler. Bunların bir çoğu kışın çiçek açarlar. Böyle kış mevsiminde yetiştirilen azalen- ların menşel Hindistandır ve osun için de buna Hind azalessi derisr. Bu nevi yerini tutacak he- İ ! A. de Hollande, çiçekleri turuncu renk- | ! i A. Albert, koyu pembe renkte olup ke- beyaz çizgili ve katmerlidir. | Victarla, koyu kıruzı renkte ve ke- beyaz çiçekler açar, ayn! zaman- çıkacaktır. Flati bir liradır. Ak ni ziraat sahifesi muharriri ağ- resine bildirmelidirler. İ minin harareti 0 - 12 den aşağı ve on- | sanın nihayetine macunlanır. Kalem aşlarında iki törlü macur kul- Janılır, biri soğuk macun, diğeri de s- cak macundur. Soğuk macımın terkibi: 00 gram koyun içyağı. 40 gram balmumu. 50 gram siyah sift. 100 gram Çamsakızı 70 gram temiz elenmiş ki! $ gram kırmızı yaği: kil. 200 gram İspirto, Bicak macunun terkibi de aynidir. Yal- mr weak mcunda ispirto kullanılmaz. Mucun ateşle kaynatılarak yapılır ve 50- #umuk üzere iken kullanılır. Her fki mia- cun da ayni vazifeyi görür, sicak macınu daha ziyade tavsiye ederiz. Kulemlerin nasıl aşılanacağını, ne va- ki$ alinacağını, nasıl muhafaza edilece- gini ikinci bir yazımızla izah edeceğir. Resmimiz inee bir dala, kalın bir gör- deye ve gövde dallarına ayın nasıl ya- pıldığını göstermektedir. — Hayır, on kere söyledim, beyhu- dedir, Beni gazeteden çıkarır, bir da- ha yüzünü göremem. Seni Marki Ga- zola vermek istiyorlar. Nihayet razı olacağını ümid ediyorlar. Bekliyor- lar. Peki ne yapalım? 'Tereddüd etti: — Çılgınca bir şey yapacak kadar beni seviyor musun? — Evet. — Her çılgınlığı yapar mısın? — Evet, — Akla gelmez bir çılgınlık bile olsa? — Yaparım. — Annenle babana hükmedebilir misin? — Evet. - Sahi mi? — Evet. — Öyleyse yapılacak birşey var. Teklif senden gelmeli, Bu akşam eve gidince annenle yalnız konuşursun. Beni sevdiğini, benimle evlenmek İste- diğini söylersin. Müthiş heyecanlana- cak, çok kızacaktır. Süzan sözü kesti: — Yanlış, annem razi olur... 19 Mart 1938 m me Azalenların sevdiği yerler; Gölgeli yer- eri sever. Salonlurda pek sıcak olmuyan terin pencere kenarlarından hoşlanır Azales fidanlarının yetiştirilmesi, cld- den çok müşkül, ihtimam ve itinaye 'muktaçtır. Bunları iyi bir tarzda, ancak kususl sobalı serlerde yetiştirmek kabildir. İklimimiz. azalcaların yetiştirilmesine pek milsaid olmamakla beraber itina edi- Urse pek âlâ yetiştirilebilir. Mlemleketi- mizde mevcud azaleaların hemen hepsi barulmuştur. Husnsi olarak Bolçikadan, Fransadan — celbetmek | lâzimdir. müddet ihtimam edilirse bu güzel, hoş manzarah, güzel kokulu çiçekten istifade katildir. Hariçten celbedilecek fidanların kıştan evvel getirtilmesi daha muvafıktır. Azalea kökleri ç'kin şeklinde olup gör- miyenler kök olduğunu zannetmezler. Pi- danlar yolda gelirken zayi etmek ihtimali vardır. Binaenaleyh, çiçek fidanlarını çelir gelmez toprağa dikmez- den evvel oir iki saat kadar, her halde ması için ik su kullanmalıdır. Sudan çı- kırıldıktan sonra funda dol- durulmüş saksılam dikmelidir.. Toprağın | tesiri büyük aldı her halde, funda toprağına dikmek lâzımdır. Aksi takdirde iyi yetişmez. Dikilecek saksıların pek büyük olma- masna dikkat etmek ister, fidanların köklerinin kolaylıkla girmesi ve serbesçe büyüyecek