YURTTA OLUP BİTENLER İlyas Segkin. makamında i fişi sanlık yapabileceğini iddia ettiler. 3on haftalarda oKoalisyondaki ortaklara karşı davranışlarıyla kendisine hakli olarak melek dedirtebilecek kadar uy- sal olan İnönü ise bu sözleri hafifçe gülümseyerek dinledi ve sadece "Pe- ki" diyerek, ortaya o zamana kadar hiç adı geçmiyen başka bir film attı: Ba- yındırlık Bakanı İlyas Seçkin. Teklif hem Alican ve hem de Dinçer tara- fından müspet karşılandı. İnönü top- lantıdan hemen sonra bir süre Baş- bakan Yardımcısı Turhan Feyzioğlu ile görüştü, kesin bir karara vardık- tan sonra Feyzioğluna Seçkine tele- fon etmesini ve Çankayaya çağırma- sını söyledi. Bu sırada saatler tam 21,30'u göstermekteydi. o Seçkin saat 22 de İnönünün evine geldi ve Başba- kanın şu sözleriyle karşılaştı: "— Seni niye çağırttım biliyor mu- sun?" İlyas Seçkin biraz heyecanlı : "— Vallahi bilmiyorum desem ya- lan söylemli olurum paşam. Evden çı- karken karıma da söyledim. Ya Koa- lisyondan oayrılmağa karar verdiniz, yahut da bana İçişleri Bakanlığını tah- lif edeceksiniz. Har ikisine de hazı- rım" diye cevap verdi. AKİS/14 Bu sözler Paşanın da hoşuna git- mişti. Gülümseyerek : "— İyi tahmin etmişsin. İçişleri Bakam sen olacaksın" dedi. Böylece karşılıklı mutabakata varılarak İçişle- ri Bakanlığı meselesi halledilmiş, sa- çak ortaya bir diğer önemli problem çıkmıştı. Seçkinden sonra boşalacak ci- lan Bayındırlık Bakanlığına kimin ge- tirileceği henüz kesin bir karara bağ- lanılmamıştı. Bu hususta ismi esasen İçişleri Bakanı olarak afişe edilmiş c- lan Onat akla en yakın ihtimal ola- rak göründü. Teknik bilgisi ve usun yıllar, oOOrdu Belediye Başkanlığında bulunmuş olması da Onatın tercih edi- liş sebeplerini teşkil ediyordu. Üze- rinde fazlaca durulmadan Onatın Ba- yındırlık Bakanlığına getirilmesi Ka- rarlaştırıldı. Eski ağıza yeni taam Veni Bayındırlık Bakam Arif Hik- met Onat kelimenin tam anlamıy- la talihli bir bakandır. Seçkin, teşki- lâtı düzeltmiş, personeli azami değilse bile azamiye yakın o seviyede randı- man verir hale getirmiş, müteahhitler- le olan münasebetleri ciddi ve sıkı ba- zı esaslara bağlamış, yatırımların kısa zamanda tamamlanabilmesini sağla- mak amacıyla bürokrasiyi imkân nis- petinde azaltmış kısaca işin tezgah- lanması ile ilgili kısmını eksiksiz vur- muştur. Ancak meseleye bu açıdan ba- kıldığı takdirde oOnat talihli görün- mekle beraber, hiç değilse sübjektif ölçülerle başarı şansını azaltan husus- lar da mevcuttur ve bunların bağında şüphesiz Seçkin gibi (Hükümetin en başarılı bakanlarından birinden sonra. görev almış bulunması gösterilebilir. prensiplerde hiç bir değişikliğe gitme- den bunları olduğu gibi tatbikte Ha- vam etmektir. (Bakanlığa bir yenilik getireceğine inandığı şahsi görüşleri- nin uygulanması ise işlerin genel akı- -ını bozmamak, şartıyla ancak 'dana sonra düşünülecek hususlardır. e Aksi halde hüsnüniyetle de olsa girişilecek mevsimsiz teşebbüsler bakanlık içinde kurulmuş bulunan ahengi bozmaktan başka bir şeye yaramayacaktır. Arif Hikmet Onat çalışmalarının ilk hedefini iki ana amaç halinde for- müle etmektedir "Köy solar ve köy içme sularının bir an evvel tamamlanması." Onat bilhassa köy yolları üzerinde durmak- Kitaplıklar gibi köye giremiyeceğini Ayrıca içme sulan sosyal tesislerin ifade etmektedir. için de: "Eğer köylüye içmesi için bir bar- dak temiz su veremiyorsak elimizde- ki plânın ne kıymeti kalır?" demekte- dir. Onata göre binlerce köy hem de ve hem de yoldan mahrumdur. Bu se- beple köyün durumuna göre bu iki ihtiyaçtan birine (o öncelik tanınacak ve bu hususta bilhassa, arazinin enge- beli olup olmadığı kriter olarak kabul edilecektir. Meselâ Karadeniz köyleri genel olarak dağlık arazide kurulmuş bulunduklarından buralarda önce yol problemi ele alınacak, İç Anadoluda ise su meselesinin halli yoluna gidile- cektir. Onat bu meselelerin hailinde müs- takil teşekküller yerine koordine ça- lışmaların daha verimli olabileceği ka- naatindedir. Meselâ köy yollarının ya- pılmasında 11 bayındırlık müdürlükle- ri. Kara yollarının da teknik imkânla- rından faydalanacak (böylece sadece il idarelerine yüklenen malt ve tek- nik külfet iki teşekkül arasında pay- laşılarak biraz olsun hafifletilmiş ola- çaktır. Gerek içme suyu dâvası ve gerekse köy yolları meselelerinin hallinde Ba- yındırlık Bakanlığının karşısında öte- denberi aşılması hayli güç bir engel teknik imkânsızlık yani vasıta kifa-