Baş vekilin Doğu İsovahat intibaları Celâl Bayar Doğudan çok mükemmel müşahede ve intibalarla avdet etti (Baş tarafı 1 inci sahifede) berdevam toprak yuvalan, bize yeni Yapılmakta olan eserlerin zevkini acı- İacak kadar hazin tesir yaptı. Sivasa tayinlerindenberi kısa bir zaman ge- çen vâlimiz mühim işler muvacehe- 8indedir, Sivasta çok daha ciddi çalış- mak lüzumu hissedilmektedir. Çetinkaya - Sivas - Malatya iltisa- kından Divrikiye giden demiryolu baş- Jangıcında durduk, Mevkiin tablatini tetkik ettik, İltisaktan şarka uzanma- 81 lâzım gelen yol buradan ayrılmalı idi. Öyle olmuştur. Yeni döşenmiş Tay- lar üzerinde Divrikiye kadar yürümek hevesinden kendimizi alamıyorduk. Fakat vazifelerimizin çokluğu ve gün- lerimizin azlığı bu hevesimizi tatmin etmemize mâni oldu. Atatürk trenine refakat eden trenle Divrikiye gitmiş olan kadın erkek mebüs arkadaşları- miz orada bizleri de temsil ettiler. Malatya yeni umran eserlerile bil- hassa kurulmakta olan dokuma fab- rikası ve o sayede teşekkül etmeğe başlamış olan modern mahallesile bizi alâkadar etti. Hazer gölü istifadeli bir hale konulacak Elâzıka uğramadan Diyarbakır is-. tikametini tuttuk, yolumuz üzerinde dağlar arasına sıkışmış güzel bir göl var. Cenup yolunda Hazer baba tepe- si bütün o havaliye yüksek bakışları- nı teşmil ediyor, Gölcük denilen bu göl Atatürkün derin Türk tarihinden vermiş olduğu ilhamla Hazer gölü tesmiye ettik. Onun şark sahilinde &renimizi dur- durduk ve indik, kıyılarını zevkle do- Jaştık. Burasını bütün bu bakır ve maden ocaklarında yaşıyan en yüksek fen adamından en son galeri adamına kadar herkes Için istifadeli bir hale koymak kararını verdim. Kararımız bu ihtiyacı duymakta olanları Atatür- ke bir daha minnettar kılmıştır. Ha- zer gölünün şark sahilini yaz hayatı için yalnız madencilerin değil, tarihte maden bekçiliği yapmış olan Diyarba- kırlıların ve bütün civar halkının is- tifade edebilecekleri bir hale getirece- giz. Ergani bakır madenindeyiz. Ata- türk yapılmış ve yapılacak tesisatı plânları üzerinden tetkik ettiler. Biz- zat maden mahalline çıkarak cevher ihracı ameliyesini gördüler ve malü- mat aldılar. Ergani bakır madeninin muazzam program dahilinde işlerinin yürüdüğünü anladık. Fabrika müdü- rü gelecek sene bu mevsimde bütün inşaat ve hazırlıklarını bitirerek bize saf bakır vereceğini temin etti. Elektrikler içinde bir şehir 'Trenimiz Diyarbakıra güneş batar- ken yaklaştı, Elektrik ışıkları içinde bir şehir. Diyarbakıri bu kadar par- lak bulacağımızı ozannetmiyorduk. Halkevinde localârımıza girdiğimiz vakit kendimizi yüksek medeniyetli bir cemiyetin müessesesinde hisset- mekle bahtiyar olduk. Halk şapkala- rını havaya atarak Atatürkü selâmlı- yor. Burada ileri ve yeni Türk müziği ve ileri ve yeni Türk cemiyetinden bir parça olan halk manzarası bizi pek mütehassis etti, Oradan ayrılırken hazır bulunanla- rın şevk ve heyecanı karşısında Ata- türk bir kaç cümle ile tahassüslerini