YURTTA OLUP BİTENLER törenle defnedilmesidir. Bir ihtilâ- lin suçlu ilân edip cezalandırdığı kimselere o ihtilâlden çıkan bir ida- re, hele o ihtilâl Ordu tarafından yapılmışsa, büyük, tedbirli, siyasi tören tertiplettiremez. Eski Demokratlar önce taleple- rine "af" ile başlamışlar. Bunu elde etmişlerdir. Sonra bunu "medeni haklarımızın iadesi" kampanyası takip etmiştir. Kendilerine bu hak- lar da verilmiştir. Ama Bayar ve ta- kımının hedefinin siyasi hak ve bu- nu takiben siyasi (iktidar olduğu kimsenin meçhulü değildir. Bugün koparılan o"Alnımızdaki kâra leke silinmelidir" oyaygarası bunun ha- zırlığıdır. Üç Yassıada mahkümu- nun cenazesi o takıma bir kuvvet gösterisi yapmak fırsatını sağlaya- caktır Ancak, unutulmaması gereken husus Bayarın gezisinin tam bir fi- yaskoyla neticelenmiş (olduğudur. Bayara kendi çevresi hâlâ Cumhur- başkanıymış muamelesi de yapsa, tahminlerden çok az sayıda kimse eski Cumhurbaşkanıyla ilgilenmiş- tir. Bir takım gösteri teşebbüsleri karşısında İzmirdeki komutanların aldıktan vaziyet (o herkesi deliğine kaçırmakta gecikmemiştir. Cenazeler bir AP gösterisi olmaz. Hattâ bir DP gösterisi de olmaz. Ce- nazeler bir irtica gösterisi, çember sakallıların bir (gürültüsü olur ki -Lütfi Kırdarın, cenazesini bunlar kaçırmıştı! onun göreceği muka- bele kolaylıkla tahmin edilebilir. Dış geziler Sağın sağı . Moskova çağı (Kapaktaki o portre) Geçtiğimiz o hafta Salı sabahı E- senboğa hava alanından kalkan İlyuşin-18 tipi özel bir uçak, Türk Başbakanı oile o beraberindekileri götürürken çok kimse, bu gezinin, Demirelin deyi- miyle, "mücamele gereği" yapıldığı Süleyman Demirel Sovyet Rusya gezisinde "Göz gördü, gönül sevdi..." AKİS nı düşünüyordu. Fakat daha ilk günde gezinin, rusların teklifiyle, üç gün uzatılması ve heyetteki ba- zı hızlı antikomünistlerin -ki bun- lardan bazıları, bunun ticaretini yapmakla meşhurdurlar- hayatla- rından gayet memnun olduklarına dair gelen haberler, Türkiyede ikti- darın "türlü . çeşitli" okimselerin elinde bulunduğunu doğrulayacak mahiyetteydi. Ayrıca, perhizin bo- zulduğunun ve Türkiyenin bir "tur- u devri"ne girdiğinin güldürücü işaretlerini de taşıyordu. Bu beklenmedik gelişmede, Sov- yet yöneticilerinin ve halkının türk heyetine ve özellikle de Süleyman Demirci ve eşme gösterdikleri çok sıcak ilginin büyük rolü oldu. Oy- le ki, Moskovadan bu konuda gelen bazı haberler, göz yaşartacak dere- cede kıvanç vericiydi. Anadolu A- jansı Genel Müdürü Atillâ Onukun imzasını taşıyan bu haberlerden bi- risinde aynen şu cümleler yer alı- yordu: "Moskova Radyo ve Televizyo- görülüp duyulmasına vesile teşkil eden yayınlarında bulunmuş, seya- hatin ikinci gününde Süleyman De- mirel ismi Sovyetler Birliği hudut- larında ve hususiyle Moskovada en çok duyulan ve en az bu toprakla- rın ileri gelen isimleri kadar tanı- nan isim haline gelmiştir." Gerçi muhalif çevreler, bu ve benzeri ohaberleri yeni bir "yağ skandali" olarak tanımladılar ama, bazı çevrelerde de hoşafın yağı iyi- ce kesilmeğe başlamıştı. Vunokova hava alanında "hur- ra" sesleriyle -ki bu hurrayı, he- yetteki bazı şahısların yuh şeklin- de anladıkları söylenmektedir- baş- layan gezi, türk heyeti için hayli verimli oldu. Başbakan Demirel, başta Aleksi Kossigin ve Podgorni olmak üzere, sovyet yöneticileriyle, akademik plânda, dünya meselele- rine vukufiyetini ispat edecek, ga- yet verimli görüşmeler yaparken, heyetteki bazı kişiler de kârlı işler- le meşguldüler. Meselâ bunlardan, komünizm uzmanı Fethi Tevetoğlu, davetiyesini Kossigine imzalatarak, yeni bir belge kazanma işbilirliğini gösterdi. Bazı çevreler, Tevetoğlu- nun, Orta Asyanın fethi sırasında kurulacak mahkemede bu belgenin, Kossiginin, bir zamanlar Sovyet Başbakanı olduğunu inkâr etme- 30 Eylül 1967