MUSiKi Haberler / Dipsiz kile boş ambar on günlerde basında üzerinde 18- rarla durulan iç konulardan birisi de Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkest- rası idaresinin aldığı durumdur. Gor- çekten, açıklanan birçok olayların ya- nısıra daha açıklanmayanların da bu- lunduğu hesaba katılırsa, bu kadar- cık bir ifşaatın bile bazı Devlet dairs- lerinde hemen müfettişlerin hesapla- - .ra, defterlere el kayması ve soruştur- maların, kovuşturmaların yürütülme- sl için yettiği hâlde, şu bizim Milli Eğitim Bakanlığının nasıl olup da tef- tiş Ve denetleme mekanizmasını pir- türlü harekete geçirmediğine şaşma- mak elden gimiyor. Gerçekten, gerek görünüş, gerekse #oyüzü bakımından işler bir hayli xa- rışıktır. İşin bütün karışıklığı da, Cumhurbaşkanlığı Orkestrasının doğ- Tudan doğruya Milli Eğitim Bakanlı- gına bağlı bir müessese, bir daire »l- ması, bu sebepten Orkestra Üyeleri- . nin Devletten maaş alan birer me- mur durumunda Olmaları, Ankara Konser Salonunun ise yine Milli Eği- tim Bütçesine her yıl konulan para- larla idare edilmesinden ileri gelmek- tedir. Durum böyle olduğuna göte, Milli “Eğitim Bakanlığı sezön ağ verilecek konserlere . alt bütün mas- rafları -salon masrafları, hattâ haz deme ve vestiyer ücretlerine varınca- ya kadar - ödemekte, bu arada yurt dışından getirilen osolocuların veya müzik topluluklarının da. feretlerini -hem.de döviz transfer etmek süre- tiyle - vermektedir. © Oysa ki, paesşişi yurt dışından ge- len müzik tadlarının Ankara Kon- yer” mn verdiği orkestra eşli” gindeki konserlere ait biletler her de- .fasında MiMt”Eğitim Bakanlığı veya onun adina hareket edebilecek du- rumda olan “Cumhurbaşkanlığı Sen- “foni Orkestrası” adına değil, bilâkis bazen şu, bazen de bu dernek Veya sayıl “çekten müziksever, fakat geçimi dar elere harcandığı değil, den “beslenen Milli Eğitim Bakanlı “bütçesinin - Orkestraya, onun ihtiyap- AKİS/50 , ettiği veya salonun .na Ankara Konser larına, giderlerine ve konserlere katı- lacak yabancı < soloculara harcadığı paraların niçin böyle derneklerin kü- .sasına gittiği sorulması .gefeken Di- rinci' sorudur. Hernekadar -hem O*- kestranın İdare Müdürü, hem de Fi lârmoni Derneğinin Yönetim Kurulü Başkanı olmak süretiyle iki taraftı da elinde tutmak durumunda bulu- azı Zevat bu paraların tekrar üyelerinin (cebine intikal bazı giderlerine harcandığını. ileri sürmekteyseler e, bunun büyük mahzurlarının bulundu- ğu ve böylece Filârmoni Derneği ka- nalıyla kontrolü çok Zor bir Şekilde, âdeta hesapsız olarak harcamalazın yapılabileceği ve iddiaların da bunun böyle yapılmakta olduğundan ibaret bulunduğu hatırdan asla çıkarılma- malıdır. Alinin külâhını Veliye Jpeâkodüya girmeksizin o verilebile- cek bir tek önemli örnek bile du- rumun açıklanması için sebep: teşkil edecektir. Önümüzdeki günlerde An- karaya üç konser vermek Üzere dâ- vet edilmiş bulunan ünlü fransız viy9- lonselist Piğrre Foumler, Milli Eği- tim Bakanlığından net olarak tam “0 bin lira alacaktır. Bu para, Devlet bütçesinden ödenmekte ve döviz ola- rak transfer edilmektedir. Buna Kar- şılık Konser Salonunda -evet tama- mer Devlet bütçesinden beslenen bu salonda - Verilecek bu könserlerin hi- letlerine bermütad Ankara Filârmo- nl Demeği “vaziyet” etmiş, daha tu- hafı ve komiği, üstâdın vereceği kon- serlerden birini de tam "7500 lira ker şılığında Sorooptimist Derneğine süt- mıştır!.. # “Bu kadarı fazla!” demeyiniz. Bu gibi olaylar daha önce de geçmiştir. Nitekim, yine Filârmoni Derneği 1962 yılında Türk Anneler Demeği yararı- lonunda verils- cek bir Orkestra konseri için tam 1000 lira “peştemallık” almıştır. Bu misal- leri çoğaltmak kolaylıkla mümkün- dür. Herhâlde yapılacak $ey, Milli E- gitim Bakanlığının bir an önce büt- çesinden ödenen - yüzbinlerin “par- sası"nın başka teşekküller tarafından böylece toplanmakta lonunda verilen konserlerden elde e- âllen hasılatın sarf yerlerine ait def- ter ve faturaları teftiş ve murakahbs- ye tâbi tutmasıdır. olmasının önü- . ne geçmesi, bunun için de Konser Sa- Otto Matzerath Unutulamıyacak bir kamp Üzücü bir kayıp Yy asım âyının 21'inde bütün Ankara- nu müzikseverlerin yakından tanı- yıp sevdikleri, değerli bir sanatcı gözlerini fâni dünyaya yumdu. Bu oli- yük insan geçen yıl, Cumhurbaşkanl'ı- ğı Orkestrasını başarıyla vönetm!ş, örkestranın . bugünkü (kişiliğini &a- zanmasında büyük gayretle ve Yö rTulmak bilmeven Oo hizmetleri geçmiş bulunan Otto Matzersth'tır. Henüz el- inci yaş gününü bile kutlamaksızın, tam olgunluk çağında dünyadan gö- çüp giden sanatçı, Ankaradan kendi ricasıyla ayrılmış ve Japon hükümeti b Tokyo şehrinde “kurulacak n seçme elemanların bizzat ken- Ya tarafından bir&r birer ayıklanıp bir araya getirilmesiyle teşkil oluni- cak bir senfoni orkestrasının başına getirilmişti. Avrupamın birçok şehirlerinde s2- yısız konserler vermekle kalmayarak, ardında önün sanat gücünü dama yansıtacak bir hayli sayıda değerli plâklarını da birakarak giden Mat- zerath, Orkestramızla son olarak Ku- zey ve Orta Avrupa turnesinde kön- serler vermiş, Milanoda üyelerle ve- dalaşırken “bugünlerin daha devam etmesini istediğini” belirtmişti. Mara- mina eremedi ama, geride onu dalma anacak arkadaşlar ve ona hayranlık Seslaven meraklı dinleyiciler bıraktı,