17. maddesi sarihti Bu maddede, "İk- tisadi Devlet teşekkülleri ve bunların kurdukları müesseseler ve kurumlar da hil olmak üzere, seçimlere girmeğe ka- rar verildiği andan itibaren 7 gün için- de görevlerinden istifa etmeleri gerek- tiği"ni şart koşuyordu. İstanbulun en Taptaçdan müteşekkil üç yargıçlı İl Seçim Kurulu önce, Nuri Eroğanın te- zini savunan avukat İhsan Yarsuyatın hazırladığı lâyihayı inceledi. Lâyihada, Nuri Eroğanın durumunun 17. madde kapsamına girmediği osavunulmak is- li. Bu görüşü savunan A.P. li avukat Kayaalp kanları sonra söz alan CHP. lilerin elinde müspet vardı. Bu deliller, Denizcilik Bankası- nın resmi bir devlet teşekkülü sayıl- dığım ve oradan maaş alan bir avu- katın alelade bir avukat değil, 17. maddenin hassasiyetle üzerinde durdu- gu memurlardan olduğunu gösteriyor- du. Bu müzakerelerden sonra İl Seçim Kurulu üç saat süren bir görüşmeye çekildi ve neticede ittifakla Nuri Ero- ganın adaylığını iptal etti Ancak A.P. lilerin, dalin doğrusu Nuri Eroğanın bütün ümidi o Yüksek Seçim Kurutandaydı. o Kuruldan da netice A.P. aleyhine çıkınca, A.P.lile- rin ayaklan suya erdi. Şimdi zihinleri işgal eden soru, A.P. lilerin ekseriyette olduğu bir Belediye Meclisi ile Haşim İşcanın neler başa- rabileceğidir. Kibarın işleri gstanbulda zihinleri, C.H.P''li İşcanın, .P.li Belediye Meclisi üyeleriyle ba- şarılı icraatta bulunup bulunamıyaca- ğı konusu meşgul ederken, İzmirlilerin kafasında da. Osman Kibarın, Beledi- ye Başkanlığı görevine daha nekadar müddetle devam o edebileceği sorusu yatıyordu. 17 Kasım Pazar günkü o seçimde, rakibi Rebli Başolu açık farkla mağ- lüp ederek İzmir Belediye Başkanlığı koltuğuna oturan Osman Kibar, bir gazeteye verdiği demeçte şöyle diyor- du " —Henüz seçileli yirmi gün oldu. Daha genç sayılırım. Oysa ki önümüz- de dört yıl gibi uzun bir süre var. Bu süre zarfında bir gün sabahın 5'inden akşamın 22'sine kadar çalışacağım ve İzmirlilere faydalı olmağa gayret e- deceğim. İşin acaip tarafı, Osman Kibarın bu beyanatının malüm gündeliklerden lirinde yayınlandığı gün, İzmir Adliye Sarayının birinci ve ikinci katındaki iki ayrı mahkemenin mübaşirleri de onar dakika ara ile, "Osman Kibaaar!" diye avazları çıktığı kadar bağırıyor- lardı. Akıl için yol! ya Belediye Başkanlığı için oylar, 17 Kasım günü A.P. ye ve- rilmiştir. Bunu inkâr etmenin ne imkânı vardır, ne faydası. C.H.P. li aday Haşim İşçan kâfi oyu toplayamamıştır. Efendim, şu yapılmadı da, bu yapılmadı da, şöyle yaptılar da, böyle yaptılar da Haşim İşçan ondan başarısızlığa uğradı! Belki doğrudur. Ama 17 Kasım günü İstanbulda Be- lediye Başkanlığı için oylar A.P. ye verilmiştir. Nuri Eroğanın İstanbul Belediye Başkanı olmak için hiç bir hakkı yoktur. Bunu inkar etmenin de ne imkânı vardır, ne faydası. Parti, bu. Kanunları, nizamları bilmez, tatbik etmez mi? S kanunun o 17. maddesi gayet açık olarak diyor ki: Nuri Eroğanın durumunda bir aday, Nuri Eroğanın işi tipi işlerden istifa edecektir. Ama efendim, Nuri Eroğan bu maddeyi beğenmezmiş, hatta Anayasaya aykırı bulurmuş. Bulabilir. Bu, o madde yürürlükteyken