YURTTA OLUP BİTENLER ruluşlar durumundan o kurtarılmasını istiyorlardı. yni gün İstanbul Üniversitesi Ta lebe Birliği adına Başkan Osman Ze ki Telcinin yayınladığı bildiri de Çen- gelin söylediklerinden aşağı kalmı- yordu. Gençlik, tekbir yıl önce gö- nüydü sanılan bir zihniyetin yeniden hortlaması karşısında (oOkendini suçlu görmekteydi, "Gaflet, dalâlet ve hat- tâ hiyanet içinde bulunanların" af- fedildiği şu günlerde ülkeyi yücelte- lerine Atanın önünde yeniden andiçi- yorlardı. Gençlik tedirgindi. Bu tedirginliğini küçük patlamalarla ortaya koyuyordu. İlk çatışma Üniversite ile oldu ve o- tuz şu kadar yıldır törenle açılan Ü- niversite bu yıl törensiz açıldı. "Peki ama, ya siz kimsiniz?" . eczacılık Oo Fakültesi Talebe Cemiyeti Başkanı ile İstanbul O Üniversite- si Talebe Birliği Başkanı Telci, öğren- ci meselelerini görüşmek üzere Ecza- cılık Fakültesi Dekanının odasından içeri girdiklerinde, o başlarına sonra- dan gelecekleri (o bilselerdi, o herhalde şaşkın oktan küçük dillerini yutarlar- dı. Dekanın kapalı kapılar ardındaki odasında Dekanla öğrenci temsilci- leri arasında başlangıçta gayet iyim- ser bir hava esti. Temsilciler, mesele- lerini açıp Dekandan yardım elini is- tediklerinde Dekan, kendisinden bek- lenmeyen şekilde sinirlendi ve o "Siz kim oluyorsunuz da bu meseleleri bi- nimle konuşmaya geliyorsunuz? Def- olun makamımdan!.." diye açıktan a- çığa iki temsilciyi kovdu. Temsilciler, beklemedikleri bu muamele karşısın- da ne yapacaklarını şaşırdılar. Dekanı kızdıracak ne bir söz, ne de bir istek te bulunmuşlardı. O yüzden kovma si- ğırlarına gitti. Yapılacak şey, Deka- nın bu yakışıksız davranışını protesto etmekti. Nitekim de öyle yaptılar. yayınlanan bildiride oODekan, bir öğretim üyesi o davranışından fından suçlandırılmaktaydı. kanın öğrenci kuruluşu Em bu yoldan kamu oyunda "teşhir" edil- mesi, Üniversitenin öbür öğretim üye- lerince -tabii olarak-hoş karşılanma- yaylım ateşine alan bir karşı bildiri yayınladılar. İş, bu ka- darla kalsa yine iyiydi. Fakat öğren- ciler de öğretim üyelerinin bildirisini hoş karşılamadılar ve onlar da bu defa bütün öğretim üyelerini yaylım 16 ateşine, alan bir ikinci bildiri yayın- ladılar. Olaylar bu türlü gelişme gösterir- ken, Üniversitenin açılma günü gelip çattı. Otuz şu kadar yıldır Üniversi- teler, her yılın Kasım ayı başında bir törenle öğretim yılma başlarlar, tören de öğretim üyeleri ile öğrenci temsil- cileri söz atalar ve konuşurlardı. Bu yıl hangi temsilcinin konuşacağı ko- nusunda (öğrenci kuruluşlarına baş- vuruldu ve ad istendi, Öğretim üyesi ise belliydi. Geleneğe göre, rektör a- çılışı yapar, konuşur, m öğrenciler adına bir temsilci çıkardı. Törende' konuşacak temsilci ola- (AKİS — 1298 AKİS,6 KASIM 1964