mışlardı! A.P. nin makine mütehas- sısı bu gayretleri suç olarak gösterdi. Anlaşılıyordu ki, inancı şuydu: Küçük kademede bir kaç mühendis GE dedi- ler ya, Satınalma Komisyonu başka hiç bir şey aramadan Vehbi Koçun lo- komotiflerini alacaklardı. . Tabii ou, GE'nin Başkanının, Başbakan İnönü- ye, Vehbi Koçun da Ulaştırma Baka- nına, meselenin Meclise getirilmesin- den çok önce yaptıkları müracaatla- rın havasını hatıra getirdi Onlar da "Bizim lokomotifler daha iyidir. İlla da, onlar alınmalıdırlar" demekteydi- ler. Meselenin O tarafını, gene Emin Paksüt gün ışığına çıkardı. Satınalma Komisyonunun üyeleri elbette ki her eyi araştıracaklardı. Bu, onların gö- revleriydi. Aksi halde, sorumlu olmaz- lar mıydı? Sonra, hiç bir mecburiyet- leri yokken tali komisyon kurmuşlar ve oraya GE lehinde rapor veren mü- hendisleri sokmuşlardı. "Peşin Görüş", Araştırma oOKomisyonunun (anladığı mânada olsaydı oObuna imkan olur muydu? Tıpkı Paksütün işin teknik konu- sundaki tezatları gün ışığına çıkarma- sı gibi Bahir Kurutluoglu da. hukuk yönünden Ulaştırma Bakanının du- rumunu teşrih etti. Dura, sadece bir Bakam mutlaka işe bulaştırmak ge- rektiği için ele alınmış vaziyetteydi. Komisyon, ihmalde kast bile görmü- yor, hatta "lehte davranışlar"dan bah- sediyor sonra tahkikat istiyordu. Ko- misyon ihmalin delili (oolarak Baka- nın müdahalede bulunmamasını gös- teriyor, sonra işi iktisadi Kurula gö- türdüğü için yetkisinin üstünde müda- helede bulunduğunu kaydediyordu, Perşembe günü, Oo Kurutluoglu ile Paksüt söz alıp ta madalyonun tersini gösterdiklerinde (o yayılmak istenilen demagoji havası ve siyasi (o hesaplar birden yerlerini, vicdanların sesin bı- Süküt altındır! İğne ve çuvaldız ba arada, bir tepki dudaklarda, bil- milletvekillerinden İsmail Hakkı Ak- hassa dinleyici sıralarından gün- oğ endim lerdir görüşmeleri takip eden ve ne hırsızlıkları, ne uğursuzlukları, ne rüş- vetçilikleri, ne ahlâksızlıkları lan demiryolcuların dudaklarında be- lirdi. Bir gün önce konuşan Y.T.P. li Kadri Özek, işte asıl anlaşılmayan ta- (Miydi, bunları mutlaka ispat etme rafın bu takririn Meclise getiriliş tar- lâzımdı! Sonra da, ispat edilirse ne at olduğunu söylemli ve siyasi yatı- rım, finansman temini gayretlerinden Vehbi Koç Asağıdaki satırlar, T.B.M.M. nin zabıtlarındandır ve Lokomotif Hikâye- sinin bütün m nedenini, nereden çıkıp ne maksadı güttüğünü ortaya koymaktadı "Vehbi Koç bana gelince şifahen : — Bazı SELE işitiyoruz. Bizim firmamız güme gitmesin, dedi. Dedim ki — Ben D.DY, nin hiç bir işine müdahale edemem. Onlar kanunlar ve nizamlar içerisinde ve kendi kaabiliyetleri içerisinde kararlarını ala- caklardır. Ama, Zâtıalilerinizin bir şikâyeti varsa, bana yazılı olarak bil- dirin. Bana, Vehbi Koç firmasının eski teklifini hülasa eden, yani lokomo- tiflerinin evsafını yazan bir yazı gönderdi. Buna D.D.Y. na verdim. Na- zar-ı itibara âlın, dedim. Ve kendisini Temmuz ayında özel Sektör toplantısında gördüğümde dedim ki: Zâtıâlilerinizin bana verdiği teklifte bir şikâyet yok. Esaslı o bir fikâyet yazınız da, tahkikat açtırayım." Sahihi Ulaştırma Bakanı İhsan Şeref Dura olan ve T.B.M.M. nin açık oturumunda söylenen bu sözler Türkiyenin hiç bir gazetesine, ama hiç birine geçmemiştir. Hani, "Devletin fertleri zengin etmesine o karşı savaş" etiketi altında aslanlar gibi ve kendi rivayetlerine göre kelle kol- tukta millet haklan uğrunda çarpışan asil idealist fikra, yazarlarından hiç biri, ama hiç biri bundan bahsetmemiştir. Ha evet, bu Vehbi Koç meşhur Arçelik firmasının da, meşhur U.S. Royal lastiklerinin de. General Electric ampullerinin de, Ford müessese- sinin de. yani o gazetelerin okuyucularının isimlerini; sütunlarda; göre göre gayet iyi bildikleri şirketlerin de hakimi olan Vehbi Koçtur. raktı bahsetmişti. Takriri getirenlerden ve bu sıralarda pek cılız imkânlarla bir mahalli seçime girecek olan M.P. nin bir kızdı, bir kızdı.. Böyle bir husus nasıl imâ edile- bırakı- bilirdi, nasıl delilsiz bir, parti ve ban şahıslar suçlandırılırdı, dedikodulara. dayanılıp bu çeşit sözler söylenebilir yapacağını söyledi: Kürsüden aferin diyecektir AKİS/17