SOSYAL HAYAT Gecekondular Dert çok.. Gençkız hafifçe kızardı. - Fakat ka- rarlı görünüyordu. Kendisini me- rakta, dinleyen kadınlı erkekli bir ka- labalığa hitabedecek ve derdini du- yuracaktı. "— Biz, gecekondularda oturan öğrencilerin en büyük meselemiz oto- büs meselesidir" diye söze başladı ve sonra şöyle devam etti: "— Duraklar evlere çok uzak. Kışın bu duraklara ulaşabilmek için ka- ranlıkta evden çıkıp, yarı dize kadar çamura batınak gerekiyor. Halbuki okula temiz gitmek isteriz. Öğrenci- nin okula muntazam gidebilmesi, ba- şarısı ile yakından ilgilidir. Biz bunu iyi biliriz. Çünkü biz kış günleri ça mura batmakla kalmayız. Çoğumuzun dolmuşlara, minibüslere verecek fâzla paramız yoktur. Otobüs bekleyelim der ken dersi Kaçır. Daha pek çok der di vardır bu işi Konuşan gençkızın Oo üzerinde şık küçük bir sveter ve dar bir etek var- dı. Saçları kıvır kıvır, gözleri ışıl 1- şıldı. Ortaokul öğrencisi olduğunu söy lüyordu. Ortaokul öğrencisini, başka dertli- ler izlediler. İçlerinde en çok şey is- tiyenler, Tuzluçayırın meşhur iki Yu- sufları oldu. Yusuflardan biri, dert- lerini cebinde taşıyordu. Daktilo e- dilmiş birkaç sayfayı hemen ll ve oracıkta özetleyiverdi. Ama Yusufların derdi, sanılacağı gibi EE sel dertler değildi. Kendilerine ait tek kelime söylemediler. Mahalle çeşme- leri kapatılmış, susuz (kalmışlardı. Gerçi Belediye 327 numaralı kanuna göre gerekli vesikaları ibraz edenlere su veriyordu ama, bunun da bir ta- kım güçlükleri vardı. Elektrik dâvası da büyük bir dâva idi. Kimi evler ışı- ğa kavuşmuştu, kimi de hasretle on- ları seyrediyordu. İki Yusuflar daha bir hayli konuşa caklardı ama, koyu gri tayyörlü, ak. saçlarını topuz hâlinde tepesine top- lamış, tertemiz bir yaşlı kadın birden işe. karışt LE — Erkekler yeter konuştular ar- tık! Bu toplantı kadınların derdini dinlemek için değil miydi?" Ak saçlı, koyu gri tayyörlü "tey- ze" de gine mahallenin dertlerini ele aldı. O da otobüs durağının uzaklı- ğından şikâyetçi idi, o da bütün ma- hallenin suya, elektriğe (kavuşmasını Gecekondularda hayat İşte Türkiye 24 istiyordu. Ama su abonesi gelecek diye mahalle çeşmelerini (okaldırmak ola- mazdı. Gücü yeten vardı, yetmeyen vardı. Fakir bir mahalle çeşmesiz ya- şıyamazdı. En önemli bir dâva da, kanali- zasyon dâvası idi. Mahallede ana lâ- gım diye birşey yoktu. Hastalıklardan nasıl korunduklarım "bir Allah bili- yordu." "Bir dokun, bin âh işit.." Söz alan dertli vatandaşlar, kalaba- lığın ortasına doğru ilerliyor, ko- nuşuyor, sonra yerlerine dönüyorlardı. Söz almadan konuşanlara talimat ve- renler de çoktu: Olay ,geçen haftanın başında, Pa- Zartesi. günü, bir gecekondu mahal- lesi olan Tuztuçayırda geçti. O gün kalabalık bir siyasi kadın topluluğu, aralarına (oOAnkara milletvekillerini, Belediye Meclisi ve İl Genel Meclisi üyelerini alarak, Tuzluçayıra, dert dinlemeye gelmişlerdi. Tuzluçayır, Ankarada 15 bini mü- tecaviz gecekonduyu barındıran ma- hallelerden Oo binidir. . Bu mahalleye bundan aşağı-yukarı altı ay önce gi-- denler, onu bu defa zor tanıdılar. Ger- çekten de hem güzelleşmiş, hem bü- yüdükçe büyümüştü. Ama gecekondu bü yüdükçe derdi de tabu ki büyüyordu. Bir yıl önce yürürlüğe girmiş olan 327 7 kanun, 31.12.1962 tarihine' kadar yapılan gecekondulara elektrik, * su verilmesini, yol ve kanalizasyon yapılmasını mümkün kılmış, böylece gecekondularda oturan yüzbinlerce in- sanın asgari medeni ihtiyaçlarını kar- şılama yoluna gitmiştir. Bu kanuna göre, Zaruret karşısında, bir tarihe kadar yapılan gecekondular ıslah edi- lecek, ıslah edilemiyenler yıkılıp ye- rine yeni siteler yapılacak, fakat bir tarihten sonra gecekondu, yapımına artık izin verimiyecekti. Fakat uy- gulama, kanunun belirttiği şekilde ol- madı. 1902 tarihine kadar yapılan ge- cekondular bir türlü donduralamadı. Mahalleler büyüdü ve bazı açıkgözler fakir halkın barınacağı bu yerleri ken- dilerine birer "ticaret membal" hali- ne getirdiler, gecekonduculuk, apartı- mancılığın yerini aldı. Şurası bir ger çektir ki, tepelere bir gecede kondu- rulmuş evlere su, elektrik ve kanali- zasyon götürmek gerçekten kolay iş değildir. Meselâ Otobüs tdaresi, hayli uğraşmalardan sonra gecekondu ma- AKİS, 6 KASIM 1964