YURTTA OLUP BİTENLER Tırmıkça kediler ' Nitekim İnönünün, Bekata—Azizoğlu çekişmesinde de "Melek gibi bir a- dam" durumunda görünmesi, her iki tarafı hizaya getirmemesi, ağzını aç- maktan çekinmesi bu bekleyişin neti cesidir. İnönü, kendi tarafının tırmık- çı kedisini ortadan çekip almıştır. En basit siyasi incelik, öteki tarafın da aynı şekilde davranması olacaktı. Hal- buki Y.T.P, ve onun lideri bu yolu tut- madılar. Aksine, bir zafer havasım ne- ticeye vermek istediler. Sağlık Bakanı da Mecliste bu konuda, gündem vi çok talihsiz bir konuşma yaptı. oğlunun kürtçülükle bir alâkası bali konusu değildir. Ama bölgecilik (o ve hele bir bölge halkı üzerinde himaye kanadı gerilmesi teşebbüsü, her halde bir Hükümet içinde bir Başbakanı memnun edecek davranış olmaktan uzaktır. Nitekim bunun neticesidir ki bu haftanın başında İçişleri Bakan Ve- kili Vefik Pirinççioğlu Meclise, elinde bir yazılı metihle girdi, fakat kürsü tecrübesizliği dolayısıyla bunun altılı- dan girdi, üstünden çıktı. Halbuki, e- lindeki yazının okuyabildiği (okadarın- dan anlaşılan, bunun, Azizoğlunun böl- gecilik gayretlerine sert ve şiddetli bir mukabele olduğuydu. O gün saat 15'de Başkan Vekillerin- den Ferruh Bozbeyli gündeme geçtiğin- de Mecliste belli bir sinirli hava vardı. Senato toplantısını bırakıp gelen se- natörler arka sıralarda, salonda kon- senatörlerin yanında, ise, en önde Y.T.P. sıralarında onar- maktaydılar. İlk o söz önerge sahibi Konya millet- vekili A. İrfan Barana verildi. Baran kürsüye geldi ve genel görüşme isteyen önergesini savundu. Baran meseleyi "bir skandal" olarak vasıflandırdı. "Hükümete ait iki Bakan" ın bu tarz bir dalaşmaya girmesinin memlekete fayda değil zarar getirdiğini bildirerek: "— Yüksek oMeclisiniz, şekil ove muhtevası çok çirkin bu olaya vazıyet etmek zorundadır" dedi. Baranı Y.T.P. Grupu adın Alâat- tin Eriş takip etti. Eriş de meseleyi çirkin olarak vasıflandırdı ve "mutlak surette karara bağlanması" bulunarak Y.T.P. nin Genel Görüşme- yi de, Araştırmayı da kabule hazır ol- duğunu bildirdi. Grup sözcüleri mese- lenin ne derece basit ve ne derece biati olduğunda ittifak ettiler; A.P. sözcüsü Cihat Bilgehan da bir parça uzun, fa- kat iyi ve iğneli bir konuşma yaptı. A.P. AKİS/10 Kulağa Küpe.. Alameti farika Ea bir sem- Düşünülen kartı Ama, kartalın profi linin Bölükbaşının profiline benzemesi pek arzulanıyormuş- Ayol, şu sırada umumi ef- kâr önünde M.P. alâmeti fari- kasını buldu bile, daha ne arı- yorlar: Koç! . al B bol arıyormuş. Grupu olarak Genel Görüşme aleyhin- de oy kullanacaklarını söyledi. A.P. li sözcü gerekçesini şöyle anlattı: imdiye kadarki tecrübelerden gülihdiğimiz intiba odur ki. Genel Gö- rüşme, yeni bir şey getirmez. Biz A.P. Grubu olarak Genel Görüşmenin mem- leketimize ve milletimize neler getire- ceğini mütalea etmek zorundayız”. Bilgehana göre Genel Görüşme açı- lırsa, hiç kimsenin meçhulü olmayan bir takım dedikodular ortaya atna- cak ve sonra milletvekilleri bir iç ezik- liği ile salondan ayrılacaklardı. A.P. li Bilgehan meselenin bir de başka yö- nüne dokundu ve şöyle dedi : — Muhtıracı Alican gibi (oOBekata da, durumu evvelâ ilgili mercilerle hal- Arif H. Onat Çam, sakızı çoban armağanı ledeceği yerde umumi efkâra açıklama ve bu yüzden ortaya mesele çıkmıştır" Bilgehan sözlerini şöyle bağladı: "— Bir Genel Görüşme açılması derde deva değildir." Bir, yeni teklif ÇAP. Grup sözcüsü A. İhsan Göğüş kürsüye başka bir teklifle geldi. Bir Bakan bir Bakam Anayasanın bütün- lüğü ile bağdaşamayacak bir hareketi yapmakla, 27 Mayısın mahküm ettik- lerine hüsnü muamele göstermekle it- ham etmişti. Üstelik ortaya bir takım bölücü, ayırıcı gayret dedikoduları atıl- mıştı. Bütün bunların açıklanmasında fayda vardı. Göğüs, bir Genel Görüşme değil de meselenin iyiden iyi incelenmesi için bir Meclis Araştırması açılmasını teklif etti. Göğüş, önergesini Başkan- lığa takdim, etti ve kürsüden indi. Başkan: . — Gruplar adına birer kişiye söz verdim. Şimdi Hükümet adına Başba- kan veya bakanlardan birine söz vere- ceğim" dedi. Vefik Pirinççioğlu o za- man yerinden kalktı ve Hükümetin ta- lihsizliğine yol açtı. Müzakereler, İrfan Baranın, önerge- si' üzerinde cereyan etmekteydi. Baş- kan,, Hükümet adına Pirinçioğluna ö- nergenin lehinde veya aleyhinde ko- nuşmak üzere söz vermiş bulunuyor- du. Fakat İçişleri Bakan vekili (o ev- velden hazırladığı bir metni okumağa başladı. / Pirinçcioğlunun o konuşması "Memlekette kürtçülük cereyanı var mı, yok mu?" teması üzerine bina edil- mişti. İlk isyan A.P. sıralarından geldi. Müdahaleler, bağırışmalar oldu. Baş- kan, evvelâ salondakileri susturdu, son- ra Bakana hitaben "—Sayın Bulam lütfen önerge Üze- rinde konuşunuz. Bu söylediklerinizi önerge kabul edildikten sonra söyler- siniz" şeklinde ikazda bulundu. Fakat Pirinçioğlu illâ konuşmasını mali mek niyetindeydi ki ısrar — Hükümet adına köre enini Aksi halde bağlantı yapamam" dedi ve gene okumağa başladı. Bu lüzumsuz Is- rar bu defa Y.I.P. ve C.K.M.P. sıra- larından da protesto nidalarıyla kar- şılandı. Başkan bir kere daha ikaz elti Fakat nafile... Pirinçioğlu direniyordu. "Memleketin Ali menfaatleri" onden bahsetti ve konuşması kesilinceye ka- dar okumağa devam etti. Başkan Boz- beyli bu defa son ikazım yaptı ve Ba- kanın konuşup konuşmamasını o oya sunacağım bildirdi. -. Bunun üzerine iyice bocalayan Pirinçioğlu : "— Anlaşılıyor, başka türlü ifade etmem lâzım" dedi ve konuşmasının