beyan ettiler. Ertesi günü Diyarbakırı devlet dairelerinden başlıyarak ve ne- fis kalesi içinde dolaşarak tetkik ettik, (Alâkadarlara imar plânlanının şehrin eskiliği kadar güzelliğile mütenasip ol- masma İtina etmelerini tavsiye ettik. Atatürkün maden kapısındaki köşkü- nü gördük, Şef burada yirmi sene ev- vel ordu kumandanı olarak oturmuş- tu. Denilebilir ki Diyarbakırın en gü- zel noktası bu köşkün bulunduğu yer- dir, Dersimden intibalar Dönüşte Dersimi gördük. Singeç ve Murad üzerinde kurulmağa başlanan köprüyü gördük. Pertekte biraz kal dık, Bu güzel ve sulak yerde nereden | y yen sineğin insan yüzlerindeki tahri- batı bizi müteessir etti, Oranın kah- ramanı Alp Doğan bize Dersim hak- kında izahat verdi. İntibamı (açıkça (söylemeliyim. Dersimde yaşanabilecek mahdud va- halar birer sosyal merkez teşkil ede- cek kadar verimli iseler - ki bunun böyle olup olmadığının tahkikini em- rettim - onları ihya için her şeyi ya- pağağız. Fakat Türkiyede çıplak ka- | yalar içinde bedbaht bir hayat sür- mekten başka nasib bulamıyacak olanları da oralarda bırakmıyacağız. Geniş Türkiyemizde onlara mesud topraklar bulacağız. Binlerce işçi ge- çindirecek olan endüstri merkezleri- miz, mümbit ve müsald topraklarımız, bir çok yurddaşlarımızı iptidai bir hayata mahkfim olmaktan kurtarma- mızı kolaylıkla mümkün kılar. Bu hususta tedbir almalarını icab eden- lere söyledim. Adânadan intibalar Adanadayız. Güzel bir gar. Adana yolcusu trenden inip gardan geçerken medeni bir şehre girmekte olduğunu derhal hisseder. Otomobillerimiz bizi iki tarafı geniş bir cadde ortasından sıcak memleketlerde (görülebilecek nefis bir parkın kapısına götürdü, in- dik, dolaştık, hayranlığımızı gizleme- dik. Daha önce vali, belediye reisi ve Halk partisi reisi ile şehrin ve halkın ihtiyaçları meseleleri üzerinde konuş- tuk. Ziyaretimiz esnasında yeniden bu memleketin imarı müstesna bir dava olduğu burada bir Mısır hattâ ondan feyizli bir ülke yaralılabileceği kana- atine tekrar vardık. Heyecanlı gençliğin alkış tufanı içinde yeni yapılmış bir enstitüye gir- dik, Enstitü ve talebelerinde Türk ter- biyesinin inkişafı hepimizi sevindirdi. Talebeden bir genç kız Türk tarihi dersi takrir ediyordu. Onu dinlerken işittiğimiz sözler Büyük Şefi ve hepi- mizi mütehassis etti. Türk kızı diyordu ki: — 'Türk tarihi çok eski ve derindir. Bu derinlikler henüz bizim elimizde- ki kitaplarda izah edilmiş değildir. Bununla beraber biz artık kendimizin ne olduğumuzu anlamış olmakla bah- tiyarız. En asil millet ve en kültürlü varlık.. İşte bu kadar Mersinde alâkadarlarla mutad olan tetkikleri yaptık. Şehir içinde ve az uzağında dolaştık. Dönüşte Ereğliden geçerken oradaki devlet kumaş fabri- kasının nefis ve türlü renkli topla- rından aldık. Afyonda inkişaf Afyonkarahisarında Atatürkün 30 ağustos meydan muharebesine karar verdiği belediye dairesi önünde yep- yeni bir eser ve eser etrafında geniş- lemekte olan bir mamure gördük. Af- yonda