MUSİKİ Konserler İdil Biretin New York Konseri ği Biretin New York konseri, bu genç icracının çapına ve temsil et- tiği duruma yakışır (o şartlar altında geçti. Konser yeri, Lincoln Center'in geçen yıl açılan binası Philharmonic Hall'du - Philharmonic Hall, bu bü- yük şehrin sanat hayatında Carnegie Hall'un yerini almıştır, İdil Biret, dün- yanın en ünlü dört-beş orkestrasından biri olan Boston Senfnoi Orkestrası- nın solisti olarak çaldı. Boston Senfoni Orkestrası son ay- larda RCA kumpanyası reklâmcıları- rın gayretiyle bir de "Orkestraların Aristokratı" diye bir şöhret edinmiş- tir. Konser, Boston Orkestrasının New York'taki abone konserlerinden biri o- larak verildiği için, üçbin kişiden, faz- la insan alan salondaki yerlerin yüzde doksanından fazlası haftalar önceden satılmış, nitekim Lincoln Center, kon- seri "Bütün Biletler Satılmıştır" diye ilân etmiş, kalan birkaç yer ise İdil Biretin New York'ta konser vereceğini konser günü öğrenen türklerin giriş- kenliğiyle kapatılmıştı. Böylece Filar- moni Salonu konserin başlama saati geldiğinde son koltuğuna kadar dol- muş görünüyordu. Her Cumartesi ak- şamı Boston Senfoni Oo Orkestrasının konserlerini yayınlıyan WOXR radyo İstasyonu -WOXR, New York Times gazcetsinin istasyonudur ve New York'un başlıca klâsik musiki istasyonu diye bilinir - İdil Biretin bir hafta ön- ce Boston'da orkestrayla birlikte ver- diği konseri programına koymuştu Böylece, dünya çapında isim yapmış türk icracısı ilk defa olarak bu musi- ki başkentinde konser vermiş oluyor- du. Bu önemde bir olay için de bütün hazırlıklar en uygun durumlar altın- da yapılmıştı. Ne var ki bu, ancak gö- rünürde böyleydi. Bir konserin gös- teriş başarısına değil de musiki başa- rısına erişebilmesi için gerekli şart- Salonun akustiği ile piyanonun silik se- si birleştiğinde, piyanistin tam bir ça- lış başarısına ulaşmasını önliyen bü- yük bir engel ortaya çıkmış oluyordu. Ne çare ki tenkidciler - Herald Tribü- ne tenkidçisi dışında bu engeli gö- remediler ve İdil Biretin Rahmaninof konsertosu gibi bir dev eserle başa çı- kacak güce sahip olmadığı kanaatine vardılar. Konser, Dvorak'ın eskiden. Birinci Senfoni diye tanınan "Re majör altıncı senfoni" siyle başladı. Programın ikin- ci kısmında önce bir amerikan beste- cinin, William Sydeman'ın, yüzyıl, başı Viyana anlatımcılığı tarzında yazılmış anlamsız bir eseri, "Orkestra İçin İkin- ci Çalışma" sı çalındı ve bunun ardın- dan programın son bölümü olarak, İ- dil Biret Rahmaninof'un üçüncü piya- no konsertosuna başladı." İdil Biret konserden önce halkı selâmlıyor Bizim Kristof o Kolombumuz lardan ikisi ne yazık ki eksikti. Bun- lardan birincisi, piyanonun kötülüğü, ikincisi de Philharmonic Hall'un akus- tik şartlarının obozukluğuydu. o Phil- harmonic Hall'un akustik durumu, bu salonun akustik düzenlenmesini üze- rine alan Leo Baranek firması için, yankıları bütün dünyanın musiki ve sesbilim çevrelerine ulaşan bir büyük fiyaskoyu temsil ediyordu. Öte yandan Boston Senfoni Orkestrası, ticari bir anlaşmanın sonucu, konserlerinde hep Baldwin piyanolarını kullanırdı. o Bu piyanolar, kanizmalarının hafifli- ğine karşılık, donuk ve katı bir ses verirler. İdil Biret için sağlanan Bald- win, özellikle boş sesli bir piyanoydu. Rahmaninof'un kendi çalısı gibi pera ilk ölçülerde piyanonun sesi- nin yetersizliği ve çoğu yerde or- kestranın altında örtülü kalma yargı- sını giymiş olduğu anlaşıldı. Gerçi şef Erich Leinsdorf solo çalgıyla oorkest- ra arasında uygun bir denge kur- ma çabasını gösteriyordu ve İdil Bi- ret de tepkisiz bir çalgıya ses vermek için elinden geleni yapıyordu ama, fi- zik kanunlarına nasıl karşı konabilir- di? Duyduğunun sebeplerini araştır- mıyan bir dinleyici için İdil Bi- retin çalışı nitekim büyük ve renkli bir tondan yoksundu ve bu çelimsiz görünüşlü gençkız, "erkek konsertosu" diye tanınan bir eserle başa çıkacak AKİS/29