şektide olması kâfidir. Fidanlar saksılara dikilirken saksının dibine kömür parçalarından bir parmak kalınlığında !skara yapmak Tâzimdu. bulunacağı odanın, esmekâ- dan fazla olmamasına dikkat etmek lâ- zımdır. Güneşin riyasından müteessir ol- duğundan, serlerde camların kireçle ba- danalanması lzımdır. Fidanları saksıya diktikten Wi hafta kadar mütemadiyen, her gün yapraklarını püskürtmek (süreti- le sulamalıdır. Kullanılacak suyun bara- reti de saksının bulunduğu yerin hara- Yetine müsavi olması lâzımdır. İki hafta sonra artık her gün su verilmez, yalnız Iki günde bir su verilirse kâfidir. Azalealar şubattan itibaren mart, ni- kadar çiçek açarlar. sonra açıkta muhafaza etmek için serin ve gölgeli bir yer temin etmek is- ter, olmadığı takdirde hususi bir çardak yapmak lâzımdır. Yazın her akşam çiçeğin yapraklarını püskürgeç vastasile sulamak, fidanların toplu ve yuvarlak şeklilerini kaybetme- mesi için Yazla uzanan dallarını kesmek lâzamdır. Sonbaharda” hayalar serin olunca, sak- siları, tekrar içeriye almak Hzımdır. Di- kildiklen bir sene sonra toprağını, icab ederse saksılarını değiştirmek kabildir ve bunu ilkbaharda yapmak lâzımdır. Maa- mafih, hariçten celbolunan fidanların toprağı ilk sene değiştirilmezse de olur. Çok su mürirdır. Nebatları, fidanları çürütür. Yeni dikilmiş olanların günde iki Üç; defa, bilhassa yazın, kendisini ve Yap- raklarını sulamak ister. Kuyu suyu kati- yen verilmemelidir. Kışın sıcak yerlerde de keza vaktinden evvel çiçek açlırmak için günde bir kaç defa sulamak ister. Aznleaların teksir: Çelik ve daldır- malarile kabildir. Yandan yanaştırma nlarla da cinslerinin ıslahı mümkündür. — Hayır. Sen anneni tanımıyorsun. | Babandan çok daha faza kızacak, | hiddet edecektir. Nasıl reddedeceğini | görürsün. Amma sen inad edersin, var-. sa yalnız bana varacağını söylersin. | Bunu yapar mısın? — Yaparım, — Annenle konuştuktan sonra gi- | der ciddi ciddi, kati karar verdiğini anlatarak babanla konuşursun. — Peki, Sonra? — Sonrası mühimleşiyor... Eğer ha- kikaten bana varmağa karar verdin- se, cidden karım olmak istiyorsan, s8- Bİ kaçırırım. ! Sevincinden ellerini çırpacaktı: — Ne saadet! Kaçırırsın öyle mi? Ne Zaman kaçırırsın? Yavaşça: — Bu akşam... Bu gece. dedi. Kız titriyerek sordu: — Nereye gideriz7. — Bu sırdır. Yalnız yapacağın şeyi iyi düşün, kaçarsan benimle evlenmek- ten başka çaren kalmaz. Bu da se nin için tehlikelidir. — Ben kararımı verdim. Seni ne- rede bulayım? — Konaktan yalnız çıkabilir misin? Tavukçuluk: Elektrik, sıcak hava ve sıcak su ile işler kuluçka makinelerile civciv nasıl çıkarılır? Son zamanlarda, vaktinden evvel, ku- Tuşka makinelerile civciv çıkarmak usulü Şok taammüm etmiştir. Bu suretle iste- nildiği anda ve istenildiği kadar yumur- tadan civciv çıkarmak mümkündür. Külliyeti mikdarda circir çıkarma için, çok defa kuluçka makinelerine mü- racant edilir. Son zamanlarda elektrikle işler küçük kuluçka makineleri icad edil- miş olup, basit ve ucuz olan bu makine- Wer herkes tarafından kelaylıkla idare edilebilir. Kuluçka makinesile civeir çıkarmak usulüne (suni usul) civelv çıkarma deriz Kuluçka makinesinde 685: yumurtaya lâzım olan, yanl tavuğun tabii hararetini çıkarılmak mümkün