19 Mart 1938 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5

19 Mart 1938 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SİYASI İCMAL: Karışıklık artıyor * Avrupa ahvali günden güne daha Kanşık bir şekil alıyor. Bir tarafdan Almanyanın Çekoslovakyadaki Al Mmanları kurtarmak için bu komşu Memleketi de eline alacağına ihti- Mal verilmektedir. Diğer tarafdan Lehistanın Almanyadan örnek ala- ak Litvanyayı işgal ve hak ederek Baltık denizine yeni bir koridor te- min edeceğinden endişe ediliyor. i Çekoslovakyanın dahili vaziyeti de R değişiklerden müteessir olmuş- Bur. Bu memleketteki bütün Alman- muhalif bir vaziyet almışlardır. Hodzc kabinesine iştirak eden iki Alman partisinden Alman zürra par- İsi nazırlarını geri çekmiş ve milli Bosyalistlik esası üzere Südet Alman- ları partisini kuran Henleine ütihak Etmiştir. i Diğer tarafdan Çekoslovakyadaki müfrit sağ olanlar muhalejeti bıra- karak hükümet il birleşmişlerdir. Âdeta hükümet artık Çek unsuruna münhasır bulunmaktadır. Muhalefet ise-daha siyade Almanlar ie Macar- lara inhisar ediyor. Çekoslovakyanın âkibelinden milt- tefikleri de çok endişe etmektedirler. Bunlardan Fransa daha ziyade İngil- iereden müessir bir yardım geleceği- ni hesab ettiğinden Londra kabinesi- ni Çekoslovakyanın temamiyeti ve muhafazası hakkında söz almak için sıkıştırmaktadır. Çekoslovakyanm diğer müttefiği Sovyetler birliği ise komilnist enter- nasyonal aleyhine ittifak eden Al manya, İtalya ve Fransanın haricin- deki bilyük ve mühim devletlere bir komferans akdini teklif etmiştir. Feyzullah Kazan ... Evliliğini 16 İ Edinburg'da geçenlerde garip bir gizli evlilik meydana çıkarıldı. Evli- Miğin gizli tutulmasındaki sebep dola- Yısile garip olan vaka şundan ibaret- tir: Bundan bir müddet evvel Edin- bürg'da gayet zengin bir dul kadın ve- Sat etti. Kör olan bu kadın servetinin büyük bir kısmını kendisine uzun s€- nedenberi bakan hizmetçisine bıraktı. Bl hizmetçi kız on altı senedenberi evli olduğu halde bunu baktığı dul “kadından gizliyordu. Çünkü dul ka- dın evliliğin fena halde aleyhinde bu- Batıl itikadlar yüzünden z bosandılar * Lakont isminde Parisin bir cam Yabrikatörünün karısı kocasının batal İtikâdlarına tahammül - edemediğini İleri sürerek boşanma davası açmıştı. Mahkeme bu davaya geçen gün baktı. Kâdının şikâyetlerini. dinledi. Kadın dedi ki; «Beş senedenberi evliyiz. Fa- kat bu beş.sene zarfında neler çek- > tim, neler. Meselâ sofrada yemek yer- ken ortaya bir parça tuz dökülse ko- cam kendinden geçer. Bir felâket ge- lecek diye bağırır, çağırır, mevhum felâketleri defetmek için tuhaf tuhaf talısımlı dualar okur. Sonra, her âyın yedisinde ve on üçünde odasına kapa- narak bütün gün meydana çıkmaz; o “günlerde başa bir felâket gelmesinden korkar, huysuzlanır. Sokağa çıktığı Yaman bir kara kedinin bir tarafdan öbür tarafa geçtiğini görürse derhal '€ve döner. İşi de olsa artık o gün 80- kafa çıkmaz. Çıkarsa başına bir fe- lâket geleceğini zanneder. Bu ve bu- « Mun gibi daha birçok hallerine beş Sene tahammül elim. Ondan sonra arlık ayrılmağa mecbur oldum > Mah-| kadının bu ifadesini dinledik- İen sonra ona hak verdi, bay Lakont” in batıl itikadlarma dayanılamıya- Cağını kâraraltına”alarak ve kocayı mi bularak. boşanmayı Kabul ti. sene gizledi lunuyordu. Hizmetçi hergün hanı- mından bir saat izin alıyor ve bu bir saat zarfında evine gidip geliyordu. Onun için bütün 16 sene zarfındaki ailenin hayatı günde bir saatlik ser- riyordu. 