ona uymamayı gerektirmez. İstanbul Be- lediye Başkanlığı macerasında Nuri Eroğan bir me kaybetmiştir. Ama A.P. nin kaybı, her halde daha büyük olmuştur. Bir parti ki, bırakı- nız bir şehri, bir memleketi idare etmek e ortaya çıkıyor, fakat mevzuatı bile bilmiyor! Adam ister istemez, dilimin ucuna geleni söylü- yor: «Çek, kuyruğunu!" O halde, ne olacaktır? Kanun önünde Haşim İşçanın Belediye Başkanlığı koltuğuna otur- ması için hiç bir mani, bir mahzur yoktur. Kanon önünde bu koltuk, Ha- şim İşçanın anasının ak sütü gibi helaldir. Ama her şey, sadece kanuni- liği balonundan mı ölçülür? Hele politikada ve politik mevkilerde başka unsurların rolü yok mudur ? Vardır. Var olduğundan dolayıdır ki Haşim İşçan İstanbul Belediye Başkanı kalmamalı, bunu kabul etmemelidir. O yolu tutmadığı takdirde kendisi itibar kaybedecektir, partisi itibar kaybedecektir. Üstelik, aynı seçimle teşekkül etmiş olan Belediye Meclisi içinde her an huzursuzluk çıkacak- tır ve gergin sinirler asla yatışmayacaktır. Beklenen hizmet yapılama- yacaktır ve hizmetin yapılmaması doğrudan doğruya Haşim İşçan ile CHP. nin bir anlayışsızlığının neticesi sayılacaktır. Çare? Çare, ancak seçimlerin yenilenmesi ve İstanbul halkına sesini duyur- mak için gerekli imkânın verilmesidir. Bu sefer herkes daha dikkatli, da- ha gayretli çalışır, gerçek siyasi temayül neyse, o meydana çıkar, Aksi hal- de Belediye Başkam "hakkı olmayan adamı " etiketinden kurtulamaz ve bu, ona lüzumlu otorite teşkil etmez. Osman Kibar aleyhine açılan iki ö- nemli dâva Kibar Başkan olduğu sıra- da artık karar safhasına gelmiş bu- lunuyordu. 27 Mayıs ihtilâlinden önce İdare Meclisi Reisliğini yaptığı meşhur ESO şirketinin 748 bin lirasını iç et- tiği, İhtilâlden sonra yapılan teftişler- de belirtilmiş olan Osman Kibar, iki suç ortağı ile birlikte mahkemeye ve- rilmişti. Dâva 3. Asliye Ceza Mahke- mesinde devam ediyordu. İki suç or- tağı. 748 bin liranın Osman Kibar tara- fından zimmetine geçirildiğini açıkça iran etmişler, son celsede dinlenen 748 bin liranın zimmete geçirildiği yolum rapor tanzim etmiş olan iki bilirkişi, de, yemine davet edilince bunu huzuru kalple beyan etmişlerdi. gün, ilk dâvadan 10 dakika sonra Adliye Sarayının alt katındaki 1. Ağır Ceza Mahkemesinin emektar mübaşiri Ali efendi de üç defa "Osman Kibaaaaaar" diye bağırdı ve İzmirin 5 bin lira aylıklı Belediye Başkanını sa- nık mevkiine davet etti. Bu dâva da yine ESO şirketi ile ilgili idi ve baş sanığı da Osman Kibardı, Kibar, ESO şirketi için açtırdığı 40 bin liralık ak- reditifin hesabını kapatmamış ve dö- viz kaçakçılığı yaptığı iddiası ile mah- kemeye verilmişti. Sanık Osman Kibar, o gün her iki dâvaya da gelmedi. Kibar aleyhine açılan bu iki dâva- dan başka, bir üçüncü dâva da,bugün- lerde Ağır Ceza Mahkemesine intikal etmek üzeredir. Dosya tekemmül etmiş. Sorgu Yargıçlığı tanıkların ifadelerini almış bulunmaktadır. Dâva. Kibarın seçim propagandası sırasında Düşük Cumhurbaşkanını övrmesiyle ilgilidir ve bu dâvada da Kibar hakkında 1 yıl- dan 3 yıla kadar hapis talep edilmek- tedir. AKİS/17