katiyen doğru değildir. mulan yumurtalardan kaç günde civciv çıkarsa makineden de o kadar günde cir- civ çıkar. Makinenin faydası arzu olun- duğu zamanda, istenildiği kadar civeiv çi- karılmasıdır. Kuluçka makinelerinin çeşitleri pek çoktur ve hepsinde de esas 19 - 40 ha- raret derecesini muntazam bir şekilde ve mütemudiyen temin etmesidir. Sıcak hava, «cak su ve elektrikle işler kuluçka makineleri bu istenilen geralti ihtiva etmektedir. Kuluçka makineleri 45 - 90 yumurtadan başlar, 1000 - 5000 yumurla alan makineler vardır. Kuluçka makinesile civciv çıkarılacağı vakit: Evvelemirde makinenin ayarım tanzim etmek, bundan sonra makineyi havadar, sarsılmıyan sabit bir yere kop- mak lizımdır. Ekseriyetle evlerin alt bod- Tüm katları maksada daha muvafıktır. Kuluçka makinesinin harareti, maki- meye merbut bulunan hususi bir nâzm Aleti sayesinde 39 - 40 arasında tuttu- ralur. Kuluçka makinesine Konulacak yumur- taların taze, mülâkkah, mümkün merte- be bir şekil ve boyda olması Jizumdir. Kuluçka #nakinesinin harareti tanzim edilip 1a70 yumurtalar makinenin çerçe- vesi, gözleri içerisine konulduktan sonra halile bırakılır. Birinci günden itibaren on beşinci gününe kadar her gön sabah akşam yumurtaları çevirmek ve yerlerini değiştirmek lâzımdır. Bundan başka yu- Murtalar çevrildiği zaman havslanmaları için yumurtaları çekmecesile dışarı çıka- rıp 3 - 3 dakika kadar bırakmalıdır. On beşinci günden sonra civcivler çıkıncaya kadar yumurtalara asla dokunmamaldır. dere yumurta konulduğunun $ - 8 ncı günü yumurtaların mülâkkah, yani özlü olup olmadığını yumurta lâmbası karşısında muayene edip, özsüz olan yu- murtaları makinrden çıkarmalıdır. isları yu şekilde muayene ede- bilirsiniz: Karanlık bir odada küçük bir Wimba yakınız, yumurtayı baş ve şehs- det parmağınız arasında olduğu halde lâmbazın ziyası, aydınlığı karşısında mu- Ayene ediniz. Eğer yumurta mülâkkah ise içinde örümcek ağı gibi bir leke gö- rünür. Gayri mülâkkah, özsüz yumurta- larda ise berrak olur. Bazan yumurtalar- da yekpare bir siyahlık görünür, böyle olan yumurtalar bozuk olup ne kuluçka- ya ve ne de yemeğe yarar. Halbuki, ber- Tak görünen gayri mülâkkah yumurtaları yemek kabildir. Yumurtalar birinci defa mMusyene olun- duktan 6 - 7 gün sonra Ikinci bir mus- yene daha yapılır. Bundan maksad te- şekkül etmiş eireivlerden Yumurta için- de telef olmuş olanlar varsa onları tefrik etmektir. arabada beklerim, — Gelirim. — Sahi mi? — Elbette sahi, Elini tutup sıktı: — Seni çok seviyorum Süzan. De- mek Gazola varmak istemiyorsun! — Hayır istemiyorum. — İstemediğini söylediğin zaman baban çok kızdı değil mi? — Çok kızdı, beni manastıra kapat- mağa kalktı. — Görüyorsun ya çok enerjik olmak lâzım, — Merak etme olacağım. Engin ufukları seyrediyor, kaçırı- Iacağını düşünüyordu... Burunla if- tihar ediyordu... İsmine leke sürüle- ceğini, başına gelecekleri düşünmü- yordu. Hem bakalım biliyor mıydı?, Bayan Valter dönüp seslendi: — Buraya gelsene yavrum, Güzelim- le ne yapıyorsun? Ötekilerin yanına gittiler. Deniz banyolarından konuşuyorlardı. Jorj artık birşey söylemiyordu. Konağa geldiler, Jorju yemeğe alı- koymak istediler, kalmadı, Karını doyurdu, uzun bir seyahate çıkacak- mış gibi kâğıdlarını tasnif etti, birkaç mektuba baktı, birkaçını sakladı, bir iki akadaşma yazdı. Arada, bir saate bakıyor: «Konakta işler kızışmıştır. diye düşünüyordu. Kuluçka makinesinin havasını bizi emli bulundurmak lâzım olduğundan kap içerisine biraz su doldurup makinenin bir tarafına vazetmelidir. Tarif ettiğimiz şekilde hareket ediliriğ yirmi birinci günü (şayet tavuk yumuf” tası ise) civcivler kendi gagalarile yurufa. tanım kabuğunu kırarak dışarıya gali Yumurtadan çıkmak üzere bulunan civlere yardım etmek, kolayca çıkmalar” Bi temiri maksadile kabuğunu porçalâr mak asia eziz değildir. i Yumurtadan çıkan civcivlerin vücudleri biraz yaş olduğundan kurumaları için bif İki saat kadar intizar etmek ve bundan sonra makineden çikarıp makinenin ÖZE” rindeki civciv kurutacak mahalle koy“ mak lizımdır. Makineden çıkan civcivlere 24 saat kür dar yem ve su verilmemelidir. Ancak 2 sani sonra verilebilir Civcivlerin yabancı tavuklara karışmaz maları, kedi ve sair hayvanların züne maruz kalmamaları sandıklara koymalıdır. civcivlere analık vazifesini ifa etmek ÜZE“ re bunlar tavuklara taksim edilir. Mas” mafih her makinesi olan bir kimsenin bf de ufak bir ana makinesi almasını, bunü kullanmasını tavsiye ederiz. Bü şekilde senede üç dört defa, hatiğ, daha ziyade civciv çıkarmak mümkün” dür, Miskineden çıkan civcivlerin ne $€ kilde besleneceklerini kinci bir yazımız& bırakıyoruz. Resmimiz sicak kava ile işler bir ki Yuçka makinesini ve içindeki yumurtalari göstermektedir... OKUYUCULARIMIZIN SORGULARINA CEVAPLAR Dut ve şeftalilere musallat olan Diyaspis haşereleri hakkında nümünesini de tedkik ettir ,Nümune“ ni kurumuş olmasına ruğmen bunun Kuşnil, Diyaspis haşeresi olduğu anlaş” mıştır. Buna karşı hemen, bu ayda Yö” pılacak ilâçlar; Yüzde on hisbetinde Kaf” £ banliyomu suda hallederek ağacın dall&” rına kuvvetlice bir fırça ile sürünüz V0X bu ameliyatı bir kaç defa tekrarlayın Bu suretle haşereleri tamamile öld olursunuz. Bu hastahğn karşı yapılös$ diğer tedbirleri de geçen gazete nüsbi” mızda yazmış idik. Onu bularak okumani, ni tavsiye ederiz. Gazetemizde intişar eden ziraat yazılarının iktibası ve kitap, risale şeklinde neşri hakkı mahfuzdur. On bire doğru çıktı, biraz dolaştı nihayet bir arabaya bindi, Ki ; meydanında beklemeğe başladı. : Seat biri çaldı... Birdenbire arabâr nın penceresinden bir baş uzandı: — Sen misin Güzelim? Jorj sevinçle siçradı: — Geldin mi Süzan. — Geldim, Bir türlü kapıyı açamıyor: — Geldin... demek geldin... 638 söyleniyordu. I Genç kız nihayet arabaya bindi Jorj arabacıya seslendi: i — iki : Araba yürüdü. Süzan soluk soluğü © idi, konuşamıyordu. Jorj sordu: — Ne oldu? — Peciydi, bilhassa annem. Jorj endişe içinde kı li. — Annen ha?.. Ne dedi? Anlat. — Odasına girdim, söylly: mi söyledim. Sapsarı kesildi: katiyen olamaz» diye haykırdı. AğİS” dım, haykırdım, senden başka kin:s©* | ye varmıyacağıma yemin ettim. Ar | nem çılgına döndü, Gürültüye baban? geldi. Meseleyi sordu. O annem K: kızmadı, ancak senin pek iyi bir X* met olmadığını söyledi. Ben onlardan fazla haykırıyordu. Babam beni odadan koğdu, ben d* kıp sana geldim. Nereye gidiyoru7”- (arkası var) Yer — PS. BEAB3 NESEBEBEE SEEYEBFEEFEBE

Bu sayıdan diğer sayfalar: