AKİS la bekleyen milyonlarca köylü, teh- dit değil midir sanki? Belki, Kuru- cu Meclisin, bu anarşinin hakkından gelebileceğini Oo düşünüyorsundur? Hayır dostum! Sen ki, köydeki a- narşiden bu kadar yakınırsın, bizini başardığımız! işi herkesten iyi se- nin anlaman gerekir. Rus halk küt- lelerine, çok sade ve kolay ulaşıla- bilir, onun zekâsına kolay hitabe- debilir birşeyler göstermek gereki- yordu: Sovyetizm ve Komünizm! Bunlardan daha sade ne olabilir ki? Sen ne istiyordun? İşçilerle aydın- ların birleşmesini, birlikte hareket etmesini, değil mi? Tabii, bu da fe- na birşey değil. Aydınlara söyle, bi- zim safımıza geçsinler. Sence onlar, samimiyetle, adaletin çıkarı uğruna- mı çalışıyorlar? Şu halde, onları bi- rim safımıza gelmekten O alıkoyan nedir? Kim onları engelliyor? Bize gelin! Çünkü halkı ayağa kaldırmak, hayatın gerçeklerim dünyaya hay- kırmak gibi büyük bir işi yüklenmiş olan biziz! Biz halka, insanlık yo- lunu, insan gibi yaşamayı, esaret- ten, sefaletten, zilletten kurtulma yolunu gösteriyoruz!" Güldü ve kinsiz bir ifadeyle ek ledi: "— Ben, aydınlardan alacağımı aldım!" Sonra konuşmamız daha tabii bu şekil alınca hüzünlü ve kırgın, "— Kuzum, benim, aydınlara ih- tiyacımız olmadığına inandığımı mı sanıyorsun? Fakat, onların bize ne derece düşman olduklarını, ne ka- dar hazin bir şekilde yanıldıklarını sen de görüyorsun. Onlar, bizsiz güçsüzdürler, halk kütlelerine hiç- bir zaman ulaşamıyacaklardır. Bu- nu birtürlü görmek istemiyorlar. E- ger çok fazla bardak kırılırsa, ka- bahat onlardadır." ARAŞTIRMA Bilim adamları ve Lenin Hemen hemen, bütün karşılaşma- larımızda aynı sorunu tartışıyor- duk. Sözlerinde aydınlara karşı şüpheci, kırgın ve düşmanca ol- makla beraber, pratikte, İhtilâlin gelişmesinde aydınların enerjisine, lâyık olduğu değeri daima vermiş- tir. İhtilâl denen şeyin, bizzat, dar ve bozulmuş şartlar içinde ahenkli bir şekilde gelişme fırsatı bulamı- yan aydın enerjisinin patlaması ol- duğuna inanırdı. Bilimler Akademisine mensup üç üye ile onu evinde ziyarete gittiği- miz bir günü hatırlıyorum. Pe- tersburgdaki bir bilim kurumunun yeni baştan organize edilmesi söz konusu idi. Lenin, benden önce evi terkeden bilim adamlarını kapıya kadar geçirdikten sonra, büyük bir İşte, 7 Kasım 1918'deki Kızıl Meydan. Lenin, İhtilâlin ilk yıldönümünde halka hitabediyor. Özel sohbet- lerinde, içini çekerek, "Rusyayı ne kadar az tanıyorum!" diye hayıflanan Lenin kadar, rus halkını iyi tanıyan bir kimse daha gösterilebilir mi acaba? O, etkili bir hatip, eşsiz bir organizatör ve çetin bir müca- dele adamıdır. 1918'lerde bir avuç insanın doldurduğu Kızıl Meydanı bugün binlerce insan doldurmaktadır. 30 Eylül 1967 29