16 sene süren bu üzücü ha- yattan sonra kadın hem hürriyetine, hem de büyük bir servete kavuştuğu zaman kimbilir ne kadar sevinmiş- tir! 44 senelik boşanma davasi Bugün 76 yayında olan Parisli ek- mekçi bay Pol-Simetiyer boşanma da- yalarında dünyanın en sabırlı adamı şampiyonu. unvanını almağa lâyıktır. Çünkü 44 senedenberi karısı aleyhi- ne boşanma davası açmakta ve her defasında kaybetmektedir. Bay Sime- tiyer umumi harpten evvel 1912 sene- sinde tekrar-bir boşatima davasi aç- miş, 1890 #enesindenberi beraber ya- şamadığı karısile olân hukuki bağ- ların çözülmesini rica etmiş ise de davayı gene kaybetmiştir. Fakat ka- rısından mutlaka boşanmayı aklına | koymuş olan ihtiyar ekmekçi geçen | sene martta Parisin en mahir avukat- İ larından birini tutarak boşanma da- vasını yenilemiştir. Yazık ki ihtiyarın bu seferki masrafları ve zahmetleri de boşa gitmiş, mahkeme boşama kara- rını vermemiştir. Bununla beraber bay Simetiyer henüz oyunu kaybet- memiştir. Bugünlerde karısı aleyhine yeni bir boşanma davası açmak Üze- redir, İhtiyar ekmekçinin 1890 sene- sindenberi bekâr yaşadığını zannet- ! meyiniz. Hükümet ve klise tarafından tanılmamakla beraber onun uzun S8- nelerdenberi ikinci bir karısi vardır. İ Bu ikinci karısı da kocasının hüriyö- tini elde etmesi için ölinden © geldiği kadar çalışmaktadır. 3S aya mahküm olan ana Londrada oturan bayan Mari ts- Minde bir kadın evinde düğün günü dönümünü büyük bir neşe içinde ge- Çirdikten sonra akşam üstü bir feld- kete uğramıştır. O gün evde bir çok | davetliler vardı Yiyecek içecek de pek boldu. Bayan Mari hiç alışmadığı hal- de o gün içkiyi fazla kaçırdı. Âdeta OYakta duramaz bir hale geldi. Mi- #afirler gittikten sonra bayan Mari- Min akşam üstü annelik vazifesi ga- leyana geldi. İki yaşındaki çocuğu- RE arabasına oturtarak hava altıri- ima, re onu sokağa çıkardı. Fakat Kendisini sarhoşluk yüzünden güçbe- MA ayakta tutabilen bayan Mari önün- arabasını sürerken sendelemeğe ve seyrüsefer nizamnamesine riayet €İmemeğe başladı. Bu hal bir polisin ikatini celbetti. Kadına yaklaşarak aratta bulundu. anladı. Kadını polis karakoluna gö- türdü. Kadın orada sorguya çekildi. İ Sarhoş olduğu halde çocuğunu araba ile sokağa çıkaracak ve seyrüsefer talimatına riayet etmiyecek kadar ihtiyatsız olan ânneyi üç ay hapse mahküm etti, Meşhur Opera Lirik şantözü OLGA SOMOGYİ Yunan Operası tenoru BAKEA ve tenor YUNKA'nın iştirakile NOVOTNİ 'dö dinleyiniz. Nörasteni, zafiyet ve Chlorose Kask KLAN İZL MA dl SIROP DESCHLENS, PARS Bu aralık onun sarhoş olduğunu | 1000 sene müstakil yaşıyan Avusturya hükümeti nasıl teşekkül etmişti? Çok eski zamanlarda Almanyanın şark eyaleti olan Avusturya tekrar Al- manyanın şark eyaleti oldu. Şark eyar leti Ostmark şark devleti Österrelch (Avusturyanın almancası) olduktan sonra Alp ve Tuna havalisini işgal et- Bin sene yaşıyan bu devlet türlü türlü inkılâplar geçirmiş hariçten İs- Lilâlara ve dahilde inhilâllere uğramış velâkin halkı Alman zihniyetini, Al man hissini ve Alman azmını hiç bir zaman kaybetmemiştir. Avusturya yüz sene evvel Alman camiasından büs- bütün siyasi alâkalarını kesmişti. Bu kadar ayrılıklara rağmen Avusturya “Almanlarmın büyük Almanya ile bir- leşmeleri güç olmamıştır. Bin beş yüz sene evye bügünkü Avusturyada Almanlar yaşamıyordu. Buranın halkı Avrupanın eski sakin- leri Keletlerle Romaâlılardı. Alman kabilelerinden Bavyeralılar, Franklar ve Şevaylar yaşadıkları yer- lerin dar olmasından şarka doğru ya- yulmışlardır. Fakat şiddetli mukaye- mete rasladıklarından pek çok kan dökdükten sonra Macaristan ovası hu- duduna kadar ilerliyebilmişlerdir. İlk defa büraya'cenubu şarki eyaleti ismi verilmiştir. Daha sonra şark eya- leti ismi yerleşmiştir. En sonra şark devleti olmuştur. Bidayette Alman kabileleri Bohem- yada aşağı ve yukarı Avusturyada yer- Jeşmişlerdi. Daha sonra Bohemyalılar yanı Çek Slavları bunları aşağıya sür- düklerinden Almanların bir kısmı İs- tirya, Karentiya ve Tirol alplarına göç etmişlerdir. Sonra dini harpler bu Al manlardan 'bir kısmının şarki Prüsya- ya, Südet havalisine ve Transilvan- yaya kadar hleret eylemelerine sebep olmuştur. Avusturyailk defa tarihte Asyadan igelen (Avar)lara karşı şiddetli muka- Avusturya, Almanyadan ayrı bir hükümet olmak- la beraber, 1866 harbi müstesna olmak üzere, hemen daima Almânya ile birlikte yürümüştür vemeti ile nam bırakmıştır. Bu mu- kavemetin mükâfatı olarak 973 den 983 senesine kadar hüküm süren Al man imparâtoru ikinci Otto cenubu şarki Almanlarına müstakil dukalık- lar vermiştir. Bu suretle Avusturya 1156 senesinde müstakil dukalık hü- kümeti olmuştur. 1246 senesine ka- dar Avusturya halis Alman prensle- rinin idaresinde bütün almanlığı şark- ten gelen hücumlara karşı müdafaa etmiştir. Mezkür tarihte ikinci Fredri- gin Viyana önünde mağlüp olması ile Avusturyanın başına Habsburglar gel miştir. Bunlar daha ziyade beynelmi- lel bir hanedan olduğundan Alman- lardan ziyade yabancı ırkları himaye etmişlerdir. Bu itibarla Avusturya Al- manları bir taraftan umum almanlı- ğı müdafaa ve diğer taraftan Alman kültürünü muhafaza gibi iki gaye uğu- Tund& mücadele yapmağa mecbur Ol- muşlardır, hazırlamış, Türk orduları Viyana ka- pılarına kadar dâyanmıştı. Bu muha- rebede Avusturya Almanları yarım Bavyeralılar iskân edilmiştir. Bu mu- beraber Fransız komonuna karşı harp Ulasin harpep de Alman 15 Âra- turya birlikte harp etmişlerdir. Bu İKTİSADİ MESELELER İş dairesini ne zannetmişler!.. Son bir ay içinde, Anadoludan şeh- rimize iş bulmak için bir çok kimse- ler gelmiştir. Bunların arasında, kö- yünde, Kasabasında bir iş güç sahibi olanlar çoktur. Buraya gelişlerine sebeb, işsizlikten ziyade, İstanbulda «çok iş varmış» diye bir şaylaya al- danmalarıdır. Bunlardan birine İş bürosunun kapısında tesadüf ettiğim zaman, bana şunları anlattı: — İstanbulda ( iş dairesinin fabti- kalarda yüksek yevmiyeyle, herkese iş verildiğini haber aldım: Bunun için yol parası:da vererek, buralara ka dar geldim. Bir çok kimseler, böyle şayiaya al- danarak bulundukları işleri terkede- rek lüzumsuz yere yola çıkıyorlar, bu hâdiselerden anlıyoruz ki, iş bürösu- 'nu, bazı kimseler iş bulan bir mües- sese diye tanımıştır. Halbüki iş bü- rosu, iş kanununu tatbik eden, pat- ronla amele arasındaki münasebelle- ri gözeten bir müessesedir. Fakat bunu halk tabakalarına da anlatmak lâzım. İş temini için, iş bulma büroları | açmak lâzımdır. Zaten böyle bir ta- savvur vardı, Bu tasavvuru tatbik etmek çok faydalı olacaktır, Her ta- rafia şubesi olan iş bulma büroları, piyasaların, fabrikaların hakiki ta- lebini bildiği için ona göre, amele te- darik edecektir. Bu ciheti teşkilât altına almazsak, bir çok kimselerin şayialara, rivayetlere aldanarak, köy- lerinden kalkarak buralara kadar gelmesine meydan vereceğiz. — H, A. Bir otomobil bir sobacıyi yaraladı Fatihte oturan sobacı Ahmed, Şeh- zade caddesinden geçmekte iken bir taksi çarparak kendisini (o yarala- mıştır. Polis Ahmedi tedavi altına almış, şoförü de yakalamıştır, Otelcilerin mes'uliyetleri Otel odasında o sabah güzleri- mi açtığım zaman arkadaşımı du- varda asılı bir levhayı okurken gördüm. Uyandığımı anlayınca okumasına yüksek sesle devam etti: « 3 - Direksiyon müşterilerin ziyaa uğrıyan eşyalarından dolayı hiç bir mesuliyet kabul etmez.> Bu ilânı yapıştırmakia otel sa hibi mesuliyetten kurtulduğunu sanıyorsa aldanıyor - diyerek ar- kadaşımın sözünü kestim, Otel- ciler, hancılar kendi otel veya hanlarına inen yolcuların getir- dikleri eşyanın duçar olduğu te- lef ve hasar ve sirkatten kanunen mesuldürler, Meğer ki zararın bizzat yolcuya veya onu ziyarete gelen veya refakatinde bulunan kimseye isnadı olsun, veya müc- bir sebeblerden neşet etmiş bulun- sun. Meselâ seylâp olmuş da eş- yaları su almış götürmüş bu gibi mücbir hallerde otelci tabii mesul tutulmaz. Lâkin kanun otelcinin mesuli- yeline de bir hudut çizerek onu himaye etmiştir. Otelci veya han- ci veya müstahdemlerine isnadı kabil bir kusur isbat olunmadık- ça otelci veya hancının mesuli- yeti her bir yolcu için 100 lirayı Efgan sefiri Antalyada Antalya (Akşam) — Efgan sefiri Ahmed Han dün şehrimizi şereflen- direrek Antalya bahçelerini, Aksu sı- cak iklim nebatları istasyonunu gez- miş, orada şerefine bir çay ziyafeti verilmiştir. Avdette Murtuna harabe- lerini gezerek bugün şehrimizden ay- rılmışlardır. tecavüz etmez. Paraza bir otele natla mükellef olur. Fakat bu üç kişiden birisinin meselâ 200 lira- lık sinema kurdelâsı çeken fotoğ- raf makinesi yok olsa o şahış otel- ciden ancak 100 lira alabilir, Kıymetli eşya oldukça ehem- miyetli para veya kıymetli evrak otelci veya hancıya emaneten ve- rilmek istenildiği takdirde hancı veya otelci bu eşyayı kabule mec- burdur. Çünkü kabul etmezse mesuliyeti zayi olan eşyanın kıy- meti kadardır, veya artık adam | mese de kıymeti derecesinde mesul olacağını bilen ötelci veya hancı da bittabi bu gibi emanet eşyayı kabul etmekten çekinmez. Hâdi- senin aksini farzedelim: Müşteri kendisi yüksek kıymette bir mü- cevherini otelciye emaneten tev- di etmemiş de bu mücevher ziyaa uğramış olursa otelci veya adami- larının kusuru sabit olmadıkça otelci diğer eşya hakkında oldu- ğu gibi yalnız 100 liraya kadar mahduden mesul olur, Avukat Emcet Ağış Greta Garbo evlenmiyormuş Ravilla 18 (A.A.) — Greta Garbo ile Stokovski, elvenmek tasavvurunda ol- dukları haberinin yalan olduğunu Röyter muhabirine söylemişlerdir. Garbo demiştir ki: «Hiç bir izdivaç plânı yapmadım ve kiliseye gitmeği asla hatınma getirmedim.>

Bu sayıdan diğer sayfalar: