bütün dikkatlerini bu mesele üzerine teksif etmiş ve aralarında teşkilâtlan- mışlardı. Bir grup Parlâmento kori- dorlarındaki kulisi takip ederken di- ğer bir grup da İnönünün Çankayada- ki evini gözlüyor, bir başka grup ise Başbakanlığın önünde bekliyordu. Sa- bah saat 10,30 da İnönü Başbakanlık- ta CHP Genel Sekreteri Kemal Satı- rı kabul etmiş ve öğleye doğru BMM ne giderek Arif Hikmet Onatla görüş- mek istemişti. Bunun üzerine Parlâ- mento koridorlarında bir anda Onatın içişleri Bakanı olduğu haberi yayıl- dı. Hemen bütün gazeteciler seferber olarak Onatı aramağa koyuldular. An- cak bu faaliyet yarım saat kadar sür- müş ve Onat BMM ne gelmeden İnö- nü Çankayadaki evine gitmişti. Bu a- rada gazetecilere alt bir otomobille Meclise gelen Onata Başbakanlık Ö- zel Kalem Müdürü Necdet Çalp İnö- nünün evinde kendisini yemeğe bekle- diğini bildirdi. Artık gerek gazeteci- ler ve gerekse de Onat meseleye oldu piti nazarıyla bakıyorlardı. O kadar Onat Çankayaya gitmeden evvel le tebrik eden gazetecilere bir de kısa beyanat vermeyi ihmal etme- di ve: — Çok partili demokratik rejimde içişleri Bakanlığı yapmak güç olsa ge- rek. Ama altından kalkmak için gay- ret sarfedeceğim" dedi. Arif Hikmet Onat, İnönünün evin- den çıktığı zaman biraz sinirliydi. Zi- ra neşeli bir hava içinde yemek yen- miş, kahveler içilmiş ama İnönü, ken- disine değil içişleri Bakanlığını tek- lif etmek, bu konuda bir iki kelimey- le olsun en küçük bir ümit dahi imâ etmemişti ve doğrusu Onat da bu işten pek birşey anlamamıştı. Ancak bu u- mulmıyan sürprize şaşıran tek şahıs Arif Hikmet Onat değildi. Kapıda ken- disini bekleyen gazeteciler de onatın : — Daha bana Başbakan bir şey söylemedi" demesi üzerine bir hayli şaşırdılar. Ama bu şaşkınlık pek uzun sürmedi. Kendi aralarında "Canım daha Başbakan o açıklamadan adam ben içişleri Bakanı oldum diyecek de- gil ya" diye söylenerek İnönüyü bek- lemeye koyuldular. Bir kaç dakika son- ra İnönü köşkün kapısında göründü- günde basın mensupları hayli ümit- liydiler. Başbakan otomobile binerken bir genç gazeteci gruptan ayrılarak siyah opele doğru ilerledi ve saygılı bir tavırla: — aşam Onat tebrikleri kabul e- diyor. içişleri Bakanı olmuş" dedi ve sonra geniş bir nefes alarak cevabı bekledi. Ama Başbakanın cevabı hiç de beklediği gibi çıkmadı. Paşa çoğu zaman yaptığı gibi küçük bir kahka- ha atmış ve: "— Yok böyle şey", diyerek otomo- biline binmişti. Bu sözler üzerine ya- pacak bir şey kalmıyordu. Gazeteciler bir taksi çevirerek BMM ne döndü- ler. iki haftadır devam etmekte olan köşe kapmaca oyunu öğleden sonra Parlâmento koridorlarında devam et- ti. Gazeteciler ister YIP veya CKMP li, ister CHP li olsun bu işlerle ilgili her e aynı soruyu soruyor- lar — Arif Hikmet Onat içişleri Ba- kanı olmuş. Doğru mu acaba?" Ancak alman cevaplar tatmin edi- YURTTA OLUP BİTENLER ten sonra ortaya tekrar eski bir isim atıldı. Mehmet Hazer. Bu sefer gaze- teciler bir Spor Toto tiryakisinin titiz- liğiyle bu iki isim üzerinde durdular. Ancak akşama doğru CHP Grup Sözcüsü Ali İhsan Göğüşün eski mes- lekdaşlarına tayinin yapıldığım fakat Koalisyon ortakları arasındaki proto- kole göre meselenin bir kere de Koa- lisyon liderleri arasında görüşülmesi gerektiğini ve ancak bu formalitenin tamamlanmasından sonra tayinin ke- sinleşebileceğini ( fısıldaması (oüzerine bütün nazarlar tekrar Onat üzerinde toplandı. Bu sırada saat 18 olmuş ve liderler Onat meselesini görüşmek oü- zere toplanmışlardı. Göğüşün sözleri- Bayındırlık Bakanlığı Hazır ci olmaktan uzaktı ve hiç biri diğeri- ni doğrulamıyordu. Meselâ Gümrük ve Tekel Bakam Orhan Öztrak: "— Onatın tayini yapıldı" derken, CHP Genel Sekreteri Kemal Satır so- ruyu: — Asla böyle bir tayin yapılma- mıştır. Koalisyon protokolünün gerek- tirdiği hiç bir formalite tamamlanma- mıştır" o sözleriyle (o cevaplandırmıştı. Koalisyonun diğer iki kanadım teşkil eden CKMP ve YTP de ise Arif Hik- met Onat tanınmıyordu bile. Bir ara CKMP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Hasan Dinçer de Onatın kim olduğunu bilmediğini İfade ettik- aş ne dayanılarak hanen orada bir yo- rum yapıldı. Başbakan, Onatın İçişle- ri Bakanı olmasını istiyordu. Tayinin kesinleşmesi bir formaliteden ibaret- ti. Üstelik gazeteler de sadece bu ha- ber için ilk baskılarını bekletiyorlar- dı. Metne bir kaç ihtiyatlı cümle koy- mak şartıyla Arif Hikmet Onatın ba- kan olduğunu bildirmek yanlış olmaz- dı. Ancak liderler toplantısı hiç de ga- zetecilerin tahmin ettiği gibi sonuç- lanmadı. Gerek Alican ve gerekse de Dinçer Onatın bakanlığını kabul et- memekte ısrar ettiler. Onatı tanıma- dıklarını ve uzun bir süre parti teş- kilatında çalışmış olduğu için parti- AKİS/13