gördüğümüz inkişaf bizi bir çok noktalardan memnun etti. Bir defa Afyonkarahisar tarihte mühimdir. Afyonun bizim inkılâb tarihindeki mevkli ise çok daha mühimdir. Afyon- karahisar bu askeri ehemmiyeti bu- gün de daha ileri olarak muhafaza etmektedir. Orada belediye dairesinin bir odasında oturduk. Bize ikram edi- lirken odanın duvarma asılı olan bir levhayı okudum. Yazının hulâsası şu idi; Atatürk bu odada yattı, Düşmanın çevrilmiş olduğu haberini bu odada aldı. Düşmanı kâmilen sarmak ve im- ha etmek kararını bu odada tesbit etti, Ankaraya dönerken Eskişehirde hü- kümet mümessilleri, kumandan ve çok kıymetli tayyarecilerle buluşup bir müddet görüştük. Ondan sonra bütün işlerin halledileceği merkeze, Ankara- miza geldik. Paris sergisi kapaniyor Paris 24 (A.A.) — Enternosyonal Paris sergisi, yarın gece yarısı kapa- nacaktır. Şimdiye kadar sergiyi 31 milyon seyirci gezmiştir. Son günün hasılatı, Paris fakir halkına tahsis ye nasil geldiği henüz tesbit edilmi. |. olunacaktır, Teşkilâtı esasiye (Baş taratı İ inci sahifede) kine iktiran eden kabine azasınâ gö- re taayyün eder, Devlet daireleri biri Başvekâlet olmak üzere işlerin inki- şafına göre ve Devlet işlerini lüzum- suz yere parçalamıyacak surette Baş- vekilin teklifi ve Cümhurreisinin tas- Gikile Vekâletlere taksim olunur.» Encümen bu kanun tekliflerinin müstacelen müzakeresi dileğinin maz- bataya dercine karar vererek toplan- tasını bitirmiştir. Teşkilâtı esssiye kanunun bazı mad- delerinin değiştirilmesi o hakkındaki kanun teklifinin esbabı mucibe maz- batasında ezcümle şöyle denilmekte- dir: «Siyasi müsteşarlıklar kanunu tat- bik mevkiine geçtikten sonra füliyat, bu teşkilâttan beklenen faydaların husul bulmadığı neticesini göstermiş- tir, Vekillerin yüksek mesuliyetlerin- de kendilerine yardımcı ve bu suret- le vekillerin yükünü ve mesuliyetle- rini tahfif yolundaki mülâhaza siyasi müsteşarlıkların ihdasının Kuvvetli bir sebebi olarak düşünülmüş ise de bu, salâhiyet sahibi olan Vekillerin kuvvet ve kudretlerinin kendi şahıs- larma münhasır olması lâzım gelip diğer zevatın kudret ve salâhiyete iş- tiraki vekillerin otoritelerini tenkis edecek mahiyet arzedeceği gibi bir Ve- kâlette Vekil ile siyasi müsteşar ara- sında noktal nazar farkının doğura- bileceği bir ihtilâf hali de hükümeti zaafa duçar eder. Müsteşarlık bir mütehassıs memu- riyeti olduğundan, Büyük Millet Mec- Hsi âzası arasından seçilecek siyasi müsteşarların da ihtisas ve kabiliyet- lerinden istifade edebilmek için idari ve icrai vazifelerde önce müşterek olarak bulundurulmalarının faydalı olacağı hakkındaki mülâhaza da bun- ların çalışacakları vekâletlerde pek tabil olarak vekilin emri altında bü- Yundurulacaklarından, bu hal enerji- ?eri üzerinde müessir olarak âti için de hizmet edebileceklerden umulan faydanın fevtolması ihtimalini kuv- vetli olarak meydana çıkarmıştır. Kanunun tatbikatından sonra, bu. vazifeye alınan bilgi ve kudret itiba- rile güzide vasıfları haiz arkadaşlar sekiz ay içinde gördükleri tecrübe ile bilfil edindikleri kanaat sonucunda siyasi müsteşarlıkların ihdasında der- Piş edilen faydanın husul bulmadığı neticesine varmışlar ve kâffesi vazife lerinden aflarını dileyerek kanaatleri- ni izhar etmişlerdir. Şu hale göre, devlet teşkilâtında zaaf husule getiren bu teşkilâtın lü- zumsuzluğu bir prensip olarak ta- hakkuk etmiş ve bu sebeple müsteşar- lık teşkilâtının ilgası yerinde olacağı mütalâa edilmekte bulunmuştur. Teşkilâtı esasiye kanununun 48 in- ci madesinde (Vekâletler adedi ka- nunla tayin olunur) denmektedir. Halbuki devlet işlerinin inkişafına ve işlerin lüzumsuz yere parçalanacak surette vekiletlere ayrılması zaruri bulunduğuna göre, lüzum ve ihtiyaç göz önünde tutularak vekiller adedi- nin artması veya mevcuddan birinin #igası her vakit yapılabilecek bir iş ol- duğundan, aded kaydinin ana kanun- da yer tutmasının muvafık olmıyaca- ğı âşikâr bulunmakla, 48 inci madde teklif lâyihasında yazılı olduğu gibi, vekâletlerin teşkili suretinin mahsus kanuna tabi tutulması şeklinde değiş- tirilmiştir.» Her iki teklif lâyihasının da Büyük Millet Meclisinin Pazartesi içtimam- da görüşülmesi kuvveti! bir ihtimal dahilindedir. Alman askeri heyeti gitti 'Bir müddet evvel şehrimize gelerek Ankaraya giden ve memleketimizde bazı tetkikatta bulunan Alman askeri heyeti dün akşam ekspresle memleke- tmizden ayrılmıştır... Tehdidle para istiyenler ad. liyeye verildiler Lahitler adında Avusturyalı bir tüc- carı mektupla tehdid ederek iki bin'li- rasıni almağa teşebbüs etmekten suç- Yu, evvelce Lahitlerin yanında çalışmış olan yirmi yaşında Koço ile arkadaşları ön dört yaşlarında Kurtuluşta oturan Yorgo ve Tarlabaşında oturan Hara- lambo dün adliyey teslim edilmişler. dir, Suçlular sorgu hâkimi tarafından sorguya çekilmişler ve tevkif edilmiş» lerdir, Almanyanın anlaşma şartları — (Baş tarafı 1 inci sahifede) ile mevcud sulh muahedeleri arasında münasebet bulunmamasını, ekalliyet- ler hakkındaki muahedelerin tekrar gözden geçirilmesini, İngilterenin Ha- beşistanın İtalya tarafından zaptını tanımasını şart koymaktadır. Orta Avrupaya gelince, Almanya, Çekosloyakyanm, İsviçre gibi federal bir hükümet haline konulmasını, yani Çek, Slovak ve Almanlarla mukim kı- sımların kendilerini ayrı ayrı idare et- melerini istemektedir. Avusturyaya karşı siyasi veya askeri hiçbir yardım- da bulunulmamasını arzu ediyor ve İngilterenin bunları taahhüd etmesini istiyor, Almanya, eski müstemlekelerini geri istemektedir. Yalnız İngiltere kendisi- ne bu hususta yardım etmeği taahhüd ederse altı sene müstemleke meselesi- ni ortaya atmıyacaktır. Almanya eski müstemlekelerinde deniz ve hava üs- leri yapmamağı taahhüd etmektedir. İspanyaya gelince, İngiltere Franko hükümetini tanırsa Almanya, bu mem- lekette-sulhü - tesis için çalışkcaktır. Keza Uzak Şarkta sulhün tesisine ça- lışmağı vaadedecektir.» Manchester Guardian bu mâlümatı verdikten sonra diyor ki: «İngiltere bu tekliflere cevap vermemiştir. Bunların kabule şayan görülmiyeceği muhak- kaktır. Almanyanın Orta Avrupadaki politikası bütün Avrupanın muvaze- nesini ve binnetice İngilterenin hayati menfaatlerini ihlâl edecek neticeler ve- rebilir, Müzakereler mahrem kalacal Londra 24 — yeme kamarasında, muhalefet işçi partisinden Turtleye cevaben başvekil Chamberlein demiş- tir ki; — Lord Halifax'ın ziyareti tamamile hususi mahiyeti haiz bulunuyordu. Lord Halifax'ın B. Hitler, B. Göring, 'B. Göbbels ve Almanyanın daha diğer yüksek liderleri ile görüşmeleri de bit- tabi hususi ve mahremane olmuştur, Bu sebebten dolayı meclis, benden bu mesele hakkında uzun ve mufassal be- yanat istememelidir. Şununla beraber | bu ziyaretin çok kıymetli olduğuna | kanlim. Zira, bu iki memleket arasın- da karşılıklı bir anlaşmanın husul bul- ması için iki taraftada umumiyetle mevcud arzunun isafı yolunda bir te- râkkidir. Başvekli, muhalefet işçi partisi lde- ri B. Atilee'nin bir sualine cevap ola- rak da demiştir ki: Almanya hükümet! ile sarih bir an- laşma yapılmış değildir. Fakat müza- kerelerin mahiyeti hakkında hiç bir tafsilât verilemez. Zira, konuşmaların | mahrem kalacağı arada tekarrür et- miştir. Siyasi mahafil şüphe ve tereddüd | içindedir, Çünkü Almanyanın müs temleke isteğinin halli mandater dev- letler ve bu müstemlekelerden bir kıs- munı alan İngiliz dominyonları ile an- laşmayı icab ettirmektedir. Fransız Başvekili ve Hariciye Nazırı Londraya gidiyorlar Paris 24 — İngilterenin Paris sefi- ri dün Hariciye Nazırını ziyaretle Fran- sız Başvekili B. Chautemps ve Harici- ye Nazırı B. Delbosu Londrayı ziyarete davet etmiştir, Başvekil ve Hariciye Nazırı bu daveti kabul etmişlerdir. Pazartesi günü Londrayâ gitmeleri ve pazartesi, salı günleri görüşmelerde bulunmaları muhtemeldir. Havas ajansı tarafından neşredilen tebliğde Londrada, lord Halifax'ın Ber- lindeki görüşmeleri hakkında fikir te- ati edileceği bildirilmektedir. Bu seya- | hat ve yapılacak konuşmalar, B. Del- bosun Fransanın müttefik ve dostu olan memleketlere yakında yapacağı seyahat münasebetile çok mühimdir. Çünkü B. Hitler tarafından ortaya lan meseleler bu memleketleri birinci derecede alâkadar etmektedir. Neler görüşülecek Londra 24 — Londra mahafili Fran- sız Başvekil ve Hariciye Nazırının Lan- drayı ziyaretlerine büyük ehemmiyet veriyorlar. Bu ziyaret esnasında Al manyanm müstemleke isteği ve Orta Avrupa hakkındaki düşüncesi görüşü- lecektir. Brüksel konferansının netice- siz kalmasından hasıl olan vaziyet te müzakere edilecektir. Alman mahafili memnun Berlin 24 — Alman mahafili Fransız Başvekil ve Hariciye Nazırının Londra- ya davetlerini iyi karşılamıştır. Yapı- lacak konuşmaların Avrupanın huzu- runa medar olacak neticeler vereceği ümid edilmektedir, Fransanın hareke- Almanyaher devletle ayrı ayrı vgörüşecek Londra 24 (A.A) — Havas ajansı muhabirinden: Son malümata göre, yakında bir ticari itilâf akdi için İngik tere ile Amerika arasında müzakere- lere girişileceği havadisi Berlinde pek iyi karşılanmamıştır. Berlin bunu siya» si bir hareket addetmektedir. Avrupa meseleleri hakkında B. Hit- ler'in Almanyanın kendisi için mevzu» ubahis meseleleri her devlet ile ayrı ay- Tı müzakere etmek niyetinde olduğunu ihsas ettiği söylenmektedir. Bu sebep- lerden dolayı ancak İngiltere ile Al manyayı doğrudan doğruya alâkadar eden müstemjeke meselesinin mevzuu- bahis edilmiş olması muhtemeldir. İtalyan gazeteleri bir netice çıkmıyacak diyorlar Roma 24 — Havas ajansının muha- biri bildiriyor: Siyasi mahafll lord Ha- fax'ın Almanya seyahati hakkında mütalâa beyanından çekiniyor. Bu- nunla beraber gazeteler İngiliz - Ak man görüşmelerinden hiçbir netice hasıl olmadığı ve lord Halifax'ın ziya» retinin faydasız olduğunu yazıyorlar. Bu makalelerde'gizli bir memnuniyet sezilmektedir. Sahte memur yakalandı Zabıta, Ragıb isminde birini yaka- lamış ve kendisine maliye memuru süsü verdiği iddiasile hakkında: taki- bata girişmiştir. İddia edildiğine göre, Ragıb biri ka- dın biri erkek olmak üzere iki ticaret- hane sahibine müracaat etmiş ve ma- diye memuru olduğundan bahisle bi- Ter işlerinin intaç edilmesi için birin- den on, birinden beş lira para almış- tır, Polis; iddiacıların iddialarını tes- bit etmiş ve Ragıbı da Beyoğlu cür- mümeşhud müddelumumiliğine tev- di eylemiştir. Havagazı, elektrik tarifeleri aynen kaldı Havagazı, elektrik şirketlerinin üç aylık ücret tarifelerini tedkik eden ko- misyon toplanmış ve fiatleri ipka et- miştir, Tramvay tarife komisyonu da yakında toplanacaktır. Ancak elektrik şirketi fiatlerine tâbi olan tramvay | | #iatlerinde de bir değişiklik yapılmıya- | cağı muhakkak görülüyor. Tramvay şirketi mukavelesine göre tramvay fi- atlerinin değişebilmesi için elektrik şirketi fiatlerinde yüzde yirmi nisbe- nde bir değişiklik husule gelmesi lâ- mıdır, Bir Rumen gazetecisi öldü Bükreş 24 (A'A) — Rador ajansı bildiriyor: “Tanınmış güzeteti Adolf Clarnet 60 yaşında olduğu halde dün vefat etmiştir. Mumaileyh, Fransız dili ile çıkan gazetelerde uzun müd- det çalışmış, Balkan antantı matbuat birliği reisliğini ifa eylemiş ve Küçük antant matbuat birliği ve Polonya - Romanya malbuat birliği komitesi Azalığında bulunmuştu. Bir Leh tayyaresi kayboldu Varşova 24 (A.A.) — Varşova ile Filistin arasında muntazam seferler yapmakta alan bir tayyare Selânik ile Bükreş arasında kaybolmuştur. Ev- velki gün Filistinde Lydda'dan hare- ket eden bu tayyare Selânik'e gelmiş ve ondan sonra akıbeti hakkında bir haber alınamamıştır. Yunan, Bulgar ve Rumen ve Yugos- lav hükümet makamları tarafından araştırmalar yapılmaktadır. k - Hollanda ticaret anlaşması ; Ankara 4 (A.A) — Türkiye Bü- mart 1937 tarihli Türkiye - Hollanda ticaret anlaşması ve merbutatının kabulüne dair kanun lâyihasının bi- rinci müzakeresini yapmıştır. Meclis cuma günü tekrar toplanar caktır, # Ni