günlerin getirdiği Yurttan Akisler Turizm Oo AP'li Çorum Belediye Başkanı Kemal De- mirel mikrofana iyice yaklaştı ve: "— Hükümetin bu buhranlı günlerde Kıbrıs meselesi kadar turizme de önem verdiğini ve bunu milli bir dâva haline getirdiğini görmekle bahtiyarız!" dedi. Olay, haftanın başında Salı günü İmar ve İskan Ba- kanlığı binasının en alt katındaki konferans salonunda geçti. 1964-65 turizm sezonu hazırlık çalışmalarının görü- şülmesi ve tedbirlerin tesbit edilmesi için tertiplenen ve çeşitli illerden vali, belediye başkanı ve turizmle ilgili müessese temsilcilerinin katıldığı toplantıda bir Muha- lifin ağzından çıkan yukarıdaki sözler büyük ilgi uyan- dırdı. Nasıl olurdu da, bir AP'li, Hükümetin belli bir alan daki icraatını açıkça takdir ederdi!.. Daha sonra kürsüye gelen AP'li Nevşehir Belediye Başkanı Dr. Jeolog Esat Kıratlı da Demireli yalnız bi- rakmadı: — Her şeyi hükümetten bekliyemeyiz!" diye başla- dığı konuşmasını şöyle tamamladı: " — Bu hususta mahalli idarelerin yardımcı olması lâzımdır. Bu çabanın üç yıl içinde neticeye ulaşacağını sanıyorum. Halk arasında, otel hükümet tarafından yaptırılır! diye bir inanç yerleşmiştir. Halbuki turizmde ilerlemiş batı memleketlerinde durum böyle değildir. Tu- rizm faaliyetlerine halk da büyük ölçüde katılmaktadır. Pansiyonlar büyük önem kazanmıştır. Bizde de turizm alanında her şeyin hükümetten beklenmemesi ve halkın iştirakinin sağlanması gereklidir. Pansiyon sistemine git- memiz lâzımdır. Bu konuda eğitime önem verilmelidir. Halka turizm öğretilmelidir. Hattâ turizm okullara ka- dar girmelidir.., Toplantıyı izleyenler, bu çeşitten aydınlık konuşma- lara sık sık rastladılar. Bir çekişme veya siyasi mücade- le değil, bir fikir ve bilgi yarışmasıdır sürüp gidiyordu. Toplantıya sabahleyin gelen Turizm ve Tanıtma Baka nı, başka işleri olmasına rağmen, konuşmaları kaçırma- mak için salondan ayrılamadı. Yaptığı kapanış konuş- masında bu tutuma hararetle teşekkür etti ve gösterilen ihtiyaçlara elinden gelen her türlü çareyi oarayacağını bildirdi. Bu olay göstermektedir ki, Anadoluda işler bütünüy- le, Ankaradaki bir-iki siyasi demagogun kısır çekişmeleri ölçüsünde yürümek istidadında değildir. £ Anadolu bu çeşitten kısır çekişmeler yerine hamle ve çalışma bekle- mekte, muvafığı ve muhalifi ile böyle bir çalışma göste- rilirse, can-u gönülden katılmağa hazır, betelemektedir. Bu psikolojik ortamın gerek Hükümet ve gerekse politi- kacılar tarafından en olumlu yönde değerlendirilmesi bir zorunluk, bir milli görev haline gelmiştir. Turizm alanın- da yaratılan bu güzel ortamın diğer alanlarda olamaya- cağını düşünmek ise kısır bir kötümserlik olmaktan ileri gidemiyecektir. Kıbrıs Girne - Lefkoşe yolunun Birleşmiş Milletler Barış Gücünün kontrolü altında sivil trafiğe açılmış ol- ması gerek yunan, gerekse Kıbrıs basınında bir "rum yenilgisi" olarak gösterilmektedir. Oysa öteden beri bun- lar tarafından koparılan yaygara, yolun rumlara açıl- ması talebinden ibaret olmuş, hatta bu konu ile uzak ya- kın hiç bir ilgisi bulunmıyan Türk Değiştirme Birliğinin Adaya çıkması, sırf bu arzunun gerçekleştirilmesi için geciktirilmiştir. Şimdi yol, türklere olduğu kadar rum- lara da açıktır, fakat rum gazeteleri bunu kendileri için bir yenilgi olarak nitelemektedirler. Bu garip çelişmenin derininde yatan sebep ancak bir türk atasözü ile izah edilebilir: "Midyata pirince gider- ken evdeki bulgurdan olmak.., Bir süre önce varılmış olan anlaşmaya göre, silâh- sız ramlar günün muayyen saatlerinde konvoylar ha- linde yoldan istifade etmekte, Türk Alayı mensuplarının veya mücahitlerin önünden ellerini kollarını sallıyarak geçmektedirler. Bu Kıbrıslı rumun arayıp da zorlukla bulabildiği birşeydir ve o hayatından memnundur. Ama rum gazetecilerin midesini bulandıran, varılan anlaşma- nın Girne - Lefkoşe yolu ile ilgili maddesi değil, bir baş- ka maddedir. Bu maddede, Kıbrısta rumların elinde bu- lunan diğer yolların da aynı şartlarla sivil trafiğe açıl- ması için Birleşmiş Milletler yetkililer, Makarios nezdin- de teşebbüse geçeceklerine dair, türk cemaatine teminat vermektedirler. İşte böylece bir tek yolu türklerin elin- den almak isterken, Adadaki bütün yollar (o üzerindeki hakimiyetin ellerinden alınması ihtimali rum yönetici- leri kara kara düşündürmektedir. Ancak, son günlerde politik sahada ramların uğradı- ğı yenilgiler bundan ibaret değildir. Gecen ayın sonla- rında İzlandada toplanan kuzey ülkeleri dışişleri ba- AKİS, 6 KASIM 1964